Haberler

Ekonomistler, Ppk Kararlarına İlişkin Beklentilerini Aa'ya Değerlendirdi

Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan: "TCMB'nin 24 Nisan'daki toplantısına kadar likidite politikasıyla imkanlar elverdiği ölçüde piyasada önemli bir rahatlama sağlayacağını ve bu ay faizlerde bir değişiklik yapmayacağını öngörüyoruz" Ziraat Yatırım.

Bu hafta gerçekleştirilecek Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesi ekonomistler beklentilerini AA'ya değerlendirdi.

Ekonomistler, genel olarak enflasyonun yüksek seyretmesi ve haziran ayına kadarda yüksek seyrin devam edeceğini, ayrıca Türk Lirası'ndaki (TL) zayıf görünüm nedeniyle de bu PPK'da faiz oranlarında herhangi bir değişim beklemediklerini dile getiriyor.

Buna karşılık ekonomistler, bu PPK'da TL zorunlu karşılıklara faiz ödenebileceği ihtimali üzerinde duruyor.

"Erken yapılmış bir faiz indirimi, TL ve enflasyonda ilave baskı oluşturabilir"

Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan, gelişmekte olan ülkelere dair risk algısında süregelen iyileşmeyle, sermaye girişlerinin son haftalarda yeniden hızlandığını ve TL cinsi varlıklarda ciddi değerlenmeler görüldüğünü ifade etti.

Özcan, bu süreç boyunca TCMB'nin temkinli bir şekilde likidite yoluyla 200 baz puana varan bir faiz indirimi yaptığına işaret ederek, günlük likidite operasyonlarıyla piyasadaki TL likiditesini artırarak bankalararasında oluşan gecelik repo faizini üç günde yüzde 11,8'den yüzde 9,8'e kadar çektiğini dile getirdi.

Bununla birlikte TL'nin halen aşırı değersiz seviyede olduğunu ve enflasyon görünümünün de görece olumsuz kalmaya devam ettiğini belirten Özcan, şunları aktardı:

"Piyasadaki en iyimser beklentilerden biri olarak, yıl sonunda enflasyonun TCMB'nin hükümete mektup yazması gerektiği anlamına gelen yüzde 7'lik hedef üst bant aralığının üzerinde, yüzde 7,5 seviyesinde oluşacağını tahmin ediyoruz. Küresel ekonomiye dair belirsizlikler sürerken, içeride de enflasyon ile cari açığa dair görece yüksek seviyeler ve yukarı yönlü riskler devam ederken erken yapılmış bir faiz indirimi, TL ve enflasyonda ilave baskı oluşturabilir. Daha fazla değer yitirmiş bir TL ve daha yüksek bir enflasyon ise ihracatçılar için girdi maliyetlerinde artış, hanehalkı için alım gücünde ilave kayıp ve reel sektör için kur riski anlamına gelecektir. Bu baskıları bertaraf etmek adına, TCMB'nin 24 Nisan'daki toplantısına kadar likidite politikasıyla imkanlar elverdiği ölçüde piyasada önemli bir rahatlama sağlayacağını ve bu ay faizlerde bir değişiklik yapmayacağını öngörüyoruz. Bununla birlikte zorunlu karşılıklara sınırlı bir faiz ödemesi uygulamasının başlaması söz konusu olabilir."

Özcan, faiz indirimi için TL'nin seyrinin önemli hale geldiğine dikkati çekerek, mevcut seviyelerine kıyasla TL'de anlamlı bir değer kaybı gözlenmedikçe, TCMB'nin mevcut duruşunun kredi ve piyasa faizlerinde ilave düşüşlere fırsat vereceğini vurguladı.

Son dönemdeki iyimser koşulların istikrar kazanması ve kalıcı olduğunun gözlenmesinin, TCMB'nin gelecek aylarda faizleri kademeli olarak düşürmesine imkan tanıyacağını ve kredi-mevduat faiz farkını azaltarak iç talebi destekleyeceğini kaydeden Özcan, bu bağlamda gelecek dönemdeki olası aksiyonlar için dışarda Rusya ile Çin'e dair süregelen belirsizlikler ve Avrupa Merkez Bankası'ndan beklenen genişlemeci politika aksiyonunu, içerde ise enflasyonun seyrini takip etmek gerektiğini söyledi.

"TL rezervlere kısmi faiz ödenebilir"

Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, bu perşembe günü gerçekleştirilecek PPK'da TCMB'nin makro-ihtiyati uygulamalara başlamasını beklediklerini ifade ederek, "Faizlerdeki bir düzenlemenin enflasyonda 3 ay üst üste gerileme gözlemlenmesini takiben eylül ayında gerçekleşebileceğini düşünüyoruz" dedi.

Şu ana kadar aldıkları sinyallerin TL rezervlere kısmi faiz ödenebileceğine işaret ettiğini belirten Yılmaz, şunları aktardı:

"Geçmişte olduğu gibi yüzde 5 oranında faizin, Rezerv Opsiyon Mekanizması'nın (ROM) TL tutulabilen kısmına ödenmesi gündeme gelebilir. Eğer kısmi değil de tüm rezervlere faiz ödemesi gündeme gelirse bu oranın yüzde 2,5 ile yüzde 3,0 arasında olmasını bekleriz. Çünkü TCMB'nin kendi hesapları banka yönetimlerinin bahsi geçen yüzde 2,5 ile yüzde 3 aralığında rezervleri TL ya da döviz tutma konusunda kayıtsız kalacaklarına işaret etmekte. Buna ek TCMB araştırmacıları Doruk Küçüksaraç ve Özgür Özel tarafından hazırlanan çalışmaya istinaden, TCMB'nin rezerv opsiyon dilimlerinden katsayısı en düşük olan ilk ikisini (Yüzde 5 + 5 = Yüzde 10) iptal etmesi de olasılıklar dahilinde. Böylece kısmi TL faiz uygulamasında bankaların daha fazla faiz geliri elde etmeleri mümkün olabilir ve piyasaya da döviz likiditesi sağlanabilir."

Uygulamaların TL'ye destek olmasını beklediklerini belirten Yılmaz, hem rezervlere TL konmasının hem de Rezerv Opsiyon Katsayısı'ndaki (ROK) düzenlemelerle piyasaya döviz likiditesi çıkacak olmasının TL'yi destekleyeceğini vurguladı.

Otoritelerin son dönemdeki açıklamalarından, enflasyon mücadelesinde kurun önemine vurgu yaptığının görüldüğünü kaydeden Yılmaz,  bunun da kendilerine, otoritelerin en azından bir süre daha bir miktar güçlü TL hedeflediğini anlattığını söyledi.

Yılmaz, bu nedenle bahsi geçen makro-ihtiyati uygulamaların kur pozitif etkisiyle fiyat istikrarına da yardımcı olmasını bekleyeceklerini ifade ederek, finansal istikrar tarafında ise uygulamaların tüketici kredilerinin yavaşlamakta olduğu bir yılda banka bilançolarına ve karlılıklarına olumlu etki edeceğini kaydetti.

"Büyüme görünümüne ilişkin acil müdahale gibi bir durum söz konusu değil"

Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, kurda kalıcı bir istikrar kazanılana ve enflasyon görünümü iyileşme gösterene kadar TCMB'nin sıkı para politikası duruşunda radikal bir değişikliğe gitmesini beklemediklerini dile getirdi.

Tokalı, kısa vadede enflasyon gelişiminde gıda kaynaklı bir iyimserlik gözlense de orta vadeli riskler açısından henüz rahat bir görünüme ulaşılamadığını vurgulayarak, "Bu yüzden, TCMB'nin önümüzdeki hafta toplantısında faizlerde ya da diğer para politikası enstrümanlarında herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemiyoruz. Büyüme tarafından gelen sinyaller de geçen yıl artan finansal oynaklığın ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin korkulan kadar şiddetli olmayacağına işaret ediyor. Dolayısıyla, büyüme görünümüne ilişkin acil müdahale gibi bir durum da söz konusu değil" değerlendirmelerinde bulundu.

"TL'deki ralli, normalleşme süresinin başlaması için doğru bir gösterge değil"

Commerzbank Gelişmekte olan Piyasalar Başekonomisti Tatha Ghose, TCMB'nin koridorun üst bandında bir indirime gitmeyeceğini belirterek, acil bir artışa da ihtiyaç duymayacağını kaydetti.

Ghose, enflasyonda belirgin bir düşüş meydana gelene kadar yüksek oranlara devam edileceğinin belirtildiğini anımsatarak, "TL'deki ralli, normalleşme süresinin başlaması için doğru bir gösterge değil. Bu, piyasaları yanıltabilir ve TCMB'nin kredibilitesi için kötü olabilir. Şu anda normalleşme için doğru bir zaman değil" ifadelerini kullandı.

"Politika faizinin değiştirilmesini, enflasyon görünümü dolayısıyla erken bulunuyoruz"

Şekerbank Başekonomisti Ozan Gazitürk, küresel sermaye hareketlerinin desteğiyle TL üzerindeki değer kaybı baskısının azalması ile Türkiye'ye ilişkin siyasi risk algısının ciddi düzeyde düşmesinin faiz indirimini mümkün kıldığına dikkati çekerek, şunları ifade etti:

"Sadece marjinal fonlama oranı olan yüzde 12'nin 50 baz puan indirilmesini, diğer faiz oranlarının ise sabit bırakılmasını bekliyoruz. Politika faizi olan haftalık repo faizinin değiştirilmesini ise enflasyon görünümü dolayısıyla erken bulunuyoruz. Bu beklentimizi TCMB'nin bu yöndeki mesajları da destekliyor. TL munzamlarda indirim yapılmasını mümkün görüyoruz. Fakat kredilerin tüketici ve ticari olarak kompozisyonunun hedeflendiği biçimde değişmekte olması ve olası faiz indirimleri beklentisi bunun gereğini azaltabilir. Küresel sermaye hareketlerinin seyrinin önümüzdeki dönemde de faiz indirimlerine imkan tanıyacağını bekliyoruz. Gelişmelere bağlı olarak indirimlerin süreceğini ve politika faizinin düşürülebileceğini tahmin ediyoruz. Bu açıdan yurt içindeki siyasi takvim bir risk unsuru olmakla birlikte olası etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyoruz."

"TL zorunlu karşılıklarda bir indirime gidilebilir"

Tekstilbank Başekonomisti Ayşegül Kocabaş, enflasyon oranlarının yüksek seyrettiğini göz önünde tutarak TCMB'nin bir faiz indirimine henüz gitmeyeceğini düşündüğünü söyledi.

TCMB'nin yüzde 5 resmi enflasyon hedefine karşılık son Enflasyon Raporu'na göre yüzde 6,6 olan enflasyon tahminini bir sonraki toplantıda yukarı çekmesinin de şaşırtıcı olmayacağını belirten Kocabaş, TCMB'nin yapmış olduğu önden yüklemeli faiz artırımının etkisinin zaman içerisinde görüleceğini sık sık belirten Merkez Bankası'nın, faizleri yükseltmesini de öngörmediğini kaydetti.

Kocabaş, TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın daha önceki açıklamalarının ve kredi büyümesindeki hızlı düşüşün ışığında, finansal istikrarı korumak adına TL zorunlu karşılıklarda bir indirime gidilebileceğini ifade etti. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Para Politikası Kurulu Bora Tamer Yılmaz Odea Bank Kocabaş Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title