Haberler

    İsyancı Lider de Ona Oy Verdi'

    Güney Sudan’ın Dışişleri Bakanı, eski Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Dışişleri Bakanı olmasını 'Çavuşoğlu artık Afrikalılarla ilgilenmeli' diye yorumladı.

    Güney Sudan Dışişleri Bakanı Barnaba Marial Benjamin, Türkiye Cumhurbaşkanlığı devir-teslim töreni için Ankara'daydı. Aralık ayından beri süren ve yaklaşık 10 bin kişinin ölümüne, bir milyondan fazla kişinin ülke içinde göç etmesine yol açan çatışmalar sürerken, Benjamin Türk iş adamlarıyla da görüşerek yatırımlarına devam etmelerini istedi.ÖZETLE

    'Çavuşoğlu Afrika'ya eğilmeli'

    Ateşkes görüşmeleri sürüyor

    Davutoğlu'yla görüşen bakan, eski Avrupa Birliği Bakanı Çavuşoğlu'nun Dışişleri Bakanlığı döneminde de işbirliğinin devam edeceğini söyledi.

    Güney Sudan'da, Devlet Başkanı Salva Kiir'in, 16 Aralık 2013'te görevden aldığı yardımcısı Riek Machar'ı darbe girişiminde bulunmakla suçlamasının ardından ordu ile Machar yanlıları arasında çatışmalar başlamıştı.

    Taraflar, 23 Ocak ve 10 Mayıs tarihlerinde iki kez ateşkes için anlaştı, ancak ihlaller üzerine 25 Ağustos'ta IGAD (Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi- Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali, Sudan ve Uganda) devreye girerek ateşkesin sürmesi için taraflara bir dizi şart sundu.

    Benjamin, tüm bu gelişmeleri ve Türkiye'de yaşanan sürecin Güney Sudan-Türkiye ilişkileri üzerine etkisini Al Jazeera'ye anlattı:

    Ahmet Davutoğlu, dışişleri bakanlığı döneminde Afrika ülkelerine verdiği önemi defalarca tekrarladı. Türkiye 'Afrika ortaklık politikası'nı geliştirdi. Türkiye'nin yeni dışişleri bakanı ise eski Avrupa Birliği Bakanı. Yeni dönemde beklentiniz ne?

    Davutoğlu artık başbakan olduğuna göre, yeni dışişleri bakanının değiştirebileceği pek bir şey yok sanırım. Dün de Davutoğlu ile görüştük. İşbirliğine bağlı kalınacağı, bir değişiklik olmayacağını söyledi.

    Yeni bakan, şimdi başbakan olan eski dışişleri bakanının politikasını yürütmeye devam edecektir. Avrupa Birliği'ne olan ilgisi değişecektir, Çavuşoğlu artık Afrikalılarla ilgilenmeli. Yeni bakandan eski politikayı devam ettirmesini bekliyoruz, ilişkilerin daha da güçlenmesini istiyoruz. Biz de ona işbirliğine sadık kalacağımızı bildireceğiz ilk resmi ziyarette.

    Ankara'da bulunduğunuz süre içerisinde görüşecek misiniz?

    Hayır, bu sefer değil. Köşk'te Sayın Çavuşoğlu ile tanıştık. Eylül ayında New York'ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısı sırasında resmi görüşme talebimizi ilettim, reddedeceğini sanmıyorum. İlk kez o zaman, Türkiye'nin yeni Dışişleri Bakanı sıfatıyla kendisiyle görüşeceğiz.

    TİKA Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdiniz. Yeni projeler mi var?

    Belirlenmiş yeni bir proje yok ama Başkan yeni hükümetin de, Güney Sudan'da yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen ülkedeki projelere ve işbirliğine devam edeceğini belirtti.

    Güney Sudan'daki gelişmeler hakkında konuşalım… Mayıs ayında silahlı isyancılarla bir ateşkes anlaşmasına vardınız. Ardından 25 Ağustos'ta Addis Ababa'da IGAD liderleriyle sorunun çözümü için bazı ilkeler üzerinde uzlaştınız. Daha önce 23 Ocak'ta da ateşkes anlaşması yapmıştınız ancak bu sahada bozulmuştu. Bu kez çözümden umutlu musunuz, ateşkes kalıcı olacak mı?

    23 Ocak'tan bu yana her seferinde isyankar muhalifler ateşkesi ihlal etti. Birkaç gün önce IGAD ülkelerinin liderleri ateşkese bağlı kalınması ve iki tarafın müzakere edebilmesi için bazı ilkeler üzerinde uzlaştı. Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir de bu kağıdı imzaladı. Hükümet anaşmaya bağlı, konuyu barışçıl yöntemlerle çözme taraftarı. Ancak muhaliflerin lideri Riek Machar imzalamayı reddetti. Bu da barışla ilgilenmediğinin açık bir göstergesi…

    Hükümet ise sadece kendisini müdafaa etmek durumunda kaldığında ateş açtı. Tüm bu ihlallere rağmen muhalifler sahada bir ilerleme kaydedemedi, yani gereksiz ölümlere yol açan girişimlerdi.

    Aylar süren çatışmalar boyunca büyük katliamlar oldu. Bunların bir kısmından hükümete bağlı birlikler sorumlu. Siz daha önce bunun bir hükümet politikası olmadığını, suçları işleyenlerin cezasını çekeceğini söylemiştiniz. Suçlular bulundu, cezaları verildi mi?

    Bu vakalar için hükümet tarafından oluşturulan bir soruşturma ekibi var. Bu ekip, hükümet güçlerinden bazı sorumluları belirledi, soruşturmalar devam ediyor. Ordu da kendi içerisinde bir soruşturma yürütüyor ve ayaklanmayla ilgisi olmayan sivillerin öldürüldüğü vakalar araştırılıyor.

    Ancak bu incelemeler uzun sürüyor. Önemli olan, hükümetin insan hakları ihlallerini reddetmiyor oluşu, kabul ediyoruz ve suçluları bulmaya kararlıyız. İnceleme yapmak isteyen her uluslararası örgüte de kapımız açık, bunların münferit olaylar olduğu ortaya çıkacaktır.

    Bugüne kadar belirlenen sorumlular tutuklandı mı?

    Evet, ilk soruşturma sonucunda ordu mensubu 200 kişi tutuklandı.

    Addis Ababa'da kabul edilen ilkelerin uygulanması, yani geçiş hükümetinin kurulması, silahların bırakılması için 45 gün var. Bu süre içinde bir ilerleme kaydedileceğini düşünmüyor musunuz?

    Hükümet olarak biz barışçıl çözüme hazırız ama muhaliflerin de aynısını istediğinin garantisini veremem çünkü istikrarlı değiller. Bir öyle bir böyle davranıyorlar, bu da süreci geciktiriyor.

    45 günü veren IGAD ülkeleridir, yani bunun çözülmeyeceğinin takibini yapacak olan da IGAD'dır. Biz Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği ve IGAD üyesi bir ülke olarak imza attığımız kurallara uymak zorundayız. BM Güvenlik Konseyi tarafından başlatılan barış sürecini kim bozarsa, yaptırımlara da uğrar. Belki de Machar'a sormanız lazım, bu yaptırımlara hazırlar mı?

    Varılan anlaşmanın en önemli maddelerinden biri geçiş hükümetinin kurulması. Müzakere heyetleri bu konu üzerinde görüşmeye başladı mı?

    Biz herkesin temsil edileceği, güvenilir bir geçiş hükümeti kurulması için anlaştık. İsyancılar da bu hükümette olacak. Bu ancak barış anlaşması imzalandıktan sonra kurulur. 45 gün çok kısa bir süre, barış anlaşmasına varılması ise kolay bir şey değil. Ama hükümet, bir an önce uzlaşıp geçiş hükümeti kurulması konusunda hemfikir. Muhaliflerden şüpheliyim.

    Muhalifler, kurulacak olan geçiş hükümetinde Salva Kiir'in lider olmasını reddediyor.

    Salva Kiir, seçimlerde yüzde 93 oy alarak devlet başkanı seçildi. İsyancıların lideri Machar da ona oy vermişti. Bu demokratik olarak seçilmiş bir başkandır, kimse kendisini o koltuktan kaldıramaz. Geçiş hükümetinin lideri de kesinlikle o olacak. Kimse ayaklanma başlattığı için halkın seçtiği başkanı yerinden edip de devlet başkanlığı koltuğuna oturamaz. Bu mümkün değil.

    Anayasamıza göre ikinci bir devlet başkanı yardımcısı pozisyonu yaratabilir ve meclis olarak farklı bir partiden ya da isyancılardan birisini atayabiliriz. Ancak birinci koltuğu istiyorsa, Mayıs 2015 seçimlerini beklemek zorunda kalacak.

    Bizzat kendisi ise, devletin ikinci adamıyken başkana savaş açıp binlerce insanın ölümüne sebep olup şimdi gelip ikinci başkan yardımcılığını da alamaz. Destekçilerinden birisini –elbette devlet başkanının onayıyla- o koltuğa oturtur, özür dilerse, barış için affedilebilir. Ardından 2015 seçimlerinde aday olur.

    Üç gün önce bir BM uçağı düşürüldü ve üç kişi öldü, bir kişi yaralandı. Bu konuyla ilgili soruşturma başlattınız mı?

    Evet soruşturma başladı. Salva Kiir doğrudan Rusya Devlet Başkanı Putin'den özür diledi. Kendilerine yardım etmeye çalışan yabancı ülke vatandaşlarına yapılan sorumsuzca saldırılar, insanlık dışı. Biz soruşturmamızı yapıyoruz ve sorumlular cezasını çekmeli. Ama bence BM ve IGAD da bunu hangi muhalif komutanın nasıl yaptığını incelemeli.

    Kaynak: Aljazeera / Güncel

    Birleşmiş Milletler Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Birliği Sudan Politika Güncel Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title