Haberler

Pamuk Prenses ve Süt Anneleri

Üniversiteden mezun olmasına birkaç ay kala kemik kanseri olduğunu öğrenen 22 yaşındaki Gözde Nur Kodaz'a tıp dünyasının yanı sıra onu hiç tanımayan yeni annelerden "süt" desteği geldi.

EFSUN YILMAZ - Üniversiteden mezun olmasına birkaç ay kala kemik kanseri olduğunu öğrenen 22 yaşındaki Gözde Nur Kodaz'a tıp dünyasının yanı sıra onu hiç tanımayan yeni annelerden "süt" desteği geldi.

Ankara Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimi alan Gözde, mezuniyet törenine çok az bir süre kala ayak ağrısı nedeniyle hastaneye başvurdu.

Ayak kemiğinde tümöre rastlanan ve kemik kanseri olduğu anlaşılan genç kız, çok istediği mezuniyet törenine ve aylarca hazırlandığı tiyatro gösterisine katıldıktan sonra ailesinin yaşadığı ve doğup büyüdüğü İzmir'e tedavi için geri döndü.

Hastalığın kötü gidişine ve ölüm riskine rağmen mücadeleyi bırakmayan, durumuna üzülen annesi ve arkadaşlarına moral veren Gözde, sadece kemoterapi tedavisi sırasında saçlarını kaybedeceğini öğrenince yaşadığı umutsuzluğu masal kahramanı Pamuk Prenses'e benzeyen peruğuyla atlattı.

Yaşama sevinci ve peruğuyla Ege Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi ve yakın çevresi tarafından "Pamuk Prenses" olarak adlandırılan Gözde'ye kemoterapi ve ameliyat sürecinin ardından, onu hiç tanımayan akademisyen, mühendis, öğretmen ve ev kadınlarından yardım eli uzandı.

Kısa süre içinde sosyal paylaşım sitesi üzerinden örgütlenen 25 kadın, bebeklerine verdikleri anne sütünden birazını da Gözde'ye içmesi ve sağlığına kavuşması için gönderdi.

"Hastalığı gözümde büyütmüyorum"

Kemik kanseri olduğunu öğrendikten sonra hayatının tamamen değiştiğini, bu süre içinde umudunu hiç kaybetmemeye çalıştığını söyleyen Gözde Nur Kodaz, yaşadıklarını AA muhabirine, şu sözlerle anlattı:

"İlk 3 ay kemoterapi aldım, işe yaramayınca ameliyat oldum. Oldukça radikal bir ameliyatmış, 12 saat sürmüş. Yine pozitifliğimi sürdürerek ameliyattan çıktım. Ben hastalığı gözümde büyütmüyorum. O yüzden bana herkes sevgi dolu yaklaşıyor. Anne sütünün de mucizevi şekilde kansere iyi geldiğini duymuştuk ama çok ilgimiz yoktu. Zaten hastalığımla ilgili çok fazla şey araştırmıyorum. Babamın iş yerinden arkadaşları anne sütlerinden bana da göndermeye başlamışlar. Ben de onların isteğini kıramadım. Denemeye karar verdim çünkü mantıksız gelmedi."

Günde 1 su bardağı hiç tanımadığım annelerden gelen sütü içtiğini anlatan Kodaz, "İyi gelip gelmediğini bilmiyorum ama yurtdışındaki araştırmalar nedeniyle sütlerini bana içmem için gönderiyorlar. Her gün 1 bardak içiyorum. Bazı sütler koyu, bazıları ise şekerli süt gibi. Doktorlarım 'bir sürü kardeşin' oldu diye şakalaşıyorlar" dedi.

Anne sütüne başlayalı 2-3 haftayı bulduğunu, kansere iyi gelip gelmediğini henüz bilmediğini belirten Kodaz, anne sütü içmenin psikolojik etkilerinin ise mucizevi olduğunu dile getirdi.

Kendisine sütünden gönderen birçok kadınla tanışmadığını söyleyen Kodaz, duygularını şöyle anlattı:

"Beni tanımadan bu kadar fedakarlık yapan insanların olması beni çok duygulandırıyor. Kendi çocuklarına verecekleri sütü bana veriyorlar ve gerçekten bu büyük bir fedakarlık aslında. Benim için  kanser bitti. Kendimi hasta gibi hissetmiyorum. Bu benim ikinci hayatım, kendimi, vücudumu daha çok sevmeye başladım. Zorluklara göğüs gerebildim, o kadar çok destek olan var ki anlatamam. Anneler benim yoldaşım gibiler bu hayatta yardımcı oluyorlar. Bana Pamuk Prenses diyorlar, açıkçası ben de kendi hayatımı masal, film kahramanlarının hayatlarına benziyorum."

Süt anneler Gözde'nin de güzel günlerini görmek istiyor

Ege Üniversitesi Tekstil ve Araştırma Merkezi'nde tekniker olarak görev yapan Gülsüm Şair Omur, bir mesai arkadaşının kızı olan Gözde ile daha önce tanışmadığını ancak doğum izninden döndükten sonra hasta olduğunu öğrendiğini belirtti.

Anne sütünün kanseri iyileştirdiğine ilişkin haberler üzerine "iyi niyet hareketi" başlattıklarını söyleyen Omur, şöyle konuştu:

"6 ay boyunca bir bebek anne sütüyle yürütülebiliyorsa 'neden olmasın'  dedim, olabilir.  İyi geleceğine inandık ve sosyal medyada yaymaya başladık. Çok güzel dönüşler oldu ve 25 anneye ulaştık, Gözde'ye sütümüzden vermeye başladık. Emziren anneler süt poşeti içinde sütlerini gönderiyorlar biz de her gün ona ulaştırmaya çalışıyoruz. Çocuğumuzun nasıl güzel günlerini görmek istiyorsak ardık Gözde'nin de güzel günlerini görmek istiyoruz."

Ege Üniversitesi ise Emel Akın Meslek Yüksekokulu'nda araştırma görevlisi olarak çalışan Gamze Süpüren Mengüç de anne sütünün mucizevi etkisini daha önce duyduğunu dile getirerek, "En güzel şey, bunu teklif  ettiğimiz bütün annelerin 'tamam'  demesiydi. Kendi evladı için bile sütü çok sınırlı olan anneler kabul etti. Günde 3-4 anne verebilirse 1 su bardağına ulaşabiliyoruz. Gözde'ye bakınca çok güzel şeyler hissediyorum ve onun iyileşmesini istiyorum" dedi.

Gözde'nin annesi Ayşe Kodaz da süt gönderen anneleri artık ailenin birer ferdi olarak gördüğünü söyledi.

Bilimsel bakış açısı

Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, anne sütünün içinde bağışıklık mekanizmasını güçlendiren maddeler olduğunu ancak her annenin kendi bebeği için bu sütün gerekli olduğunu söyledi.

Kanser hastaları için bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar olduğuna dikkati çeken Haydaroğlu, anne sütünün kanser hastalarına iyi geldiği yönünde kesin ve gerçekçi araştırmalar olmadığını kaydetti.

Kaynak: AA / Yerel

Ankara Üniversitesi Ege Üniversitesi İzmir Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title