Haberler

Jammerlı Oda Kabusu: Bakan Davutoğlu "Jammerlı Oda Dinlendi, Piyonlar Varsa Önce Bunlar Ortaya...

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, makamında yapılan Suriye ile ilgili bir değerlendirmeye ait olduğu iddia edilen ses kayıtların nasıl elde edildiğine ilişkin araştırmaların sürdüğünü belirterek "Jammer, yani sinyal kesici olan bir oda dinlendi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, makamında yapılan Suriye ile ilgili bir değerlendirmeye ait olduğu iddia edilen ses kayıtların nasıl elde edildiğine ilişkin araştırmaların sürdüğünü belirterek "Jammer, yani sinyal kesici olan bir oda dinlendi. Bunun askeri mahiyette bir saldırıdan farkı yok. Buna hizmet eden piyonlar açığa çıkarılacak. Piyonlar varsa, önce bunların çıkarılması lazım" dedi.

Ahmet Davutoğlu, yerel seçim dolayısıyla bulunduğu Konya'da özel bir haber kanalı ile yaptığı mülakatta YouTube'ya erişimin engellenmesine yol açan ortam dinlenmesi ile ilgili olarak ,"Jammer, yani sinyal kesici olan bir oda dinlendi. Bunun askeri mahiyette bir saldırıdan farkı yok. Buna hizmet eden piyonlar açığa çıkarılacak. Piyonlar varsa, önce bunların çıkarılması lazım" sözlerini kullandı.

"Bu işi, bu dinleme teknolojisiyle ilgili olabilecek alternatifleri değerlendiriyor arkadaşlar" diyen Davutoğlu, "Jammer'ın kullanıldığı bir odadır orası. Bu piyonları kullanan eller kimse ha sınır ihlali yaparak saldırıda bulunmuşsunuz ha devletin mahrem toplantılarını dinlemişsiniz. Bu açık bir saldırıdır. Başka türlü yapılan ihlal lokal kalabilir uçağın ihlali gibi. Ama askeri ve güvenlik opsiyonlarının konuşulduğu bir toplantıya böyle bir siber saldırı yapılmışsa bu askeri mahiyetli bir saldırıdan farkı yok" şeklinde konuştu.

-"AK PARTİ'YE DEĞİL DEVLETE BİR SALDIRIDIR"-

"Karşılık askeri mi olur yani?" sorusuna Davutoğlu " Mahiyet olarak söylüyorum yoksa Türkiye hukuk devletidir ve bu kurallar içinde olur. Önce piyonlar sonra arkasında kimler varsa bir akıl varsa gerisinde onlar" dedi. Davutoğlu şöyle devam etti:

" Eğer bu olay bundan 5 sene önce olmuş olsaydı arkadaki güçlerle ilgili farklı senaryolar düşünülebilirdi. Eğer bu olay Türkiye'de üç seçimin son 12 yıl içinde Türkiye'nin biriktirdiği güç malum, bu güçten rahatsız olanlar malum. Böyle üç kader seçiminin birinci aşamasında mahalli seçimlerden iki gün önce olmuşsa, hatta sürekli Türk siyasetine dinleme gündeme düşmüşse, daha önce Cumhuriyet Halk Partisi için de Milliyetçi Hareket Partisi için de manipülasyon yapılmaya çalışıldı. Türk siyasetine müdahale bu. Biz o zamanda açık ve net bir tavır almıştık. Ama bu AK Parti'ye bir müdahale değil. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine dönük bir saldırıdır. Orada konuşulan konu AK Parti stratejisi değil. Dışarıda olan bir askeri birliğimizin, güvenliğinin teminat altına alınması."

-"KAOS SENARYOSU"-

Davutoğlu, eylemin bir saldırı olduğunu, ifade özgürlüğü ile bir alakasının bulunmadığını belirttiği mülakat sırasında "Başbakan'ın kriptolu telefonlarının kayıtlarının yayınlanması, bakan görüşmelerinin yayınlanması, bir takım değişik tapelerin yayınlanması bunları arka arkaya getirdiğinizde kimse bizi bunlar ayrıydı, bu dinleme ayrı bir şey argümanına inandıramaz" şeklinde konuştu. Davutoğlu şunları da söyledi:

"Türkiye'de siyaseti dizayn edip tekrar bir kaos senaryosu yönetmek isteyen kimlerse içerde veya dışarıda bu piyonları kullanmak isteyen kimlerse bunlarla ilgili çalışmalar yapılacak. Burada önemli olan siyaseti dizayn etmek isteyenler, partimizin seçimlerde darbe yemesini ve bu suretle Türkiye'nin bütününde siyaset yapan AK Parti'nin bir darbe yemesi sonucunda Türkiye'nin tekrar koalisyonlara ve kaosa yöneltilerek kolay idare edilebilir, yönlendirilebilir, kapalı kapılar ardında manipüle edilebilir hale gelmesini isteyenlerdir bunlar. Suriye ve IŞİD dememde de bunların ortaya çıkması onların işine yaramıştır. Bu dinlemeleri yapanlar ve bunlara sessiz kalanlar rejime ve İŞİD'e hizmet ediyorlar."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan toplantıya ilişkin olarak da toplantıya katılanların hepsinin MGK üyesi olduğuna işaret ederek "Hepsi Türkiye'nin stratejisini belirleme yetkisine ve sorumluluğuna haiz insanlardır" dedi. Davutoğlu, Özgür Suriye Ordusu çekilmek zorunda kalınca bir güvenlik değerlendirme toplantısı yapılması gereğinin ortaya çıktığını belirterek şöyle devam etti:

"Hangi tedbirleri alırsak ulusal güvenliğimizi teminat altına alırız ve nasıl bir yol izlemek lazım. Bu toplantı esas toplantı değil. Heyetler salonda beklerken harita ve bütün görsel malzemelerle ve alandaki askeri dengeleri gözetecek şekilde her bir birim bana sunuşta bulundu. O sunuş öncesinde ben her birimden görüşleri alıyorum. Bu toplantı o toplantı. Muhteviyatını hiçbir zaman teyit etmiyoruz çünkü tahrip edilmiş bir muhteviyat. O yüzden kimse buna bakarak kimse hakkında hüküm vermeye kalkmasın. Bizi ilgilendiren böyle bir olayın olmuş olması daha çok. Bu olayı açık bir tecavüz ve saldırı olarak görüyoruz. Ben bütün sunumlardan sonra bütün verilerle akşam Başbakanımıza giderek arz ettim. Şu senaryoda şu uygulanacak filan. Ama o toprağın savunması ve oradaki askerlerimizin güvenliğinden asla taviz verilmeyecek. Birileri bize saldırı yaptı diye, birileri Türkiye içinde bu saldırıdan medet umarak bu saldırıyı kullanarak muhalefeti de kastederek söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin zaaf içinde gösterilmesinden medet umarak "bir takım spekülasyonlar yaptı' diye bizim devletimizin oradaki askerimizin güvenliğini riske atmayız."

Ahmet Davutoğlu, Ukrayna için de benzer bir toplantı yapıldığına da, MİT ve Genelkurmay üst düzey yetkilileriyle görüşüldüğünü, sonra da diğer birimlerin katıldığı toplantı gerçekleştiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Devlet dediğiniz yapı her şeyi konuşur her şeyi değerlendirir. O kriz masasının altındaki birim 24 saat çalışıyor" ifadesini de kullandı.

Türkiye'nin olmadan Afganistan, Bosna, Suriye gibi konularda karar alınamadığını vurgulayan Davutoğlu, " Böyle stratejik rolü olan ülkeye dışarıdan herkes müdahil olmak isteyebilir. İçerde işbirlikçiler olabilir" dedi.

-"ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR, GÖZALTI YOK"-

Ortam dinlenmesinin teknik olarak nasıl yapıldığının bilinip bilinmediğine ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, " Araştırmalar sürüyor" dedi ve bu tür eylemlerin önlenememesi ile ilgili olarak da ABD'nin "tüm devlet hafızasının sızdırıldığı" Wikileaks olayını örnek verdi.

Bakan Davutoğlu, mülakat sırasında "bir korumasının gözaltına alındığı" iddiası için ise böyle bir şey olmadığını söyledi.

Bakanlıktaki güvenlik durumuna ilişkin olarak da odaları normal olarak gözden geçildiğini anlatan Davutoğlu, alınması gereken önlemlerin alınacağını vurgulayarak "Bir zaaf varsa giderilmesi için tedbir alınır" şeklinde konuştu.

-KILIÇDAROĞLU'NA SERT TEPKİ-

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Bakanlık'taki ortam dinlenme olayından önce hükümetin seçimlerden önce orduyu Suriye'ye sokmak isteyebileceğini söylerken "Buradan Genelkurmay Başkanı'na seslenmek isterim, Türkiye'yi maceraya sokmayın" sözlerini kullanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösterdi. Davutoğlu şunları söyledi:

"Açık söylemek gerekirse Kemal Kılıçdaroğlu'nun son derece çelişkili ifadelerinden sonra birden bir ilham gelmişçesine böyle bir açıklamada bulunması, birileri oraya gitti mi kanaatini doğuruyor. Aslında Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama sorumluluğu var. Yarın iktidar olma iddiasında olması gereken bir parti hiçbir zaman böyle iddiaları olmadı, olamaz ama normalde böyle olması beklenir. Dolayısıyla kendisinin de sorumluluk sahibi bir siyasetçi olarak davranması ve açıklaması gerekir."

Davutoğlu "gerçekten bu olayın oluş süreci var. Sorumluluk da, yetkide bize aittir" dedikten sonra "Bunu inceleyeceğiz. Olay ortaya çıktıktan sonra da ortaya konan tepkilere baktığınızda Türk siyaseti açısından son derece üzüntü verici bir tablo ile karşı karşıyayız" ifadesini kullandıktan sonra şöyle devam etti.

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun dünkü ifadesi, açık bir şekilde Genelkurmay İkinci Başkanımız, daha önce eski emekli bir büyükelçinin Cumhuriyet Halk Partisi'nde Osman Korutürk'ün Sayın Feridun Sinirlioğlu ve sayın Yaşar Güler'i hedef alan yaklaşımları açık bir şekilde sorumsuzluktur. Orada şerefle görev ifa eden üç üst düzey güvenlik görevlisi var. Bende bir bakan olarak onlardan rapor alıp bu raporu başbakanımıza iletmek için derliyorum. Şimdi oradaki Genelkurmay İkinci Başkanımız hayatı boyunca çok sağlam bir sicil ve askerlik onuruyla o göreve gelmiş bir yetkili olarak, tabii ki her şeyi bizimle açık bir şekilde paylaşır kanaatini söyler. Devlet işleyişi böyledir."

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de toplantıda konuşanların aynı devlet yetkilileri olduğunu vurgularken "iki ayrı devlet yok" dedi. Toplantıda siyaset ve AK Parti'nin konuşulmadığını da ifade ede Davutoğlu, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile beş yıl çalıştığına işaret ederek Sinirlioğlu'nun birikimini gözlediğini anlattı. Davutoğlu şöyle konuştu:

"Orada iki devlet yok. Türkiye Cumhuriyet devletinin bakanıyla Türkiye Cumhuriyet devletinin Genelkurmay İkinci Başkanı, MİT Müsteşarı ve Dışişleri Müsteşarı konuşuyor. Orada siyaset konuşulmuyor. Konya'da miting meydanında AK Partili olarak konuşurum ama bakan olarak beni eleştiren hatta nefret edenlerin güvenliği bile bizden sorulur. Biz orada 75 milyonun kaderini konuşuyoruz. Biz orada her şeyi konuşuruz. Siz tutup Genelkurmay İkinci Başkanını, MİT Müsteşarını kıt bir akılla ve devlet geleneğine aykırı biçimde siyasi otoriteye isyana teşvik ederseniz onların dediğini yapmayın derseniz bu açık bir şekilde bürokrasiyi siyasete karşı isyan etme teşebbüsüdür. Devlet ahlakına geleneğine sahip olan en önemlisi demokrasi anlayışına sahip olan hiç kimse bunu yapamaz. Tutmaz ya bütün bu komplolar tutsa Genelkurmay İkinci Başkanı, Cumhuriyet Halk Partisi'ne mi hizmet etmiş olacak? Dışişleri müsteşarıma sonuna kadar kefil olduğum bir arkadaşımızdır. Hakan Fidan'a dönük uluslararası komploları herkes biliyor. Gerçekten fedakâr ve vatanperver. Güvenlik birimlerinin yetkililerine sahip çıkmazsak, biz hükümet olarak sahip çıkarız her zaman. Kemal Kılıçdaroğlu'na söylüyorum Korutürk'e söylüyorum hesabınız varsa bizimle görün. Varsa zaten halk bu hesabı 30 Mart'ta görecek. "

-"TWİTTER BİR ÖZGÜRLÜK FEDAİSİ DEĞİL"-

Mülakat sırasında Davutoğlu'na Twitter ve YouTube'ya erişimin engellenmesi de soruldu. Davutoğlu, Twitter için "bir özgürlük fedaisi değil, uluslararası bir şirket" diyen Davutoğlu, söz konusu sosyal medya sitelerini, Türkiye'nin istediği yayınları durdurmadığı için eleştirdi.

Dün Dışişleri Bakanlığına ilişkin ses kaydının ortaya çıkması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile istişare ettiklerini anlatan Davutoğlu, YouTube'un hemen kapanmadığını, şirket ile temasa geçildiğini ancak YouTube'un istenenleri yerine getirmediğini anlattı.

Olup bitenler için "bir ulusal güvenlik meselesi" olarak niteleyen Davutoğlu, "Bu fikir hürriyeti değil" dedi ve devlet olarak gereken önlemlerin alındığını ve alınacağının altını çizdi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Brüksel'e gittiğinde neler anlatacağı yönündeki bir soruyu yanıtlarken de "Bu muhataplarımın hepsini uzun yıllardır tanıyorum, onlar da bizi tanırlar. Kimse bize hesap sorar tarzda bir soru yöneltemez. Bu mesele sizin ülkenizde olsaydı nasıl tavır alırdınız diye soruyorum sadece. Kimse de tutup biz başbakanımızın, dışişleri bakanımızın dinlendiği bir metni açıksa internet ortamından yayınlanmasına izin verirdik diyemez. Geçmiş örnekleri var bunların" ifadelerini kullandı.

-NETANYAHU'NUN DANIŞMANI SAVI-

Mülakatın son bölümünde de Davutoğlu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir danışmasının Türkiye'ye gelerek görüşmelerde bulunduğu savı için "Hayır. Daha önce yaptığımız açıklamalar neyse oradayız" dedi.

Kaynak: ANKA / Dünya

Cumhuriyet Halk Partisi Ahmet Davutoğlu Ak Parti Suriye Dünya Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title