Haberler

Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü - Çiçek (2)

Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve beraberindeki bakanların katılımıyla törenlerle kutlandı.

Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve beraberindeki bakanların katılımıyla törenlerle kutlandı.

Erzurum Kongre Binası bahçesinde düzenlenen törene, TBMM Başkanı Çiçek, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,? İçişleri Bakanı Efkan Ala, Vali Ahmet Altıparmak, AK Parti Erzurum Milletvekili Adnan Yılmaz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, Erzurum Çocuk Korusu konser verdi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, burada yaptığı konuşmada, içinde bulundukları şehrin ve önünde bulundukları mekanın bir devrin başladığı yer olduğunu söyledi.

"Türk milleti, 600 yıl üç kıtada adalet ve hüküm sürdükten sonra bugün Gazze'de, bizim kardeşlerimize bu zulmü yaşatanlar, yeryüzünde gidecek yer bulamadıklarında, kucak açarak sığınacak mekanı onlara sunmuş olan bu milletin evlatları olarak, 600 yıllık adaletli hükümdarlıktan sonra maalesef büyük bir sıkıntıya düştük" diyen Ala, şunları kaydetti:

"İstiklal Savaşı'nı sürdürdüğümüz yıllardaki kadar büyük sıkıntıyı milletimiz tarihinde hiç yaşamadı. Bu sıkıntıdan çıkış yolu aranırken, Gazi Mustafa Kemal, Erzurum'a geldi. Erzurum'da kongreyi topladı. Bunu çok iyi anlamamız lazım. Her zaman başı dara düştüğünde, onun kalkacağı yer olarak, onun arkasında duran hemşehrilerim. Yani bu milletin ne zaman başı dara girse Erzurumlular ve Erzurum'dan bir çıkış üretme ferasetini göstermiş olan hemşehrilerim, işte böyle bir sıkıntılı dönemde bir kongre toplanıyor ve bu kongrede artık zulme ve bütün bu yurt dışından, bizim milletimizin dışından, ülkemize yönelen taarruzlara itirazını yüksek sesle dile getirildiği bir yer olarak Erzurum bu kongrede birtakım kararlar alıyor. İşte o kararlardan en önemlisi, bundan sonra milletimiz yönetecek ve her türlü baskıya, mandaya, emparyalizme hayır diyecek."

- "Milletimizin başı derde girdiğinde, Meclis kapatılacak yer değildir"

En problemli zamanda burada bugünkü adıyla bir meclisin toplandığını anlatan Ala, şöyle devam etti:

"Bu şu demektir, milletimizin başı en çok dara girdiğinde, meclisimiz toplantıya çağrılacak yerdir. Toplantıda değilse çağrılacak yerdir, toplantıya. Eğer öyle bir meclis yoksa meclis oluşturulacak ve o mecliste o kararlar alınacaktır. Yani milletimizin başı derde girdiğinde, meclis kapatılacak yer değildir. Meclis, evet 'problemler çoğaldı, onun için yaptık darbeyi, yönetime el koyduk ve meclisi dağıttık' demek işte Mustafa Kemal'in burada başlattığı işe, yaptığı ruha, tam aksi hakarettir. Ona vurulmuş büyük bir darbedir. Bunun altını kalın çizgilerle çiziyorum. Yani TBMM sistemin merkezinde, yetki dağıtan, yetkili yer olarak, her zaman en problemli dönemlerde de daha fazla açık olacağız, çalışacak ve gözümüz gibi korumamız gereken irademizin tecelli ettiği yerdir."

Ala, "İşte 23 Temmuz'da, 95 yıl önce verdiğimiz kararı yani 'millet yönetecek kararını', şimdi 10 Ağustos'ta taçlandıracağız, evet bundan sonra devletin başına, cumhurun başına kimin geleceğine de millet karar verecek diyeceğiz ve sandıkta onun kararını vereceğiz. Milletin adamını, milletin başına getireceğiz" diye konuştu.

Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü

- Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü, TBMM Başkanı Çiçek ve beraberindeki bakanların katılımıyla törenlerle kutlandı (2)

- TBMM Başkanı Çiçek: "Doğu Anadolu'da toplanan Erzurum Kongresi'nin temel amacı da başta Doğu Anadolu olmak üzere bütün Anadolu'nun Türk yurdu olarak ebediyen kalmasını sağlamaktı"

- "Maalesef medeni dünya insan hakları adına söylemedik laf bırakmıyor. Sözüm ona medeni dünya yeri geliyor ülkelerle ilgili insan hakları karneleri hazırlıyor ama öbür taraftan da en büyük insan hakları ihlallerine çanak tutuyor, arka çıkıyor ve neredeyse bu kan dökmeyi kutsayacak bir tavır içerisinde, bir aymazlık içerisinde"

ERZURUM TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Maalesef medeni dünya insan hakları adına söylemedik laf bırakmıyor. Sözüm ona medeni dünya yeri geliyor ülkelerle ilgili insan hakları karneleri hazırlıyor ama öbür taraftan da en büyük insan hakları ihlallerine çanak tutuyor, arka çıkıyor ve neredeyse bu kan dökmeyi kutsayacak bir tavır içerisinde, bir aymazlık içerisinde" dedi.

Çiçek, Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü dolayısıyla Erzurum Kongre Binası bahçesinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, bugünün hem kutlu hem mutlu hem de üzüntü içerisinde idrak edilen bir gün olduğunu belirtti.

Kadir Gecesi'nin gündüzünde, arifesinde olduğumuz için kutlu bir gün olduğunu dile getiren Çiçek, bugün aynı zamanda Erzurum Kongresi'nin 95. yıl dönümü olduğunu, bu vesileyle Anadolu'ya ayak bastığımız günden bugüne kadarki şehit ve gazileri şükran ve rahmetle yad ettiğini söyledi.

İslam dünyasının belki İslam tarihinin en kanlı dönemlerinden birini yaşadığı için üzüntülü bir gün olduğunu ifade eden Çiçek, Kerbela döneminde yaşanan olayların izlerinin hala yaşandığını vurguladı.

Çiçek, belli bir dönemden beri tüm İslam coğrafyasında kan ve gözyaşı olduğunu vurgulayarak, "En son Gazze'de yaşanan bir insanlık dramı var. Tüm medeni dünyanın gözü önünde Gazze'de, Suriye'de, Irak'ta çocuk demeden, yaşlı demeden, kadın demeden masum, mazlum demeden insanlar hayatlarını kaybediyor. Onlara da Allah'tan rahmet diliyoruz. Maalesef medeni dünya insan hakları adına söylemedik laf bırakmıyor. Sözüm ona medeni dünya yeri geliyor ülkelerle ilgili insan hakları karneleri hazırlıyor ama öbür taraftan da en büyük insan hakları ihlallerine çanak tutuyor, arka çıkıyor ve neredeyse bu kan dökmeyi kutsayacak bir tavır içerisinde, bir aymazlık içerisinde" diye konuştu.

Erzurum Kongresi'nin yıl dönümünde Erzurum'da olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Çiçek, dadaşlar diyarı, tarih ve kültür şehri olan Erzurum'un bugüne kadar pek çok sevince ve hüzne tanıklık ettiğini belirtti.

Çiçek, devletin yeniden kurulurken doğudan batıya kutlu yürüyüşün başlangıç noktası olan Erzurum'un 93 harbinde kendini istiladan kurtardığını, Mustafa Kemal'i de bağrına basarak Anadolu'nun kurtuluş kapısını açan bir şehir olduğunu kaydetti.

Bir milletin acılarını, sevinçlerini paylaşmazsa değerlerine sahip çıkmazsa şehitlerini rahmetle anmazsa o milletin geleceğinin karanlık olduğunu ifade eden Çiçek, sıradan bir coğrafya üzerinde yaşadığımızın farkına varmamız gerektiğini vurguladı.

Çiçek, savaşlarda yetişmiş insan gücünün büyük bir kısmını kaybederek büyük bir hayal kırıklığına uğradığını, imparatorluğun en uzun yüzyılı olarak nitelendirilen bu yıllarda yapılan savaşlarda büyük bir ekonomik ve sosyal çöküntüyü yaşayan Türk milletinin son derece yorgun ve yılgın olduğunu anlattı.

- "Türk milleti tarihin hiçbir döneminde devletsiz kalmamıştır"

Türklerin mücadele etmekten başka bir çıkışı olmadığını vurgulayan Çiçek, Doğu Anadolu'da toplanan Erzurum Kongresi'nin temel amacının da başta Doğu Anadolu olmak üzere bütün Anadolu'nun Türk yurdu olarak ebediyen kalmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Anadolu'da başlatılan Milli Mücadele Kurtuluş Savaşı'nın tarihin kaydettiği en disiplinli, en sistemli kurtuluş savaşı olduğuna dikkat çeken Çiçek, planlama koordinasyon, diplomasi ve savaş yeteneğinin bu mücadelede birleştiğini dile getirdi.

Çiçek, devlet kurmanın tarihsel bir tecrübe olduğu kadar genetik bir miras olduğuna inandığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Türk milleti bu konuda tecrübeli ve yeteneklidir. Türk milleti tarihin hiçbir döneminde devletsiz kalmamıştır ve inşallah da kalmayacaktır. Mübarek günlerde ellerimizi duaya açarken söylediğimiz bir cümle var, 'Allah devlete ve millete zeval vermesin.' Bu bizim dün de duamızdı, bugün de duamız, gelecekte de devam etmelidir. Devletsiz olunduğunda, devlet zayıf düştüğünde bir ülkenin başına ne felaketler gelir görmek istiyorsanız akşam televizyon haberlerinde yakın çevremizdeki Suriye'de, Irak'ta veya başka bir yerdeki hele hele şimdi Gazze'de yaşanan vahşeti gördüğümüzde bu duanın önemini iyi anlamalıyız. 'Ya devlet başa ya kuzgun leşe' Eğer devlet yoksa leşler sizin başınıza üşüşür, başımıza olunmadık gaileler açar. Onun için bu dua bugün çok daha anlamlıdır. 600 yıl boyunca batıya karşı İslam dünyasının yegane kılıcı ve kalkanlığını yapan Osmanlı Devleti şanla şerefle tarihteki yerini almaya hazırlanırken küllerinden genç Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur."

Devletin her kurumunun önemli ve vazgeçilmez olduğunu dile getiren Çiçek, bunlardan en önemlisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu ve onun için Meclis'in dünyada birçok parlamento içinde gazi unvanını kazanan tek meclis olduğunu belirtti.

TBMM'nin bugün de bağımsızlık ve özgürlüğün teminatı, demokrasinin göz bebeği olduğunu ifade eden Çiçek, "Bizler bu topraklarda acılarımızla yoğrulduk. Yaşadığımız yerlere ad verdik, eser diktik, iz bıraktık. Nakış nakış işlediğimiz bu toprakları kendimize ebediyyen yurt edindik. Hüznümüzü ve sevincimizi birlikte yaşadık. Bir olduğumuz takdirde iri olacağımızı asla unutmamalıyız. Ne tarihimizle ne kültürümüzle ne birbirimizle çatışmaya gerek yoktur. Bu bizim felaketimiz olur. Demokrasimizi güçlendirmeliyiz. Birliğimizi ve beraberliğimizi kalıcı kılmalıyız, kökleştirmeliyiz" dedi.

Konuşmaların ardından Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak, Çiçek ve törene katılan bakanlara Erzurum'un tarihi yerlerini simgeleyen tablolar hediye etti.

Çiçek, törenin ardından beraberindeki bakanlarla restorasyonu tamamlanan Erzurum Kongre Binası'nın açılışını yaptı. Binayı gezen Çiçek ile beraberindekiler, Erzurum Kongresi'nin gerçekleştirildiği salonda, Erzurum Devlet Tiyatrosu tarafından hazırlanan canlandırmayı izledi.

Bu arada, vatandaşlar da kongre binasının bahçesine kurulan ekrandan canlandırmayı izleme imkanı buldu.

(Bitti)

-TBMM Başkanı Cemil Çiçek

Kaynak: AA / Politika

Cemil Çiçek Amir Çiçek Erzurum Gazze Politika Güncel Haberler

title