Onların İşi Küskünleri Barıştırmak

FATMA GÜVEN - Ağrı'da 2 yıl önce Ağrı Kültür ve Yardımlaşma Derneği (AKYAD) bünyesinde kurulan "Ağrı Barış ve Uzlaşma Komitesi", hem yöredeki husumetli aileleri barıştırıyor hem de toplumsal barışın bölgede yayılmasına katkı sağlıyor.

Ağrı Barış ve Uzlaşma Komitesi Başkanı Hanifi Alır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ağrı ve diğer Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde kan davaları, kız kaçırma, töre olayları, arazi anlaşmazlığı gibi olayların, sık sık yaşandığını, bu olayların bölgede yaşayan halkın kanayan yarası olduğunu ifade ederek, kurdukları barış komitesi aracılığıyla bu gibi sorunların mahkemelere taşınmadan, aileler arsında uzlaşma sağladıklarını söyledi.

Komitede bulunan  üyelerin Ağrı'nın ileri gelen din alimleri, aşiret reisleri gibi toplum tarafından itibar gören kişiler olduğunu anlatan Alır, şöyle devam etti:

"Barış ve Uzlaşma Komitemizi 1 Eylül 2011 tarihinde yani Dünya Barış Günü'nde kurduk. Hem Türkiye'nin genelindeki bu barış havası hem de diğer ülkelerde bulunan örnekleri de göz önünde bulundurarak böyle bir komite kurduk. Amacımız, hem toplumsal hem de bireysel barışa katkı sağlamaktır. Kan davası, kız kaçırma, arazi anlaşmazlığı gibi nedenlerden dolayı aralarında husumet bulunan aileleri barıştırıyoruz. Burada tek amaç, barışa hizmet etmektir. Barış ve kardeşliği pekiştirerek, insanlar arasındaki kavga ve tatsızlığı gidermeye çalışıyoruz. Buradaki insanlarımız, din adamlarına, aşiret reislerine, alimlere ve diğer kanaat önderlerine büyük saygı gösterirler. Bunlar, bu yörede toplum tarafından sözü dinlenen kişilerdir. Biz de bunu bir fırsat olarak görerek, avantaja dönüştürmeye çalışıyoruz. Şu an toplum tarafından sözü dinlenen 150 tane üyemiz var. Bunlar, özellikle iletişim ve ikna gücüne sahip kişilerdir."

Komite üyelerinin farklı kimliklere ve fikirlere sahip olsalar da her birinin gerek kendi bölgesinde gerekse il genelinde sevilen, itibarlı, akil, bilge, entelektüel, geniş ufuklu ve evrensel insan hakları düşüncesini benimsemiş, tüm insanlığın insanca yaşama hakkını benimsemiş, saygın şahsiyetler olduğunu vurgulayan Alır, "Aile içi şiddet, kan davaları, aşiret kavgaları, töre meseleleri, arazi anlaşmazlığı gibi her konuda çıkan kavga ve anlaşmazlığı çözmeye çalışıyoruz. Mahkemeye gitmeden önce kendi aralarında bu barışı sağlamaya çalışıyoruz. Birçok ülkede bu tarz kuruluşlar var. Mesela Hindistan'da, İran'da barış komiteleri var. Tabi bunlar orada resmi niteliktedir. Bu işi karşılık beklemeden yapıyoruz" diye konuştu.

"10-15 yıl süren kan davalarını bile çözdük"

Barış ve Uzlaşma Komitesi'nin önemli üyelerinden biri ve aynı zamanda Öztürk Aşiretinin reisi olan Haydar Öztürk ise hem bölgesel hem bireysel hem de ülke barışına katkı sağlamak amacıyla komiteye üye olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Ağrı'da aralarında çeşitli nedenlerle husumet bulunan aileleri tespit ediyoruz. Çoğu zaman da kendileri gelip bize başvuruyorlar. Biz de komite üyeleri olarak toplanıp ailelerin evlerine gidiyoruz. Her iki tarafı da ikna etmek için ciddi emek harcıyoruz. Burada en çok arazi anlaşmazlığı kavgaları çıkıyor. Her iki tarafın da memnun olacağı şekilde bir uzlaşı sağlıyoruz. Birçok aile husumeti mahkemeye taşımadan halletmeye çalışıyor, yani zamanla bu da kan davalarına dönüşüyor. Biz de bu kan davalarının önüne geçmeye çalışıyoruz. 10-15 yıl süren, 10-12 tane kan davasını bile çözdük. Bu barışlarımızın en önemli özelliği de kalıcı olmalarıdır. 2 yıldır komitedeyim ve 120'den fazla aileyi barıştırdık. Amacımız her türlü barışa hizmet etmektir. İnşallah ülkemizde de artık kalıcı barış sağlanır" şeklinde konuştu.

"Benim 3 oğlum dağda şu an ve her şeye rağmen barış diyorum"

Komitenin tek amacının sadece bireysel barışı sağlamak olmadığını anlatan Öztürk, kangren halini almış bazı toplumsal meselelere kalıcı çözüm üretmenin yanı sıra bölgede gelişen veya gelişebilecek sosyal ve siyasal sorunların da her zaman bu komitenin görev alanı içinde olduğunu ifade etti.

Amaçlarının ülke barışına da hizmet etmek olduğunu, barış ekseninde bu işin dilini bilen kişilerin komisyonda çalıştığını vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti:

"Barış sağlandıktan sonra gelip bize teşekkür ediyorlar ve bize dua ediyorlar. Bu işi hepimiz karşılıksız yapıyoruz. Ağrı gibi bir yerde böyle bir oluşuma ihtiyaç var zaten. İki aile arasında çıkan bir kavga zamanla büyür ve yıllar süren davalara neden olur. Biz her türlü barışa destek olmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar çok sayıda barış yaptık. Araya bizim gibi sözü dinlenen kişiler de girince barış kendiliğinden geliyor. Zaten barış bizim ruhumuzda var. Kürt halkı barış adımlarından yanadır. Halkımız her durumda barışa taraftardır. Yıllarca acı çekmiş bir halk oldukları halde ülke barışına tam destek veriyorlar. Mesela benim 3 tane evladım şu an dağda, 30'dan fazla yakınımı dağda kaybettim. Ben, yüreği yanmış bir baba olarak her şeye rağmen çözüm sürecine destek verdiğim halde bazı tuzu kuruların bu sürece köstek olmalarını anlayamıyorum. Benim 3 oğlum dağda şu an ve her şeye rağmen barış diyorum. Biz her şeye rağmen yine barış ve kardeşlik diyoruz ama hükümetten de artık kalıcı barışın sağlanması için ciddi adımlar bekliyoruz. Çünkü bu yöre halkı artık ağlamak istemiyor." - Ağrı

Dünya Barış Günü Haydar Öztürk Ağrı Yerel Haberler