Haberler

    Gherardini: Oyuncularımız Takım Olmayı Başardı

    Fenerbahçe Ülker'in dünyaca ünlü genel menajeri Maurizio Gherardini, TBL Lig Kurulu toplantısı sonrasında TBL.org.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.

    Türkiye Basketbol Ligi'nde geride kalan 28 maçta 21 galibiyet alarak zirvedeki yerini koruyan, THY Avrupa Ligi'nde de 15 yıllık aranın ardından adını Final-Four'a yazdıran Fenerbahçe Ülker'in dünyaca ünlü genel menajeri Maurizio Gherardini, TBL Lig Kurulu toplantısı sonrasında TBL.org.tr'ye özel açıklamalarda bulundu. Türkiye Basketbol Ligi'nin 2014-15 sezonunda tarihinin en parlak dönemlerinden birine şahitlik ettiğini ifade eden İtalyan yönetici, artan rekabet seviyesinden yabancı kuralının etkilerine, kulübü Fenerbahçe Ülker'in Final-Four başarısından kişisel kariyerine birçok önemli konuda kendisine yöneltilen soruları içtenlikle yanıtladı. İşte Gherardini'nin sözlerinden önemli satır başları:

    Fenerbahçe Ülker'in THY Avrupa Ligi'nde Final-Four'a kalmasıyla 15 yıl sonra ilk kez bir Türk takımı, Avrupa'nın elit dörtlüsü arasına girmeyi başardı. Bu konuda genel bir değerlendirme yapar mısınız?


    Bence başarımızın sırrı, rekabetçi ve zorlu şartlara rağmen önemli bir gelişim gösterebilmemizde saklı. Obradovic ve öğrencileri, birlik olup başarıya kenetlenme konusunda muhteşem bir iş çıkardılar. Takım kimyası sürekli gelişti. Bu seviyede başarıya ulaşmak istiyorsanız bir şeyleri sürekli ve yoğun tutmak, devamlı en üst seviye basketbolunuzu oynamak durumundasınız. Takım olarak sezon boyunca bunu başardık. Zaman zaman bizi sarsan, yüzümüze bir tokat misali çarpan ikazlar oldu. Ki bunlar bize çok yardımcı oldu. Takım, elde ettiği bazı kötü sonuçlardan ders çıkarıp daha iyi bir seviyeye yükseldi. Kendimizi büyük maçlarda sonuna kadar zorladık ve Final-Four geldi.

    Peki saha dışı faktörler hakkında neler söylemek istersiniz? Fenerbahçe Ülker iyi bir kadroya ve koça sahip ancak birçok taraftar, kulübün salon, bilet satışı, sponsorluk gibi konularda da başarılı bir profil çizdiğine değiniyor. Kariyer ve tecrübeleriniz ışığında nasıl bir değerlendirmede bulunurdunuz?


    Ben bu tespitin genel olarak Türk basketbolu'nda geçerli olduğu kanısındayım. Fenerbahçe Ülker özelinde de doğru tespitler elbette. Başarıyı elde edebilmek adına tüm elementleri temin etmeye çalıştık. Önemli bir kulüp kültürümüz ve taraftarımız, Ülker gibi büyük destek veren bir sponsorumuz var. Avrupa'nın neresine gidersek gidelim, taraftarlardan büyük bir sevgi görüyoruz ki bu çok eşsiz bir şey. Muhtemelen Avrupa'daki en iyi arenaya sahibiz. Tüm bunlar 15 yılın ardından Final-Four başarısını getirdi. Ancak doğru elementlere sahip olmak başarı anlamına gelmiyor. Tıpkı saha içindeki oyuncuların takım kimyası gibi... Bazen çok kaliteli oyuncularınız olur, ancak işin sonunda başarı istiyorsanız o oyuncular aynı dili konuşuyor olmalı, değil mi? Bizim resme dönecek olursak; bizim oyuncularımız saha içinde ve dışında takım olmayı başardılar. Bu kolay bir şey değildi; Obradovic çok önemli bir iş başardı. Türkiye genelinde bakacak olursak da bence Türkiye ve Türk kulüpleri, önemli birer potansiyele sahipler.

    TBL önemli bir gelişim dönemine girdi, lig her geçen gün büyüyor. Toplantıda sizlere sunulan 2015-2020 stratejik planı da bu gelişimi ifade eder nitelikteydi. TBL ve geleceği hakkında düşünce ve öngörüleriniz neler?


    Bugün incelediğim stratejik plan son derece etkileyiciydi. Şu aşamada önemli olan bu şeyi gerçekliğe dökebilmek. Bence Türkiye şu sıralar var olan potansiyeli keşfediyor. Final-Four'a kalan Fenerbahçe Ülker'in haricinde Anadolu Efes de son 8'e kaldı, son maça kadar çok iyi bir sezon çıkardılar. Pınar Karşıyaka, FIBA EuroCup'ta çeyrek finali, Banvit ise yarı finali gördü. Trabzonspor Medical Park, finalde FIBA EuroChallenge Kupası'nı son anda kaybetti. Türkiye, tüm Avrupa organizasyonlarında kalitesini ortaya koydu. Türkiye Basketbol Ligi, tüm Avrupa'ya en iyi lig olma yolunda olduğunu gösterdi. Bu başarıda Türkiye Basketbol Federasyonu'nun bu sezon yürürlüğe koyduğu yabancı oyuncu kuralının da önemli payı vardı. Ligin kalitesi ve dengesi büyüdü. Hafta içinde Euroelague veya EuroCup oynayan bir takım, Pazar günkü lig maçını kaybedebileceğini biliyordu. Her takımın bir diğerini yenme şansı var. Bu da daha fazla ilgi, daha fazla TV yayını ve daha fazla sponsorluk geliri demek. Bu, TBL için harika bir şey. Geriye dönüp baktığımızda, bu yabancı kuralının henüz ilk yılından önemli bir rekabet ve denge getirdiğini söylemek hayli mümkün.

    NBA'de önemli görevlerde bulundunuz. Türkiye Basketbol Ligi'nin başta NBA olmak üzere diğer liglerle aradaki farkı kapatmak adına yol aldığını söyleyebilir misiniz?


    Ben arada mesafe gibi bir şeyden söz etmem açıkçası. İş açısından baktığında NBA'in çok farklı bir doğası var bir kere. Yani ticari bir lig organizasyonu ile geleneksel ve ulusal bir ligi kıyas etmek bence çok da doğru değil. Bizim lig oyunumuzda olay Final-Four'a kalmak ya da ligden düşmemek gibi mücadeleler var. NBA'de ise 30 takımdan biri sezon sonunda zafer purosunu yakıyor, kalan 29 takım da geride kalan sezonun başarısının tadını çıkarıyorlar. Dediğim gibi iş penceresinden baktığında arada çok ciddi bir boyut farkı var. Bu açıdan ben mukayeseyi doğru bulmuyorum, netice orada yayın haklarını 9 yıl için 24 milyar dolara satmış bir organizasyon var. Rakamsal olarak zaten kıyas edilemez. Bu yüzden bence Türkiye'ye Avrupa çerçevesinde bakmak gerek. Böyle bir mukayese yapıldığında da Türkiye'nin çok rekabetçi, iyi tesislere sahip bir ülke olduğunu söylemeli. Ki bu da sürekli gelişiyor. Artık TV yayınları da arttı, ilgi git gide büyüyor. Taraftarlar basketbola daha fazla ilgi göstermeye başladı. Takımlar da Türk basketbolunun yükseldiği bu dönemde doğru istikamette ilerliyorlar. Bu gelişimin geleceği için yapılacak bir mukayese, örnek alınacak bir şey varsa o da NBA kulüpleri gibi Türk takımlarının da bu ürünü geliştirmek adına ortak bir vizyonu paylaşmaları, işimizin ortak elementlerini fark edip birlikte kullanmaları ve hep birlikte daha iyi bir ürün ortaya koymak için birlikte hareket etmeleridir. Ancak hatırlatayım; ölçüleri itibarıyle ben NBA'in Avrupa ligleriyle kıyas edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.. Gerçekçi olmalı; Türkiye'nin bugünkü konumunu ve gelecekte neler başarabileceğini anlayıp buna göre hareket etmeli diye düşünüyorum.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Fenerbahçe Ülker Ivan Obradovic Spor Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title