Haberler

İsipab 10. Konferansı

TBMM Başkanı Çiçek: (2) "Dünyanın hiçbir yerinde özgürlükler kişisel haklara, insan onuruna, insanların ve toplumların kutsal saydığı değerlere hakaret etme fırsatını vermez. Eğer özgürlükler böyle anlaşılırsa bu ilkelliktir, bayağılıktır'' ''O nedenle hiç kimse en başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere başka bir din mensupları için de olsa onların kutsal saydığı değerlere hakaret etmeyi, aşağılamayı, bir özgürlük kullanımı olarak değerlendirmek yeni sorunlara kapı aralar, bundan herkesin kaçınması gerekmektedir'' ''PKK da tıpkı DEAŞ gibi bir terör örgütüdür.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Dünyanın hiçbir yerinde özgürlükler kişisel haklara, insan onuruna, insanların ve toplumların kutsal saydığı değerlere hakaret etme fırsatını vermez. Eğer özgürlükler böyle anlaşılırsa bu ilkelliktir, bayağılıktır" dedi.

Hilton Bomonti Otel'de, TBMM'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) 10. Konferansı'nın açılışında konuşan Çiçek, Paris'teki saldırıların ardından tüm Müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamaların kabul edilemeyeceğini, bunun terörle mücadeleyle de barışa da katkı sağlamayacağını söyledi.

Çiçek, teröristlerin isimlerinden, kullandıkları simge ve söylemlerinden hareketle bir dinin mensuplarının suçlanamayacağını belirterek, kamuoyuna hitap edenlerin bu konudaki söylem ve eylemlerinde dikkatli davranmaları, herhangi bir dinin mensuplarını töhmet altında bırakacak açıklamalardan kaçınmaları gerektiğini aktardı.

Cemil Çiçek, aksi taktirde eylemeleriyle toplumda nefret ve korku oluşturmaya çalışan teröristlerin bu amaçlarına hizmet edileceğini vurguladı.

"Özgürlük hakaret etme fırsatı vermez"

İnsanlık tarihinin bir bakıma özgürlüklerin kazanılması ve korunması tarihi olduğunu anlatan Çiçek, özgürlüklerin olmadığı bir ülkede birçok değeri korumanın da mümkün olmadığını belirtti.

Çiçek, özgürlüklerin önündeki en büyük engellerden birinin de özgürlüklerin kötüye kullanılması olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Dünyanın hiçbir yerinde özgürlükler kişisel haklara, insan onuruna, insanların ve toplumların kutsal saydığı değerlere hakaret etme fırsatını vermez. Eğer özgürlükler böyle anlaşılırsa bu ilkelliktir, bayağılıktır. O nedenle en başta Sevgili Peygamberimiz olmak üzere başka bir din mensupları için de olsa onların kutsal saydığı değerlere hakaret etmeyi, aşağılamayı bir özgürlük kullanımı olarak değerlendirmek, yeni sorunlara kapı aralar. Bundan herkesin kaçınması gerekmektedir."

"İslam karşıtlığıyla mücadelede ittifak önemli"

Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bir müzakere süreci yürüttüğünü hatırlatan Çiçek, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılması, sürecin başarıyla tamamlanması, Avrupa Birliği'nin kültürel çeşitlilik çağrılarında ne ölçüde samimi olduğunu gösterecektir. Bu bakımdan üyelik sürecimiz bir barış ve medeniyet projesi olan Avrupa Birliği bakımında da bir sınav, aynı zamanda Batı ve İslam dünyasının buluşması, medeniyetler ve inançlar arası diyalog açısından bir fırsattır" dedi.

TBMM Başkanı Çiçek, Avrupa Parlamentosu seçimleri sonucunda yabancı düşmanı, göç karşıtı ve AB projesini sorgulayan aşırı söylemli siyasi partilerin sandalye sayısının artmasının endişe verici olduğunu belirterek, "Tam üyelik müzakerelerini sürdüren aday ülke olarak, AB ülkelerinde artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi ile mücadele edilmesi için etkili araçlar geliştirmesi gerektiğini yetkililere her vesileyle ifade ettik" diye konuştu.

Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile mücadelede ittifakın önemli rol üstlendiğini anlatan Çiçek, şunları kaydetti:

"Son dönemde kardeşimiz ve sınır komşumuz olan Suriye ve Irak'ta ortaya çıkan DEAŞ terör örgütü bölgemizdeki istikrar ve güvenliğe yönelik en büyük tehlike haline gelmiştir. DEAŞ terör örgütüyle mücadele, onu ortaya çıkaran ve besleyen şartlar da dikkate alınarak, etkili ve koordineli şekilde yürütülmüştür. Müslüman ülkelerin temsilcileri olarak DEAŞ'ın barış dini olan kutsal dinimiz adına işlediği suçların tüm medeniyetimize yönelik bir tehdit olduğunu idrak etmeli, bu anlayışla DEAŞ ve aşırılıkla mücadele etmeliyiz. DEAŞ ile mücadelede özellikle Irak örneği bize mezhepler arası ayrımları bir kenara bırakıp din kardeşliğine yakışır şekilde hepimizin benimsediği ortak değerleri yüceltmenin gereğini göstermiştir. Yeni Irak Hükümetinin ülkenin tüm kesimlerini kapsamaya yönelik attığı bazı adımları memnuniyetle karşıladığımızı ve bu gayretlerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz."

"PKK da DEAŞ gibi bir terör örgütü"

Uluslararası toplumun terörün her türüne karşı aynı kararlılıkla mücadele etmek durumunda olduğuna işaret eden Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"DEAŞ gibi şiddeti bir yöntem olarak benimsemiş bir diğer terör örgütü de 30 yılı aşkın süredir 40 binin üzerinde can kaybına yol açan PKK'dır. Suriye ve Irak topraklarında melce bulan, batıdan da önemli ölçüde destek alan PKK da tıpkı DEAŞ gibi bir terör örgütüdür. Bu örgütün DEAŞ'a karşı savaştığını iddia ederek kendisine meşruiyet kazandırma çabalarına izin verilemez. Uluslararası medyadan ve toplumun bazı kesimlerinden zaman zaman bu örgüte karşı yeni bir anlayış geliştirilmeye çalışıldığı gözlemlenmektedir. Unutulmamalıdır ki akrep akreptir, fırsatı bulduğunda her zaman sokar. Şiddeti veya şiddet tehdidini bir yöntem olarak kullanan, insanları katleden, uyuşturucu kaçakçılığı, haraç toplama, kara para aklama, insan kaçakçılığı, adam kaçırma gibi faaliyetlerle mevcudiyetini idame ettirmeye çalışan terör ve suç şebekelerini uluslararası toplum mazur görmemeli ve terör örgütleri arasında ayrım yapmamalıdır."

Ortadoğu'daki dönüşüm süreci

Ortadoğu, Kuzey Afrika, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye'de değişim ve dönüşüm surecinin devam ettiğini aktaran Çiçek, bu ülkelerde halkların taleplerinin belirleyici olduğunu söyledi.

Cemil Çiçek, söz konusu taleplerin esasen İslam medeniyetinin temelinde yer alan ilkelere dayandığını belirterek, bu tür talepler ve bunların karşılanmasına yönelik reformların söz konusu ülkelerde farklı biçimlerde tezahür edeceğini kaydetti.

Değişimlerin yeni kutuplaşmalara yol açmamasının en önemli husus olduğuna işaret eden Çiçek, "Ortadoğu'daki gelişmeleri mezhepsel çatışma ve din mücadelesi zaviyesinden anlamaya ve anlatmaya çalışanlara karşı ortak bir mücadele verilmesi gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Mısır, Tunus, Libya, Yemen, Afganistan, Somali ve Nijerya'daki siyasi gelişmeleri değerlendiren Çiçek, şöyle devam etti:

"İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde İslam aleminin dayanışmasının en önemli konuların başında Müslüman azınlıklar ve topluluklar gelmektedir. İslam dünyasının, Müslüman azınlık ve topluluklara yaklaşımı, bulundukları ülkelerde barış içinde kimliklerini muhafaza ederek, hukuki statülerine saygı duyulması, temel hak ve hürriyetlerinden yararlandırılması yönünde olmalıdır. Myanmar'daki kardeşlerimiz bizden daha fazla yakın ilgi ve destek bekliyor."

TBMM Başkanı Çiçek, İslam ile terörü ilişkilendirme çabalarının uluslararası hukuk ile insan haklarını ayaklar altına alan sömürgeci, oryantalist, ırkçı ve fanatik zihniyetler tarafından uygulanan senaryolar olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Açık hava hapishanesine çevrilen Gazze'de 2 binden fazla insanı katledenleri kınamaktan kaçınmak, bu katliamı yapan İsrail devletinin güvenlik hakkından bahsedilmesi utanç vereci bir ayıptır. Ancak bizlerin de önce dönüp kendimize bakmamız, eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, kadın, aile ve çocuğa kadar Müslümanlar olarak bireysel ve toplumsal hayatımıza çeki düzen vermemiz gerekmektedir. Okur yazarlık, anne çocuk sağlığı, bilimsel araştırma ve yayın, hukuk, şiddetle mücadele gibi alanlardaki eksiklerimizi tespit edip bu konularda hem kendi aramızda hem de tüm dünyayla işbirliğine giderek çağdaş ortak standart ve değerler üzerinden kat etmemiz gereken önemli mesafeler var. Mezhepçilik, tekfircilik, kökleri tarih sayfasında kalması gereken sapkın zihniyetlerin kalıntıları, uzantılarıdır. DEAŞ ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin kanlı cinayetlerinin İslam'in hiçbir öğretisinde yeri yoktur, tüm değerlerimizle taban tabana zıttır."

Şiddet eylemlerinin sadece İslam dünyasında yaşanmadığını, Batı'da da gerek polis, gerek Suriye ya da bazı ülkelerde görülen, devletin bizzat yöneldiği terörist faaliyetlere itibar edilmesinin, herkesin üzerine düşünmesi gereken konular olduğunu vurgulayan Çiçek, terör ve şiddetin siyasal, hukuksal ve ekonomik şartların doğurduğu bir sonuç olduğunu kaydetti.

Cemil Çiçek, İslam dünyasının dayanışma ve işbirliği halinde olmasıyla bu sorunların üstesinden gelinebileceğini sözlerine ekledi.

- İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Avrupa Birliği Cemil Çiçek Irak Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title