Haberler

İzmir Cinsel İstismarı Araştırdılar Eğitimi Şart Koştular

Cinsel istismarı araştırdılar eğitimi şart koştular

ÇOCUK İstismarıyla Mücadele Derneği, İzmir'de öğretmenler içinde yaptığı araştırmanın sonucunu açıkladı. Araştırma, öğretmenlerin yüzde 84'ünün çocuk istismarında eğitim istediğini ortaya koydu. Araştırmayı yapan Prof. Dr. Şeyda Aksel, cinsel istismarda 2-7 yaş arasının çok önemli olduğunu vurgulayarak, çocuğa doğru cinsel eğitim verilmesi gerektiğini söyledi.

İzmir'de dört yıldır çocuk istismarı konusunda bilimsel araştırma yapan Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, Eylül Kafe'de düzenlediği basın toplantısında Ensar Vakfı'nda 45 çocuğun cinsel istismarıyla gündeme gelen ve siyasette polemik yaratan konuyu şu sözlerle değerlendirdi:

'Ülkemizin yakıcı gündemi cinsel istismar. Yürek yakıcı olgularla mantar gibi her yerden fışkırıyor. En masum, mağdur korumasız grup da cinsel istismara maruz kalan çocuklarımızdır. Sayıları da her geçen gün artıyor. Kesin rakamları bilmiyoruz böyle bir veri çalışması yok. Devlet rakamları biliyor ama mağdur çocuk sayısını da sır gibi saklamaya çalışıyor. Adli sicil kayıtlarına göre son beş yılda dava sayısında yüzde 50 oranında artış var. 10 yılda yüzde 125 oranında artış var. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde Türkiye 3. sırada. Her altı erkek çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Uğrayanların yüzde 70'i 18 yaş altı. 11 yaşından küçüklerin oranı, yüzde 70. Rakamlar bu kadar vahimken ve devlet bu gerçekleri bilmesine rağmen devletin görevini yapmadığı ciddi yetersizlik içinde olduğu aşikar. Devlet ne çocukları korumada ne mağdurların haklarını koruma ve mağdurları koruma altına alma, ne faillerin yeterince cezalandırılmaları ne de mağdur çocukların tanı tedavi ve rehabilitasyonunda, kurumsal yapılanmada devlet hükümet ortalıkta yok, görevini yapmamaktadır ve çocuklarımız Allah'a emanettir."

KURUMLARI AKLAMA ÇALIŞMASINI VAHİM BULUYORUZ

Canan Arıtman, cinsel istismar konusunun iktidar ve muhalefet arasında söylem yarışına dönüşmesine tepki göstererek, cinsel istismar yaşanan kurumların korunmasını da vahim bulduklarını ifade etti. Arıtman, şöyle konuştu:

' Karaman'daki Ensar Vakfı'nın 45 çocuğun cinsel istismara uğraması olayında başta Aile Bakanı olmak üzere Milli Eğitim Bakanı, Başbakan kurumları koruyucu söylem yarışına girdiler. Hem iktidar hem muhalefet çocukları unutup tam bir polemik yarışına girişti. 'Önüne yatmak', 'bir kereden bir şey olmaz' gibi sözler üzerinden siyaset yapılıyor. Bu bizlerin kaygılarını artırıyor. Fail tutuklandı 600 yılla yargılanıyor. Bu devletin bu konudaki sorumluklarını bitirmiyor. Bu kurumları aklama çalışmalarını vahim buluyoruz. YİBO'lar (yatılı ilköğretim bölge okulları) ve köy okulları kapatıldı. Yatılı yurtlar açılmıyor. Yoksul çocuklarımız ne olduğu bilinmeyen yurtlara evlere mahkum ediliyor. Yasalara göre ilk ve orta öğretim çocuklarının Karaman gibi yurtlarda kalmaları yasaktır. Bu yurtlara nasıl izin veriliyor' Kimler görmezden geliniyor? Ne kadar yurt ve ev var? Bir kere değil bu kurum sabıkalı. Bu kurumun Çorum başkanı bir imamın iki kız çocuğuna taciz ve tecavüz uyguladı ve şu anda hapiste. Bir defa olan işler değil bunlar."

İKTİDARIN YARATTIĞI İKLİM BU SONUCU DOĞURDU

Arıtman, iktidar partisinin yarattığı ortamın bu sonuçları doğurduğunu iddia ederek, 'Bu iktidar döneminde kadına yönelik şiddet ve cinayet gibi çocuğa yönelik cinsel istismar da artmaktadır. İktidarın 14 yılda yarattığı ortamın ve iklimin bunda başat rol oynadığını düşünüyoruz. 6 yaşında bir çocukla evlenilebilir anlayışı bu ortamı yaratır. Bir babanın kendi çocuğuna şehvet duyacağı fetvası çıkıyorsa bu ortam çıkar. Küçük kız çocuklarını türbana sokmak onu çocuk olarak değil cinsel obje olarak görmektir. Hükümeti bu konuda acilen çalışmaya davet ediyoruz. Çocuğa yönelik cinsel istismar konusunda bir seferberlik başlatılmalı" dedi.

KARİKATÜRLÜ BROŞÜRE İZİN ÇIKMADI

Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Arıtman, çocuk istismarı konusunda çocukların eğitimi için karikatürlü broşür hazırlayıp 2012 yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakcı'ya sunduklarını ancak dağıtıma izin verilmediğini belirterek, konunun uzmanı 12 profesör tarafından hazırlanan broşürde ne sakınca görüldüğünü sorduklarında 'siz bize verin broşürleri biz dağıtırız' yanıtı aldıklarını ifade etti. Arıtman, 'Bu 'biz bunu dağıttırmayız' demektir. Devletin engeline rağmen biz çocuklara ulaşmaya çalışıyoruz" dedi.

Arıtman, Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Şeyda Aksel ve Doç. Dr. Türkan Yılmaz Irmak'ın Karşıyaka'da 100 öğretmenle yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Arıtman, öğretmenlerin yüzde 84'ünün çocuk istismarında eğitime ihtiyaç olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

'Öğretmenlerimizin hem eğitimleri hem de hizmet içi dönemde çocuk cinsel istismarı ile yetersiz bilgi aldıkları hatta bilgi almadıkları görülüyor. Öğretmenler bu konuda resmi kurumlara bildirim zorunluluğunu bilmiyor. Dört öğretmenden biri bilmiyor. Öğretmenlerin yüzde 27 branş, yüzde 22 sınıf, yüzde 51'i psikolojik danışman. Bu öğretmenlerin yüzde 67'si üniversitede çocuk istismarı eğitimi almadı. Çocuk istismarı ders konusu olmalıdır. Meslekte hizmet içi eğitim oranı yüzde 30. Öğretmenlerin yüzde 84'ü çocuk istismarında eğitime ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 41'i çocuk cinsel istismarıyla karşılaştığını söylüyor. Öğretmenlerin okulda cinsel istismar karşılaşanların yüzde 30'u üç ve üzeri olguyla karşılaştı. Çocuğa karşı cinsel şiddetle 49 araştırma yapılmış sadece 28'nin yeterliliği var, gerisi yok."

'ÖĞRETMENE, DOKTORA, HAKİME ÇOCUK İSTİSMARI DERSİ VERİLMELİ"

Prof. Dr. Şeyda Aksel, çocuk istismarı eğitiminin öğretmenlere, hakimlere, avukatlara ve doktorlara verilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

'25 yıldır bu konuda çalışıyorum. Seminerler hazırlıyorum. Çocukla ilgilenen kesimlerin bu konuda bilgi düzeylerinin çok kısıtlı ve az olduğunu biliyorum. Bu meslekleri yetiştiren fakültelerde çocuk istismarı dersinin çok daha kapsamlı olması gerekiyor. Öğretmenler aile ve çocuk mahkemesinde çalışan hakimler avukatlara bu bilgi verilmeli. Doktorlara 3- 6 saat arasında tıp eğitiminde veriliyor ama çok kapsamlı bilgi verilmesi gerekiyor. Öğretmenler önemli çünkü çocuklar yaşamlarının büyük bölümünü okulda geçiriyorlar. Öğretmenlerine daha çok açıklıyorlar. Öğretmenlerin ne yapacaklarını bilmeleri çok önemli."

'2- 7 YAŞ ARASI ÇOK TEHLİKELİ"

Prof. Dr. Aksel, cinsel istismarda 2-7 yaş arasının çok önemli olduğunu vurgulayarak, çocuğa doğru cinsel eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Aksel, şu uyarılarda bulundu:

'Öncelikle sistem sorunumuz var. Çocuk istismara uğradığı zaman yetişkine ya da arkadaşına söylediği zaman bildirim zorunluluğu var. Karakola, jandarmaya bilgi verilmeli ya da 183 numaralı telefon aranmalı. Türkiye'de çocuk istismarı sayısının bilinmemesinin nedeni tek mercinin olmaması. Öncelikle merci sosyal hizmetler olmalı. Çünkü çocuğu korumalıyız. Sosyal hizmetler sisteminin güçlendirilmesi gerek. Daha çok uzman çalışmalı daha çok araç olmalı. Çocuk istismarıyla ilgilenecek tek yer gerekiyor. Önlem için uzmanları eğitmeliyiz, sistemi düzeltmeliyiz. Çocukları eğitmeliyiz. Çocuk cinsel istismarında 7 yaş altı yüzde 30'unu oluşturuyor. 2- 7 yaş arası çok tehlikeli ve kırılgan bir yaş. Çocuklara öncelikle çocuk hakları ve doğru cinsellik öğretilmeli. Cinsellik tabu ancak konuşulmalı anaokulundan itibaren cinsellik eğitimi başlanmalı. Ergenlik de dahil doğru cinsel bilgilerin verilmesi gerekiyor. Çok yeni vakalar geliyor. Arkadaşına yatıya gidiyor. 12 yaşındaki erkek çocuk arkadaşının babası tarafından gece cinsel tacize uğruyor. Kurumlardaki istismara gelince, Kuran kursu verme nedeni yoksul oldukları için iki kap sıcak yemek çalışsın, okusun diye. Biz çocuk yuvalarını yetiştirme yurtlarını boşaltmak istiyoruz. Çocuğun yeri ailenin yanı. Yoksul aileye evinde yardım edip çocuğu evinde yetişmesini sağlamak gerekiyor."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Karaman Eylül İzmir Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title