Haberler

Tarihin En Deli 10 Hükümdarı

Güncelleme:

Yaptıklarına inanamayacaksınız!

Günümüzün politikacılarını çok beğenmiyor olabilirsiniz ancak tarih sahnesinde başımızdakilere şükrettirecek delilikte yöneticiler bulunuyor. Sizler için en şaşırtıcı ilk 11'i seçtik.

1. Portekiz Kraliçesi 1. Maria: Protekiz Kraliçesi Maria'nın oldum olası tuhaf davranışlar sergilediği biliniyordu ancak 1786 yılında kocasının ölümüyle akıl sağlığını oldukça yitirdi. Üstüne üstük en büyük oğlu ve tek kızı da kocası ile aynı kaderi paylaşınca Maria'nın davranışları delilikte en üst seviyelere ulaştı. Fanatik bir dincinin durumu fırsat bilip kraliçeyi cehenneme gideceğine inandırması da deliliğine tuz biber ekti. Çocuk kıyafetleri giymekten hoşlanan Kraliçe bu durumuyla gülümsetse de bitmek bilmeyen çığlıkları oldukça şikayet alıyordu.

2. Fransa Kralı 6. Charles: Charles büyük olasılıkla bir manik depresifti ve sürekli manik ataklar geçiriyordu. Bir uşak mızrağını düşürdü diye 4 adamını kendi elleriyle katletmesi başka türlü açıklanamaz. Katliamdan sonra 2 gün komada kalan Fransa Kralı kemiklerinin camdan olduğuna inanıyordu ve kendi kendisini kırmamak için elbiselerinin astarlarına demir çubuklar eklettiriyordu.

3. Almanya Kralı Otto: Aslında Otto ağabeyi 2. Ludwig'in deli olduğu iddiaları üzerine tahta geçmişti ancak kendisinin de akıl sağlığı mükemmel değildi. Kralın ihtişamlı bir sakalı vardı ve kestirmeyi kesinlikle reddediyordu. Uşakları sakalının boyunu kontrol altına alabilmek için o uyurken bu işlemi yapmak zorundaydılar. Kralın pek çok hayali arkadaşı vardı ve onlarla renkli sohbetler gerçekleştiriyordu. Kapılar konusunda çok hassastı ve kapalı kapıya tahammülü yoktu. Kazara kapatılmış bir kapının cezasını onu yumruklayarak veriyordu. Günümüzde kralın aslında harika bir akıl sağlığına sahip olduğu ancak politik nedenlerle deli olduğunun iddia edildiği de tartışılıyor.

4. Eflak Voyvodası 3. Vlad: Kazıklı Voyvoda olarak da tanıdığımız 3. Vlad gerçek bir deliydi ancak onun deliliği çocuk elbiseleri giymek ya da kapı yumruklamak kadar naif değildi. Vlad kazansa da kaybetse de savaşta aldığı esirleri kazığa geçirerek öldürmesiyle meşhurdu. Hatta Eflak'a sefer düzelneyen Fatih Sultan Mehmet'in başkentin girişine dizilmiş 20 bin kazığa geçirilmiş insan (kadın, erkek, çocuk) görüntüsüyle şok olduğu ve derin bir üzüntüye kapıldığı anlatılır.
Yolda karşısına çıkan hayvanları bile kazığa ıturtan 3. Vlad'in vahşilikleri o kadar ileri boyuttadırki vampir konsepti başlı başına kendisinden ilham alır.

5. İspanya Kraliçesi Juana: Prenses Juana ya da halkının ona taktığı isimle Deli Juana, tamamen ailesi tarafından organize edilmiş bir evlilik gerçekleştirmişti ama lakabı yakışıklı olan kocası Philip'e çok aşık oldu. (Portresini medya galerilerde görebilirsiniz.) O'na olan aşkı o kadar büyüktü ki kocası tifodan ölünce akıl sağlığını yitirdi ve kocasının naaşına aşk beslemeye başladı. Defalarca Yakışıklı Philip'in mezarını açtıran Juana kocasının kalıntılarını öpüp koklamaktan da geri durmadı.

6. İsveç Kralı 14. Erik: 14. Erik gerçek bir paranoyaktı. Sürekli tahtının ele geçirileceğini düşünüyordu bu yüzden duyabileceği uzaklıkta gülümseyen, fılsıldaşan pek çok insanı idam ettirdi. Yönetimde fazla etkili olduğunu düşündüğü aile üyelerinin hepsini bir kaleye kapattı sonra da ölüme gönderdi. Bu acımasız katliamdan sonra 3 gün ortadan kayboldu. İlerleyen zamanlarda paranoyaları gerçeğe dönüştü ve kardeşi tarafından tahttan indirildi. Sonunu ise içine bolca zehir karıştırılmış bir tabak bezelye çorbası hazırladı.

7. Rus Çarı 1. Fyonor: Babası Korkunç İvan'ın aksine Fyonor'un ülke yönetimiyle pek alakası yoktu. Kendisi daha çok boş bakışlarıyla tanınıyordu. 2 yaşındaki tek kızının vefatıyla kendisini tüm Rusya topraklarını gezmeye ve karşısına çıkan kiliselerin çanlarını çalmaya adadı. Zaten lakabı da Çançalıcı'dır.

8. Bavyera Prensesi Alexandra Amalie: Prenses Alexandra aşırı boyutlarda bir temizlik delisiydi, bu yüzden sadece ve sadece beyaz kıyafetler giyiyordu. Bu hijyen takıntısının çocukluk yıllarında edindindiği ve kocaman camdan bir piyono yuttuğuna dair sanrılarıyla alakalı olduğu söyleniyor.

9. Alman Prensesi Maria Eleonora: Avrupada yaşamış en güzel prenses olarak tarif edilen Maria Eleonora kocası İsveç Kralına bir oğlan doğurmak için o kadar istekliydi ki, sayısız düşük ve ölü doğumdan sonra bir kız doğurduğunda "Tanrı bana bir canavar verdi" diyecek kadar gözü dönmüştü. Bir kız evlat sahibi olmaktan gayet mutlu Kral'a karşılık Eleonora kızını bir kere merdivenlerden itmek de dahil olmak üzere sayısız kez yok etmeye çalıştı. Eleonor ona bir çocuk daha veremeden İsveç Kralı öldü ancak 15 ay kadar gömülemedi. Sebebi kraliçenin Onu sürekli göz önünde istemesiydi. Zavallı kızı Christina ise bu aylar boyunca baş ucunda içinde babasının kalbi bulunan bir mücevher kutusuyla uyumak zorunda kaldı.

10. Avusturya İmparatoru 1. Ferdinand: Ferdinand'ın ailesi soylu kanlarını saf tutmakta o kadar ısrarcıydı ki yakın akraba evlilikleri yüzünden Ferdinand doğuştan epilepsi hastasıydı. Akli melekeleri çok yerinde olmayan Kral en fazla "Ben bir kralım ve köfte istiyorum" tarzı cümleler kuruyordu.


Kaynak: Haber7.com / Güncel

Kraliçe Sofia Portekiz İsveç Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title