Haberler

Mardin'de Toplu Açılış Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler. Aksi takdirde askerimizle, polisimizle, korucularımızla birlikte, bunları ülkemizden söküp atacağız." dedi.

Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Parkı'nda düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasında, Mardinlilerin açılan çukurlar ve kazılan hendekler nedeniyle çok çileler çektiğini belirtti.

"Açılan o çukurlar ve hendekler, benim buralardaki Kürt kardeşlerime, Arap kardeşlerimize reva mıydı? Buralardaki Süryani kardeşlerime reva mıydı? Ama acımasızca bunu yaptılar. Utanmadan, sıkılmadan da adam gibi dolaşmaya kalkıyorlar." diyen Erdoğan, alandakilere "16 Nisan'da bunu hesabını sormaya var mıyız?" sorusunu yöneltti. Alandaki vatandaşlar Erdoğan'a "evet" karşılığını verdi.

Türkiye'nin dünyada pek çok kişinin kitaplarda okuduğu değişim sancılarını bizzat yaşamış bir ülke olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Şöyle 1990'lı yılları bir gözünüzün önüne getirin. Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranırken yaşadığımız acıları bir hatırlayalım. Hükümetlerin zayıflığı yüzünden yaşadığımız 1994 krizini, cumhurbaşkanı ile başbakan kavga ettiği için yaşadığımız 2001 krizini hatırlayalım. Halbuki bunlar aynı ekoldendi. Sayın Sezer, merhum Ecevit aynı ekoldendi. Ama birbirleriyle kavga ettiler. Faturasını millet ödedi. Millet böyle bir faturayı ödemeye mecbur muydu? 28 Şubat uygulamaları başta olmak üzere demokrasi, hak ve özgürler alanlarındaki kayıplarımızı gözlerimizin önüne getirelim. Koalisyon dönemlerinin ülkemizde açtığı yaraları ne zaman gördük biliyor musunuz, 2002 yılı Kasım ayından sonra gördük. Bu tarihten itibaren kurucusu olduğum AK Parti'nin iktidarıyla istikrar ve güven ortamının meyvelerini toplamaya başladıktan sonra o günlerin karanlığının daha iyi farkına vardık. Hamdolsun 14 yılda Türkiye'yi üç kat büyüttük. Kişi başına milli gelir 3 bin 500 dolardı. Şimdi 11 bin dolar. Bak nereden nereye gelmiş."

"İstikrar olsaydı kişi başına milli gelir 22 bin dolar olurdu"

Erdoğan, "İş bilenin kılıç kuşananın" dediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Mardin'in 15 sene öncesini düşünün. Nasıl bir Mardin vardı, şimdi nasıl bir Mardin var. Havalimanından tut, bölünmüş yollara varıncaya kadar. Böyle modern bir havalimanını buraya getiren kim? Niye? Biz dedik ki Mardin böyle muhteşem bir havalimanına layıktır. Şehirleri bölünmüş yollarla birbirine bağladık mı? Bağladık. Benim vatandaşım, buradaki Kürt, Arap, Süryani bilhassa bütün kardeşlerim buna layık da onun için. Eğer Türkiye 1991 yılından itibaren istikrarlı yönetimlere sahip olsaydı şu anda kişi başına milli gelir 22 bin dolar olurdu. Ama istikrar yoktu, güven yoktu. Onun için de bu sıkıntıları yaşadık. Şimdi hedef 2023 yılında Türkiye'yi bu rakamın da üzerinde bir kişi başına milli gelire ulaştırmaktır."

Tüm güçleriyle ülkeyi büyütmenin ve kalkındırmanın mücadelesini verirken karşılarına sürekli yeni engellerin çıkartıldığına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi krizini, 367 garabetini hatırlıyorsunuz değil mi? Bize cumhurbaşkanı seçtirmemek için Anayasanın, teamüllerin, hukukun ayaklar altına alındığını nasıl unutabiliriz? 16 Nisan'da oylayacağımız sistemin temelini işte bu krizi aşmanın yollarını ararken attık. 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' dediğimizde yönetim sistemimizdeki değişimin ilk adımını zaten atmış olduk. Bu sıkıntıyı geride bıraktık ama sabotajlar bitmedi. Milletimiz her seçimde bize olan desteğini daha da artırdığı için bu engelleri de birer birer geride bıraktık. Baktılar ki bizimle sandıkta başa çıkamayacaklar daha alçak, daha sinsi, daha ahlaksız yollara başvurmaya başladılar."

"Demokrasi ve hukuk içerisinde yapılan her mücadeleye bizim saygımız var"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013 yılından itibaren Türkiye'ye ve kendilerine yönelik saldırıların mahiyetinin değiştiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Halbuki biz 2023 hedeflerimizi ilan etmiş, terör sorununun tamamen çözümü için gereken iradeyi ortaya koymuş, hizmetlerimize devam ediyorduk. Önce Gezi olaylarıyla milletimizin içine bir fitne tohumu atmayı denediler. Oradan bir sonuç çıkartamadılar. 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimini başlattılar. FETÖ. Yine netice alamadılar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüzü kesmeye çalıştılar. Milletimiz yüzde 52 oranında destekle bu kardeşinizi Cumhurbaşkanı seçtiniz. Tabii bu defa da sukutuhayale uğradılar. 7 Haziran 2015 seçiminde hiçbir parti tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu elde edemeyince bir anda bunların gözleri parladı. Yıllardır arayıp da bulamadıkları fırsatı yakaladıklarını düşündüler. Demokrasi ve hukuk içerisinde yapılan her mücadeleye bizim saygımız var. Ama 7 Haziran sonuçlarını ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine yönelik saldırıların bahanesi yapanların böyle bir derdinin olmadığını hep birlikte gördük."

O dönem Diyarbakır'da 53 vatandaşın terör saldırısıyla hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, "Ölen Kürt, öldüren, onlar da Kürt. ya bu reva mıdır? Benim o Kürt kardeşlerimden ne istiyorsun? Ne yaptı onlar size? 15-16 yaşındaki bir genci haince, katilce şehit ettiler. Ne istediniz? Diyarbakır Belediyesinin önünde analar ağlıyordu, bunlar Kürt annelerdi, çocuklarını kaçırdınız. Kız demeden, erkek demeden dağa kaçırdınız. O anneler orada günlerce ağladı. Utanmadınız mı, sıkılmadınız mı, o anaları nasıl ağlattınız? Utanmadan 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' dediler. Yalan. Ben, Kürt'ün de Arap'ın da Türk'ün de Laz'ın da Çerkez'in de Gürcü'nün de Abaza'nın da Boşnağın da 80 milyonun temsilcisiyim. Niye? Çünkü yaratılanı yaradandan ötürü seviyorum da onun için."

"Türkiye Cumhuriyeti 80 milyon vatandaşımızın tamamının devletidir"

Dertlerinin Türkiye olduğununu ifade eden Erdoğan, "Ama bunların derdi çukur. Çukurla işi olanların derdi olur mu? Olmaz." dedi.

"Derdi millet olanın bombalarla, patlayıcılarla ne işi olabilir? Derdi Kürt kardeşlerimiz olanın, onların evlerini başlarına yıkanlarla, çocuklarını ellerinden alıp dağa götürenlerle ne işi olabilir?" diye soran Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Terör örgütü, birileri tarafından kendisine verilen Türkiye'ye zarar verme, Türkiye'yi oyalama, yıpratma misyonu için gözünü kırpmadan Kürt kardeşlerimizi ateşe atmıştır. Siyasetin kendilerine verdiği imkanları terör örgütünü bu yanlış yoldan döndürmek için kullanmak yerine onun emrine verenler de aynı ateşe odun taşımışlardır. Bunlar gittiler Kürt kardeşlerimle en ufak tarihi veya manevi bağı olmayan marjinal örgütlere, Kandil'deki terör baronlarına piyonluk yaptılar."

Tüm dünyayla ve ülkeyle birlikte, bölgedekilerin de kimin gelecek, güvenlik ve refah için çalıştığını ve yanlarında olduğunu, kimin de bunları yok etmek için saldırdığını gördüğünü belirten Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 80 milyon vatandaşımızın tamamının devletidir. Devletimiz meseleleri konuşarak, görüşerek, kimsenin burnu kanamadan çözmek için uzattığı eli ısıranların başını ezmeye muktedirdir. Nitekim çukur eylemlerini başlatan terör örgütünü açtığı çukurlara gömerek bu gücünü göstermiştir." diye konuştu.

Bu süreçte zarar görenlere devletin sahip çıktığını ve yapılan evlerin teslim edilmeye başlandığını anlatan Erdoğan, yıkılanların yerine daha güzelini yapmak, zararları telafi etmek ve istihdam alanı yaratmak için tüm kurumların yoğun çaba sarf ettiğine dikkati çekti.

Mazı Dağı'nda 3 bin 600 kişinin çalıştığını aktaran Erdoğan, "Ülkemizi ve özellikle bölgedeki kardeşlerimizi terör örgütünün tasallutundan tamamen kurtarmak için, güvenlik güçlerimiz günün 24 saati, yılın 365 günü çalışmakta. Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler. Aksi takdirde askerimizle, polisimizle, korucularımızla birlikte, bunları ülkemizden söküp atacağız." ifadesini kullandı.

AK Parti'nin yola çıkarken Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik temelinde yükselteceklerini söylediğini, daha sonra buna enerji, ulaşım ile gıda ve tarımı ilave ettiklerini anlatan Erdoğan, Türkiye'nin 81 iline üniversite yaptıklarını anımsattı.

Sağlıkta da reform gerçekleştirdiklerini, her vatandaşın artık istediği hastaneye gidebildiğini dile getiren Erdoğan, en kısa zamanda Mardin'e de şehir hastanesi yapılacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü yaparken "10 sene önce daha iyiydik" dediğini hatırlatarak, "Şimdi daha kötüyse sorumlusu sensin. Seni oraya boşuna mı genel müdür yaptılar? Bunlardan bir şey olmaz, 5 keçi ver, 5 koyun ver, kaybeder gelirler. " dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat AK Parti Mardin Politika Güncel Haberler

title