TÜM KATEGORİLER
Ms Hastası Müzikle Hayata Tutundu
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde 26 yaşında yakalandığı Multiple Skleroz (MS) hastalığı nedeniyle 18 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum olan Munise Mevlana, müzikle hayata tutundu.
İSMAİL ERSAN - Yalova'nın Çınarcık ilçesinde 26 yaşında yakalandığı Multiple Skleroz (MS) hastalığı nedeniyle 18 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkum olan Munise Mevlana, müzikle hayata tutundu.
Beyni ve omuriliği tutan bir bağışıklık sistemi hastalığı olan MS'le mücadelesinde en büyük desteği ailesinden gören Mevlana, müzikle uğraşıyor, internet üzerinden yayınını sürdüren bir radyo kanalında DJ'lik yapıyor.
Annesi ve üvey babasıyla yaşayan Mevlana (44), AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi mezunu olduğunu belirterek, üniversite öğreniminin sonuna kadar sağlık açısından hiçbir problem yaşamadığını söyledi.
Mevlana, hastalığından önce çok hareketli bir yaşantısının olduğunu belirterek, "Hastalığım ilk başladığında bu kadar engelim yoktu. Daha sonra oluştu. Engelimden önce çok hareketli bir yaşantım vardı. Bale yaptım, folklor, basketbol, futbol oynadım. İdealimde kadın futbolcu olmak vardı ama daha sonra hastalığım devreye girince vazgeçtim. Kendimi müziğe verdim." dedi.
Üniversitenin son dönemlerinde gözünde bir problem oluştuğunu ve düşmeye başladığını anlatan Mevlana, "Önce doktorlar bir teşhis koyamadı, hatta arkadaşlarım dikkatsiz yürüdüğüm için düştüğümü söylüyordu. Üniversiteyi bitirir bitirmez, çeşitli evreleri olduğu bilinen MS'in hızlı ilerleyen bir tipine yakalandığım tanısı konuldu. Hastalığımın bu dereceye geleceğini düşünmüyordum. Hastalığımın bilincinde değildim." ifadelerini kullandı.
"DJ'lik yapmaya başladım"
Mevlana, annesinden aldığı destek ve müziğe olan hayranlığı sayesinde hiçbir zaman hayata olumsuz bakmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"İçime kapanabilirdim ama en büyük desteği annemden alarak kendimi müziğe verdim. Devamlı şarkı dinliyordum. Org çalmaya başladım. Ellerimde de problemler oluşunca bıraktım. Ara sıra çalıyorum. Genelde evde oturduğum için internete bağımlı oldum. Bağımlı olunca da çeşitli sitelere girerdim. Oyun sitelerine giriyordum orada tanıştığım bir arkadaşım internet üzerinden radyo sunuculuğu yapabileceğimi söyledi. İnternet üzerinden yayın yapan bir radyoda DJ'lik yapmaya başladım. Günde 50-60 dinleyenim oluyor. Genelde ağırlık olarak slow, pop ve Türk sanat müziğidir. Dinleyicinin zevkine göre de yönlendiriyorum."
"Çok güzel dostlarım oldu"
Hayatının her noktasına müziği yerleştirdiği için engelini unuttuğunu ve geleceğe daha umutlu baktığını vurgulayan Mevlana, şunları kaydetti:
"Dinleyicilerimin beni dinlerken mutlu olmalarını hissetmek beni de mutlu ediyor. Zaten konuşmalarından insanların mutlu olup olmadıklarını, beğenip beğenmediklerini aşağı yukarı anlayabiliyorum. Çok güzel dostlarım oldu. Yüz yüze görüştüğüm arkadaşlarım oldu. Müzikten hiçbir zaman ayrı kalmıyorum. DJ'lik dışında, Müzik ve Kişisel Gelişim Derneğinin Yalova'daki Türk Sanat Müziği Korosu'na gidiyorum. Bazen ben org çalıyorum, annem söylüyor ama hastalığım nedeniyle daha çok ben şarkı söylüyorum annem org çalıyor. Annemle devamlı müzik çalışıyoruz. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Bir şarkıyı çalarken içinde kendimi de hissediyorum. Hayatımda müzik ve fizik tedavi çok önemli fizik tedavi olurken müzik de çalıyorsa hayata daha çok bağlanıyorum."
"Kızımın müzikle terapi olması, umudumuzu korudu"
Mevlana'nın annesi Semra Erdoğan da kızının MS hastası olduğunu öğrendiklerinde çok üzüldüklerini aktardı.
Zor zamanlar geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Ağladım, çok yıprandım. Sonunda kızımın müzikle terapi olması, umudumuzu korudu. Kızımla müzik yapıyoruz, şarkılar söylüyoruz. Hiçbir şekilde eve kapanma olayımız yok. Bütün engellilerin de bunu yaşaması gerekir. Hiçbir zaman 'Kızım engellidir' diye onu evde bırakmadık. Daha önce 5'inci katta oturuyorduk, asansör yoktu binamızda, buna rağmen kızımı dışarı çıkarıp sosyal ortamdan geri kalmamasını sağlıyordum. Odasına birtakım teçhizatlar kurduk. Fizik tedavi oluyor. Pes etmiyoruz." diye konuştu.
Anne Erdoğan, kızının kendi ihtiyaçlarını tek başına gidermede çok sıkıntı yaşadığını, buna rağmen yaşama tutunma azminin kendilerini mutlu ettiğini sözlerine ekledi.
