BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres Gaziantep'te

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Birleşmiş Miletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres'in temasları- Antonio Guterres'in Vali Vekili Mustafa Canarslan ile görüşmesi- Antonio Guterres'in Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'i ziyareti BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres Gaziantep'te: - "Türkiye'nin yaptıkları konusunda en derin takdirlerimi belirtmek istiyorum. Çünkü Suriyeliler konusunda Türkiye cömert tutumunu göstermeseydi, gelişmelerin etkilerini çok daha şiddetli şekilde tüm bölge üzerinde görecektik"- "Türkiye'nin yardımları sayesinde, bölgede meydana gelebilecek çok daha büyük ölçekli istikrarsızlığın önüne geçilmiş oldu. Böyle bir istikrarsızlık da siyasi olarak çözümü tamamen ümitsiz hale getirirdi. Türkiye'nin izlediği politika doğruydu" Birleşmiş Miletler Mülteciler Yüksek Komiseri (BMMYK) Antonio Guterres, Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar konusunda yaptıklarını takdirle karşıladığını belirterek "Çünkü Suriyeliler konusunda Türkiye cömert tutumunu göstermeseydi, gelişmelerin etkilerini çok daha şiddetli şekilde tüm bölge üzerinde görecektik" dedi.Gaziantep Vali Vekili Mustafa Canarslan'ı makamında ziyaret ederek fikir alışverişinde bulunan Guterres, Mardin ve Şanlıurfa'da Mülteciler Günü kapsamında bir dizi ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek mülteciler konusunda misafirperverliğiyle dikkati çeken Gaziantep'i de görmeden ülkeden ayrılmak istemediğini söyledi.Gaziantep'e bir anlamda nezaket ziyareti gerçekleştirip idari yetkilileriyle görüşmek istediğini ifade eden Guterres, Gaziantep'i "Türkiye'nin el açıklığı konusunda başkenti" diye nitelendirdi.Güneydoğu'da yürüttükleri çalışmaların Gaziantep merkezli ilerlediğini, bu noktada Gaziantep'in yardımlar konusunda her zaman kendilerine destek verdiğini anlatan Guterres, bu yüzden kent yöneticilerine teşekkürü borç bildiğini kaydetti.Vali Vekili Canarslan ise Türkiye'nin cömert insanlardan oluştuğunu belirterek artık dünyanın da mülteciler konusunda cömert davranması gerektiğine işaret etti.Ziyarette Canarslan Guterres'e yöresel kumaş olan kutnudan yapılan kravat hediye etti.- Büşükşehir Belediyesini de ziyaret ettiGuterres, daha sonra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'i ziyaret etti. Şahin, ziyarette, BMMYK'nın çok zor bir görevi yerine getirdiğini belirterek Guterres ve ekibine teşekkür etti. 5 yıldan beri mültecilerin sıkıntılarını asgariye indirmek için halka ve devletin bütünleşerek çaba gösterdiğini anlatan Şahin, ancak bu sorunun sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ve insanlık vicdanının meselesi olduğuna dikkati çekti. Artık çözüm odaklı çalışmalar beklediklerini aktaran Şahin, 7 Haziran'da Türkiye'nin kritik bir seçim süreci atlattığını hatırlatarak "Maalesef bu süreçte iç muhalefetin seçmeni yanlış yönlendirdiğini de gördük. Bir taraftan büyük bir fedakarlık yapıp dünya barışına yardımcı olmaya çalışırken bir taraftan da iç muhalefette Suriye ve mülteciler konusunda da çok yoğun kampanya süreci geçirdik. Dolayısıyla sizlerin çok daha hızlı, radikal ve yapıcı kararlar almanız gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.Guterres ise ziyaretleri sırasında Türkiye'deki duruma dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştığını belirterek şöyle konuştu: "Bu ziyaretimin amacı burada mümkün olduğunca çok gürültü çıkarabilmekti. Böylelikle hem uluslararası camianın hem de küresel medyanın dikkatini buraya çekmekti. Bunu yaparken de hem Türkiye'nin ne kadar cömert davrandığının altını çizebilmek hem de uluslararası desteğin eksikliğini vurgulayabilmek isterim. Çünkü Türkiye'de mülteciler için uygulanan projelerin çok daha fazla destek alması gerekiyor, hem maddi hem de manevi. Ülkelerin sadece para vermesi de yeterli değil, tıpkı Türkiye gibi sınırlarını açıp bu mültecilerin en azından bir kısmını ülkelerine kabul ederek Türkiye'ye destek vermesi gerekir. Türkiye'nin yaptıkları konusunda en derin takdirlerimi belirtmek istiyorum. Çünkü Suriyeliler konusunda Türkiye cömert tutumunu göstermeseydi, gelişmelerin etkilerini çok daha şiddetli şekilde tüm bölge üzerinde görecektik. Türkiye'nin yardımları sayesinde, bölgede meydana gelebilecek çok daha büyük ölçekli istikrarsızlığın önüne geçilmiş oldu. Böyle bir istikrarsızlık da siyasi olarak çözümü tamamen ümitsiz hale getirirdi. Türkiye'nin izlediği doğru politikaydı."