Galatasaray Yenilmedi, Ama Ezildi
Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne alışık olduğumuz şekilde başladı.
YORUM | Yasin İlgün
Sarı kırmızılı ekip genelde geç açılan ve kolay maçları kazanmakta güçlük çeken bir takım. Bence bu maçta oynanan futbola bakıp felaket çanlarını çalmanın bir alemi yok. Bu takım bir iki maç yaptı daha, ama insanlar yine sabırsız ve olabilecek her şeyi eleştirmeye meyilli.
Umutlarını kaybetmedikleri ve uzak geleceği acımasızca yorumlamadıkları sürece bir sıkıntı da olmayacaktır, aksi takdirde yapılan eleştiriler bu takıma sadece zarar verir. Ancak Galatasaraylı taraftarlar yapıcı eleştiri nedir, takımın arkasında olmak nedir bunları çoktan unutmuş durumda.
Anderlecht maçında tribünler ziyadesiyle boştu. Takımı eleştiriyoruz hakkımız, ama Şampiyonlar Ligi'ne açılış yapılan maçta takıma destek bu kadar az olmamalıydı. Orada oturan taraftar da skora bağımlı olarak destek verdi yine kaptanını ıslıkladı.
Galatasaray'ın oynadığı futbol ile ilgili denilebilecek çok şey yok aslında. Yenilmedi, fakat ezildi. Anderlecht bitirici bir oyuncuya sahip olsa bu maç 03 bitebilirdi. 17-21 yaş arası oyuncularıyla Cimbom'u ezen geçen bir takım vardı sahada, üstelik Galatasaray'da olmayan ruha da sahipti bu gençler.
TAKTİK DOĞRU, OYUNCULAR YANLIŞ
Cimbom'un cephesinde ise taktiksel olarak iyi bir dizilim ve mantalite vardı, ancak oyuncu seçimleri kesinlikle yanlıştı. Prandelli'nin Burak'a neden güvendiğini anlamak güç değil, açıkçası 1000 tane kaçırsa da ve saç baş yoldursa da bu takımda gol atma ihtimali en yüksek adam kendisi.
Ama Selçuk ve Veysel'e gösterilen sabır benim için de bir soru işaretiydi. Veysel potansiyelinin bu takımda oynamaya yeterli olmadığını pek çok defa gösterdi, dürüst olmak gerekirse gözler Sabri'yi ya da Eboue'yi sık sık aradı.
Bu iki isim dışında Sneijder ve Telles arasındaki uyum sıkıntısı, Telles'in savunmada geri kaldığı anlar(Veysel kadar olmasa da), Dzemaili'nin tam olarak ne yapmak istediği gibi sorularda maç boyu kafamdaydı.
Dzemaili yeni bir transfer ve ona yüklenemeyiz, Melo ve Muslera bugün kadroya ilk yazdığımız isimler ve ilk maçlarının ardından taraftar iki oyuncuyu da çöpe atmaya hazırdı. Bu oyuncuya sabır gösterilmeli kesinlikle, taraftarın biraz akıllı davranıp kötü günde bile destek olması lazım.
Prandelli'den daha iyi futbol bilgim olduğunu kesinlikle iddia edemem, ama elindeki topçuları ve Galatasaray'ı ondan iyi tanıyorum, en azından şu anlık. Bu sebeple ona güvenim yüksek. Dün takım çok kötü oynamış olsa da teknik direktörün sahaya nasıl bir oyun koymak istediğini anladım ve Galatasaray bu sistemi oturtup bir de 'B Planı' geliştirirse kaliteli bir kimliğe bürünecektir.
Ancak Anderlecht'e karşı sahada iki pas yapamayan, kanatları çöp olan, orta sahasında tüm yükü Melo'nun üstlendiği, Sneijder'in akıl dolu paslarını çer çöp eden bir hücum hattının olduğunu kimse çabucak unutamayacaktır.
Bugün sahada övgüyü sonuna kadar hak eden bence dört isim vardı. Onlar da hırsı ve çabasıyla Melo, yaptığı doğru defansif hamleler ise Semih Kaya, Galatasaray tarihinin gördüğü en iyi kalecilerden Muslera ve savunmada sağlam durmasının yanında yaptığı fantastik asistlee Chedjou!
Felaket çanları için erken, kötü oyun normal. Gruptaki diğer rakiplerimiz felaket güçlü, ancak onlar da oldukça formsuzlar ve Arsenal belini bizden önce doğrultmak zorunda çünkü mantalitesi hızlı futbol olan bir ekip olarak topu rakip kaleye bile taşıyamaz durumdalar.