LGBTİ, İstanbul Valiliği'nin Yasaklama Kararına Tepki Gösterdi
İstanbul Valiliği'nin yürüyüşlerini yasakladığı LGBTİ "Valilik, tehditlere yönelik önlem almak yerine insan hak ve özgürlüklerini harcamayı tercih etmiştir. dedi.
26 Haziran günü Onur Yürüyüşü adı altında İstanbul'da LGBTİ'lilerin yapmayı planladıkları yürüyüşe Valilikten onay çıkmaması üzerine tepki gecikmedi. LGBTİ'den yapılan açıklamada, "Valilik, tehditlere yönelik önlem almak yerine insan hak ve özgürlüklerini harcamayı tercih etmiştir. denildi.
"BİZLER İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR"
Yazılı açıklamada şöyle denildi:
"Yıl boyunca yaşadığımız hak ihlallerine ses çıkarmak, eşitlik, özgürlük, yasal statü talebimizi dile getirmek ve varoluşumuzdan utanç değil 'onur' duyuyoruz demek için 2003 yılından beri her Haziran ayının son Pazar günü İstiklal Caddesi'nde LGBTİ+ Onur Yürüyüşünü düzenlemekteyiz. Sene de bir gün de olsa şehirlerin merkezinde görünür olmak bizler için büyük önem taşımaktadır. İstanbul Valiliği bugün yaptığı basın açıklamasıyla 26 Haziran 2016 tarihinde planlanan yürüyüşü yasakladığını duyurmuştur. Aynı kurum, geçtiğimiz sene 100 bin kişinin katılması beklenen Onur Yürüyüşü'nü de 'Ramazan ayı dolayısıyla bazı grupların hassasiyetleri' gerekçesiyle engellemeye çalışmış, onlarca kişinin yaralanmasına yol açmıştı. Kaydedilen şiddet görüntüleri bütün dünyada yankı bulmuştu"
"YARGI MERCİLERİNE BAŞVURACAĞIZ"
"İstanbul Valiliği, basın açıklamasında yürüyüşe yönelik tehditleri gerekçe göstermiştir. Bir kere de buradan hatırlatıyoruz: Devletin asli görevi hak kullanımını engellemek değil, hakkın kullanılmasına engel olan durumları ortadan kaldırmaktır. Başka bir deyişle, Valilik, tehditlere yönelik önlem almak yerine insan hak ve özgürlüklerini harcamayı tercih etmiştir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, en temel insan haklarından biri olan ifade özgürlüğünün bir parçasıdır ve gerek anayasal gerek uluslararası sözleşmelerce koruma altına alınmıştır. Anayasa'da da geçtiği gibi 'Herkesin önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı vardır' Aynı şekilde 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerinin Düzenlenmesine İlişkin kanunda da bu hakkın hangi usullerle kullanılacağı izaha muhtaç olmayacak derecede izah edilmiştir. Tekrar etmek gerekirse valiliğin bu kararı hukuka ve kanuna aykırıdır.
Konuyla ilgili hukuki süreci Onur Haftası Komitesi olarak takip edeceğimizi ve yargı mercilerine başvuracağımızı kamuoyu önünde bir kez daha saygıyla duyuruyoruz"
VALİLİK YÜRÜYÜŞE İZİN VERMEDİ
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Bazı basın organları, internet siteleri ve sosyal medyada, LGBT üyeleri tarafından 19-26 Haziran 2016 tarihlerinde Taksim'de düzenleyecekleri bir yürüyüşe çağrı yapıldığı anlaşılmaktadır. Valiliğimizce, başta katılımcılar olmak üzere vatandaşlarımızın güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan günlerde bu yönde bir toplantı ve gösteri yürüyüşü tertip edilmesine izin verilmeyecektir. Bu tür etkinliklerin nerelerde yapılabileceği de, yasa gereği önceden ilan edilmiştir. Değerli İstanbullu hemşehrilerimizin bu tür çağrılara itibar etmemelerini, Güvenlik Güçlerinin bu yönde yapacağı uyarılara riayet ederek yardımcı olmalarını rica eder, kamuoyuna saygıyla duyururuz. Kamuoyunun bilgilerine duyurulur."
ALPERENLER TEHDİT ETMİŞTİ
Alperen Ocakları Başkanı Kürşat Mican, geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı düzenleyerek, Onur Yürüyüşü'nü yaptırmayacakları tehdidinde bulunup, "Biz her şeyi göze aldık direk yürüyüşü engelleyeceğiz" açıklamasını yapmıştı. Mican daha sonra ise "Daha önce bu grubu uyardık, arkadaşları uyardık, temsilciler gönderdik. Biz Müslüman Türk milletiyiz, halkımızın yüzde 99'u Müslüman. Doğru, hoşgörü içinde yaşamalıyız ama bizim dini değerlerimizi yok sayarak, bizi hiçe sayarak bu yürüyüş yapılamaz. Biz, yarı çıplak şekilde ellerinde içki şişeleriyle birlikte ecdadımızın kanlarıyla sulanmış mübarek şehirde, kutlu şehirde böyle dolaşmalarını istemiyoruz. Biraz hukuk dışına çıkıyor gibi görünüyor ama hukuk dışına çıkılıyor diye algılamayın bunu. Ziya Paşa'nın sözlerini hatırlatırken bir tehdit yok" demişti.