Haberler

İzmir'deki Fetö/pdy'ye "Finansal Destek" Davası

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finans desteği davasında yargılanan tutuklu sanık Ahmet Küçükbay savunma yaptı.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finans desteği davasında yargılanan tutuklu sanık Ahmet Küçükbay savunma yaptı.

İzmir'deki soruşturma kapsamında FETÖ/PDY yapılanmasına finans sağladığı iddia edilen TMSF'ye devredilen Küçükbay Holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, Kavuklar Grubu'nun eski başkanı ve Gediz Üniversitesi kurucu üyesi Abdullah Kavuk, oğlu Metehan Kavuk ile kuyumcu Şeref Sipahi'nin yargılanmasına başlanıldı.

İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Küçükbay, Kavuk ve Sipahi ile tutuksuz yargılanan Metehan Kavuk ve avukatları katıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Küçükbay, iddianamede yer alan şu suçlamalara ilişkin savunmasını yaptı:

"Şirketleri üzerinden FETÖ'ye finansal destek sağladığı, kapatılan Samanyolu televizyonunun kurucuları arasında yer aldığı, emir ve talimatlar doğrultusunda örgüt adına maddi menfaat sağladığı, örgüt mensupları tarafından örgüte yeni üye, maddi kazanç elde etmek üzere vizyon ve tanıtım yüzü olarak kullandırılmasına izin verdiği, FETÖ'nün sözde "Ege Bölgesi İmamı" Bekir Baz'ın haftalık toplantılarına iştirak ettiği, 'Babalar Grubu' olarak adlandırılan örgütün en yüksek mütevellilerinden birisi olduğu, örgüt adına düzenlenen toplantılara yer temin ettiği, örgüt tarafından yapılan toplantı ve gezilere de katıldığı,

örgüt ile iltisaklı olduğu tespit edilen kapatılan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF) ve İzmir Genç İş Adamları Derneği (İGİD) gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucuları arasında yer aldığı, kapatılan Bank Asya'ya örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla yüklü miktarda maddi destek sağladığı."

Tutuklu sanık Küçükbay, öncesinde dini bir yapı olarak bildiği FETÖ'den herhangi bir talepte bulunmadığını, bu örgütle bir hayırsever iş adamı olarak irtibatlı olduğunu söyledi.

1982 veya 1983'te şirketine gelen Mahmut Akdoğan isimli bir doktorun Gülen'den bahsettiğini anlatan Küçükbay, şöyle konuştu:

"Akdoğan, Bozyaka semtindeki kapatılan Özel Yamanlar Koleji'nde çay içeceklerini söyleyerek beni davet etti. Örgüt elebaşı Gülen'in de yer aldığı toplantıya katıldım. Okula gittiğimizde beni 5. kata çıkardılar. Buradaki salona girdiğimizde yere oturduk ve salonda bizimle örgüt yöneticisi olduğunu sonradan öğrendiğim Kudret Ünal, Ahmet Kurucan, Necdet İçel, Barbaros Kocakurt, Hayati Kalaycı, Mehmet Ali Şengül'ün de bulunduğu çok sayıda kişinin orada beklediğini hatırlıyorum. Bir süre sonra Fetullah Gülen salona geldi. Herkes ayağa kalkarak hürmet gösterdi. Gülen, koltuğa oturup konuşmaya başladı. Sohbet bittiğinde çay içtik. 1982'li yılların başında Fetullah Gülen cemaatiyle bu şekilde tanışmış oldum. Gülen'le bunun dışında Türkiye'de bir araya gelmedim."

TUSKON, ESİDEF ve İGİD gibi sivil toplum kuruluşlarına üye olduğunda doğru bir yerde durduğunu zannettiğini ancak bunda yanıldığını belirten Küçükbay, bu yapının hayır kurumu ve dini yapıdan çıktığını, devlete zarar verdiğini gördükten sonra 17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından söz konusu derneklerden istifa ettiğini belirtti.

Kapatılan TUSKON'un Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral ile hükümeti eleştiren konuşmasının ardından görüştüğünü dile getiren Küçükbay, "Bu konuşmadan sonra TUSKON'un genel kurul seçimi yapılacaktı. Seçimden önce Meral ile birebir konuşma fırsatı buldum ve kendisine 'Neden böyle bir konuşma yaptınız? Hükümet ve Cumhurbaşkanı aleyhine neden bu kadar sert bir dile hakaretvari konuştunuz?' diye sorunca, kendisi de bana 'Siyasiler bu dilden anlar. Bunlara karşı dik durmak lazım.' dedi." ifadelerini kullandı.

Küçükbay, FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumlara sadece yüzde 5 oranında yardım ettiğini, bunun da yıllık 50 bin lirayı geçmediğini öne sürdü.

Kapatılan Samanyolu televizyonuna cüzi miktarda bir ortaklığının olduğunu, 1999'da ise hissesini devrettiğini ifade eden Küçükbay, burada hiçbir zaman yönetici olmadığını, ortaklık konusunda da herhangi bir örgüt yöneticisinden emir almadığını iddia etti.

Küçükbay, kapatılan Gediz Üniversitesi mütevelli heyeti toplantılarına tutuklu sanık Abdullah Kavuk'un ısrarlı daveti üzerine 2-3 kez katıldığını, 2015'in mayıs ayında da Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, eski AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu ve AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile yaptığı görüşmenin ardından istifa ettiğini vurguladı.

"Pensilvanya'da Gülen'le görüştüm"

ABD'de şirketi olduğundan bu ülkeye zaman zaman gittiğini ve Gülen ile bir kez görüştüğünü dile getiren Küçükbay, "Pensilvanya'ya giderek Fetullah Gülen ile görüştüm. Rızanur Meral'in aracılık ettiği ziyarette, Gülen ile cuma namazı kılıp yemek yedik." dedi.

Şirketinin büyümesinde FETÖ'nün hiçbir katkısının olmadığını, buradan örgüte hiçbir para transferinin gerçekleşmediğini savunan Küçükbay, sahibi olduğu ve KHK ile kapatılan özel televizyonunun örgütle hiçbir bağlantısının olmadığını ileri sürdü.

"Örgütle bağlantımın kalmadığını ispat etmek için ne söylemem ya da nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Bunu mahkemenin takdirine bırakıyorum." diye konuşan Küçükbay, tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, öğleden önceki oturumda savunma yapan tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk ve Şeref Sipahi ile Küçükbay'ın tahliye taleplerinin tanıkların dinlenilmesinin ardından değerlendirilmesine karar verdi.

Operasyon

İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, 6 ve 8 Ağustos'ta örgüte finans sağladıkları iddia edilen iş adamlarına yönelik operasyonlarda aralarında TMSF'ye devredilen Küçükbay Şirketler Grubu sahibi Ahmet Küçükbay ile gayrimenkul, otomotiv, akaryakıt sektöründeki yatırımlarıyla tanınan, FETÖ soruşturması kapsamında kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucu üyelerinden Abdullah Kavuk'un da aralarında bulunduğu 24 kişi gözaltına alınmıştı.

İzmir'de, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, 30 Temmuz'da düzenlenen operasyonda da FETÖ/PDY'nin Ege Bölgesi'ndeki para trafiğini yürüttükleri, iş adamlarından topladıkları yüklü miktarda bağışı örgüte aktardıkları iddia edilen kuyumcu Şeref Sipahi yakalanmıştı.

Sipahi'nin de Küçükbay ve Kavuk gibi kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucularından olduğu iddia edilmişti.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Küçükbay, Abdullah Kavuk ve Sipahi'nin "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanunu'na muhalefet, silahlı terör örgütüne üye olmak ve yönetme", Metehan Kavuk'un ise "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanunu'na muhalefet, silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından cezalandırılmaları talep edilmişti.

Kaynak: AA / Güncel

Gediz Üniversitesi İzmir Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title