Haberler

Faruk Çelik: Bütün Sorun Teftişteymiş Gibi Kimse Böyle Ucuz Bir İşe Girmesin

İş kazalarında bütün sorunun teftişte olmadığını ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Sanki bütün sorun teftişteymiş gibi kimse böyle ucuz bir işe girmesin.

İş kazalarında bütün sorunun teftişte olmadığını ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Sanki bütün sorun teftişteymiş gibi kimse böyle ucuz bir işe girmesin. Müfettiş ya programlı teftiş yapar iş yerinin eksiklerini yazar veya kapatır. Eksiklerini giderdikten sonra çalışmaya devam eder. Yada şikayet üzerine gidilir teftiş yapılır. Çürük yumurta her kurumda olabilir" dedi.

Suriyelilere çalışma imkanı verilmesiyle ilgili Çelik, "2 milyona yakın insandan bahsediyoruz. 2 milyon insan burada hayatını idame ettirmek durumunda. Bu sosyal gerçeği görmeden siyasi değerlendirme yapmak doğru bir şey midir? Kapıları mı açmasaydık bombalanan insanlara? Güneydoğu'da mevsimlik işçi olarak tarımda çalıştırılıyor yüzlerce Suriyeli işi jandarma tarafından tespit edilmiş. Bunları cezalandıracaksınız adam tarlasını satsa o cezayı karşılama şansı yok. O halde bunları kayıt dışında çıkarıp kayıt altında ama belli bir oranda bizim iş gücümüzü sıkıntıya sokacak etkileyecek bir düzenlemeden yana değiliz" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, NTV canlı yayınında Funda Görey'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ermenek'teki maden kazasında işletme müdürünün sızan suyu içerek kontrol ettiklerini açıklaması ile ilgili, "Bir teknik insan bunu söylüyorsa son derece yanlış. Onun ölçülmesi değerlendirmesi laboratuvarlarda çok rahat yapılabilir" dedi.

"KAYBEDECEKSE DE KAZA DİYEBİLMELİYİZ TEDBİRSİZLİK DEĞİL"

Yeni iş güvenliği paketine neden ihtiyaç duyulduğu sorusu üzerine Çelik, "Tüm maden şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. İş sağlığı güvenliği konusu son derece önemli. Gelişmiş ülkeler bu konuyu halletmişler gelişmekte olan ülkelerde halletme konusunda büyük bir çaba içindeler. Türkiye mevzuat açısından Cumhuriyet döneminde en mükemmeli oluşturma konusunda bu dönemde çok büyük adımlar attı. 1992'den 2014'e kadar istatistikler var. Her yıl Türkiye'de 1000 ila 1500 arasında çalışanımız iş kazaların hayatını kaybediyor. Bugünün olayı değil yani. Mesela 1992'de 3 buçuk milyon çalışan varken Bin 500 kişi hayatını kaybetmiş. 2014'de 12 milyon çalışan var Bin 180 kişi hayatını kaybetmiş. Rakamsal olarak bir kişi bile hayatını niye kaybetsin? Kaybedecekse de kaza diyebilmeliyiz tedbirsizlik değil" açıklamasında bulundu.

"2 BİN İNŞAATIN BİN 600'ÜNÜ DURDURMA İLE KARŞI KARŞIYAYSANIZ"

İş güvenliği tedbirleri ile iş kazalarının azaldığına ancak yeterli sayıya ulaşmadığını ifade eden Çelik, "Sayılar azalsa da istediğimiz noktada değil. Mevzuatımızın olması gereken düzeyde olduğunu çok net biz değil bu yasayı çıkardığımız zaman Avrupa Birliği süreciyle ilgili herkes bunu takdir etti. İnşaatlarda 2079 inşaatta bir ay teftiş yaptık. Bu bir ay içinde 1610 inşaatı durdurmak zorunda kaldık. Şimdi yasa var, mevzuat uygulanmış, durdurulmuş ama adamı idam edecek değilsiniz. Ama 2 bin inşaatın bin 600'ünü durdurma ile karşı karşıyaysanız bizim iş görme halimizi gözden geçirelim. Önce daireyi bitirmek, ofisi bitmek ve kazanma anlayışında mıyız, yoksa hem bitirelim çalışanın onurunu da koruyarak iş mi görelim anlayışının hangi noktada olduğunu bizim sorgulamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"BÜTÜN SORUN TEFTİŞTEYMİŞ GİBİ KİMSE BÖYLE UCUZ BİR İŞE GİRMESİN"

"Ama siz devam eden inşaatlarda denetim yapıp durdurma kararı veriyorsunuz. Belki de o problemler başlangıçtan itibaren vardı. Belki ruhsatlaştırma aşamasında problem yok mu hem inşaat hem madenler için?" sorusuna "Bütün sorun teftişteymiş gibi kimse böyle ucuz bir işe girmesin" diyerek yanıt veren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sanki bütün sorun teftişteymiş gibi kimse böyle ucuz bir işe girmesin. Müfettiş ya programlı teftiş yapar iş yerinin eksiklerini yazar veya kapatır. Eksiklerini giderdikten sonra çalışmaya devam eder. Yada şikayet üzerine gidilir teftiş yapılır. Çürük yumurta her kurumda olabilir. Varsa böyle bir şey bunların da meslekten ihracına kadar gerekli işlemleri yapıyoruz. Son iki olayda Soma ve Ermenek. İki olayda da terk edilmiş kömürü alınmış eski imalatlar. İnsanın olmadığı yerde müfettişin işi yok. Eski imalatların birinden su boşalıyor, birinden gaz geliyor. Dolayısıyla olayı bir algı yönetimi ile bir yerde müfettişler bu işin sorumlusu gibi yüzeysel yaklaşım bizim bu sorunun nerede olduğunu bulmamızı engeller. Ortada 301 kişi hayatını kaybediyor getirip müfettiş demek sorun bu değil. Eski imalatın 5 metre altına girilmiş, neden giriliyor? Girilmemesi gerektiği konusuna uymayan işverense sorumlusu o. Dolayısıyla herkes faillerini işin sorumlularını bulma konusunda çok daha geniş düşünmemiz lazım."

"MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİNDE ÜÇ SINAV HAKKI"

Mesleki yeterlilik belgesi uygulamasında üç sınav hakkının olacağını vurgulayan Çelik, "Ulusal meslek standartlarını belirledik 572 standardımız var şu an da. Şimdi çok tehlikeli işlerden başlayarak, mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu getiriyoruz. Bakanlık olarak bir tebliğ yayınlayacağız mecliste görüşülmeye başlandığında. Şu mesleklerde olanlar mesleki yeterlilik belgesini 8 ay veya 6 ay içinde almadıklarında bir daha o işte çalışamayacaklar. Bu standartlara uygun olunması için bir süre vereceğiz. İnşaatta demir iş yapanlar, kalıp işi yapanlar hangi standartta çalışacağınızı size kazandıran mesleki yeterlilik belgesini almanız gerekiyor. Üç sınav hakkı tanıyoruz kendi alanıyla ilgili. Verilen süre içinde verilen işi yapacak bunlar görüntülü kaydedilecek. Başarılı olursa bir belge verilecek ve bu belgenin uluslararası yeterliliği olacak" diye konuştu.

"KAPATAMIYORSUNUZ DA KÖMÜR OCAKLARINI"

Yeni iş güvenliği paketinin işverene ek bir maliyet getirip getirmeyeceğini değerlendirmesi istenen Çelik, "Tabi getirir ama şu anda hesaplamalar yapılıyor. Gerekli önlemler alındığı zaman sigorta şirketleri için bir sorun teşkil etmiyor. Ama bu şekilde siz ne yapsanız fayda etmiyor. 2014 yılında 134 ocağı çalışma bakanlığı olarak durdurmuşuz. Bunu kapatamıyorsunuz da kömür ocaklarını. Kapatmak demek orasını bir bombaya dönüştürmek demek. Üretim yapılmıyor ama bakımı devam ediyor. Dün aldığım bilgiye göre 1 gün içinde 21 ocak kapatılmış. Havza madenciliğine geçmek gerekiyor artık. Bir havzada 3-4 maden olacağına daha uzun süreli, güçlü bir firmanın girmesi haline orada güvenlik sorunu yaşamazsınız. Ama 5 yıllık bir üretim söz konusu olunca sadece karlılık düşünülüyor. Birde artık devlet kamu işi verecek ama alan vatandaş taşerona veremeyecek. Özel sektör işleteme ruhsatını alan kendisi işletecek. Teknoloji gerektiren uzmanlık gerektiren alanda hizmet alabilecek. Ama kömür işletmesini aldım başkasına vereyim anlayışı bitiriliyor" açıklamasında bulundu.

"İŞ GÜVENLİĞİ UZMANININ İŞVERENE BİR TAZMİNATI SÖZ KONUSU OLACAK"

Yeni iş güvenliği paketinde, iş güvenliği uzmanın çalışma hayatındaki değişiklikleri açıklayan Çelik, "İş güvenlik uzmanı o firmada iş alanında işin güvenlik içinde yürümesinden sorumlu kişi. Patron maaşını veriyor ve bana burada bir sorun yaşatma diyor. Bunu müfettişe dönüştürürseniz olmaz. İş güvenlik uzmanı artık hayati tehlike acil durdurmayı gerektiren durumları anında bir nüshasını işin sorumlusuna bir nüshasını bakanlığa gönderme zorunluluğu getiriliyor. Yani bir inşaat düşünün acil durdurmayı gerektiriyor. 10.katta devam ediyor inşaat ama aşağıda bir file gerilmemiş. Bunu koymuyor bu inşaat. İş güvenlik uzmanı hemen bunun bir nüshasını işverene bir nüshasını bize bildirmek durumunda. Bildirmedi kaza oldu. İş güvenlik uzmanının sertifikası iptale dilecek ayrıca 5 bin lirada para cezası verilecek yargıdaki sorumluluğu ayrı durum. Ben bildiremedim patronun baskısı gibi bir durum olamayacak. Ayrıca patron beni atabilir durumuna karşı önlem alıp uzaklaştırılması söz konusu olursa iş güvenliği uzmanının işverene bir tazminat söz konusu olacak. 2 yıl 3 yıl ücretini ödeme zorunluluğu getirilecek" ifadelerini kullandı.

"SENDİKACILIK ANLAYIŞINA DOĞRU HIZLA İLERLİYORUZ"

"Sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılmadığı yönünde eleştiriler var?" sorusu üzerine Çelik, sendikacılık anlayışına doğru gidildiğini ifade ederek, "Siz bir havzayı alıyorsunuz eğer bunu Ermenek'te olduğu gibi dörde bölerseniz ve orada da firmalar benim çıkardığım işçiyi sen alma gibi gizli bir anlaşma yapıp işçiyi baskı altına alırsanız, şikayet edemez noktaya getirirseniz ne yazık ki bu olaydan sonra işçiler bunları anlatıyor. Alo 170 hattında 13 bin Karaman'dan şikayet gelmiş ama iş güvenliği ile ilgili gelen talep 2-3. Orada başka türlü bir gelir elde etme başka bir çalışma alanı olmadığı için madene mahkumlar. Bu mahkumiyeti bir istismara dönüştürmeye kimsenin hakkı yok. Onun için sendika mevzuatında düzenlemeler yaptık. Bir iş yerinde çalışan 100 kişi mi var, 51 kişisi orada örgütlenince biz aynı günü yetki veriyoruz. Ondan sonra masada işinizi göreceksiniz. Artık günümüz sendikacılığında ücret sendikacılığı olmasın diyoruz sendikalarda teşekkür ediyorum olumlu bir gelişme var bu konuda. Çalışılan yerlerde sosyal haklarla birlikte iş güvencesi konusunda işçinin durumunun ne olduğunu irdeleyen bir sendikacılık anlayışına doğru hızla ilerliyoruz" diye konuştu.

"İNŞAATLARDA DA YÜKSEKTEN DÜŞMEYE KARŞI ÖNLEMİNİ ALMAMIŞSA O İNŞAATI HEMEN DURDURUYORUZ"

"Acil durumlarda kapatmanın müfettişin inisiyatifine bırakılmaması paketteki bir başka nokta. Birde bu sadece madenlerle ilgili mi yoksa inşaatlarda var mı?" sorusu üzerine Çelik, "Mesela madenlerde bir işveren proje değişiklikleri yapıyor. Bunları zamanında bildirmezse işi durduruyoruz. Asgari 20 bin lirada idari para cezası uygulanıyor. İnşaatlarda da yüksekten düşmeye karşı önlemini almamışsa o inşaatı hemen durduruyoruz" dedi.

"YÜZLERCE SURİYELİ GÜNEYDOĞU'DA MEVSİMLİK İŞÇİ OLARAK TARIMDA ÇALIŞTIRILIYOR"

"Suriyelilere çalışma imkanı verilmesiyle ilgili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de işsiz sayısını açıklaması ve hemen ardından bu kadar işsiz varken biz Suriyelilere çalışma imkanı veriyoruz eleştirisine ne diyeceksiniz?" soru üzerine Çelik şu yanıtı verdi: "Şimdi sayın cumhurbaşkanımız sık sık söyler ya yumurta küfesi sırtlarında yok diye, 2 milyona yakın insandan bahsediyoruz. 2 milyon insan burada hayatını idame ettirmek durumunda. Bu sosyal gerçeği görmeden siyasi değerlendirme yapmak doğru bir şey midir? Kapıları mı açmasaydık bombalanan insanlara? Bu millet hep komşulara bağrını açan bir millettir. Gelen bu insanların kayıt dışı olarak çalıştıklarını biliyoruz. Bizim diğer taraftan da açık işlerimiz var. Şu anda 3 elemana ihtiyacım var diyor ama eleman bulamıyor Türkiye'de. Şimdi bu elemanı bulamadığı açık işlerle ilgili olarak belli oranda Suriyeli kardeşlerimizin orada istihdamı ile ilgili bir düzenleme yapmak ve onları kayıt altında tutmak doğru değil mi? Güneydoğu'da mevsimlik işçi olarak tarımda çalıştırılıyor yüzlerce Suriyeli işi jandarma tarafından tespit edilmiş. Bunları cezalandıracaksınız adam tarlasını satsa o cezayı karşılama şansı yok. O halde bunları kayıt dışında çıkarıp kayıt altında ama belli bir oranda bizim iş gücümüzü sıkıntıya sokacak etkileyecek bir düzenlemeden yana değiliz."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Avrupa Birliği Faruk Çelik Türkiye Ermenek Politika Güncel Haberler

title