Haberler

Erdoğan: "Bunlar Bir Taraftan Zurna Çalacaklar, Öbür Taraftan Davulla Yola Devam Edecekler"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan- Tu¨rkiye I·hracatc¸ılar Meclisi Erdoğan'ın TİM heyetini kabulü- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)- "Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan- Tu¨rkiye I·hracatc¸ılar Meclisi Erdoğan'ın TİM heyetini kabulü- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)- " Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor. Ancak TÜSİAD Başkanı, yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, temsil ettiğini iddia ettiği iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor"- " Türkiye, bir büyüme trendini nerelerden alıp nerelere getirdi. Bunlar ortadayken Türkiye'de bir istikrarsızlıktan bahsetmek kadar istikrarsız bir zihniyet olabilir mi? Şu anda TÜSİAD'ın mensuplarını yatırın masaya, hepsi güçlerini bire beş katladılar. Bunu kendileri bize özel görüşmelerde söylüyorlar. Bire beş katlıyorsun ve ondan sonra hala istikrarsızlıktan bahsediyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? Yalnız, bu ülkede bir istikrarsızlık olursa bu yanlışın bedelini ödeyecek olan da şahsen TÜSİAD'ın başkanı değil, tüm iş dünyası, tüm Türkiye'dir. Onun için TÜSİAD gibi kurumun başında olan insanlar ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor. Ancak TÜSİAD Başkanı, yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, temsil ettiğini iddia ettiği iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor" dedi.Erdoğan, Tu¨rkiye I·hracatc¸ılar Meclisi (TİM) Bas¸kanı Mehmet Bu¨yu¨keks¸i ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmaya, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, milletin evine hoş geldiniz" diyerek başladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin tüm üyelerine bugüne kadar gösterdikleri başarı ve Türkiye'nin gelişmesine yaptığı katkı için teşekkür eden Erdoğan, Türkiye'nin ihracat performansının her türlü övgüyü, takdiri hak eden bir fotoğraf ortaya koyduğunu söyledi Türkiye'nin, 1923 sonunda, Cumhuriyet ilan edildikten birkaç ay sonraki ihracat rakamının 50 milyon dolar civarında olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu rakamın 1 milyar doların üzerine ancak 1973'te, 10 milyar doların üzerine 1987'de, 20 milyar doların üzerine ise 1995'te çıkabildiğini kaydetti. İktidara geldikleri 2002'de ihracatın 36 milyar doları ancak bulabildiğini, 79 yılda bu rakama ulaşıldığını hatırlatan Erdoğan, 2014'te bu rakamın istatistiklere giren ihracat itibarıyla 158 milyar dolara ulaştığını dile getirdi.Bavul ticareti başta olmak üzere, aslında ihracat olan ama yöntemi itibarıyla istatistiklerde gözükmeyen faaliyetlerle bu rakamın 171 milyar dolara kadar ulaştığının ifade edildiğini aktaran Erdoğan, "Bu başarıyı ısrarla görmezden gelmeye çalışanlara, ülkemizin ihracatta dünyadaki durumunu bir başka rakamla ifade etmek istiyorum; 2002'de ülkemizin dünya mal ihracatındaki payı yüzde 0,56 düzeyindeydi. Bugün bu rakam yüzde 0,8'i geçerek, yüzde 1'e doğru ilerliyor" diye konuştu. Türkiye ihracatçılarının dünyada girmediği ülkenin kalmadığını belirten Erdoğan, bunun için iş adamlarını kutladı.Türkiye'nin, dünya genelinde 239 ülke veya bölgeye ihracat yaptığını, 81 ilin de ihracatçı unvanına sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Dün elinde çantasıyla 'bismillah' diyip yola çıkan ihracatçılarımız bugün dev tır filolarıyla, gemilerle, uçaklarda dünyayı hakikaten küresel bir köy haline getirmiş durumda. Gittiğim her ülkede arkadaşlarımızı gördüğümde iftihar ediyorum" ifadesini kullandı.Kurlarda son dönemde yaşanan değişimi, ihracatçıların en kısa zamanda fırsata dönüştüreceğine inandığını ve korkmadığını dile getiren Erdoğan, 12 yıllık başbakanlık döneminde hep ihracatçıların yanında yer aldığını, her gittiği ülkede onların meselelerinin, sıkıntılarının, taleplerinin takipçisi olduğunu hatırlattı.Gerek ziyaret ettiği ülkelerdeki temaslarında gerekse küresel sermayenin temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde iş adamlarının meselelerinin en önemli gündem konularından olduğunu belirten Erdoğan, bugün de Cumhurbaşkanı olarak, aynı anlayışla hareket ettiğini, tüm temaslarında ihracatçıların ve iş adamlarının haklarını, hukuklarını, kazanımlarını korumanın çabası içinde olduğunu söyledi.-"İhracata dayalı ekonomik anlayış belirledik"Ziyaret ettiği ülkelerde programı el verdiği ölçüde mutlaka ortak iş forumlarına katıldığını, iş adamlarının yanında olduğunu gösterdiğini belirten Erdoğan, yarın Kazakistan'a gideceğini, orada, devlet başkanıyla iş forumunda iş adamlarına hitap edeceklerini kaydetti. Bundan sonra da iş adamlarıyla olan yakın işbirliğini aynı şekilde sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe'de TİM yönetimiyle atılan imzaları hatırlatarak, 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefi sözünü tutma kararlılığını gördüğünü söyledi."Eskiden dünyada işler yolunda giderken biz sık sık krize maruz kalırdık" diyen Erdoğan, son olarak yaşanan 1994 ve 2001 krizlerinin, büyük ölçüde Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle çıkarıldığını ve ağır bedellerin ödendiğini anımsattı.Türkiye'de 2002 sonundan itibaren tesis ettikleri güven ve istikrar ortamı sayesinde, iç kaynaklı ekonomik krizlerin yaşanmasının önüne geçtiklerini dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz 12 yılda pek çok siyasi ve sosyal sorun yaşadığımız halde bunların hiçbiri ekonomik bir krizin tetikleyicisi olmadı. Biz ihracata dayalı bir ekonomik anlayışı benimsemiştik ve bununla bu yolculukta devam ediyorduk" diye konuştu.- "Teğet geçecek demiştim"Dünyada 2008'den itibaren çok ciddi bir finans krizinin ortaya çıktığını, gelişmiş ülkeleri de derinden sarsan bu krizin etkilerinin hala devam ettiği hatırlatan Erdoğan, "Ben o zaman 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' demiştim. Geçmişte kendi kendisine krize giren bir Türkiye'nin küresel düzeydeki bir krizden en az hasarla çıkabileceğine pek çokları inanmadı. Benim bu sözüme karşı çıkanlar, hatta kendilerince bu ifadeyi alaya alanlar, istihza edenler oldu" dedi.Türkiye bu krizi 2009 yılındaki sınırlı bir gerileme ile atlattığını ve sonra da hemen toparlanarak yeniden büyüme sürecini devam ettirdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bilhassa 2010 ve 2011 yılında yüzde 9 seviyesinde bir büyüme oranı elde ettik. Son olarak 2014 yılı büyüme oranı da yüzde 2,9 olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen rakam elbette bizim arzu ettiğimiz bir büyüme oranı değildir ama Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerin dahi hala ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, Türkiye'nin büyüme eğilimini sürdürüyor olması çok önemlidir. 2015 yılından başlayarak büyüme eğiliminin yeniden yükselişe geçeceğine ben inanıyorum ama buna sizin de inanmanız lazım, çünkü bunu sizinle gerçekleştireceğiz. ve en büyük görev burada ihracatçılarımıza düşüyor."Türkiye'nin büyümede bugüne kadar sağladığı başarının lokomotifinin ihracatçılar olduğunu belirten Erdoğan, iş adamlarına, "Sizler yeni pazarlar buldukça, yeni siparişler aldıkça üretim artacak, istihdam artacak, ekonomi daha da canlanacaktır. Bu bakımdan hep birlikte milletimize karşı büyük sorumluluğumuz var. Daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz, daha çok terleyerek Türkiye'nin büyüme trendini yukarılara doğru yükseltmek mecburiyetinde olduğumuzu da dünyaya ilan edeceğiz" diye seslendi.-"Kenara, köşeye çekilmiş makamda değilim"İhracatçılara güvendiğini ifade eden Erdoğan, "Bu millet her zaman olmaz denilen şeyleri oldurmuş, yapılamaz denilen şeyleri yapmış, başarılamaz denilen şeyleri başarmış bir millettir. Çanakkale'den Cumhuriyetin kuruluşuna, rahmetli Menderes ve Özal dönemlerinden son 12 yıla kadar bunun pek çok örneği vardır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu bakımdan yeni bir başarı hikayesini hep birlikte yazacağımız bir dönem olacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum" diye konuştu.Erdoğan, ekonominin en çok istikrar ve güvene ihtiyacı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bu konuda sizlerle burada bir derdimi paylaşmak zorundayım; hep söylüyorum, Cumhurbaşkanlığı makamındayım ama kenara, köşeye çekilmiş bir makamda değilim. Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor ancak TÜSİAD Başkanı yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, temsil ettiğini iddia ettiği iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor. Hadi Türkiye'nin tüm gerçekleri gibi ekonomiyi de okumaktan aciz birtakım siyasetçileri anladık, onlar sorumsuzluk yapıyorlar. Onların menfaat dengeleri, ölçüleri farklı, peki en azından iş dünyasının hassasiyetlerine vakıf olması gereken TÜSİAD'ın başkanına ne oluyor? Bu üslup yanlış. Enflasyonun düştüğünden bahsedecek kadar maalesef enflasyon ölçülerini göremiyor, bu yanlış. Cari açıktaki olumlu gelişmeleri göremeyecek kadar maalesef gözler adeta bu işlerde ama. Böyle şey olabilir mi? Türkiye bir büyüme trendini nerelerden alıp nerelere getirdi, bunlar ortadayken, Türkiye'de bir istikrarsızlıktan bahsetmek kadar, istikrarsız bir zihniyet olabilir mi? Şu anda TÜSİAD'ın mensuplarını yatırın masaya, hepsi güçlerini bire beş katladılar bunu kendileri bize özel görüşmelerde söylüyorlar. Bire beş katlıyorsun ve ondan sonra hala istikrarsızlıktan bahsediyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Yalnız bu ülkede bir istikrarsızlık olursa, bu yanlışın bedelini ödeyecek olan şahsen TÜSİAD'ın başkanı değil, tüm iş dünyası, tüm Türkiye'dir. Onun için TÜSİAD gibi kurumun başında olan insanların, ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir."(Sürecek)Erdoğan'ın TİM heyetini kabulü- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "( Ağrı'daki terör saldırısı) Bir provokasyon varsa bu, devletin değil, terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur. Yaralanan jandarma personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya, güya orada jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları oradan gelip almış. Bunların hepsi kayıtlarla, resimlerle zaten elimizde mevcut. Bunların tümü, külliyen yalandır"- " Ağrı'da yaşanan hadisenin, devletin çözüm süreci konusundaki duruşuyla kesinlikle bir ilgisi yok. Tam tersine bu olay, bölücü terör örgütünün ve onunla aynı çizgideki siyasi partinin samimiyetsizliğinin bir defa daha ispatı mahiyetindedir. Bunu, söz konusu siyasi partinin eş genel başkanının ve diğer yetkililerinin ifadelerinde açıkça görmek mümkün" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ağrı'daki terör saldırısına ilişkin, "Bir provokasyon varsa bu, devletin değil, terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur. Yaralanan jandarma personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya, güya orada jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları oradan gelip almış. Bunların hepsi kayıtlarla, resimlerle zaten elimizde mevcut. Bunların tümü, külliyen yalandır" değerlendirmesinde bulundu.Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Tu¨rkiye I·hracatc¸ılar Meclisi Bas¸kanı Mehmet Bu¨yu¨keks¸i ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, bazı konularda çok hassas olduğunu belirterek, "Her şeyi belki somut olarak ortaya koymam ama kendisi onu düşünmesi lazım. TÜSİAD Başkanı'nın geçmişte Türkiye'ye ne tür bedeller ödettiğini gayet iyi bilen birisiyim. Onu değerli arkadaşlarımın inceleyip ortaya çıkarması mümkündür. Hangi işle iştigal etmişse o iş sebebiyle yaptıkları ve ödettikleri bedeller ortadadır. Hangi denetim kurumunda ne gibi görevler yaptılar ve oralardan ne tür bedeller ödettiler, bunun üzerinde iyi durulması lazım" diye konuştu.Bundan sonra bu tür yeni bedellere fırsat vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, sorumluluğunun bilinciyle hareket etmeyenin bunun hesabını vereceğini söyledi. Erdoğan, bu noktada herkesten aklı selimle hareket etmelerini beklediğini vurguladı."Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, kalkınmasından milletimiz ve dostlarımız ne kadar memnunsa içimizdeki birtakım gafillerle dışarıdaki birtakım odaklar o kadar huzursuzdur, mutsuzdur" diyen Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz bu ülkede büyüme oranı beklenenden düşük çıktı, enflasyon ve işsizlik şöyle azıcık kıpırdadı, bölgesel gelişmeler beklediğimiz gibi gitmedi diye adeta sevinç naraları atanlar var. Artık çok güçlü bir milli duruş sergilememiz gereken olaylar karşısında dahi yalpalayanlar, dengesizce tavır ortaya koyanlar, ifade serdedenler olduğunu görüyoruz" ifadesini kullandı.31 Mart'ta Çağlayan Adliyesinde yaşanan terör saldırısında bir kez daha bu duruma üzüntüyle şahit olduklarını anlatan Erdoğan, savcının şehit edilmesini tek ses ve tek yürek olarak protesto edemeyenlerin, bu olayı hükümetin ve şahsının aleyhine kullanabilmek için olmadık hezeyanlar ürettiklerini kaydetti.- "Terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur"Bu hadiseye devlet terörü diyecek kadar alçalan, insanlıktan çıkan, ülkesine ve milletine alenen ihanet içine giren kişiler gördüklerine dikkati çeken Erdoğan, "Teröre terör, teröriste terörist diyemeyecek kadar, bunları ifade edemeyecek kadar gözlerine perde inmiş, kalpleri kararmış olanları üzüntüyle ve ibretle takip ettik. Bu vesileyle şehit savcımıza bir kez daha Rabbimden rahmet, ailesine ve milletimize de başsağlığı diliyorum" diye konuştu.Benzer bir idrak tutulmasının 11 Nisan'da Ağrı'da bölücü terör örgütü tarafından güvenlik kuvvetlerine yapılan saldırıda bir kez daha yaşandığını dile getiren Erdoğan, hadiseyi şöyle anlattı: "Ağrı'da Diyadin ilçesinin köyünde ağaç dikme adı altında etkinlik yapılacağı bilgisi ilgili kurumlara ulaşıyor. Daha önce benzer adlar altında yapılan etkinliklerde vatandaşlara seçimlerdeki tercihleri konusunda baskı yapıldığı haberleri alındığı için valiliğimiz söz konusu etkinliğe izin vermiyor. Buna rağmen hem etkinlik alanına gelmesi muhtemel katılımcıların güvenliğini sağlamak hem de bölücü terör örgütü mensuplarının istismarına izin vermemek için güvenlik kuvvetlerimiz bölgede tedbir alıyorlar. Bu çerçevede görev yapan jandarma birimlerimizden birinin üzerine Tendürek Dağı tarafından geldiği anlaşılan bölücü terör örgütü mensupları tarafından ateş açılıyor. Dikkatinizi çekiyorum, burada etkinliğe katılan vatandaşlara yönelik herhangi bir zor kullanma veya özel olarak planlanmış bir operasyon söz konusu değil. Sadece bölgeye gelen vatandaşların güvenliklerinin sağlanmasına ve bölücü örgüt mensuplarının etkinliği istismarının önlenmesine yönelik bir tedbir alınıyor."Güvenlik güçlerinin kendilerine açılan ateş karşısında derhal misliyle karşılık verdiklerini ifade eden Erdoğan, ilk ateş sırasında dört jandarma personelinin yaralandığını, çatışma sonunda beş örgüt mensubunun öldüğünü, birinin de yaralı olarak ele geçirildiğini söyledi. Erdoğan, yaralanan dört jandarma personeline acil şifalar diledi.Erdoğan, "Bir provokasyon varsa bu, devletin değil, terör örgütünün güdümündeki partinin kurguladığı bir provokasyondur. Yaralanan jandarma personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya, güya orada jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları oradan gelip almış. Bunların hepsi kayıtlarla, resimlerle zaten elimizde mevcut. Bunların tümü, külliyen yalandır" ifadesini kullandı.- "Nobran, özensiz, sinsi tavır ortaya koydular"Yaralıları almak üzere bölgeye giden helikopterlere ateş açıldığı için askerlerin hastaneye zor şartlarda ulaştırıldığı bilgisini veren Erdoğan, askerlerin taşınmasına yardımcı olan sivillerin bunu kendi istekleriyle askerlerle birlikte yaptıklarını vurguladı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede bulunan HDP mensuplarının bahane edilerek bu meselenin istismarının vicdana ve ahlaka sığan bir davranış olmadığını, hadisenin açık ve net bir şekilde ortadayken birilerinin meseleyi kendi meşreplerine göre başka taraflara çekmenin çabası içine girdiğini ifade etti.Çözüm sürecinin ülkenin ve milletin geleceği bakımından hayati öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, bu sürecin başladığı günden beri Kandil'de yuvalanan bölücü örgüt elebaşlarının ve onların güdümündeki siyasi partinin güven vermeyen ikircikli ve samimiyetsiz bir tavır içinde olduklarını bildiklerini söyledi.Sürecin en ciddi sorununun görüşme noktasındaki sıkıntılar olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu çok açık net söylemek durumundayım. Bizler bugüne kadar 12 yıllık süreç içerisinde hep acaba bu işi nasıl çözeriz... Bir, demokratik açılım dedik, arkasından milli kardeşlik ve beraberlik projesi dedik, onun arkasından da çözüm süreci dedik, bu adımları attık. Bu adımları atarken parlamentodaki temsilcileriyle arkadaşlarımızın zaman zaman görüşmeleri oldu. Fakat bunların hiçbirinde maalesef verilen sözler yerine getirilmedi. Biz ülkemizin ve milletimizin selameti için bu sürece ne kadar hassasiyetle yaklaştıysak diğerleri de o derece nobran, özensiz, sinsi tavır ortaya koydular."Doğusuyla, Güneydoğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle tüm Türkiye'nin tüm milletin sahip çıkması ve arkasında durması sayesinde sürecin bugünlere kadar geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Asıl büyük mutabakat Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla, Abhaza'sıyla, Roman'ıyla, Arnavut'uyla tüm milletimizle yaptığımız için çözüm sürecini bugünlere getirebildik. Açık söylüyorum, eğer iş bunlara kalsa şu anda ortada çözüm süreci falan olmazdı" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ağrı'da yaşanan hadisenin, devletin, çözüm süreci konusundaki duruşuyla kesinlikle bir ilgisi yok. Tam tersine bu olay, bölücü terör örgütünün ve onunla aynı çizgideki siyasi partinin samimiyetsizliğinin bir defa daha ispatı mahiyetindedir. Bunu, söz konusu siyasi partinin eş genel başkanının ve diğer yetkililerinin ifadelerinde açıkça görmek mümkün. Neymiş efendim, bölücü örgüt mensupları da bu etkinliklere katılma hakkına sahipmiş. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz, bu devleti, bu milleti ne sanıyorsunuz? Çözüm süreci askeri bir zorunluluğun değil siyasi bir kararın neticesinde başlatılmıştır" ifadesini kullandı.(sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Kazakistan Türkiye Ağrı Politika Güncel Haberler

title