Haberler

"Kuyumculukta Marka Sadece Televizyon Dizilerinde Var"

Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Güner: "Mücevheratta marka sadece yurt içinde, sadece televizyon dizilerinde var. Bugün yurt dışında bir markamız yok" "Elmas borsasını...

Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, Türkiye mücevherat sektörünün "marka olma"  açısından dünyadaki konumuna ilişkin "Mücevheratta marka sadece yurt içinde, sadece televizyon dizilerinde var. Bugün yurt dışında bir markamız yok. Sektörün markaları kızabilirler. Ancak mücevher sektöründe Turkquality'i kullanan kaç marka var diye sorarsanız 3 tane yok derim" dedi.

Türkiye'deki mücevherat sektörünü AA muhabirine değerlendiren Güner, son dönemde yaşanan döviz kurundaki artışın iç piyasaya çalışan firmaları etkileyebileceğini, ancak ihracatçının avantajına olduğunu söyledi.

Türkiye'de ödedikleri işçi maaşlarının TL olarak ödenmesinden dolayı kurdaki artışın kuyumculuk ve mücevher sektörüne olumlu yansıdığını dile getiren Güner, döviz kurunun yükselmesinin içerideki üreticiyi yurt dışına mal satma psikolojisine yönlendirdiğini savundu. Güner, "Kurdaki artışı neden bu kadar büyütüyorlar anlamıyorum. Eğer ilk geldiği noktadan bugün geldiği noktaya bakarsak ne kadar zamanda gelmiş enflasyona göre hesap edersek zaten daha üzerinde olması lazım. Kurun yükselmesi demek bana göre bizim sektör için de bütün sektör için de ithalatın azalması ve ihracata göz dikmesi demektir. Aşırıya kaçmadıktan sonra yararlı" diye konuştu.

Kur artışından ihracatçı olarak memnun olduklarını dile getiren Güner, "Ancak iç piyasadaki bir kuyumcuya giderseniz 'kur yüksek olduğu için mal satışlarımız yüzde 10-15 düştü' der. Türkiye'de son 5 aya bakıldığında Türk halkı altına çok büyük bir yatırım yaptı. Hiç olmadığı kadar altın girişi oldu Türkiye'ye. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da (TCMB) açıklama yaparken altın hariç diye açıklama yapıyor ama sonuç olarak kurun yüksek olması içerdeki üreticinin de gözlerini yurt dışına dikmesi demek" ifadelerini kullandı.

"2008 krizinde altınlar bozdurulup borçlar ödenmişti"

Altın ithalatının artışıyla ilgili de açıklamalarda bulundan Güner, ithal edilen altınların Türkiye'de olabilecek krizlere karşı çıkış niteliği taşıdığına işaret ederek, "2008 krizinde altınlar bozdurulup borçlar ödenmişti. Şimdi o altınlar yerine koyuldu tekrar. 2008 krizinde satılan altın miktarı çok yüksekti buradan devamlı hurda altın çıktı dışarıya. Şimdi o altınlar insanların ekonomik durumu düzeldikçe yerine konuluyor. Altını cari açık gibi görmemek lazım bunlar bizim elimizde. Türkiye zor durumda kaldığı zaman herkes bir bilezik versin derse var yani" "dedi.

Altın fiyatlarının düşmesinin vatandaşın alım gücünü artırdığını dile getiren Güner, bu durumun kuyumcular için de satışlar açısından olumlu olduğunu aktardı.

"Türkiye'de indirim konusunda denetleme yapılmıyor"

Mücevherat sektöründe gerçek anlamda indirim olmadığını ve bu konuda yeterinde denetleme yapılmadığını vurgulayan Güner, şöyle devam etti:

Bu sektörün başkanı olarak söylüyorum yapılan indirimlerin gerçek olduğuna inanmıyorum. Çünkü adam cama yazıyor 'yüzde 100, yüzde 70 indirim'... Neye göre indirim? Böyle bir şey yok ki, sıfır maliyetle mi üretiyorsunuz bunları? Bu iş Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı… Sadece bizim sektörümüz için geçerli değil maalesef Türkiye'de bu konuda bir denetim olmadığı için indirimleri mantığa uygun bulmuyorum.

Camda indirim olmaz, tüketici bunu araştırarak anlayabilir. Altının gramı belli, altının fiyatı dünyada belirlenen bir fiyat kıymeti var. Ancak yüzde 100 indirim olmaz. Hem pırlanta satacak hem altın satacak yüzde 100 indirim olacak. Malın değerinin sıfır olması lazım. Bunu benim mantığım kabul etmiyor. Kuyumculukta böyle bir kar yok. Bütün Alışveriş Merkezleri'nde (AVM) en küçük dükkanlar kuyumcularındır ve en çok kapanan da kuyumculardır. Çünkü kuyumcular çok düşük kar marjı ile çalışır."

"Kuyumculukta marka sadece televizyon dizilerinde var"

Ayhan Güner, Türkiye mücevherat sektörünün "marka olma"  açısından dünyadaki konumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Mücevheratta sadece "yurt içi marka" olduğunu anlatan Güner, "Marka sadece televizyon dizilerinde var. Bugün yurt dışında bir markamız yok. Sektörün markaları kızabilirler. Ancak mücevher sektöründe Turkquality'i kullanan kaç marka var diye sorarsanız 3 tane yok derim" şeklinde konuştu.

Yurt dışında marka olabilmek için yurt dışındaki firmalarla aynı şartlarda üretim yapmanın önemine değinen Güner, bu durumun en büyük sebebinin sorunlu ÖTV uygulamasından kaynakladığını ileri sürdü.

Güner, şöyle devam etti:

"Çünkü bugün siz ihracat yapacağınız ürünü yüzde 20 ÖTV ödeyerek ithal ederseniz ve bunu ihracatta da geri alamazsanız yüzde 20 maliyet fazlasıyla başlıyorsunuz rakibinize karşı. Bu markalar belki yurt dışına açılacaklar dükkanlar açacaklar. Türki cumhuriyetlerde AVM' ler yapılıyor bakın orada kuyumculuk yok. Onun için bizim sektörün yurt dışında marka olunması isteniyorsa yurt dışındaki firmalar hangi şartlarda üretim yapıyorlarsa aynı şartlarda üretim yapmalıyız. Altın takıda problem yok. Bugün altın takı satabiliyoruz. Ancak bizim katma değeri daha yüksek ürün satmamız lazım. İmalatçı gelen hammaddeyi yüzde 20 vergi imalata sokarsa yurt dışına mal satma imkanı var mı? Dünya piyasasında büyük toptanlarda kar marjı çok yüksek olmaz zaten, yüzde 20-30 kar marjı ile satarsın. Yüzde 20 ile satarsan  kar marjın kalmıyor. Markaların yurt dışına açılamamasının en büyük sebebi bu, altından marka olmaz. Marka mücevherden olur."

"Elmas borsasını çalıştırırsak her gün buraya 3 uçak dolusu adam gelir"

Müceherat sektöründe Türkiye'nin 10 sene önceye kıyasla ilerleme göstermesine rağmen, istenilen düzeye gelinememesinin elmas borsasının aktif olmamasından kaynaklandığını dile getiren Güner, şunları kaydetti:

"Borsa kurulalı iki sene oldu ve 123 üyesi var. Bu borsa kara elmasın, kaçak elmasların Türkiye'ye girmesinin engellenmesi için kuruldu. Bu borsanın çalışması lazım. Tüm dünyadaki borsalara elmaslar sıfır olarak ham halde işlenmemiş olarak giriyor. İç piyasa talep ediyorsa KDV'sini istiyor ancak yurt dışına satıyorsan bir şey talep etmiyor. Bu kadar basit. Belçika'da da bu böyle ve geçen sene 58 milyar dolar ciro elde ettiler. Biz 2 milyar dolar mücevherat ihracatından bahsediyoruz. İstanbul finans merkezi olacak esasında en büyük ayaklarından bir tanesi de bu.  Elmas borsasını çalıştırırsak her gün buraya 3 uçak dolusu adam gelir. Bizim Belçika'ya göre avantajımız Belçika'da altın toptancısı, zincir toptancısı, makine parkuru yok vitrin malzemeleri sanayisi var. Bizde bunların hepsi var, müşteri var. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bizde var. Ortadoğu'nun ve Avrupa'nın en büyük üretim merkezi Türkiye'de bulunuyor. Dünyada altınları her yerde kabul gören 3 tane rafineri bizde var. Buraya gelen mücevher işi yapan kişi her şey alabiliyor." - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Ayhan Güner Belçika Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title