TÜM KATEGORİLER
Ermenilerin Katlettiği "Jandarma Mustafa"Yı Torunu Anlattı
SERHAT ZAFER - Sivas'ta, 1915 yılında namaz kıldığı sırada boğazı kesilerek Ermeni çeteleri tarafından şehit edilen "Jandarma Mustafa"nın torunu Şükrü Kumru, bu katliamın dünyaya duyurulması gerektiğini belirtti.
Kentte esnaflık yapan 61 yaşındaki Kumru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesinin şehit edilmesiyle ilgili olayı şuan hayatta olmayan diğer dedesi Şükrü Kumru'dan dinlediğini söyledi.
Dedesi "Jandarma Mustafa"nın seferberlik döneminde Seyfebeli mevkisindeki karakolda çavuş olarak görev yaptığını anlatan Kumru, "Dedem seferberlik döneminde karakoldan köye (Kolluca köyü) gidip gelirmiş. Dedem köye gidip geldiği dönemde annesine, 'Ermeniler bana bir şey yapacaklar ama elimde silah olduğu için yanaşamıyorlar' dermiş" ifadelerini kullandı.
Dedesinin ikindi vakti derede abdest aldıktan sonra Soğuk Çermik mevkisinde namaz kılarken Ermeniler tarafından şehit edildiğini diğer dedesi Şükrü Kumru'nun kendisiyle paylaştığını aktaran Kumru, şunları anlattı:
"Köydekiler dedemin karakolda, karakoldakiler ise köyde olduğunu düşünüyorlar. Cenazesi şehit edildiği yerde 3-5 gün kalıyor. Bahar döneminde Beypınar köyünden kadınlar madımak toplarken bakıyorlar yerde bir asker yatıyor ve başucunda silah dikili. Yanına geliyorlar ve dedemi tanıyorlar. Sonra köye haber veriyorlar, Şükrü dedem ve köylüler gidiyorlar. Jandarmalar dedemin cenazesini alırken Ermenilerin gözetleme yaptığını görüyor ve onları yakalayarak adalete teslim ediyor."
"Bu katliamları ve sesimizi dünyaya duyurmamız lazım"
O bölgede Ermeni çetelerinin çok sayıda insanı katlettiğini büyüklerinden dinlediğini dile getiren Kumru, "Büyüklerimiz, Ermeni çetelerinin hamile kadınların karınlarından çocukları çıkartıp şehit ettiklerini anlatırdı. Ermeni çetelerinin yaptığı bu katliamları ve sesimizi dünyaya duyurmamız" diye konuştu.
Şükrü Kumru, dedesinin internette fotoğrafına rastladığını dile getirerek, dedesiyle ilgili daha fazla bilgi ve belge toplamak istediğini, bunun için ilgili yerlere başvuru yapacağı sözlerine ekledi.
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Yanardağ'ın görüşleri
Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Yanardağ ise Sivas bölgesinde 19. yüzyılın sonlarından itibaren Ermenilerin isyan hareketlerinin görüldüğünü belirtti.
Sivas ve çevresindeki illerin diğer bölgelere göre Ermenilerin en fazla yaşadığı yerler olduğuna dikkati çeken Yanardağ, ancak bir devlet oluşturabilecek nüfus yapısına sahip olmadıklarını ifade etti.
Ermenilerin, Sivas ve çevresindeki illerde olaylar çıkarttığını anlatan Yanardağ, "Halka saldırmalar, hatta zaman zaman jandarma veya askeri müfrezelere saldırdıklarını görüyoruz. Bu tür olayları, sadece Sivas değil, Tokat, Kayseri ve Malatya'ya doğru da sık sık görüyoruz ve belgelerde izleyebiliyoruz" dedi.
"Ermeniler kendileri gibi düşünmeyen Ermenileri katletmiştir"
Ermenilerin 1890'lı yıllardan sonra bu tür faaliyetlere başladığının belgelerde görüldüğünü dile getiren Yanardağ, şunları kaydetti:
"19. yüzyılda diğer azınlıklar kendi milli devletlerini kurmak için isyan hareketine girişirken Ermeniler henüz girmemişti. Bunun en önemli sebebi Ermenilerin bulunduğu coğrafyada bir devlet kurabilecek nüfus altyapısını oluşturamamış olmalarıydı. Ermeniler buradaki nüfus dengesini kendi lehlerine dönüştürebilmek için isyan hareketlerine girişmişlerdir. Kendileri gibi düşünmeyen Ermenileri de katletmişlerdir."
Bu konuda birçok çalışma yapıldığını anlatan Yanardağ, Ermenilerin bölgedeki Türklere ve Müslümanlara saldırdığını, onları göçe zorladığını, nüfus dengesini değiştirerek ileride kurabilecekleri bir devletin altyapısını oluşturmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
