TÜM KATEGORİLER
Milli Mücadele'nin "Mazlum Çocukları"
Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri Köstüklü, Milli Mücadele döneminde anasını-babasını kaybeden, kimsesiz kalan çocukların kıtlık ve çileli günlerde zorlu bir yaşam sürdüğünü belirterek, "Doğu Anadolu'da Rus ve Ermenilerin, güneyde Fransızların ve Ermenilerin, Batı Anadolu'da Yunanlıların katliamına, zulmüne uğrayan Türk çocuklarının sayısının haddi hesabı yoktur.
METİN BOLAT - Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri Köstüklü, Milli Mücadele döneminde anasını-babasını kaybeden, kimsesiz kalan çocukların kıtlık ve çileli günlerde zorlu bir yaşam sürdüğünü belirterek, "Doğu Anadolu'da Rus ve Ermenilerin, güneyde Fransızların ve Ermenilerin, Batı Anadolu'da Yunanlıların katliamına, zulmüne uğrayan Türk çocuklarının sayısının haddi hesabı yoktur. Öte yandan, anasını veya babasını kaybeden kimsesiz ve yetim çocukların durumu da ayrıca içler acısıdır. Sırf Doğu Anadolu'da Ermeni ve Rus katliamları sonucu yetim veya kimsesiz kalan çocukların sayısı 2 bini kız olmak üzere 6 bin civarındadır" dedi.
Köstüklü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli mücadele döneminde, Fransızlar, Güneydoğu'ya asker çıkarıp işgale başladığında, yediden yetmişe bütün yöre halkının düşman işgaline karşı direnişe geçtiğini söyledi.
Direniş ve savunma karşısında Fransızların adeta bir bataklığa saplandığını, buradan nasıl çıkacaklarını bilemediklerini belirten Köstüklü, Antep'e "Gazi", Maraş'a "Kahraman", Urfa'ya "Şanlı" unvanı verildiğini anımsattı.
Köstüklü, çocukların Milli Mücadele'deki kahramanlıkları, hizmetleri ve vatan savunmasındaki sorumluluklarını anlatan çok sayıda örnek bulunduğunu vurgulayarak, "Ancak şunu unutmamak gerekir ki çocukların Milli Mücadele'de verdiği bütün bu hizmetlerin, fedakarlıkların yanı sıra gördükleri işkenceler işin ayrı bir boyutudur" dedi.
"Çoluk-çocuk ayrımı yapılmadan katliam ve işkence yapıldı"
"Harp döneminde anasını-babasını kaybeden ve kimsesiz, yetim kalan çocukların durumu ile yalnızca Türk ve Müslüman olduğu için düşman tarafından barbarca katledilen, işkence yapılan, sakat bırakılan çocukların vaziyeti, meselenin bir diğer boyutudur" diyen Köstüklü, şunları kaydetti:
"Milli Mücadele döneminin hemen bütün kaynakları, işgal gören bölgelerde çoluk-çocuk ayrımı yapılmadan katliam ve işkence yapıldığının örnekleriyle doludur. Doğu Anadolu'da Rus ve Ermenilerin, güneyde Fransızların ve Ermenilerin, Batı Anadolu'da Yunanlıların katliamına zulmüne uğrayan Türk çocuklarının sayısının haddi hesabı yoktur. Öte yandan, anasını veya babasını kaybeden kimsesiz ve yetim çocukların durumu da ayrıca içler acısıdır. Sırf Doğu Anadolu'da Ermeni ve Rus katliamları sonucu yetim veya kimsesiz kalan çocukların sayısı 2 bini kız olmak üzere 6 bin civarındadır."
Kazım Karabekir Paşa'nın 15. Kolordu Komutanı olarak doğuda bulunduğu yıllarda yetim çocuklara yönelik icraatları olduğunu anlatan Köstüklü, Karabekir Paşa'nın sorumluluk bölgesinde sayıları 4 bine yaklaşan yetim Türk çocuklarına sahip çıktığını, onlar için eğitim kurumları ve kurslar açtığını söyledi.
İşgal kuvvetlerine tüküren kız çocuğunun babasına ceza
Açılan okul ve kurslarda her şeyden önce milli duygular ve sorumluluk şuuru kazandırıldığını anlatan Köstüklü, Milli Mücadele'nin kıtlık, yokluk ve çileli günlerinde çocukların zor günler geçirdiğini aktardı.
Babası cephede şehit düşen, kimsesiz ve bakıma muhtaç duruma gelen çocuklarının haddi hesabı olmadığına dikkati çeken Köstüklü, çocukların içinde bulunduğu manzaranın, destanlara dahi konu olduğunu söyledi.
Köstüklü, Adana'yı Fransızlar işgal ettiklerinde evin balkonundan yoldan geçen işgal kuvvetlerinin askerlere beş yaşındaki bir kız çocuğunun tükürmesi sonucu babasına para cezası kesildiğini sözlerine ekledi.
