Osmanlı Mirası Tunus Yemekleri

Tunuslular, soğuk kış günlerinde yedikleri köklerini Osmanlı mutfağından alan "Leblebi" adını verdikleri paçalı, nohutlu yemek ve biraz zencefil serperek servis ettikleri "Dari" yiyerek içlerini ısıtıyor.

Başkent Tunus'un Bab Suveyga bölgesindeki tarihi sokaklardan birinde, yarım asırdan uzun süredir leblebi yapan bir lokantanın önünde Tunuslular uzun kuyruklar oluşturuyor. Kışın soğuk günlerinde içlerini ısıtmak isteyen halk, uzun mesafe kat ederek çorbaya benzer doyurucu bir yemek olan leblebi için bu lokantaya geliyor.

AA muhabirine leblebi lokantasında 20 yıldan uzun süredir çalıştığını anlatan Ali Buahmed, "Bu lokanta 50'li yıllara dayanıyor. Tunuslular için büyük önem taşıyan, onlara eski günleri ve adetleri hatırlatan bu yemeğin aslını muhafaza ediyoruz" dedi.

Leblebinin özellikle kış aylarının en çok talep gören yemekleri arasında olduğunu söyleyen Buahmed, geleneksel tarifine göre pişirdikleri leblebi yemeğini, genellikle bir çömleğin içine doğranmış ekmeğin üzerine paça suyu, acı biber sosu, nohut, yumurta, zeytinyağı kimyon, tuz ve baharat ekleyerek hazırladıklarını anlattı.

Lokantanın müşterilerinden eş-Şazeli et-Türki, "Leblebi, fakir yemeği, her bütçeye uygun. Özellikle kış aylarında çok faydalı. Leblebi yediğinde insan bir sıcaklık hissediyor ve soğuk algınlığından koruyor" ifadelerini kullandı.

Tunuslu tarihçi Abdussettar Amamu, leblebinin bir Türk yemeği olduğunu, kolay hazırlanması, maliyetinin düşük olması ve ekmek israfını önlemesi nedeniyle Osmanlı döneminde askerlerin yemeği olduğu bilgisini paylaştı.

Genellikle kahvaltılarda veya ramazan ayında sahurda ve iftarda yenen, dari veya "Sahlep" olarak adlandırılan Tunus'un meşhur muhallebisi de kış aylarında büyük rağbet görüyor.

Darı ununun süt veya su ile pişirilmesiyle hazırlanan dari, üzerine zencefil, kuru yemiş, bal ve Hindistan cevizi serpilerek servis edilebiliyor.

Tarihten bugüne darinin değişimine ilişkin aktarımda bulunan Amamu, "Osmanlı'nın ardından darinin hazırlanış şeklinde bazı değişiklikler oldu. Tunuslular dariyi su ile pişiriyordu. Osmanlı devletinin gelmesinden sonra sütle pişirilmeye başlandı ve o zamandan sonra 'sahlep' adını aldı" diye konuştu.

Sabahın erken saatinde dari pişirmek için lokantasını açan Hişam Gannam, gri rengini alana kadar darı ununu suyla pişirerek hazırlıyor. İsteğe göre tereyağıyla servis yaptığını kaydeden Hişam, "Dari pişirmek başlı başına bir sattır. Herkesin yapabileceği kadar kolay bir şey değil" diyerek mesleğinin inceliğine değindi.

Kış aylarında dariye rağbetin arttığını hatırlatan Gannam, sıcaklık düştükçe bu yemeğin daha yararlı olduğunu kaydetti. - Tunus

Tunus Kültür Sanat Haberler