Haberler

Meclise "Kültürel Sözleşme" Çağrısı

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ada: "Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Geliştirilmesi ve Korunması Sözleşmesi üç yıldır TBMM'de bekliyor" "Türkiye'nin artık gözlemci statüsünden katılımcı/taraf ülke statüsüne geçmesi gerekir" "Bu sözleşmeyle Türkiye'den Avrupa'ya giden sanatçıya.

TUĞBA ÖZGÜR DURMAZ - UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Serhan Ada, 194 ülkenin kabul ettiği "Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Geliştirilmesi ve Korunması Sözleşmesi"nin üç yıldır TBMM'de beklediğini belirterek, sözleşmenin bu yasama yılında kabul edilmesi için çalıştıklarını söyledi.

Ada, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumunca (UNESCO) 2005 yılında kabul edilen ancak Türkiye'nin imzalamadığı sözleşmeyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kültürel ifade çeşitliliğinin, kişi ve grupların, azınlıkların önce bulundukları sonra da uluslararası ortamda seslerinin temsil edilmesi anlamına geldiğini belirten Ada, "Sözleşmeyle, sahip olduğumuz mirasın kaybolup gitmemesi, büyük tröstler veya kültür kartelleri tarafından belirlenen içerikler, filmler ve müziklerle fakirleştirilmemesi amaçlanmaktadır" diye konuştu.

Ada, sözleşmenin, bir anlamda dünya kültürüne yön verenler ve bunu maddi alarak da bir egemenlik halinde sürdürenlerle diğerleri arasındaki bir gruplaşma ve dengeleşmenin sonucu ortaya çıktığı bildirdi.

Ada, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bir tarafta Kanada, Fransa ve Almanya'nın başını çektiği çok sayıda Afrika ve Latin Amerika ülkesinin destek verdiği bir grupla özellikle müzik sektöründe ABD'nin, animasyonda da Japonya'nın temsil ettiği iki grup arasındaki denge ve uluslararası ticaret görüşmelerinden de kaynaklanıyor. Ürünlerinin kolay dolaşıma girip kolay tüketileceğini bilenler, serbest ticaret anlaşmalarında kültür ürünlerinin de yer almasını öngörüyorlar. Oysa diğerleri böyle olursa hiçbir zaman rekabet imkanı bulamayacaklarını ve dolayısıyla bu kültürel ifadelerin zaman içinde çok dar alanlarla sınırlı kalacağını söylüyorlar. Burada, kültür ürünlerinin aynı zamanda diğer ürünlerden farklı olarak kimlik taşıyıcısı olduğunu da unutmamak lazım."

Ada, UNESCO'nun en yenilikçi metinlerinden olan sözleşmeyle sanatçının durumu, üretme özgürlüğü, fikirlerin özgürce dolaşımı ve vatandaşların bunu algılayabilmesi için verilmesi gereken eğitime kadar uzanan bir zincirin ortaya çıktığını kaydetti.

-"Türkiye'nin sözünün dinlenmesi için önemli bir fırsat"

Türkiye'nin de kültürel ifadelerin çeşitliliği bakımından büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Ada, şunları dile getirdi:

"Bu sözleşme, bu konuda yapılanların görünür kılınması, uluslararası platformda Türkiye'nin bu alanla ilgili sözlerinin dinlenmeye başlaması bakımından çok önemli bir fırsat. Ayrıca, bu sayede Türkiye'den bir sanatçıya Avrupa'ya giderken vize veya oradaki bürokratik işlemlerde kolaylık sağlanacak. Aynı şekilde ülkemize gelen sanatçılar için de geçerli olacak.

Bu sayede sanatçılarımız uluslararası arenada sesini daha rahat duyurabilir. Bunun parçası olmak bu topluluğun bir parçası olmak anlamına geliyor ki bugün onaylayan ülke sayısı AB ile 134 ise uluslararası topluma mal olmuş böyle bir sözleşmede, Türkiye'nin artık  gözlemci statüsünden katılımcı/taraf ülke statüsüne geçmesi gerekir."

-Sözleşme 3 yıldır mecliste

Serhan Ada, sözleşmenin alt komisyondan sorunsuz geçtiğini ancak 2011'den beri TBMM'de beklediğini anımsatarak, bu yasama yılında sözleşmenin kabul edilmesi için çalıştıklarını bildirdi.

Dünya ülkelerinin üçte ikisinin son 9 yıl içinde sözleşmeyi onayladığına işaret eden Ada, çok geç kalmamakta yarar olduğunu da sözlerine ekledi. - Ankara

Kaynak: AA / Kültür Sanat

Birleşmiş Milletler Türkiye Kültür Sanat Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title