Haberler

15 Temmuz Gazileri Gözyaşları İçinde O Anları Anlattı

FETÖ tarafından 15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişiminde teröristlerin karşısına çıkarak gazi olan Sedat US ve Ali Erdoğan, yaşadıkları o anları gözyaşları içinde anlattı.

15 Temmuz gazileri Sedat US ve Ali Erdoğan, o gece yaşadıklarını İHA'ya anlattı. Çorum Sungurlu nüfusuna kayıtlı olan ve Kızılay'da oturan 28 yaşındaki Ali Erdoğan, temizlik görevlisi olarak Başkent Üniversitesi Hastanesinde çalışırken darbe girişimi öncesinde işten çıkartıldığını belirterek, "İş arıyordum. Akşam iş aramadan eve döndüm, yemek yiyordum. Evde yalnızdım. Yemek yerken bir anda jetlerin sesini duydum. Televizyona baktığımda Genelkurmay Başkanımızın bir grup asker tarafından alıkoyulduğunu öğrendim. O esnada benim içime bir kuşku düştü. Yemeğimin başından kalktım Kızılay Meydanı'na gitmeye başladım. Darbe girişimi falan diye konuşulunca beni bir korku sardı. Kızılay Meydanı'na geldiğimde tanklar hareket ediyordu, jetler uçuyordu. Biz o esnada daha da kalabalıklaştık. Genelkurmaya doğru yürümeye başladık. Tanklar üzerimize hareket etmeye başladı. Bazı arkadaşlarımıza tankların çarptığını gördüm. Ezilen arkadaşlarımızı gördüm. Artık durdurulamayacak bir güç olduğunu anladık. Cumhurbaşkanımızın telefonda görüntülü araması bize güç verdi. Biz tankların üzerine daha bir güçlü gittik. O esnada arkadaşlarımız bomba düştüğü zaman bir kenetlenme oldu, bir ruh vardı. Bombalar atıldığında açıldık, bombalar atıldıktan sonra kapandık. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize şifa diliyorum. Bende bir gaziyim. O günün bir daha gelmesini kesinlikle istemiyoruz. Bu devlete zarar verecek herhangi bir gücün Türkiye'de bulunmamasını istiyoruz" dedi.

O gece nasıl yaralanarak gazi olduğunu da anlatan Ali Erdoğan, "Helikopterin ikinci taraması esnasında Genelkurmay noktasındaydık, yerden seken şarapnel parçaları vücuduma isabet etti. Çok arkadaşımız da yaralandı. O esnada şuurumu kaybetmişim, hastanede gözümü açtım. O panik, o korku baygınlık derecesine getirmiş, elim yüzüm kan içindeydi ama yine de devletimiz için dökülen bütün kanlarımız helal olsun" diye konuştu.

"Salalar bitmedikçe içimiz içimizi yedi"

Darbe girişiminden haberdar olur olmaz eşi ve oğlu ile birlikte Kızılay'a doğru yola çıktıklarını belirten devlet memuru Sedat US ise, "Sıhhiye Meydanı'na geldiğimizde bir tank ortalığı toz dumana vermiş. Biz yanına yaklaşana kadar o pes etti. Eşim ve oğlum kol kola İlçe Emniyet Müdürlüğüne gidene kadar orayı temizlemişler. Orada bir tank vardı, o tankı taşla etkisiz hale getirdik" dedi.

İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde yaşadıklarını anlatan Us, "Birden polisler çıkınca tank namluyu çevirdi. Bağırıyorlardı 'kaçın, saklanın' diye. Nereye saklanacaksın toptan. Aileme dedim 'Siz saklanın' diye, onlarda benim gibi hiç umurlarında değildi. Tankın kapağı açıldı. O arada bir polis tankın üzerine çıktı, polisin peşinden bizde çıktık, orada askeri aşağı indirdik, hala 'top atacağım' diye uğraşıyor. Mermi topun ağzındaymış. Orada ayağım kırıldı. Ağrım vardı ama devam ettim. Milli Savunma Bakanlığının önüne gidilmesini istediler. Orayı tanklarla, zırhlı araçlarla doldurmuşlar. Birden üstlerine gitmek istemedik, asker bizim askerimiz, zorlarsak bize mermi sıkmaya çalışırlar diye güzelce izah etmeye çalıştık. Olmadı, bize mermi attılar. Yaralıları kenara çektik, orada bir rütbeli megafondan 'İçinizde canlı bomba var, yaklaşmayın vururuz' diye bağırdı. Bizde 'Canlı bomba sizsiniz' dedik. Çoluk çocuk gelmişiz, canlı bombanın ne işi var. Bize söz geçiremeyince tekrar taradılar bizi. Vurulan bir bayan yere düştü, onu kenara çekmeye çalışırken bayanı tekrar vurdular. Oradan Genelkurmayın önüne gitmek için yola çıktık. Askerleri demir parmaklıkların arkasına dizmişlerdi, askerlerimizin yanına yaklaştım 'Yanlış yapmayın' dedim. Helikopter mermi atmaya başladı. Bir polis çıktı ve ağaçların altına saklanmamızı istedi. Kalabalık gördükleri yere ateş ediyorlardı. Geri çekilirken eşimin koluna girdim, topallayarak gidiyordum. Genelkurmayın orada geri çekildik, Kızılay Meydanı'na gittik" şeklinde konuştu.

O anları anlatırken tekrar yaşayan ve gözyaşlarını tutamayan Sedat Us, "Ayağıma baktığımda ayağım kötü olmuştu, oğlum koluma girdi, beni oradan çıkarttılar ve Numune Hastanesine götürdüler. Allah bir daha yaşatmasın. O salalar bitmedikçe içimiz içimizi yedi. Hastanede işimiz bitti ama sabaha kadar orada bekledik, bir şey olursa tekrar gidelim diye. Allah'ım bir daha yaşatmasın" ifadelerini kullandı. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Ali Erdoğan Sungurlu Kızılay Çorum Politika Güncel Haberler

title