Haberler

Ormancılık ve Su Şurası

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Bu coğrafyada ayakta kalmanın tek yolu güçlü olmaktan geçiyor."

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Bu coğrafyada ayakta kalmanın tek yolu güçlü olmaktan geçiyor. Dolayısıyla biz bütün kurumlarla, milletimizle güçlü olmak zorundayız" dedi.

Eroğlu, Ormancılık ve Su Şurası'nın açılışında yaptığı konuşmaya, programa katılanların Nevruz Bayramı'nı kutlayarak başladı. Eroğlu, "Bizim bütün düşüncemiz ülkemize birtakım güzel hizmetler yapmak. Hakikaten milletimizin buna ihtiyacı var. Çünkü aslolan, baki kalan şu kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Bizim de bütün arzumuz baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakmaktır" diye konuştu.

"Su ve orman tabiat varlıkları kalkınmanın lokomotifidir" ifadesini kullanan Eroğlu, su ve orman varsa hayatın olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin kalkınmasında bunların mutlaka lokomotif olarak kullanılması gerektiğini belirten Eroğlu, şunları kaydetti:

"Bu önemlidir. Çünkü bütün dünyada bir yarış var. Zaten bu yarışta kazananlar ayakta kalır, kazanamayanlar yok olmaya mahkumdur. Zaten tarihe baktığımız zaman bizim coğrafyamız da gerçekten stratejik bir coğrafyadır. Bu coğrafyada ayakta kalmanın tek yolu güçlü olmaktan geçiyor. Dolayısıyla biz bütün kurumlarla, milletimizle güçlü olmak zorundayız.

Zaten Başbakanımız da bir hedef ortaya koydu. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı 2023 yılı, bu yılda inşallah Türkiye'yi 10 büyük ekonomi arasına taşımanın mücadelesini yapıyoruz. Ben milletimizin bunu başaracağına yürekten inanıyorum. Bütün kurum ve kuruluşların bu hedefe doğru kilitlenmesi lazım. Büyük hedefi olmayan milletler tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur. Dolayısıyla bizim de büyük hedefimiz var. Biz de Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak bu hedefe kilitlendik. '2023 yılında biz dünyada su ve ormancılık konusunda ilk yediyi yakalayalım' diye kendi kendimize kavilleştik. Çünkü biz büyük bir milletiz, şanlı bir tarihimiz var. Bize 16. sırada olmak yakışmaz."

-"İlk önce beni tenkit edin ki kimse alınmasın"-

Ormanlara çok önem verdiklerini, bu kapsamda üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Eroğlu, Türkiye'nin orman varlığını ve odun servetini arttıran nadir ülkelerden biri olduğunu vurguladı.

Şura'ya katılanların, kendilerine yeni hedefler ve ufuklar göstereceğine inandığını kaydeden Eroğlu, "Onları bekliyoruz sizden. Tenkit edin yani. Burası, bu salonlar 'atış serbest' salonları. Hatta ilk önce beni tenkit edin ki kimse alınmasın" dedi.

Dünya Ormancılık Forumu ve Zirvesi'nin, bu yıl nisan ayında İstanbul'da yapılacağını anımsatan Eroğlu, bunun önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin ne su zengini ne de fakiri olduğuna dikkati çeken Eroğlu, bu nedenle suyun tek elden, çok iyi ve dikkatli şekilde yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Eroğlu, "Aksi takdirde geçmiş yıllarda olduğu gibi İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da olduğu gibi millet, şehirler susuz kalır. Dolayısıyla akılcı şekilde yönetmemiz gerekir" diye konuştu.

Su kaynaklarının büyük bir kısmının sulamada kullanıldığını, Türkiye'nin coğrafi ve iklim koşulları nedeniyle baraj ve göletlerin yapılması gerektiğini belirten Eroğlu, "Keyif için hiçbir şekilde baraj ve gölet yapılmaz. Keşke şarıl şarıl akan nehirlerimiz olsa baraj yapmaya hiç ihtiyaç olmasa. Ama öyle değil işte" ifadesini kullandı.

-Su getirmemenin maliyeti-

Türkiye'de her 4 ampulden birinin HES'lerden sağlanan elektrik ile yandığına dikkati çeken Eroğlu, bu alandaki potansiyelin kullanılması gerektiğini belirtti.

"HES yapımlarında ormanların tahrip olduğu" şeklinde görüşlerin olduğunu hatırlatan Eroğlu, "Bunlar havzada bir nokta. Bizim orman izinlerimiz ne kadar biliyor musunuz- HES'ler için verdiğimiz izinler binde 1 bile değil. Taş ocakları ondan çok daha fazla. Bu ülkemizin geleceği. Ülke enerjide dışa bağımlı. Eğer biz ülkemizde enerji bağımlılığını azaltamazsak, yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarını devreye sokamazsak, enerji çeşitliliği ve arz güvenliği sağlayamazsak Türkiye sanayisine emin nazarla bakamayız" dedi.

HES yapılan bölgelerde tahribat diye bir şeyin olmadığını, örneğin Solaklı Vadisi'nin daha güzel bir hale geldiğini söyleyen Eroğlu, "Kimler bunu niçin önlüyor- Acaba kimlerin menfaati var-" ifadesini kullandı.

Gerçekleştirdikleri çalışmalarla birçok ilin içme suyu problemini de çözdüklerini dile getiren Eroğlu, "Su getirmemenin maliyeti, su getirmenin maliyetinin en az 10 katıdır. İstanbul'da susuz yıllarda 600 bin konuta su deposu yapıldı. Her biri 15 milyar liraya mal oldu. Toplamda yaklaşık 9 katrilyon. İstanbul'da suyu, Haliç'i, altyapıyı, Marmara'yı kurtarma, bütün şebekeyi yenileme ve barajlar yapma maliyeti 3 katrilyondu. İşte bunun için büyük düşünmemiz lazım. Yalnız kimseyi susuz bırakmak lüksümüz olamaz. Susuz bırakmak bir şehri beceriksizliktir" diye konuştu.

Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğunu belirten Eroğlu, "Herkes birlik ve beraberliğini muhafaza ederse, büyük ideallere doğru, Kızıl Elma'ya doğru koşarsa, hedefe kilitlenirse Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir problem yoktur. Birlik, beraberlik, kardeşlik yeter" dedi. - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel

Veysel Eroğlu İstanbul Türkiye HES Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title