Haberler

MHP Siyaset ve Liderlik Okulu 13. Dönem Sertifika Töreni

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Irak ve Suriye'yi mesken tutmuş terör örgütleri, Türkiye'nin bekasını ileri düzeyde tehdit etmektedir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Irak ve Suriye'yi mesken tutmuş terör örgütleri, Türkiye'nin bekasını ileri düzeyde tehdit etmektedir. Bu maksatla El-Bab operasyonundan alnımızın akıyla çıkmalıyız. Önemle ve özellikle ifade etmeliyim ki, El-Bab'dan elimiz boş dönersek, Diyarbakır'ı riske atarız, Ankara'yı tehlikeye sokarız." dedi.

Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlenen Si·yaset ve Li·derli·k Okulu'nun 13. Dönem Serti·fi·ka Töreni·'nde yaptığı konuşmada, ülkenin içinde bulunduğu zorlu şartlara dikkat çekerek, ağır görev ve sorumlulukları bulunduğunu söyledi.

Boşa geçirecek bir saniyelerinin bile olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Geleceğini planlamayan milletler, başkalarının elinde oyuncak olacaktır.

Yarını okumaktan aciz, gerekli çalışmayı şimdiden yapmaktan mahrum toplumların yaşaması da tesadüflerin lütfuna bağlıdır." dedi.

Bahçeli, 10 Ekim 2009'da açılışını yaptıkları Siyaset ve Liderlik Okulu'nda 7 yılı geride bıraktıklarını belirterek, bugüne kadar okuldan mezun olanların ülkesine, milletine ve gelecek ülkülerine saygın ve önemli katkılarda bulunmak için irade gösterdiklerini kaydetti.

Milliyetçiliğin hareketle buluşması, ardından Türk siyasetinde derin akisler bırakan bir güce ulaşması için 47 yıl geçtiğini dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"İnsanoğlunun arayışı hiç bitmemiş, hiç de bitmeyecektir.

Bunu bir defa görmek, kabullenmek durumundayız.

Her nesil kendine göre bir ihtiyaçlar kataloğu hazırlamakta, sosyal, siyasi ve ekonomik beklentilere göre yeni çözüm yolları açmaktadır.

Bunlar yapılıyorken, geçmiş gelecek dengesinin bozulmaması, milli ve tarihi yörüngeden sapılmaması elbette bir mecburiyettir.

Siyasetin sınırları, daha doğru bir deyimle, arayış ve çağrılarının ağırlık merkezi tarihi referans ve milli emanetlere mutlak süratte bağlı kalmalıdır.

Bu olmadığı takdirde, iyi niyetli de olsa şifa diye sunulan her reçete bozguna, deva diye takdim edilen her önerme felakete neden olacaktır. Tarih öngörüsüz, beceriksiz, kontrolsüz, nefsine yenilmiş, kibir zirvesine tutunmuş siyaset ve devlet adamlarının harabeleriyle doludur.

Merhum Cenap Şahabettin'in vurguladığı gibi, meşe gölgesinde filizlenen yosunların, çok kere kendilerini meşe fidanı sanmaları hiçbir gerçeği değiştirmeyecektir."

"Türkiye'nin en ciddi sorunu..."

"Siyasette milli bir akıl, engin bir bilgi, etkili bir muhakeme gücü, ahlakla bezenmiş derin bir hissediş, geniş bir kavrayış, büyük bir sabır, gevşemeyecek bir ölçü, samimi bir sorumluluk bilinci, tabii olarak nezaket ve zarafetle süslenmiş ağız birliğini canlı tutan bir yorum gücünün en temel ihtiyaç" olduğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin en ciddi sorununun bu alandaki zaaf ve dağınıklığı olduğunu belirtti.

Siyaset ve Liderlik Okulu'ndaki çabalarının başında, siyasetin doğru anlaşılabilmesi, doğru anlatılabilmesi, doğru bir şekilde uygulanabilmesine destek sağlamak olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bunda az da olsa başarılı olduysak, emin olunuz son derece mutlu, son derece de müsterih olacağımızı hepinizin bilmesinde yarar görüyorum." dedi.

Siyasetin insan için yapılan, insanı ve üzerinde yaşadığı toplumun parlak bir gelişme kulvarına huzurla girmesini amaçlayan karmaşık bir süreç olduğunu anlatan Bahçeli, siyasetin, klasik tanımında ifade edildiği gibi, insan ve devlet yönetiminden daha fazlasını ihtiva ettiğini söyledi.

"Türkiye'de siyasetin, çalkantılı ve med-cezir haliyle çoraklaştığı doğrudur." ifadesini kullanan Bahçeli, "İsabetle planlanmamış, milli menfaatlere göre ayar ve kurgusu yapılmamış siyaset, hem macera hem de marazidir.

İnsandan kopuk, toplumsal talep ve düşüncelere kapalı bir siyaset, bir süre sonra tükenecek, tükendiği kadar da ne var ne yok tüketecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"Kutuplaştıkça birbirimize sırt döndük"

Siyasetin değer üretmek yerine köhnemişliği davet ettiğini, iş birliğini canlandırmak yerine ihtilafları körüklediğini belirten Bahçeli, "Uzun yıllardan beri muhatap olduğumuz vahim kutuplaşma olgusunun kaynağı da buradadır.

Kutuplaştıkça birbirimize sırt döndük.

Kutuplaştıkça birbirimizden koptuk, nefret ve öfkeye kapıldık.

İlkel dürtüler ilkeli duruşa, iftiracı yüzler iradeli ve iffetli vicdanlara maalesef kara çaldı, karantinaya aldı.

Siyaset istikrara kılavuzluk yapmaktan ziyade çatışmanın kaptanlığına talip oldu.

Bunda herkesin, her sorumluluk mertebesindeki şahsın az ya da çok payı olduğu kuşkusuzdur." dedi.

Devlet Bahçeli, 2016 yılının bitimine sayılı günler kala geçmişe dönük dürüst ve dirayetli bir muhasebe yapmanın, siyaset ve siyasetçilerin ana görevi sayılması gerektiğini dile getirdi.

2016 yılının felaketlerin gölgesinde, çekim alanında kaldığını kaydeden Bahçeli, "Türkiye'yi karanlığa mahkum etmek isteyen odaklar, terör örgütlerini üzerimize saldılar.

Kutlu vatanımızda gözü, milli varlığımızda aklı kalan düşman çevreler, silahlandırıp saldırı emri verdiği katiller vasıtasıyla Türkiye'yi çembere almaya kalkıştılar.

Onlar dayattı, biz direndik.

Onlar bölmeye çalıştı, biz direnç gösterdik.

Onlar parçalanmamızı istedi, biz milletçe karşılarına dikildik.

Ve onlar oyun oynadı, biz hep birlikte bozduk, bozmaya da devam ediyoruz." diye konuştu.

"Zincirlerinden boşalmışçasına saldırdı"

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütlerinin birbirlerini tamamlar şekilde Türkiye'ye kast etme yarışına girdiklerine işaret eden Bahçeli, "2016 yılı, terörün parantezine alındı.

Dost ve müttefik görünümlü ülkeler, teröristlere şeker dağıtır gibi, su ve ekmek verir gibi bomba verdi, silahlanmalarını teşvik etti.

Nihayetinde canlı bombalar sinemizde patladı.

Haçlıların temin ettiği silahlardan çıkan mermiler, bedenlerimize saplandı.

Bombalı araçlar vızır vızır şehirlerimizde gezip, hedef noktalarda infilak ettirildi.

2016 yılında, teröristler zincirlerinden boşalmışçasına saldırdı.

Türkiye'nin yıkımı ve esarete düşmesi projelendirildi." ifadelerini kullandı.

Güvenlik güçleri ve sivil vatandaşları hedef alan terör saldırılarını anımsatan Bahçeli, tablonun dehşet ve korkunç boyutta olduğunu belirterek, "Türkiye kan kaybetmektedir.

Türk milleti infaz ve ihanet kıskacındadır." dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Hiçbir alçak emel, hiçbir küresel komplo, hiçbir cani kumpas Türkiye'nin teslimini, diz çöküşünü göremeyecektir.

Çünkü bu millet, bağımsızlığını koruma, kararan bahtını aydınlatmak için gerekirse hep birlikte şehitliğe hazırdır.

Biliyoruz ki, vatanperverlik duygusuna yabancı toplumların yok olması kaçınılmazdır.

Unutulmasın ki, Türk milleti, vatanı namus görmektedir.

Milli birlik ve beraberliğini kutsal bir nişane gibi sahiplenmektedir." diye konuştu.

"Aramızda nifak çukuru açmayı başaramayacaklar"

Birlik ve beraberlik vurgusu yapan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Elbette gün, dargınlık günü değildir.

Ayrılığa, gayrılığa set çekelim, anlaşmazlığa, ayrımcılığa duvar örelim, doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olduğumuzla övünelim.

Kürt kökenli kardeşlerim, gelin Çanakkale'de olduğu gibi tek yumruk olalım.

Gelin, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki gibi yana yana, göz göze, aynı gövdenin dalları gibi beraberce ülkeyi müdafaa edelim.

İç savaş çıkarmak istiyorlar, oyuna gelmeyelim.

Kaybedecek bir tek insanımız olmadığını iyi bilelim.

Darbeyi denediler, başaramadılar.

Terörist eylemlerle sabrımızı zorluyorlar, hisarlarımıza ateş açıyorlar ama aramızda nifak çukuru açmayı da başaramayacaklar."

"Biriz, beraberiz, Türkiye'yiz" diyen Bahçeli, "Ezelden ebede, Türk milletiyiz.

Kökeni, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun milletimize ruh veren her kardeşim canımızdır.

Aziz milletimiz sapasağlam, mührü sökülmemiş beşeri bir hazinedir, yağmalanamayacak, dağıtılamayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti bütündür, en büyük mevzidir, düşmeyecek, düşürülmeyecektir." şeklinde konuştu.

Bahçeli, şehitlere rahmet dileyerek, "Terörle mücadele, partiler ve ideolojiler üstü bir konudur.

Teröristleri nerede iseler arayıp bulup, yok etmeliyiz.

Milli akıl ve ahlak bunu gerektirmektedir." dedi.

"El-Bab'dan elimiz boş dönersek, Diyarbakır'ı riske atarız"

Türkiye'nin 24 Ağustos'ta başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı'nın kesinlikle zaferle taçlanması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ülke olarak kimsenin toprağında gözümüz yoktur.

Ancak Irak ve Suriye'yi mesken tutmuş terör örgütleri, Türkiye'nin bekasını ileri düzeyde tehdit etmektedir.

Bu maksatla El-Bab operasyonundan alnımızın akıyla çıkmalıyız.

Önemle ve özellikle ifade etmeliyim ki, El-Bab'dan elimiz boş dönersek, Diyarbakır'ı riske atarız, Ankara'yı tehlikeye sokarız.

Tarih bize diyor ki, Yemen'i verdiğimiz gün, Kudüs'ü kaybettik, Halep'ten çekildik.

Budapeşte'yi bıraktığımız gün, Sofya'dan olduk, az kalsın Edirne'den oluyorduk.

1821 Mora isyanıyla bağımsızlığının önü açılan Yunanistan'a engel olamadığımızdan bir asır sonra, Polatlı'dan top seslerini duyduk.

Jeopolitik gerçekler bize bunları işaret edip uyarıyor.

İstanbul'da bomba patlıyorsa, bu Bosna'nın dramından, Üsküp'ün gözyaşından, Akmescit'in hüznünden, Türkmeneli'nin yıkımındandır.

Ankara hedef alınıyorsa, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'nun bırakılıp kaçılmasından dolayıdır.

Bu itibarla 'Musul' diyoruz, 'Kerkük' diyoruz, 'Halep' diyoruz, Misak-ı Milli'nin onurundan cesaretle bahsediyoruz.

Terör örgütlerinin yalnızca ülkemizde değil, doğup palazlandığı yerlerde imhasını şart ve kaçınılmaz görüyoruz.

Türkiye terörü kaynağında yok ederken, terörizme destek veren ülkelerle çok yoğun bir diplomasi ve siyasi mücadeleye girmeyi de ihmal etmemelidir."

ABD'nin PYD-YPG'ye silah yardımının kabul edilemeyecek bir husumet alameti olduğunu söyleyen Bahçeli, "Bu ülkeyle NATO şemsiyesi altında müttefik değil miyiz?

ABD'nin YPG'yi silahlandırması ne anlama gelmektedir?

Bu ülke, sınırlarımız boyunca bir terör koridoru açma gayesinin neye, kime hizmet olduğunun gerçekten de şuurunda mıdır?

Fırat'ın doğusunun ABD tarafından terör gruplarının lojistik merkezi haline getirildiği, nakliye uçaklarıyla taşınan silah ve mühimmatın PYD-YPG'ye gittiği nettir.

Bilhassa ABD'nin, Rakka operasyonunu önümüzdeki bahar aylarına erteleyip El-Bab'a yüzlerce IŞİD'li canileri takviye ettiğine dönük iddiaların, yenilir yutulur bir tarafı olamayacaktır.

Bu IŞİD'li alçaklar, kahramanlarımıza ölüm yağdırmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

"Eğer doğruysa, tüm eli kanlı teröristler son ferdine kadar yok edilmelidir"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Sosyal medyada dolaştırılan ve iki askerimizin yakıldığını gösteren vahşet temalı video eğer doğruysa, eğer bu canilik yapılmışsa, IŞİD'in içte ve dışta tüm eli kanlı teröristleri son ferdine kadar yok edilmelidir.

El-Bab, bu şerefsiz zebanilerin tepesine yıkılmalı, alayı birden yakılmalıdır.

Bu videonun gerçekle ilişkisi var mıdır? IŞİD'in elinde bulunan askerlerimizin son durumu nedir?

Milli vicdanda beliren şüphe ve merak derhal giderilmelidir.

IŞİD'i imal edip Ortadoğu'ya salan karanlık ve kalleş küresel güç merkezleri, dökülen kanlardan birinci derecede mesuldür." dedi.

"ABD'nin dış politikasını zannederim yayılmacı ve kaos imalatçısı İngiliz aklı yönlendirmektedir." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Ortadoğu'yu dize getirip Kürdistan'ı inşa etmek isteyen ABD'nin, her yere düşmanlık tohumu saçtığı açık bir hakikattir.

Terör örgütleriyle ittifak kurmak, insan haklarına riayet ettiğini söyleyen, medeni ve demokratik olduğunu iddia eden hiçbir ülkenin harcı olamayacaktır.

ABD, seçim ve tercihini gecikmeden, geciktirmeden yapmalıdır.

Ya Türkiye Cumhuriyeti ya terörizmin kanlı niyeti.

Ya dostluk ya da düşmanlık.

Türkiye El-Bab'da milli güvenliği için bulunmaktadır.

Peki ABD'nin Ortadoğu'da ne işi vardır?"

(Sürecek)

Kaynak: AA / Politika

Devlet Bahçeli Diyarbakır Suriye Irak Politika Güncel Haberler

title