Haberler

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları

ilandır
Güncelleme:

ODTÜ'lü ingilizce Öğretmeni Mustafa Özay, kendi geliştirdiği ingilizce öğrenemeyenlerin dertlerini bitirecek müfredatla, dil sınavlarında en az 70′i garanti ediyor.

Osmanlı döneminde başlayıp günümüze kadar gelen büyük bir sorun ingilizce.

Anaokullarından başlayan öğrenim hayatımız boyunca devam eden çileli bir yol, ingilizce öğrenme serüveni. Her köşe başında bir kurs var ama ingilizceyi layıkıyla öğrenen birilerini bulmak imkansız. 3. Dünya ülkeleri tabiri caizse çatır çatır bu dili konuşup, yazarken Türkiye'de her nedense bunu yapabilen insan sayısı sayılacak kadar az. ingilizceyi öğrenemeyişimizin sebebi bizden mi yoksa sistemden mi kaynaklanıyor?

Konuyla ilgili sorularımızı, "ingilizce bitmiştir" diyerek iddialı bir sloganla yola çıkan, 25 yılını bu işe adamış, yüzbinlerce sayfa literatür geçmişine sahip ve tek başına 5000′den fazla öğrenciye bu dili öğreten Mustafa Özay'a yönelttik.




Öncelikle sizi tanıyalım Mustafa Bey

1969 Eskişehir doğumluyum. ilk öğrenimimi bu şehirde tamamladım. Daha sonra ODTÜ matematik öğretmenliği bölümüne girdim. Asıl branşım matematik ancak yaklaşık 25 yıldır ingilizce dersi veriyorum. Aynı zamanda profesyonel çevirmenim. TUÇED Eskişehir şubesi kurucusu ve başkanıyım. ingilizce Matematik ve Türkçe konusunda 42 tane kitabım var. Matematikte 600 pratik yöntemim var. Türkiye'deki tek tıbbi ingilizce müfredatına sahibim. 200′den fazla konuda 250.000 sayfaya yakın literatür taradım.

İngilizce maceranız nasıl başladı?

ODTÜ'ye girince hazırlıkta çok zorlanmıştım. Geçmek için epey uğraş verdim. Hatta hazırlığı geçtiğimde bu dilden o kadar çok nefret etmiştim ki yurttaki odamda hazırlık kitaplarımı odanın ortasına toplayıp yakmıştım. Arkadaşlarım hazırlığı geçmek için kursa giderlerdi. 36 kur vardı o zamanlar. Bu günden fazla bir farkı yoktu. Bugün sistem öğretmeme üzerine kurulu o gün de öyleydi. Sonsuza kadar da öyle gidecek gibi ya neyse aslında her şey bir gün ingilizce bir metne bakarken oldu. Şu an müfredatımı üzerine bina ettiğim 3 cümle yapısına o metinde rastladım. Bu çok enteresan bir olay. Şu öğrenmesi çok zor olan insanların yıllarını alan ingilizcede sadece 3 cümle yapısı var. Bu 3 cümle yapısından başka 4. Bir cümle yapısı yok ve olmayacak.

Bunun açıklaması şu;

Siz ne konuşursanız konuşun ne yazarsanız yazın size karşıdan ne gelirse gelsin bu 3 cümle yapısından başka bir cümle yapısına yerleşmiyor. Sadece 3 tane cümle yapısı. ister 4 kelimelik bir cümle kurun ister 25 kelimelik bu 3 cümle yapısında kuruyorsunuz. En basit bir cümleden en kompleks bir cümleye kadar bu geçerli.

Türkiye'deki sistemle ilgili düşünceniz nedir?

Türkiye'de şu an bir sistem yok maalesef. Türkiye şu an sistem çöplüğüne dönmüş durumda. Kimsenin kullanmadığı kitaplar setler sistemler bize satılıyor. Bacasız sanayileri adamların yapacaklar tabi. Neden dillerini öğretip gelir kaynaklarını aza indirgesinler ki.

Bir de bunlara destek olanlar var. Bunu nefretle söylemek istiyorum. Geçen gün Bakırköy'de bir ilan gördüm ilan aynen şöyle: "ikinci defa kayıt yaptıran öğrencilerimize %50 İNDİRİM"

Bunun açıklaması olamaz. Bizim insanlarımız da temiz kalpli her söylenene inanıyor adamlar kayıt yapacak yer bulamıyorlar. Tabi bir de onların sonuçları var. imzalanan senetleri geri alabilmek için kursu bırakabilmek için açılan davalar.

Ufak bir bilgisayara telefona janjanlı kuşe kâğıda basılmış iki kitaba kanıyor insanlarımız. Boşluk doldurmayla bu iş olmaz. Karşınıza bir yabancı geldiğinde size şöyle mi diyeceksiniz: bak kardeşim ben bir cümle kuracağım bazı yerleri bos bırakacağım doldurursan anlaşırız. Dil kafanızda oluşturduğunuz bir fikri konuşarak yada yazarak karşıya aktarabilmektir. Sıfırdan bir cümle kurmaktır. Boşluğa şu gelecek virgülden sonra bu gelecek tarzı şeyler insanları boşa uğraştırmaktan başka bir şey değildir.

Kur sistemi saçmadır. Bir dili 6 ya 8 e bölmek ne demek? Bir dilin %15 ini bilmek ne demek?

Sınav ingilizcesi konuşma ingilizcesi ticaret ingilizcesi yazışma ingilizcesi daha ne saçmalıklar var.

Türkçede var mı bunlar?

Dil ile ilgili bir soru sorarken önce o soruyu kendi dilimize yani Türkçeye sormamız gerekir. Türkiye'de var olan ingilizce, yani ingilizce biliyorum diyenlerin bildiği ingilizce kalıplaşmış 3-5 cümleden ibaret. ismin ne? Nerelisin? Kaç yaşındasın? Ne iş yapıyorsun? Evli misin, bekar mısın? Bir şeyler içelim mi? Bu cümlelerden başka bir şey öğrenilemiyor. Bu sorulardan başka bir soru geldiğinde "anlıyorum ama konuşamıyorum" diyoruz.

İsmin ne? Derken anlıyordun adım Elif, Rüya, Mehmet diyebiliyordun. Kaç yaşındasın? Derken 22 diyebiliyordun. Farklı bir soru geldiğinde neden anlıyorsun ama konuşamıyorsun?

Çünkü kalıplaşmış ifadeler ezberlendi ve sadece bunları konuşabiliyoruz. Daha fazlası verilmiyor daha fazlası bu sistemlerle bu zihniyetlerle öğrenilmiyor öğretilmek istenmiyor.

Bizim insanlarımızda büyük bir sorun daha var ki bu dili öğrenmemizdeki en büyük engellerden bir tanesi.

Türkçe dil bilgisi bilmiyoruz. Kendi dilinizde isim sıfat ulaç ortaç zamir zarf dolaylı tümleç zarf tümleci yüklem etken fiil ettirgen fiil nedir bilmiyorsanız bunun ingilizcesini nasıl bileceksiniz?

İngilizce öğrenmek için Türkçe dil bilgisini çok iyi bilmek gerekiyor öncelikle.

Türkiye'de yapılan dil sınavları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle yapılan sınavlar verilmeyen ingilizcenin sınavı. Bu sistemlerle bu zihniyetle bu sınavlardan başarı beklemek çok yanlış olur.

ÜDS, KPDS gibi sınavları yapabilmek için dilin her unsuruna hakim olmanız gerekir. Bu sınavlarda kolay yol pratik yöntem şunu görürsen ele bunu görürsen şunu işaretle gibi saçma sapan şeyler yok. Okuduğunu anlayıp çözeceksin. Olay sadece bu. Son yapılan YDS sınavını inceledim. Çok kaliteli bir sınav olmuş. Hazırlayanların eline sağlık. 1. Sorudan 80. Soruya kadar geçen bütün kelimeler benim müfredatımda var. Öğrencilerim hiç zorluk çekmedi. Günde 10 sayfa literatür takip eden bu sınavı çok rahat geçer.

Okumak önemli tabi ama milli eğitimin yaptığı bir araştırmada Türkiye'deki ingilizce öğretmenleri kendi branşlarında haftada 2 sayfa okumuyormuş. ingilizce öğretmeni bunu yapmıyorsa bir başkası nasıl yapsın.

Hiç ingilizce bilmeyen insanlar benim 100 saatlik dersimden sonra en az 70 alıyorlar. Yüzlerce örneği var. Sınava girenler ertesi gün geldiğinde sanki ÖSS Türkçe sınavına girdik gibi hissettik kendimizi diyorlar. 20′den fazla branşta 150.000′e yakın kelime geçiyor müfredatta. Keşke herkese ulaşabilsek yardımımız dokunsa insanlar bu dertten kurtulsa bir an önce.

ANLIYORUM AMA KONUŞAMIYORUN DiYENLER SADECE TÜRKiYE'DE VAR

Anlıyorum ama konuşamıyorum diyen ya dilsizdir ya insan dışı bir canlıdır ya da Türkiye'de yaşıyordur.

Anlıyorum ama konuşamıyorum söylemi sadece bizim ülkemizde var. Karşınızda biri konuşurken kafanızda gerçekleşen süreç ne ise kafanızda oluşturduğunuz bir fikri karşıya aktarırken yaptığınız da aynı şeydir. Alman kurdu Almanca anlar otur dersiniz oturur koş dersiniz koşar ancak konuşma yeteneği olmadığı için konuşamaz. Ağzında dili olan biraz kafası çalışan herkes çok rahat ingilizce konuşabilir. Bizdeki sorun konuşamamak değil bizdeki sorun konuşmak için ingilizce düşünmeye çalışmak. Kafamız Türkçe hayatta karşılaştığımız her şey Türkçe kodlanmış beynimize bunu nasıl gerçekleştireceğiz? Bu, bu dilin sahiplerinin bize dili öğretmemek için yaptıkları en büyük hainlikten başka bir şey değil. Çok insanımızda hem bu sistemleri sorgulamadan piyasaya çıkararak hem de maddi çıkarlarını düşünerek bu hainlerin ekmeklerine yağ hatta üstüne de kaymak sürüyorlar.

Emek vermeden bu işin olmayacağı aşikar. Kısa yol pratik yöntemle hiç bir şey elde edilemez. Günde en az 2 saat bu işe ayırmak gerekli. Benim programıma göre 8 ay boyunca günde 2 saat ingilizceye ayıranların eline kimse su dökemiyor.

Sitemizdeki öğrenci yorumlarını inceleyebilirsiniz.

Sitenizin ismi neden www.ingilizcebitmistir.com

Çünkü bizim için ingilizce bitmiştir. Bu bizim söylediğimiz bir şey değil. Öğrencilerimizin söylediği şeyler. ingilizcenin çok kolay bir dil olduğunu herkes ilk dersten itibaren görüyor. Yıllarca kursa gitmeye hiç gerek yok. insanlar 4 haftalık eğitimde gördüklerine inanamıyor. 4 haftada insanlar 20-25 kelimelik cümleler kurabiliyorsa bizim söyleyeceğimiz bir şey kalmıyor. insanlara senet imzalatmadan, kredi kartına taksit yapmadan, peşsin para almadan noterden para iade garantisi verebilmek kendimize ne kadar güvendiğimizin en büyük göstergesi. Sitemizin girişindeki 3 sayfayı tarafsız bir gözle okuyan herkes orada yazanların noktasına kadar doğru olduğunu kabul edecektir.

Eskişehir Türkiye Advertorial Haberler Haberler

title