İsrail'in Gazze'ye Yönelik Saldırıları

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, " Gazze'de bombalanan sadece Filistinliler değil, Gazze'de insanlığın vicdanı, uluslararası hukuk, bütün bir insanlığın evrensel kazanımları bombalanıyor" dedi.

Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in bu saldırılarla kendisini uluslararası kurumlar, kurallar ve normlarla bağlı hissetmediğini ilan ettiğini söyledi.

İsrail'in yaptığını katliam olarak niteleyen Çelik, bugüne kadar batılı devletlerin pek çoğunun " İsrail'in kendini savunma hakkı var" diyerek yaptıklarının, İsrail'in katliamlarına destek vermekten öteye gitmediğini kaydetti.

Çelik, kimsenin temenninin ötesine geçecek şekilde İsrail'i sivillerin ölümü konusunda, kadınları ve çocukları öldürmesi konusunda uyarmadığına işaret ederek, "Sadece 'Sivil ölümlerinin daha az olmasını temenni ediyoruz' gibi son derece gayri ahlaki cümleler kuruluyor, gayet etkisiz cümleler. Bütün bunlardan dolayı da İsrail kalkıyor bu sistematik katliama devam ediyor" diye konuştu.

"Burada hiçbir şekilde meşru müdafaa anlamına gelecek bir şey yok" ifadesini kullanan Çelik, açık bir saldırganlık ile ahlaki açıdan da siyasi açıdan da tamamen çürümüş bir hükümet anlayışı olduğunu dile getirdi.

-"Uluslararası kurumlar söz konusu İsrail olunca kendilerini feshediyorlar"

Uluslararası kurumlardan ve uluslararası hukuktan, böyle bir kriz ortaya çıktığında en azından ateşkesi sağlamasını, sivil ölümlerin önüne geçmesini ve aşırı güç kullanarak katliama imza atan İsrail'e karşı yaptırım uygulanmasını beklemek gerektiğini anlatan Çelik, "Bunların hiç biri olmuyor. Şimdi siz gidip Gazze'deki insanlara uluslararası hukuk deyin, onlar uluslararası hukuk deyince karşılarında İsrail tanklarını görüyorlar. Uluslararası meşruiyet deyin, hava bombardımanını görüyorlar. Onlara uluslararası kurallar hatırlatıldığında sadece karşılarında kara harekatı görüyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Latin Amerika'dan Avrupa'ya, İslam dünyasına kadar dünyanın her yanında halkların gayri meşru, gayri ahlaki saldırıyı ve sistematik katliam politikasını reddettiğine dikkati çekerek, "Dünyanın etkili kurumları sadece seyrediyor. Birleşmiş Milletler binasını vuruyor İsrail, okulu vuruyor, BM'ye bağlı bu okulun içinde kadınlar ve çocuklar ölüyor, BM görevlileri ölüyor, BM Genel Sekreterinin yaptığı bir kınamanın ötesine geçmiyor. Bütün bunlar şunu gösteriyor; bütün uluslararası kurumlar söz konusu İsrail olunca kendi kendilerini feshediyorlar, uluslararası ahlak kuralları, hukuk kuralları, meşruiyete dair normlar, İsrail söz konusu olunca tamamen askıya alınıyor" ifadelerini kullandı.

"Musevilerin imajı da olumsuz etkileniyor"

İsrail'in saldırları karşısındaki tutumun uluslararası sistemin iflasına imza atılması anlamına geldiğini belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İsrail'in bu politikaları hiçbir şekilde bölge barışına hizmet etmiyor, hiçbir şekilde barışa hizmet etmiyor. Kendi halkının güvenliğini de tehlikeye atıyor, dünyadaki Musevilerin imajını da olumsuz etkiliyor ve Filistin halkına karşı da insanlık suçu işliyor. Gazze'de bombalanan sadece Filistinliler değil, Gazze'de insanlığın vicdanı, uluslararası hukuk, bütün bir insanlığın evrensel kazanımları bombalanıyor. Türkiye buna göz yummuyor, Türkiye sesini yükseltiyor. Türkiye uluslararası vicdanı ayağa kalkmaya çağırıyor, kuralları, prensipleri, ahlaki ilkeleri hatırlatıyor çünkü Türkiye'nin hiçbir şekilde geçmişinde Musevilere karşı yapılmış yanlış yok. Bu ülke her zaman Musevilerin zor zamanında onların yanında oldu. Geçmişte Musevilere karşı kötü eylemlere imza atmış devletler bugün İsrail'in bu saldırganlığı karşısında susuyor. Görüşleri bu değil ama geçmişte yaptıkları kötü eylemler yüzünden bugün antisemitizm yaftasıyla karşı karşıya kalır mıyız diye bu katliam karşısında açıkça susuyorlar ve uluslararası kuralların ihlaline göz yummuş oluyorlar. Biz antisemitizme karşı olduğumuzu söyleyen ve bunun en güçlü sesini çıkaran bir iktidarız, bunu her zeminde söylüyoruz. İslamofobiye de karşıyız, antisemitizme de karşıyız. Ama herkesin şunu bilmesi gerekir ki Filistin halkının bu şekilde katledilmesine de sonuna kadar karşı olacağız. İsrail hükümetinin bu saldırganlığına karşıyız. Bizim halkımız İsrail halkının dostudur. İsrail hükümetinin bu saldırganlığı, Filistinlilere karşı yürüttüğü bu katliam politikası, gayri ahlaki politikadır, hiçbir şekilde kabul edilemez."

"İsrail'in hiçbir kutsala saygısı olmadığını gördük"

İsrail'in Gazze saldırılarının Ramazan ayında gerçekleşmesiyle ilgili değerlendirmede de bulunan Çelik, "Ramazanda bu saldırıları bu şekilde gerçekleştiren bir İsrail her şeyi yapabilir. İsrail hükümetinin hiçbir şeye, hiçbir kutsala saygısı olmadığını biz burada açık bir şekilde gördük" dedi.

Çelik, rayında 19 gün boyunca İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını sürdürdüğünü hatırlatarak, "Müslümanların en kutsal ayında, herkesin saygı göstermesi gereken bir zaman diliminde büyük katliamlara imza attı, ki İsrail'in bu tip şeylerin zamanlamasını artık kasten yaptığına dair de bir izlenim ortaya çıktı. Çünkü kara harekatına çok uzun zamandır hazırlanıyor, emarelerini veriyordu, 3 İsrailli gencin öldürülmesini de bir şekilde bahane ederek bu politikaya imza attı" diye konuştu.

Türkiye'nin 3 İsrailli gencin öldürülmesini de hiçbir şekilde tasvip etmediğinin altını çizen Çelik, "Onların faillerinin de açığa çıkarılması gerekir. İsrail keşke bunu bir vesile addedip büyük bir katliama imza atmak için zemin yaratmak yerine, bu 3 İsrailli genci öldürenlerin ortaya çıkması için bir inisiyatif çağrısında bulunsaydı. Türkiye de buna destek verirdi. Biz hiçbir şekilde Filistin tarafından da İsrail tarafından da masum ve sivil insanlara zarar gelsin istemiyoruz" görüşünü dile getirdi. - İstanbul

Kaynak: AA / Politika