Haberler

Gyoder Yönetim Kurulu Başkanı Torun Aa Finans Masasına Konuk Oldu: (2)

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, gayrimenkul fiyatlarında artış olmadığını belirterek, "Rakamlara bakıldığında belli bir artış görünüyor ama bunların reel bir artış olmadığını düşünüyorum" dedi.

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, gayrimenkul fiyatlarında artış olmadığını belirterek, "Rakamlara bakıldığında belli bir artış görünüyor ama bunların reel bir artış olmadığını düşünüyorum" dedi.

Torun, Anadolu Ajansı'nın (AA) 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği AA Finans Haberleri Terminali'nden canlı olarak yayınlanan Finans Masası'nın konuğu oldu.

Gayrimenkul fiyatlarında son dönemde bir şişme olup olmadığına yönelik soruya ilişkin Torun, gayrimenkul fiyatlarında artış olmadığını belirterek, "Rakamlara bakıldığında belli bir artış görünüyor ama bunların reel bir artış olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Torun, gayrimenkul şirketlerinin 60-120 ay arasında vadelerle, sıfır faizli kredi imkanı sağladığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Muhakkak bunu yaparken, 120 ay dediğiniz zaman bugünkü rakamlarla neredeyse yüzde 13-14 indirim demektir. Bunun belki yarısını kendisi karşılıyorsa yarısını da fiyata yansıtıyor. Dolayısıyla baktığımızda konut fiyatlarının sanki yükseldiğini görüyoruz ama bunun önemli bir kısmı karşılanan faizin bedelidir. Reel olarak geliştiricinin cebine giren bir artış dediğiniz zaman bunun son 1-2 yıldır fazla bir oran olmadığını düşünüyorum. Çünkü faiz oranları yükseldikçe geliştiriciler hemen faiz oranlarının bir kısmını kendileri karşılayarak, faiz yüzdesini aşağıya çekmeye çalışıyorlar ki, alanın da en azından ödeyebileceği bir faiz oranı olsun. Onun için sektördeki bu fiyat artışları göreceli, aslında reel bir artış değil."

"GYO'lara yapılan çok büyük vergi avantajı yok"

Aziz Torun, kur artışlarının, bütün ekonomiyi olduğu gibi inşaat sektörünü de etkilediğine değinerek, "Her sektörün ithalata dayalı önemli girdileri var. Gayrimenkul sektöründe de ciddi ithal girdiler var dolayısıyla kur artışından bunlar da etkileniyor" ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları'nın (GYO) Türkiye'de teşvik edilmesi gereken bir sektör olduğunu anlatan Torun, "Sektörün daha fazla kurumsallaşmasını ve şeffaflaşmasını istiyoruz. GYO'lara yapılan çok büyük vergi avantajı yok. Küçük tasarruf sahibinin daire almak yerine GYO'lara ortak olacağı, hissesini daha kolay paraya çevireceği, emlak vergisiyle, kiracısıyla uğraşmayacağı ama gayrimenkulün de ortağı olacağı bir modelin teşvik edilmesinde fayda var" şeklinde konuştu.

GYO'ların, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği'ne üye olduktan sonra yeni teşvik girişimlerinde bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine Torun, şunları söyledi:

"Daha fazla teşvik istemiyoruz. Yeter ki 'gölge olmasın başka ihsan istemiyoruz' hesabı.. Yeter ki teşvik edilsin ve bürokrasiye boğulmasın. Hakikaten Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) denetimine tabi olmak kolay bir iş değil. Yaptığınız her işlemi Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) duyuruyorsunuz, SPK'ya bildiriyorsunuz. Bunun da getirdiği bir takım külfetler var. GYO olarak beklentimiz; teşvik edilmesi, tanıtılması ve küçük tasarruf sahiplerinin GYO'lara ortak olması. Sermaye piyasası oynanan bir yer değil, şirketlere ortak olunan bir yer. Ortak olduğu şirketi de ortak gibi sahiplenmesi lazım. İnsanlar topraktan bir daire alıyor, 3 sene bekliyor; bitecek, teslim alacak ve sonra değerlenecek diye ama GYO'dan hisse alınca bir ay sonra 'hisseler düştü' diyor. Biraz sabırlı olmak gerekiyor."

"Altın yumurtlayan tavuğu boğazlamamak gerek"

Türkiye'nin, yabancıya gayrimenkul satışının, enerji gibi stratejik bir alan olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Torun, Türkiye'deki gayrimenkul fiyatlarının dünya genelinde cazip bulunduğunu söyledi.

İstanbul'un Londra, Paris, New York ve Moskova'dan çok daha avantajlı olduğunu aktaran Torun, "Yabancının ciddi bir talebi var. Bize düşen de bu talebi iyi değerlendirmek. Altın yumurtlayan tavuğu boğazlamamak gerekiyor. Onu yaşatmalıyız ki sürekli yeni yumurtaları alabilelim. Yabancılar geldiklerinde maketten gayrimenkul alıyorlar, onların yanıltılmaması gerekiyor. İnşaat bittikten sonra ya da arazi aldığında imar şartlarıyla ilgili değişikliklerin olmaması gerekir ki yabancılar mağdur olmasın ama bu anlamda maalesef çok koruyucu düzenlemelerimiz yok" değerlendirmesinde bulundu.

GYODER'in maketten satışlarda "İnşaat Bitirme Sigortası" düzenlemesi yaptığını hatırlatan Torun, bu düzenlemenin yönetmelik beklediğini ve uygulamaya geçmesiyle hem yerli konut alıcısını hem de yabancı alıcıyı koruyacağını söyledi.

"Hükümetin ilk defa ev alacaklara desteği 'çam sakızı çoban armağanı' niteliğinde

Aziz Torun, Türkiye'nin yeni konut projelerinin yurtdışında tanıtımı için devlet desteği istediklerini aktararak, şu bilgileri verdi:

"Devletten, bir anlamda teşvik bağlamında Ekonomi Bakanımızla 15-20 gün evvel bir görüşme yapmıştık. Oradaki talebimiz de gayrimenkul satışlarının ihracat gibi değerlendirilmesi. Çünkü çok önemli bir döviz girdisi sağlıyoruz. 2014 yılında 4 milyar doların üzerinde bir gayrimenkul satışı gerçekleşti. Bu rakamların ikiye, üçe katlaması çok zor değil yeter ki biz ülkemizi ve projeleri yurtdışında yabancı bireysel yatırımcılara tanıtalım ve hayal kırıklığına uğratmayalım. Ekonomi Bakanımız da bizim bu talebimiz karşısında büyük bir heyecanla 'Bunun ihracat sayılması gerekir' dedi. Ancak bunun için düzenlemeye ihtiyaç var. Çünkü ihracat malın yurt dışına çıkması anlamındadır. Biz binayı değil ancak tapuyu yurt dışına çıkarabiliyoruz. Dolayısıyla bunun bir ihracat kalemi olması nasıl olur? düzenlemeye ihtiyacı var."

Torun, vergi avantajı, yabancıların oturma izinlerinin 1 yıldan daha uzun tutulması gibi düzenlemelerin de tartışılması gerektiğini kaydetti.

Hükümetin ilk defa ev alacaklara ilişkin açıkladığı destek paketine ilişkin görüşleri sorulan Torun, bu düzenlemenin "çam sakızı çoban armağanı" niteliğinde sembolik bir anlam taşıdığını söyledi. Torun şunları kaydetti:

"Çorbada bizim de tuzumuz olsun' anlamında bir şeydir. 200 bin liralık dairenin yüzde 25'i 50 bin lira. Bunun da yüzde 15'i 7 bin 500 lira… Ama bir anlamda en azından hükümetin de bunu teşvik ettiği anlamına geliyor. Ama bu bir süreç… Bunun yapısal düzenlemeleri henüz yapılmadı. Buna tamamen bir katkı ve destek olarak bakmak lazım ama konuttaki satışları artıracak bir kaldıraç olarak düşünmüyorum."

"Arz fazlası değil, talep yetersizliği riski var"

Torun, Türkiye'de gayrimenkul alanında fiyat şişmesi değil, talep yetersizliği riskinin bulunduğunu belirterek, yüksek rekabet ve düşük kar marjlarına dikkati çekti.

Arsa maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini anlatan Torun, kamu otoritelerinden bu alanda yardım istedi.

Bazı projelerde konutların tam olarak bitmeden 2. el satışlarının görülebildiğini belirten Torun, "Yatırım amaçlı konut edinen müşteri sayısının da azımsanamayacak bir rakam olduğunu kabul etmek gerekir. Belki yüzde 40'larda, yüzde 50'lerdeki bir orana ulaşabiliyor. Bunun aslında şöyle bir riski var. Proje bitmeye yakın 2. el satışların başlaması gibi aslında bitti denen satışların yeniden başlaması gibi bir handikapı da getirdiğini kabul etmek gerekiyor. Bana göre arz fazlası değil, talep yetersizliği riski var. Satıldı bitti denilen projelerde de yeniden bir arzın ortaya çıkması bu anlamda söz konusu olabilir" diye konuştu.

"Sektör zan altında kalıyor"

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Torun, kamuoyunda "rant vergisi" olarak bilinen uygulamanın Tüketici Kanunu gibi uygulanmaz bir yapıya büründüğünü söyleyerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Kamuoyunda biraz farklı anlaşıldı. Rant vergisi olarak yansıtıldı. Halbuki Başbakan ve ilgili bakanlarla sektöre ilişkin yaptığımız toplantıda net olarak ortaya konuldu ki; bu bir değer artan gayrimenkulden alınacak vergi olarak düşünülmüyor. Sadece imar artışı talebi halinde bir şaibe altında kalınmaması için gerek belediyelerin gerek bu imar artışını talep edenin imar artışlarında yüzde 80'lere varan bir vergi riski konması noktasında bir siyasi irade var. Biz de sektör olarak bunu destekliyoruz. Böyle rastgele bir imar artışı olamamalı. Bu yanlış bir algıya sebep oluyor ve sektör zan altında kalıyor."

(Son)

Kaynak: AA / Güncel

Sermaye Piyasası Kurulu Anadolu Ajansı Aziz Torun Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title