TÜM KATEGORİLER
MHP Grup Başkanvekili Vural Açıklaması
"Birileri de kalkıp, kendi coğrafyamızda, 'devlet kurulmasını meşru görüyoruz' dediği zaman, Hüseyin Çelik ne cevap verecektir?
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in "Irak bölünürse Kürdistan kardeşimizdir" açıklamasıyla ilgili, "Birileri de kalkıp, kendi coğrafyamızda, 'devlet kurulmasını meşru görüyoruz' dediği zaman, Hüseyin Çelik ne cevap verecektir? Bu zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde bölücü senaryoları da meşrulaştırmayı görev edinmiş bir zihniyettir" dedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve beraberindekileri Meclis'te kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in yabancı bir gazeteye verdiği "Irak bölünürse Kürdistan bizim kardeşimizdir" demecine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye'yi yöneten bir iradenin komşu bir ülkenin parçalanmasından olumlu bahsetmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Vural, "Komşu devletin bölünmesini makul gören anlayış, bu devletlerin yıkılma taşeronluğunu da üstlenmiş demektir. Bizim kadim politikalarımız bu medeniyet havzasında huzurdur, birliktir ve bütünlüktür" diye konuştu.
Devletlerin etnik kimliklere ve mezheplere göre bölünerek yönetilmesinin BOP'un parçası olduğunu ifade eden Vural, şunları söyledi:
"Çelik'in, komşu ülkenin bölünmesini meşrulaştıran açıklama yapmıştır. Bu zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde bölücü senaryoları da meşrulaştırmayı görev edinmiş bir zihniyettir. Birileri de kalkıp, kendi coğrafyamızda 'devlet kurulmasını meşru görüyoruz' dediği zaman, Hüseyin Çelik ne cevap verecektir?"
AK Parti hükümetinin BOP çerçevesinde İsrail'in menfaatlerine uygun hareket ettiğini öne süren Vural, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın Irak'ın bölünmesinden ve bağımsız Kürt devletini meşru gördüklerini açıklamalarından sonra Çelik'in de aynı yöndeki sözlerinin, aynı merkezden oluşturulan politikanın varlığına işaret ettiğini vurguladı. Vural, "AKP ve kılavuzları, İsrail'in taşeronu olarak Ortadoğu'da büyük İsrail projesinin taşlarını döşemektedirler" dedi.
AK Parti ile İsrail arasında gizli işbirliği bulunduğunu iddia eden Vural, "Bu eksende son dönemde çözüm süreci olarak gündeme getirilen, PKK terör örgütünün siyasi amaçlarına ulaşmasını kolaylaştıran süreçle AKP sözcüsünün Kürt devletini meşrulaştıran sözleri, Türkiye'nin de aynı planın hedefinde olduğunu ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Hükümetin Kerkük'ün Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından işgal edilmesine ses çıkarmadığını dile getiren Vural, "AKP, milli dış politika değil, ABD-İsrail eksenli taşeron politika uygulamaktadır" dedi.
-"Milli güvenliğe tehlike"
Vural, dış politikanın iç politikanın tamamlayıcısı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bir ülke komşu ülkenin etnik mezheplere göre bölünmesini, ayrışmasını destekliyorsa, biliniz ki ülkeyi yöneten zihniyet kendi milletinin ve devletinin de etnik mezheplere göre bölünmesini ve ayrışmasını kolaylaştırmaktadır. Türkiye hedeftedir, bölünme tehdidindedir. Bütün bunlar 4 parçalı Kürdistan'ın AKP eliyle oluşturulmasının siyasi amaç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu girişimler Türkiye'nin milli güvenliğini ve bütünlüğünü tehlikeye atan girişimlerdir. AKP, bu dış politikayla Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye atmıştır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na aday olmadığını ve Başbakanlık konusunun daha sonra görüşülebileceğine ilişkin sözleri hatırlatılan Vural, Gül'ün 5 yıl daha Cumhurbaşkanlığı yapabilecek performansı olmadığını itiraf ettiğini savunarak, "Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kimsenin, başkalarının taşeronluğuyla ilgili görevi kabul etmesi milletimizin değerlendirmesi gereken husustur" diye konuştu.
Gül'ün toplum nezdinde hukuk devleti ve özgürlükler açısından olumlu adım atmadığını öne süren Vural, "Anayasa'da verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemiş Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek. Sadece ismi olacak" dedi.
Vural, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığına parti meselesi olarak bakmadıklarını ve büyük uzlaşı olmasını beklediklerini söyledi.
-"Ak savcı, ak hakim dönemi"
Sulh ceza hakimliklerinin süper yetkilerle donatıldığına ilişkin değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine de Vural, "Maalesef ak savcı, ak yargı, ak hakim dönemine giriliyor" dedi.
Yargının iktidarın tehdidi altında olduğunu öne süren Vural, AK Parti'nin yargıyı silah olarak kullanmak ve parti yargısı oluşturmak istediğini savundu. Vural, 17-25 Aralık operasyonlarında yargıya hesap vermekten kaçanların, bugün yargı üzerinde hakim olmak istediklerini ifade ederek, "Bütün telaş, AKP'nin yolsuzluk ve rüşvete batmış olan politikalarını yargıdan kaçırtmaktır. Adaletten kaçmak isteyen Adalet ve Kalkınma Partisi var. İlk yapacakları, tüzük kongrelerinde adalet kelimesini partilerinin adından çıkartmaları olacaktır" diye konuştu.
AK Parti'nin kendi dönemini sorgulanamaz dönem haline dönüştürmek istediğini anlatan Vural, çözüm süreciyle ilgili atılan adımların, hukuki sorumluluktan kurtulmanın, 17-25 Aralık'ta elde edilen verilerin silinmesinin suçların üstünü örtmek anlamına geldiğini ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adıyla alay eden yaklaşımını iade ettiğini dile getiren Vural, "Adıyla ilgili spekülasyonlar çıkaran Arınç, Bülent mi, Bülend mi ne olduğunu ortaya koysun. Ekmeleddin Bey'e kulp takmayınca adıyla uğraşanları gördükçe ne kadar doğru tercih ve adının ne kadar güzel olduğu ortaya çıkıyor" dedi.
"Hükümet memuru kavramı"
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ziyarette TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen "torba kanun" tasarısındaki memurların açacağı davalarda idarenin mahkeme kararını 2 yıl uygulamama hakkının hukuk devletine aykırı olduğunu savundu.
Türkiye'yi itibar kaybına uğratacak bu düzenlemeden vazgeçilmesini umduklarını belirten Koncuk, "Artık devlet memuru kavramı tarihe karışacak, hükümet memuru kavramıyla karşı karşıya kalacağız" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Vural, hükümetin Soma'daki facia sonrası madencilik sektörüne ilişkin iyileştirici adımlar atacağını açıkladığını, ancak bunun istismar edildiğini savunarak, "Özelleştirmelere, kamu kurumlarına ve üniversitelere müdahale eden düzenlemeler torbaya yerleştirildi. Torba yasa, vatandaşın başına çuval geçirme yasası haline getirildi" dedi. - TBMM
