Haberler

Eskişehir'de 'İş'le Buluşmalar' Etkinliği

Türkiye İş Bankası tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘İş’le Buluşmalar’ toplantısının Eskişehir Ayağı düzenlendi.

Türkiye İş Bankası tarafından geleneksel olarak düzenlenen 'İş'le Buluşmalar' toplantısının Eskişehir Ayağı düzenlendi.

Programda konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, sermaye yapısına ilişkin değerlendirmelerle muhatap olduklarını belirtti. Yapılan değerlendirmelerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürk'ün temsilen herhangi bir temeddüh ya da başka ad altına İş Bankası'nın faaliyet gelir kazanmasının söz konusu olmadığına değinen Bali, "Sermaye yapımıza ilişkin değerlendirmelere muhatap olabiliyoruz. Sermaye yapımıza ilişkin ileri geri yapılan değerlendirmeler bakımından Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürk hisselerini temsilen herhangi bir temeddüh ya da başka ad altında İş Bankası'nın faaliyetlerinden gelir kazanması söz konusu değildir. Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti gereği, Atatürk paylarına isabet eden temeddüh gelirlerinin, yine vasiyete göre Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarına, Atatürk paylarına temsilen ödenmesi sürecine nezaret etmekten ibarettir ilişkimiz. Dolayısıyla kuruluşumuzdan gelen bu düzenlemelerin yerli yerince bilinmesinin hem müşterilerimiz hem de kamuoyu tarafından kavranmasının yerinde olacağını düşünüyoruz. 90 yıllık tarihimizde siyaset değişir, teknolojik trendler değişir ama biz aynı samimiyetle, aynı kararlılıkla bu ülkeye hizmet etmeye devam ederiz, devam edeceğiz" diye konuştu.

Son dönemde değişik piyasa gelişimi olduğunu kaydeden Bali, "Küresel ekonomide toparlanma eğilimi görülüyor gibi ama kriz sırasındaki gelişmekte olan ülkelerin daha hızlı performans gösterdiği döneme nazaran şimdi gelişmiş ülkelerin daha fazla toparlanmaya katkıda bulunabileceği bir dönem yaşıyoruz. Bu bizim de dahil olduğumuz gelişmekte olan ülkeler grubunun, kendi iç tasarruf hadlerinin yettiğinden daha fazla büyütmek için kriz süresinde kullanacağı dış kaynağın olmayacağını gösteriyor. Bu yönüyle bakıldığında alınacak kararlar, kısa vadeli sermaye hareketlerinin yönünü belirleyecek. Bu sonuçta da gelişmiş ülkelerin bu defa dünya dış ticaretini etkileyeceği, ticaret alanından parasal hareketlerin daha da istikrarlı olacağı bir dönemi ortaya koyuyor. Kriz döneminin aksine bu ülke grupları, finansal kanalından ziyade ticaret kanalından gelen konulara dayanarak büyümeyi gerçekleştirmek durumunda olacaklar" dedi.

"JEOPOLİTİK RİSKLER TÜRKİYE EKONOMİSİNİ DE ETKİLİYOR"

Çeşitli jeopolitik risklerin Türkiye ekonomisini de ciddi şekilde etkilediğinden söz eden Bali, şunları kaydetti:

"Etrafımızda yoğunlaşan jeopolitik riskler var. Bunlar da son derece belirsizliklere işaret eden gelişmeler. Türkiye ekonomisini de ciddi şekilde etkiliyor. Yılın ikinci yarısında Merkez Bankası'nın muhtemelen devam edebileceği faiz indirimlerin yanı sıra siyasi belirsizliğin azalması ve buna karşılık iç talebin bir miktar canlanmasına dayalı beklentiler ve buna göre benzeme imkanı görünüyor. En büyük ikinci pazarımız olan Irak'ta ortaya çıkan tablo, bu dengeleri olumsuz yönde etkileyecek unsurlardandır. Bu da net ihracatın, yılın ikinci yarısından şimdiye kadar olduğu derecede büyümeye katkı sağlayamayabileceği riskini ifade ediyor. Ancak öylesine birbiriyle ilişkili global ekonomik düzende yaşıyoruz ki, lehte aleyhte bir çok unsur aynı zamanlamalarla yürüyor. Örneğin Rusya'da uyguladıkları ambargo kararından sonra özellikle ABD ve Avrupa Birliği ülkelerine yönelik, Türkiye gibi alternatif ülkelere yönelen ticaret hacimleri, bu kayıpları bir miktar kompanse edebilme imkanına sahip görünüyor. Nispeten olumlu diyebileceğimiz, bizim gibi ülkelere bir miktar daha mühlet verecek olan Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimi yönünde ve yeni bir varlık alım programıyla mevcut politikaları devam ettirecek yöndeki duruşunun en azından Euro alanı kaynaklı dış talebin kısa süre içerisinde olmasa bile biraz canlanabileceği umutlarını ortaya koyuyor."

"Biz yüzde 3'ün üzerinde bir büyüme oranına, hem dış ticaret imkanlarından, hem de iç talebin nispeten canlanmasına dayalı bekleyişlerle ulaşılabileceğini tahmin ediyoruz" diyen Bali, "Aslında dış konjonktür bundan çok daha yüksek bir büyüme imkanını da vermiyor. Türkiye ekonomisinin iki tane ucu var. Bir tarafta genç nüfusu olan, genç işsizliği ile sosyal sorunlara dönüşerek ülkenin geleceği açısından olumlu olmayan, bu yüzden de mutlaka belirli bir seviyede büyüme gerçekleştirme olasılığı var. Bunu sağlayamazsanız sosyal sorunları konuşacak hale geliyorsunuz. Hatta bugün bütçe istikrarının bile bütçe gelirleri üzerindeki olumsuz etkisini bile yaşayabilirsiniz. Onun için Türkiye gibi dinamik bir ülkenin, ihtiyaçları olan bir ülkenin bir büyüme alt sınırı var. Bunun altına düşecek bir büyüme, Türkiye'yi farklı sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Üstte ise, imkanlarımızın üzerinde imkan bulunduğu zannıyla oluşturduğumuz ve sonu cari açıktaki sıçramayla neticelenen bir de üst sınır var" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE İDEAL BİR BÜYÜME DENGESİ BULMAK ZORUNDA"

Türkiye'nin ideal bir büyüme dengesi bulması gerektiğini, bunun da yüzde 5 seviyesinde olduğunu aktaran Bali, "Bunun altı Türkiye'yi sosyal sorunlarla, istihdam sorunu hatta ona yansıyan bütçe sorunlarıyla karşı karşıya bırakır. Üstü ise eğer yapısal bir dönüşüm sağlayarak dış ticarete yansıyan olumsuzlukları giderilemeyecek olur ise, kesinti ile sonuçlanmaktadır. Bu büyüme oranları makro ekonomi olarak Türkiye ekonomisi için geçerli değil, işlerimiz de çok önemli. Şöyle ki, hızlı büyüme dönemlerinde Türkiye'de bankacılar olarak gördüğümüz bir olgu var. Olmayan fizibiliteler, hakiki olmayan kazanma biçimleri çok yüksek büyüme trendinin olduğu dönemde sanki varmış gibi görünüyor. Çünkü kasa dönüyor. İşler çok hızlı yürürken ihmal ettiğimiz fizibilite noktaları olur. Onlara çok dikkat etmek gerekir. İşlerimize sonuna kadar detayında ve vakıf olacağımız, iç dış tüm gelişmeleri takip edeceğimiz hassasiyet gerektiren bir dönem. Özellikle büyümenin yavaşladığı dönemlerde bu eksik noktalar daha fazla açığa çıkar. 2012'den bu yana Türkiye hızlı büyümüyor. Bu büyüme trendi aslında bir test dönemi. Böyle baktığınız zaman bunu bankacılar olarak ölçtüğümüz en fazla nokta, bankacılık sistemine yansıyan sorunlar. Yani takipteki kredilere intikaller. Bugün bu dönemde takipteki kredilere intikalde önemli bir sıçrama gömüyoruz. Yatay trendinde devam ediyor. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Aşağı yukarı 3 senedir hızlı büyümediğimiz halde komplikasyonlar oluşturan trende girmiyorsak, bunun önemli bir test döneminin iyi geçilmekte olduğuna işaret ettiği ifade etmek istiyorum. Bizim makro dengelerdeki gelişmeleri çok yakından izleyerek işlerimize buna göre yön vermemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'de vasıfların, kalitenin ve niteliğin yükseltilmesi gereken bir aşamada olduğundan söz eden Bali, şöyle devam etti:

"Uzun vadeli cari açığın sürdürülebilir seviyede tutulması, ama bunun da çok düşük büyüme hızlarına razı olmak zorunda kalınmadan gerçekleştirilmesi için yapısal reformlarla, büyümeyle dış ticaret arasındaki ilişkiyi çözecek olan orta ve uzun vadeli tedbirleri almamız gerekiyor. Türkiye çok büyük bir iş başarmıştır. Kişi başına 2 bin dolarlık seviyelerden 10 bin doların üzerine çıkmıştır. Bu hacim artışı, ekonomik büyüme ve rakamların büyümesi açısında son derece önemlidir. Şimdi vasıfların, kalitenin, niteliğin yükseltilmesi gereken bir aşamaya gelmiş durumdayız. Eski modelle devam edecek olursak daha fazla enerji harcayıp, daha az sonuç alacağımız bir noktaya gideriz. Geldiğimiz merhaleyi asla küçümsememeliyiz. 10 bin doların üzerinde kişi başı gelire ulaşmak öyle kolay bir performans değil. Zaten yaşam kalitesi ve imkanları daha yüksek kesimler, bunun geniş kitlelerdeki karşılığını hissedememiş alabilirler ama eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ve geniş kitlelerin refahında bunun çok ciddi karşılığı var. Zaten 10 bin doların üzerine çıkmasaydık, şuanda vasıf ve kaliteyle ilgili konuşuyor olamayacaktık. Bütün yapısal sorunlara ve niteliksel gelişmelere özel vurgu yapmalıyız. Bu aslında ekonomik büyümeyle ekonomik kalkınma, ekonomik gelişme arasındaki farktır. O nedenle bizim büyümemizi vasıflı hale getirmemiz gerekiyor."

"AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ"

Türkiye ekonomisinin, içeriden ve dışarıdan dikkate alması gereken belli hassasiyetler içeren bir dönemin içinde olduğunu ileri süren Bali, "Sonuç olarak Türkiye ekonomisi, içerden ve dışarıdan dikkate almamız gereken belli hassasiyetler içeren bir dönemin içinde ama bunlar idare edebilecek, yönetebilecek tecrübeye sahibiz. Örneğin 2008'in son çeyreğinde çıkan global krizden sonra daralan ekonomiye bir ivmeyi kamu ekonomisi yoluyla verip tekrar oradan büyüme trendine geçebilmiştik. Kritik olan temel makro ekonomik politikalarda bu reformcu yaklaşımların benimsenmesiyle devamlılığın sağlanması ve bankacılık sisteminin mevcut güçlü konumunu koruması bizi yeniden bir takım koruyacaksa bizim de korumamız gereken unsurlar. Biz bu dönemde aynı taahhütle, aynı kararlılıkla üreticinin, sanayicinin, çiftçinin, esnafın ihtiyaçlarını hasretmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetten bir yıl sonra kurulan bir banka olarak kurucu felsefemiz, ideallerine uygun bayrağı hep daha yükseğe çıkartmak, muhataplarımıza kazandırmak, birlikte değer oluşturmak, bu ülkeye değer oluşturmak için çalışacağız" diye belirtti. - ESKİŞEHİR

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

İş Bankası Adnan Bali Eskişehir Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

Yavaş mı Altınok mu? Ankara anket sonuçlarında hangi aday önde? Ekrem İmamoğlu ve Murat Kurum reklam harcamaları ne kadar? AK Parti ve CHP seçim kampanyalarına ne kadar harcadı? 2024 ANKET SONUÇLARI! İstanbul'u kim kazanacak? AK Parti'den son anket geldi Fundagül Demirkol kimdir? Türkiye İşçi Partisi Kırşehir Boztepe Belediye Başkan adayı Fundagül Demirkol kimdir? Yalçın Ertaş kimdir? AK Parti Konya- Ilgın Belediye Başkan adayı Yalçın Ertaş kaç yaşında, nereli? İrfan Karaca kimdir? AK Parti Konya- Kadınhanı Belediye Başkan adayı İrfan Karaca kaç yaşında, nereli? Mehmet Yaka kimdir? AK Parti Konya- Karapınar Belediye Başkan adayı Mehmet Yaka kaç yaşında, nereli? Hasan Kılca kimdir? AK Parti Konya- Karatay Belediye Başkan adayı Hasan Kılca kaç yaşında, nereli? Murat Ünver kimdir? AK Parti Konya- Kulu Belediye Başkan adayı Murat Ünver kaç yaşında, nereli? Nafiz Solak kimdir? AK Parti Konya- Sarayönü Belediye Başkan adayı Nafiz Solak kaç yaşında, nereli? Mustafa Kavuş kimdir? AK Parti Konya- Meram Belediye Başkan adayı Mustafa Kavuş kaç yaşında, nereli? Kasım Çelebi kimdir? Zafer Partisi Erzurum Yakutiye Belediye Başkan Adayı Kasım Çelebi kaç yaşında, nereli? Ahmet Pekyatırmacı kimdir? AK Parti Konya- Selçuklu Belediye Başkan adayı Ahmet Pekyatırmacı kaç yaşında, nereli? Mehmet Tutal kimdir? AK Parti Konya- Seydişehir Belediye Başkan adayı Mehmet Tutal kaç yaşında, nereli? Osman Arı kimdir? AK Parti Konya- Taşkent Belediye Başkan adayı Osman Arı kaç yaşında, nereli?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title