Haberler

Milli Eğitim Bakanı Avcı Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda laik ve bilimsel eğitim yapılmadığı iddiasına ilişkin, "2 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı yapan, 13 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğunu üstlenen kadronun da bir üyesi olarak, böyle bir iddiayı kabullenmemiz mümkün değil" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okullarda laik ve bilimsel eğitim yapılmadığı iddiasına ilişkin, "2 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı yapan, 13 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğunu üstlenen kadronun da bir üyesi olarak, böyle bir iddiayı kabullenmemiz mümkün değil" dedi.

Avcı, Üsküdar 1. Kitap Fuarı'nın açılışının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Gazetecilere, gündeme ilişkin sorularından önce kitap fuarının konuşulmasını istediğini söyleyen Avcı, Üsküdar'ın çoktan beridir böyle bir kitap buluşmasına hasret olduğunu ifade etti.

Üsküdar'ın aynı zamanda bir eğitim şehri olduğunu ve bu fuara çok ihtiyacı bulunduğunu dile getiren Avcı, "Kitapların Üsküdar'a, okuyuculara ihtiyacı vardı" diye konuştu.

Öğretmenlerin, öğrencilerin, Üsküdar ve İstanbulluların fuarı gezmelerini tavsiye eden Avcı, yazarların 10 gün boyunca okuyucularla buluşacağını, kitaplarını imzalayacaklarını kaydetti.

"Boykot girişimine cevabı çocuklarını okullarımıza göndererek verdiler"

Bakan Avcı, bir gazetecinin, "Dün bazı illerdeki bazı okullarda laik ve bilimsel eğitim eğitim istemiyle boykot yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"2 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı yapan, 13 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğunu üstlenen kadronun da bir üyesi olarak, böyle bir iddiayı kabullenmemiz mümkün değil. Zaten vatandaşlarımız da velilerimiz de bu iddiayı paylaşmıyor olmalılar ki, bu boykot girişimine gereken cevabı çocuklarını okullarımıza göndererek verdi. Bir iki ilde zannediyorum dikkate alınabilir bir katılım oldu. Tunceli ve Diyarbakır'da. Onun da başka nedenleri, yani laik ve bilimsel eğitim olmadığı için değil, başka nedenleri de işin içine katarak, böyle bir organizasyon yapıldığı anlaşılıyor. Her şeyden önce çocuklarımızın, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerimizin, gerekçesi ne olursa olsun, haklı veya haksız gerekçeler, haklı veya haksız iddialarla siyasetin nesnesi haline getirilmesini doğru bulmuyorum. Çocuklarımızı bu işlere karıştırmamak gerektiğini düşünüyorum. Bütün öğretmen sendikalarımızı da bunu müteaddit, yani tekrar tekrar hatırlattım. Sendikal faaliyetlerini yürütmeleri en doğal haklarıdır ama ilkokul öğrencilerimizi, ortaokul öğrencilerimizi, lise öğrencilerimizi çok haklı gerekçelerle düzenledikleri sendikal faaliyetlere dahi karıştırmamalarını, onların güvenliğini tehlikeye atacak eylemlerden ve söylemlerden kaçınmaları gerektiğini müteaddit defa söyledim. Bir kere daha söylüyorum."

"Öğretmenlerin nöbetlerinin karşılığını almaları için çalışıyoruz"

Bakan Avcı, sendikaların son dönemde gündeme getirdikleri öğretmenlerin tuttukları nöbetin karşılığını almaları konusunda çalışmalarının olduğunu bildirdi.

Taleplere duyarlı olduklarını, bunun ayrıntılarını Maliye Bakanlığı ile görüştüklerini aktaran Avcı, "Türkiye'nin hangi yöresinde hangi koşulda, ne tür imkanlar sağlanabilir ona bakıyoruz. Dolayısıyla talep duyarlı ama henüz ayrıntılı bir cevap verebilecek durumda değiliz" değerlendirmesinde bulundu.

"Her ölüm acıdır ama genç ölüm daha da acıdır"

Bir gazetecinin Tarsus'ta, bir öğrencinin vahşi bir cinayete kurban gittiği yönündeki sorusu üzerine Avcı, her ölümün acı olduğunu ama genç ölümlerin daha acı olduğunu söyledi.

Kadınlara, gençlere, çocuklara yönelik şiddetin kaynağında eğitimsizliğin de yattığının söylenebileceğini ifade eden Avcı, "Ama pek çok başka nedenler de var. Dolayısıyla biz eğitim müfredatımızda yaptığımız düzenlemelerle özellikle şiddet, cinsiyet eşitsizliği, demokratik eğitim konusunda, farklı görüşlere, inanışlara, davranışlara, tutumlara hoşgörüyle yaklaşma eğitimi konusunda gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Daha da yapmamız gereken şeyler var. Ama ne kadar tedbir alırsanız alın, zaman zaman bu tür müessif olaylarla da karşılaşılabiliyor" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, daha sonra kitap fuarının bugünkü şeref konuğunun Nuri Pakdil olduğunu belirterek, fuara katılacak yazarların isimlerini basın mensuplarıyla paylaştı.

Avcı, "Editörlerinizden rica ediyorum, bu yazarlarımızın isimlerini kamuoyuna duyursunlar lütfen. Nuri Pakdil, İhsan Süreyya Sırma, Banu Avar, Ahmet Ümit, İsmail Kılıçarslan, Haydar Ergülen, Mustafa Armağan, Erhan Afyoncu, Caner Taslaman, Kemal Sayar, Tuna Kiremitçi, Mario Levi, Ahmet Taşgetiren, Sibel Eraslan, Tarık Tufan, İskender Pala, Yavuz Bahadıroğlu, Bülent Parlak, Beşir Ayvazoğlu, Murat Menteş, Bejan Matur, Mehmed Niyazi, Cihan Aktaş, İbrahim Tenekeci. Bu yazarlarımız  bir hafta, 10 gün boyunca kitaplarını imzalayacaklar" bilgisini verdi.

" Bejan Matur'dan özür dileriz"

Bakan Avcı, Bejan Matur'a, bir kitabıyla ilgili olarak Milil Eğitim Bakanlığı olarak bir özür borçlarının olduğunu dile getirdi.

Bir okulda öğretmenlerin, Bejan Matur'un, "Dağın Arkasına Bakmak" kitabını öğrencilere tavsiye ettiğini aktaran Avcı, "Sadece kitabın kapağındaki galiba resme bakarak, bunun sakıncalı kitap olduğu izlemine kapılmışlar ve öğrencilere verdikleri kitapları toplamışlar. Bu doğru bir davranış değildi. O zaman kendisiyle de görüştüğümde bu düşüncelerimi ilettim. Ama kitap fuarı vesilesiyle bir kez daha Bejan Matur'dan, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki bu uygulama nedeniyle özür diliyoruz. Yanlışlık yapılmış, yanlışlığı düzelttik" şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, daha sonra stantları gezdi, fuara katılanlarla sohbet etti.

Bir stanttaki öğrenciler de hat sanatıyla yazdıkları "Nabi Avcı" yazılı eseri, Bakan Avcı'ya hediye etti.

Kaynak: AA / Güncel

Bejan Matur Nabi Avcı Üsküdar Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title