İhsanoğlu'na "Öcalan'a Özgürlüğü Onaylar mısınız" Sorusu
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Abdullah Öcalan sorusuna çarpıcı bir yanıt verdi: "Toplumda mutabakat olan her şeyi Cumhurbaşkanı da kabul etmek durumundadır."
CHP ve MHP'nin de aralarında bulunduğu 11 partinin desteklediği çatı Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Birgün gazetesine verdiği röportajda "Meclis'ten Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü ya da ev hapsini sağlayacak yasa gelse, onaylar mısınız?" sorusuna "Cumhurbaşkanı hükümetten, meclisten gelen her şeyi vicdani kanaati halktan aldığı güçle kamuoyunun hassasiyeti ve Anayasanın hükümleri ışığında yapması lazım. Bu çerçevede davranmayan cumhurbaşkanı, görevlerini hakkıyla ifa eden bir cumhurbaşkanı olamaz. Bu anlayış içinde toplumda mutabakat olan her şeyi cumhurbaşkanı da kabul etmek durumundadır" diye yanıt verdi.
İşte Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Birgün gazetesine verdiği "Mutabakat olan her şeyi onaylarım" başlıklı röportaj:
Gezi sürecinde milyonlarca insan muhafazakârlığın dayatılmasına karşı sokağa çıktı. Sizse sürekli muhafazakârlık vurgusu yaparak oy istiyorsunuz. Bu şekilde oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Muhafazakâr olmak başka, muhafazakârlığı temsil etmek başka, onu başkalarına zorlamak başka. Ben muhafazakâr bir ailenin evladı olarak yetiştim. Ama ben kendimin tırnak içinde muhafazakâr olarak tarif edilmesini çok eksik buluyorum. Ben muhafazakârım ama aynı zamanda modern bilim okumuş, onu araştırmış, modern bilimin, rasyonalizmin değerini anlayan, anlatan, okuyan, okutan bir insanım. Ben bütün dünya kültürlerine açılan Batı ve Doğu arasında ilişki kuran, bunların sentezini hayatında yaşatan bir insanım. Onun için bu şekilde bir tanımlama ve sınıflandırma benim düşünce tarzımı, zihniyetimi doğru şekilde yansıtmaz.
Türkiye'de insanların hür iradeleriyle istedikleri hayat tarzını yaşamaları en tabii haklarıdır. Bu kanunlarda da böyledir, insan hak ve hürriyetlerinin evrensel beyannamesinde de böyledir ve Türkiye'nin hedefi buna ulaşmaktır. Bir siyasi kadronun bir şahsın veya zümrenin fikirlerini başkalarına zorla kabul ettirmek benim reddettiğim bir husus.
"KİMSEYİ ZORLAMIYORUM"
Bu doğrultuda, bir cumhurbaşkanı adayının basın toplantısını besmeleyle açmasını nasıl konumlandırıyorsunuz?
Türkçe besmele okudum, "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla" dedim. Bunda bir yanlış var mı? Burada ben inanıyorum "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla" başlıyorum, inandığım Allah'tan rahmet diliyorum. Başkası farklı düşünüyorsa o onun bileceği iş, ben onu zorlamıyorum. Benim arkamdan sen de söyle demiyorum...
"BEN BU KONUDA AÇIK TAVIR SAHİBİYİM"
Referanslarınızı genelde İslamiyetten seçiyorsunuz, öte yandan sekülerim diyorsunuz...
Sekülerizm ne demektir, laiklik ne demektir? Laiklik dini reddetmek, dini rafa koymak değil; laiklik demek din meselesiyle devlet meselesini birbirine karıştırmamak. Ben bu konuda çok açık bir tavır sahibiyim, diyorum ki dini devlete karıştırırsanız devleti bozarsınız. Dini siyasete karıştırırsanız siyaseti bozarsınız. Siyaseti de dine karıştırırsanız din işlerini bozarsınız ve toplumda huzursuzluk yaratırsınız.
"O SİZİN BİLECEĞİZ İŞ"
Cumhurbaşkanı olsaydınız, bu şekilde konuşmanız dinle devletin iç içe girmesi olmaz mıydı?
Yok öyle bir şey. Bu mesele icraatte olur, laikliğe inanmak sizin din konusunda tavrınızı değiştirmek değil ki. Siz laik olursunuz dindar olursunuz o sizin bileceğiniz iş, dindar olmazsınız başka türlü inançtan olursunuz. O sizin bileceğiniz iş. Ama siz bir noktaya gelip de dini devlet işlerine karıştırırsanız veya ayırırsanız o zaman laiklik orada bahis konusu.
Kadınlar için "Meclisi harekete geçireceğim" diyorsunuz...
Türkiye'de kadının bir takım problemleri var ama şu da var biz İslam dünyasından daha iyi durumdayız; çünkü bizde 19'uncu yüzyılda kız öğrencilere eğitim başladı. 20'nci yüzyılın başında kızların Darülfünun'da okuma hakkı doğdu, meslek sahibi oldular. Fakat kadına karşı şiddet var... Kadının hâlâ toplumdaki istenilen aktif göreve katkısı yok, siyasi karar mekanizmalarında yok, toplumun bazı kesimlerinde hor görülüyor. Kızlarımız çok küçük yaşta evlendiriliyor. Bütün bu menfilikleri gidermek lazım. Bunlar sırf kadınla ilgili bir bakanlık kurmakla olmaz. Bu aynı zamanda kadınların dertlerini dinlemek, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak ve Kadın Konseyi gibi bir şey kurarak devamlı onlara danışmak...
"KENDİ GÜNDEMİMİ TAŞIMAM"
Kampanyanızda kadını aile içinde konumlandırıyorsunuz, ancak kadınların buna ciddi bir itirazı olduğunu da biliyoruz...
Bakın, ben biraz önce neden bahsettim? Kadının sosyal hayattaki, resmi hayattaki durumundan bahsettim. Burada İslam dünyasında daha çok karar mekanizmalarında söz sahibi olmalı aktif olmalı dedim.
ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜĞÜ ONAYLAR MI?
Mutabakata önem veriyorsunuz. Meclis'ten Abdullah öcalan'ın özgürlüğünü ya da ev hapsini sağlayacak yasa gelse, onaylar mısınız?
Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ortada. Bu yetkilerle Cumhurbaşkanı hükümetten, meclisten gelen her şeyi vicdani kanaati halktan aldığı güçle kamuoyunun hassasiyeti ve Anayasa'nın hükümleri ışığında yapması lazım. Bu çerçevede davranmayan cumhurbaşkanı, görevlerini hakkıyla ifa eden bir cumhurbaşkanı olamaz. Bu anlayış içinde toplumda mutabakat olan her şeyi cumhurbaşkanı da kabul etmek durumundadır. Çankaya'ya kendi gündemi ve siyasi görüşleriyle çıkan bir cumhurbaşkanı kriz yaratır.
Alkol ya da internet yasağı karşınıza gelseydi onaylar mıydınız?
Ben yasaklara karşıyım. Özellikle fikir ifade hürriyeti konusunda dünya ve Avrupa normlarında uluslararası evrensel insan hakları beyannamesindeki hüküm ve hakların Türkiye'de uygulanması taraftarıyım.