Haberler

Putin, Aa'nın Sorularını Cevapladı (1)

HAKAN CEYHAN AYDOĞAN - Rusya Devlet Başkanı Putin, Antalya'da düzenlenecek G20 Zirvesi'nde, dünya ticaretinin ve mevcut çok taraflı ticari işbirliği mekanizmalarının değerlendirilmesini ümit ettiğini belirterek, "G20'deki Türk başkanlığının çalışmalarından genel olarak memnuniyet duyuyoruz. G20'nin Saint Petersburg ve Brisbane Zirvelerinde kabul edilen kararların hayata geçirilmesinde devamlılık muhafaza edilebildi. Mevcut gündem, yeni fikirlerle tamamlandı" dedi.

Putin, Antalya'da düzenlenecek G20 Zirvesi öncesi AA ve Interfax haber ajansının ortak sorularını yazılı olarak cevapladı. G20'nin küresel rolü, Batı'nın Rusya'ya yönelik ekonomik yaptırımlarının sonuçları, Suriye'deki Rus hava saldırıları ve Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılarla merkezi hükümet arasındaki uzlaşma çabalarını değerlendiren Putin'in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

SORU: G20, 2008-2009 yıllarındaki ekonomik kriz döneminde küresel problemlerin çözümü için önemli bir platform haline gelmişti. Kanaatinizce G20'nin rolü o zamandan bu yana azaldı mı? Bu format sayesinde pratikte çözülebilecek güncel meseleler nelerdir?

CEVAP: Küresel ekonomi ve maliye sistemlerinin yönetiminde Yirmiler Grubu'nun rolü gittikçe artmaktadır. G20 tarafından alınan kararlar sayesinde 2008-2009 yıllarındaki kriz sonuçlarının atlatılmasının yanı sıra, küresel mali piyasaların istikrarlılığı ve şeffaflığının arttırılması için de elverişli koşullar oluşturulmuştur. Fakat günümüzde ekonomi, henüz istikrarsız kalmış ve sürdürülebilir ve dengeli bir seyir trendini yakalayamamıştır. Bu şartlarda Yirmiler Grubu'nun faaliyetleri özellikle güncelliğini korumaktadır.

Öncelikle, uluslararası döviz ve maliye sistemlerinin geliştirilmesi gerekir. IMF içinde kota ve oyların tarafsızca ve eşitlik ilkesine dayanarak ekonomileri gelişmekte olan ve nüfuzlu hale gelen ülkeler lehine yeniden dağıtılması gerekir. Fonun etkinliği ve faaliyetlerinin meşruiyeti arttırılmalıdır. Bunun dışında, egemen borçluların ve şirketlerin dünya maliye piyasalarına ulaşmalarının gittikçe siyası nedenlerle engellendiğini müşahede etmekteyiz. Tüm bu meselelerde Yirmiler Grubu'nu ana diyalog platformu olarak görmekteyiz.

Bir başka güncel konu, Saint-Petersburg'daki G20 zirvesinde başlatılan uluslararası vergilendirme kurallarının reformudur. Antalya'da, vergi tabanının yozlaşmasına ve karda vergi kaçakçılığına karşı eylem planının tamamlanması gerekir. Sıradaki adım, yeni kuralların hem Yirmiler Grubu üye ülkeleri arasında, hem de diğer ülkelerde hayata geçirilmesidir.

G20'nin bu seneki önemli kazanımlarından bir tanesini özellikle kaydetmek istiyorum. O da, yatırım esaslı iç talep mekanizmalarının teşvik edilmesinin öngörüldüğü somut taahhütler içeren yatırım stratejilerinin ülkelerimiz tarafından oluşturulmasıdır. Böylece, G20 başkanlığını yaptığı bir yıllık döneminde Rusya tarafından ileri sürülen girişimler hayata geçirilmiştir.

"Asya-Pasifik kilit önceliklerden"

SORU: Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar, ülkenin Batı sermaye piyasalarından finansman sağlanmasını ciddi bir şekilde zorlaştırdı. Bu şartlarda Rus ekonomisinin gelişmesi için "Doğu'ya dönüş"ü mantıklı bir strateji olarak görüyor musunuz?

CEVAP: Rusya'nın çok yönlü bir dış siyaset güttüğünü kaydetmek isterim. Gerek Batı'da, gerekse Doğu'da olabildiğince fazla ve eşit haklara sahip ortak elde etmeye çalışıyoruz. Rusya'nın tarihi ve coğrafi konumu gereği Asya-Pasifik istikameti dış siyasetimizin kilit önceliklerinden birini oluşturmaktadır. Böylece Rusya'nın bu bölgeyle işbirliği stratejik ve uzun vadeli bir karakter taşımaktadır. Bölgenin dünyada önemli bir ekonomi ve siyaset merkezi olduğunu da kaydetmek gerek. Dünya GSYH'nin yüzde 60'ı, uluslararası ticaretin ve sınır ötesi doğrudan yatırımların yarısı Asya Pasifik Bölgesine düşmektedir. Bölgenin küresel meselelerdeki rolünün artacağı aşikardır. ve biz bunu elbette ki dikkate almaktayız.

Rusya'ya karşı geçen senenin Mart ayında başlatılan engelleyici tedbirlere gelince... Onlar gerçekten bazı Batı piyasalarından yatırımların çekilmesini olumsuz etkiledi. Bununla beraber, milli banka sektörü dış şoklara karşı dayanıklılığını göstermiştir. Rus menkul kıymetler piyasasının çekiciliğini koruyabildik. Büyük uluslararası şirketlerin başkanları Rusya ekonomisine yatırım yapmanın perspektifli olduğunu kabul ediyorlar.

Elbette mevcut şartlarda Asya'daki ortaklarımızla yaptığımız işbirliği, maliye kaynaklarının ülkemize gelmesi açısından özellikle güncelliğini kazanmaktadır. Son bir sene içerisinde Rusya'ya getirilen yatırımların yüzde 90'nı Asya piyasalarından kaynaklıdır. Birkaç büyük Rus şirketi başarılı bir şekilde Çin'den kredi sağlamakta, devlet düzeyinde de Çin'den borçlanma imkanları değerlendirilmektedir. Her biri 100 milyar Amerikan dolarını bulan ilan edilmiş sermaye bütçesine sahip BRICS Yeni Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası gibi uluslararası yatırım mekanizmaları oluşturulmuştur. Rus ekonomisinin reel sektörüne yabancı yatırımları çekmek için Çin, Hindistan, Güney Kore ve Körfez Ülkeleri ile ortak vakıflar ve yatırım platformları oluşturulmuştur.

İşbirliğimizi pekiştirmek için ülkemizdeki projelerin finansmanından elde edilen gelirleri vergilendirme sistemini geliştirmekteyiz. Ayrıca yeni ve perspektifli girişimleri teklif etmekteyiz. Bu senenin Eylül ayında Vladivostok'ta düzenlenen ilk Doğu Ekonomik Forumu çerçevesinde çeşitli etkinliklerle kamuoyuna sunulan Sibirya ve Uzak Doğu Kalkınma Programları işbirliği için büyük imkanlar tanımaktadır. Aralarında hızlı gelişme bölgelerinin,  imtiyazlı vergi ve idari rejimlerin uygulandığı serbest Vladivostok limanının oluşturulması, Transsib ve Baykal-Amur Demir Yolu (BAM)'nun modernleştirilmesi, Kuzey Deniz Yolunun trafiğe açılması, 'Sibirya'nın Gücü' gaz boru hattının inşası gibi projeler var.

"Suriye operasyonu için gerekli mali kaynaklar önceden öngörüldü"

SORU:  Batı'nın ve özellikle NATO'nun Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarına karşı bu kadar olumsuz tavır sergileyeceklerini öngörmüş müydünüz? Bu durum Rusya'nın Suriye'deki operasyonunun süresini etkileyebilir mi? Rusya'nın Suriye'de uzun süreli çatışma ortamına sürüklenme tehlikesi var mı? ve operasyonun maliyeti Rusya'nın bütçesini ne derece etkiliyor?

CEVAP: Biz askeri harekatın başlanmasıyla ilgili olarak ABD'yi ve NATO yönetimini önceden bilgilendirdik. Rusya ve ABD'nin Suriye krizi ile ilgili tutumlarında görüş ayrılıkları ilkesel nitelik taşısa da, Amerikan tarafının baş çektiği DAEŞ karşıtı uluslararası koalisyonla en azından bu gibi durumlarda normal sayılacak askeri ve uzman düzeyinde sıkı bir koordinasyon gerçekleştireceğimizi ümit ediyorduk. Ancak Amerikan ve Batılı partnerlerimiz, çok temkinli yaklaştı. Halbuki Suriye'de kol gezen DAEŞ ve benzeri terörist gruplar ülkelerimiz için kayıtsız şartsız olarak ortak bir tehdit oluşturmaktadır.

Suriye'deki operasyonlar sırasında ihtilafların önlenmesi ve uçuşların güvenliğinin sağlanmasına dair Rusya ve ABD savunma bakanlıkları arasında mutabakat zaptı üzerinde anlaşmaya varılmasından öte ilerleme kaydedemedik. O da Amerikalılar tarafından getirilen bir koşuldan ötürü oldu. ABD, işbirliğimizin hiçbir şekilde halihazırda kendi inisiyatifleriyle dondurulmuş durumdaki askeri temaslarımızın normalleşmesi anlamına gelmediğini özellikle vurguluyorlar.

ABD, savaş uçakları mürettebatlarının kurtarılması çalışmalarına dair ayrı bir anlaşma imzalanmasıyla ilgili teklifimize de olumlu cevap vermek istemedi. Oysa bir zamanlar Afganistan'daki Amerikan operasyonu başladığında bize benzer teklifi gönderdikleri zaman biz hemen olumlu yanıt vermiştik. ABD tarafına defalarca başvurmamıza rağmen Rusya Hava Uzay Kuvvetleri'nin Suriye'deki operasyonlarının planlanması için Amerikan istihbarat bilgilerini bizimle paylaşmaları teklifimize de yanıt alamadık.

Bu arada biz, operasyonlarımızda terörist grupların bulunduğu yerlerle ilgili tüm teyit edilmiş bilgileri dikkate almaya hazırız. Hatta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile işbirliği tecrübemiz bile var. Rus Hava kuvvetleri, ÖSO'nun işaretlediği birkaç hedefi vurdu. Bu arada ÖSO tarafından kendi denetimleri altında bulunduğunu işaretledikleri bölgeleri de operasyonumuzun dışında tuttuk. Bu, sözde 'ılımlı' muhalefeti ve sivilleri bombalamadığımızı bir kez daha teyit ediyor.

Suriye'de ne BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararı, ne de Suriye yönetiminin talebinin olmadığı koşulda operasyon düzenleyen yani uluslararası hukuku ihlal ederek operasyon düzenleyen ABD ile yine de işbirliğine hazırız.

Suriye'deki operasyonun süresiyle ilgili olarak Rus kuvvetlerinin önüne net bir vazife koyulmuştur. Bu vazife Suriye ordusunun teröristlerin hedeflerine hücum etmesine havadan destek vermekten ibarettir. Dolayısıyla askerlerimizin orda bulunacağı süre tamamen bu hedefin yerine getirilmesine bağlı olarak belirlenecektir.

Son olarak şunu kaydetmek istiyorum. Suriye'deki harekatımız, olası riskleri ve sonuçlarıyla beraber en ince detayına kadar defalarca ölçülüp biçilmiş ve operasyon için gerek mali, gerekse teknik olan gerekli tüm kaynaklar önceden öngörülmüştür.

-

SORU: G20 zirvesinde Ukrayna'nın doğusundaki durum da gündeme gelebilir. Minsk Anlaşması süreci nasıl işliyor?

CEVAP: Donetsk ve Lugansk'ın yerel seçimleri bir sonraki yıla kaydırılması mecburi bir adımdır. Kiev'in 12 Şubat tarihli Minsk Anlaşmaları'nı aynen yerine getirip Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti ile seçimlerin düzenlenmesiyle ilgili konularda mutabakat sağlanması ve 'Donbass'ın Özel Statüsü'ne ilişkin yasanın ilk versiyonunu yürürlüğe koyması durumunda seçimlerin bu sene zarfında yapılması mümkün olurdu.

Bölgede nihayet mütarekenin sağlanmış olabildiği bu dönemde ihtilaf taraflarının birlikte temas noktaları aramaya ve ortak amaçlara hareket etmeye başlamaları önemlidir. Birbirilerini dinlemeyi ve duymayı bilmeleri elzemdir. Uzlaşı kararlara ulaşılması buna bağlı olur. Silahlı çatışmaların fiilen durdurulduğu ve bombardımanların aza indirilmesi durumunda Ukrayna'ya ölümcül silahların sevkiyatlarını mümkün kılan kararların Amerikan Kongresi tarafından neden alındığını anlayamıyoruz. Savaşı tekrar alevlendirmek ve silahlı çatışmaları provoke etmek niyetleri mi var acaba?

Minsk Anlaşmaları'nın yerine getirilmesinin uzatılması ile ilgili durumu fazlaca dramatize etmek istemiyorum. Belli zorluklara rağmen bu anlaşmalar yerine getirilmekte, ve en önemlisi, hükümleri, prensipleri ve mantığı şüphe altına sokulmamaktadır. Söz konusu olan, tarihlerin sadece teknik olarak uzatılmasıdır. Ancak Donbass'ın dondurulmuş ihtilafa dönüşmesi riski hala varlığını korumaktadır. Güney Doğu'nun ablukasını arttırıp, hem yiyecek, hem de paranın içeri girmesini engelleyen, bölgedeki banka sistemini mahvetmiş, oradan yapılan ihracatı bloke etmiş Kiev'in politikaları buna gütmektedir.

Daha 2014 yılının Eylül ayında yapılan müzakerelerde ihtilaf taraflarının sadece mütareke hakkında değil, bu bölgenin altyapısının yeniden kurulmasına yönelik adımlar konusunda da mutabakata vardıklarını anımsatmak istiyorum. Donbass'ın ekonomik olarak yeniden doğması programının kabul edilmesi gereği kaydedilmiştir. Bu konu geçen Şubat'ta da Minsk'te ele alındı. O toplantıda bizim 'Norman formatı'ndaki ortaklarımız Almanya ve Fransa çatışmanın etkilediği bölgelerde banka ve finans sisteminin restore edilmesine teknik destek verme konusunda anlaştılar.

Aynı zamanda gerçeği söylemek gerekirse yine de belirli ilerlemeler var. Taraflar, Donbass'ta çıkarılan kömürün Ukrayna'nın diğer bölgelerine ulaştırılmasına imkan sağlayan demiryolu ulaşımını yeniden başlattı. Elektrik sevkiyatlarının sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Su sisteminin restore edilmesi ile ilgili konular çözülmektedir.

Rusya'ya gelince, insani açıdan zor durumda kalan Donbass'a destek sağlamayı sürdürüyor. 2014 Ağustos ayından itibaren o bölgeye 50 bin ton insani yardım yükü gönderildi. Her şeyden önce Kiev yöneticilerinin kadere bıraktığı ve ölüm kalım eşiğine getirdiği insanları düşünüyoruz. Bizim borcumuz onlara gerekli yardım sağlamaktır.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Rusya Federasyonu Vladimir Putin Antalya Suriye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title