TÜM KATEGORİLER
Samsun Baro Başkanı Gürbüz Açıklaması
Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, "Terör olayları sadece eylemi gerçekleştiren failler üzerinden değerlendirilmekte, geri plandaki güç odakları ve onların bağlantılarıyla etkin mücadele edilmemektedir.
Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, "Terör olayları sadece eylemi gerçekleştiren failler üzerinden değerlendirilmekte, geri plandaki güç odakları ve onların bağlantılarıyla etkin mücadele edilmemektedir. Artık, ateşi yakan ve alevlendiren maşayla yetinilmemeli, maşayı tutan el kırılmalıdır" dedi.
Gürbüz, son günlerde artan terör olaylarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Son günlerde artma eğilimi gösteren terör olayların yegane hedefinin Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu devletin bünyesinde huzur içinde yaşamını sürdürmek isteyen insanlar olduğunu belirten Gürbüz, "22 milyon kilometrekarelik Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra canımız, kanımız pahasına tutunduğumuz 780 bin kilometrekarelik bu vatan toprağı ve üzerine kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devleti de bize çok görülmektedir. Kavga bunun kavgasıdır. Ülke, yaklaşık yarım asırdır içindeki farklı unsurların hassasiyetleri kaşınarak sürekli teyakkuz halinde tutulmak istenmektedir" diye konuştu.
Yıllardır farklı aktörlerin Türkiye üzerinde aynı senaryodan üretilmiş benzer filmleri oynadığını kaydeden Gürbüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öyleyse bir yerlerde hata vardır, yanlışlıklar yapılmaktadır. Terör olayları sadece eylemi gerçekleştiren failler üzerinden değerlendirilmekte, geri plandaki güç odakları ve onların bağlantılarıyla etkin mücadele edilmemektedir. Artık, ateşi yakan ve alevlendiren maşayla yetinilmemeli, maşayı tutan el kırılmalıdır. Demokratik bir topluma yakışır bir şekilde her insanımız bir değer, farklılıklarımız ise büyük bir zenginlik olarak kabul edilmelidir. Devletin ve siyasetin üslubu bu ilke çerçevesinde şekillenmelidir. Başta Anayasa olmak üzere tüm yasal düzenlemeler de buna uygun bir anlayışla gerçekleştirilmelidir."
Gürbüz, bu olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Başka sebeplerden dolayı sorumluluğu bulunan kamu görevlisi ya da siyasetçilerden hukuk devleti ilkeleri içinde hesap sorulmalı, olan bitenler, sorumluların yanına kar olarak kalmamalı, hesaplaşmalar ahirete ötelenmemelidir. Siyasi partilerimiz, sendikalarımız, meslek örgütlerimiz, ideolojilerimiz, makamlar, mevkiler hiçbir şey teröre kurban verdiğimiz herhangi bir candan ya da kaybedilecek bir avuç vatan toprağından daha değerli değildir. Öyleyse 77 milyon insanımızın tamamının içini yakan bu olaylara karşı kısır ve dar bir bakış açısından ziyade bütüncül ve kucaklayıcı bir yaklaşıma ihtiyacımız bulunmaktadır. Gün siyasi, ideolojik ve sığ kavgaların günü değil bilakis birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı tavırlar sergilenmesini gerektiren gündür. Sorumluluğu olan tüm makam sahiplerinden, herkesten birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı üslup ve tavrı beklemek de en tabii hakkımızdır."
