Dünya Ekonomik Forumu'ndan Dünyaya Manisa Örneği
Dünya Ekonomik Forumu, kentlerin kendi ticaret, doğrudan yabancı yatırım, turizm politikalarını oluşturup yabancı ülkelerdeki yetenekleri çekerek küresel çapta ilerlemeleri gerektiğini belirterek, bu formülde başarılı olan ülke ve kentleri Singapur, Dubai, Manisa, Haydarabad, Ahmedabad ve Ningbo olarak saydı.
Dünya Ekonomik Forumu, kentlerin kendi ticaret, doğrudan yabancı yatırım, turizm politikalarını oluşturup yabancı ülkelerdeki yetenekleri çekerek küresel çapta ilerlemeleri gerektiğini belirterek, bu formülde başarılı olan ülke ve kentleri Singapur, Dubai, Manisa, Haydarabad, Ahmedabad ve Ningbo olarak saydı.
Dünya Ekonomik Forumu'nun "Şehirlerin Rekabeti" başlıklı raporu yayınlandı. Raporda kendi ekonomilerini ülkeleri ve diğer kentlerle ayrıştırarak büyük gelişme sağlayan kentler incelendi. Türkiye'den ise sağladığı büyük ekonomi başarıyla Manisa ekonomik gelişmede diğerleriyle ayrışan kentlere örnek gösterildi.
Raporda Manisa "Yabancı yatırımı çekme ve başarı" başlığı altında bir "örnek olay" olarak incelenirken şöyle denildi:
"-Manisa'nın özel karakteristiği nüfusu ve ekonomisinin çok merkezli yapısıdır. İl merkezinde nüfusun sadece yüzde 26'sı yaşıyor. Manisa kendisine ekonomik büyüklük ve gücünü veren önemli nüfus barındıran ilçelere sahip. Kentin hâkim sektörü sanayi ancak Akhisar, Salihli ve Turgutlu gibi birkaç ilçesi tarım ve yardımcı sanayilerde uzmanlaşmış. Sonuçta bölgedeki komşu ekonomik merkezlerden farklı olarak Manisa, sanayi, tarım ve hizmet sektörlerini içeren daha çeşitli bir ekonomik yapıya sahip olmakla övünüyor.
-Geçen 20 yıl boyunca Manisa kendi high-tech sanayi üretimini geliştirdi. 1990'ların ortalarında Manisa'daki firmalar tarafından yıllık tescil ettirilen patent sayısı firma başına ortalama 5'ten azdı. 2010 itibarıyla ortalama 90'a çıktı. Benzer şekilde 1990'ların ortalarında Türkiye'deki 1000 en büyük firma sıralamasında Manisa'dan sadece bir firma varken sayı şimdi 29.
-İldeki yedi bölgeyle sanayi bölgeleri bu dönüşümün temel yönlendiricisi. Merkezde bulunanı ise Türkiye'nin istihdam üreten en büyük 7'nci sanayi bölgesi. Elektronik, makina ve otomotiv şu anda Manisa'nın önde gelen sanayi sektörleri haline geldi.
-Manisa'nın yatırım ortamı yüksek ölçüde rekabetçi bir ortam. 2005 yılında yabancı yatırımlar için en iyi Avrupa kenti olarak adlandırılmış, 200 Avrupa kenti arasında tacı kapmıştı. Manisa'nın başarısına katkıda bulunan karakteristiklerden bazıları sanayi altyapısı (özellikle enerji altyapısı), İzmir limanına nispeten yakın bir yerde bulunması ve dünya çapında, yüksek kaliteli iş hizmetleri ortamının hızlı gelişimi. Manisa Bosch ve Siemens gibi büyük Avrupalı firmaları kendine çekti.
-Manisa'da sanayi ilerlerken kent aynı zamanda tarımda da olumlu bir iz bıraktı. Türk kentleri arasında Manisa sebze üretiminde 6'ncı, hayvan yetiştiriciliğinde ise 5'inci. Aynı zamanda hızla bir turist cazibe merkezi haline geldi, ziyaretçi sayısı 1995-2013 arasında dört kat arttı.
-Manisa'nın başarılarından hiçiri halkının ve özel sektörün işbirliği ve katılımı olmadan gerçekleştirilemezdi. Siyasi liderliğin yanı sıra iş âlemindeki birlikler de Manisa'yı rekabetçi hale getirmek için katkıda bulundu.
-Manisa Türkiye'deki yerli ve yabancı yatırımcılar için yerini bir tercih hedefi olarak hızla almıştır. Burası işte transformasyonu izlemek için bir yer."
-DİĞER KENTLER-
2010 itibarıyla tarihte ilk kez dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentlerde yaşamaya başladığı, kentlerin dünya GSYİH'sının yüzde 80'ini ürettiği belirtilen raporda, Amerika kıtasında dev yatırımlarıyla dikkat çeken kentlerin yanı sıra Leipzig, Wroclaw, Nantes, Medine, Kazablanka, Lagos, Ahmedabad, Şandigar, Haydarabad, Şangsa, Guiling, Zhuhai, Penang, Cebu, Busan, Dubai, Singapur, Bilbao, Ningbo, Surat örnek olarak ele alıp incelendi.
-RAPORDAN-
Raporda ekonomik anlamda "başarılı kentlerin" esnek ve değişen koşullara çabucak uyum sağladıkları belirtildi. Sonuç bölümündeki saptamalar şöyle:
"Ekonomisi başarılı şehirlerdeki ayrı parçalarının birbirleriyle yeni teknoloji aracılığıyla bağlanmasının önemine dikkat çekildi. Önceliklerin doğru karışımı, kent kalkınmasının aşamaları ve özel koşullara göre tasarlanmalı.
Açık olarak nüfusu istikrarlı, ağır ilerleyen bir büyüme, işsizlik ve nüfusun yaşlandığı Batılı bir kentin öncelikleri; düşük gelir düzeyleri, yüksek büyüme potansiyeli ve hızla artan nüfusa sahip bir gelişmekte olan piyasa kentinden farklı olacaktır. Doğal ve politik anlamdaki zenginliklerinde büyük farka sahip kentlerin bundan dolayı reform koşulları da farklı olacaktır.
Belediye reformları, ulusal sermayeyle gerçekleştirilmeleri olanaksız görülse bile, genelde ulusal düzeydeki reformlardan daha uygulanabilir olur. Kentleşme eğilimleri bu olanakları genişletir. Kentlerin bu fırsatı kavraması, yeni kuralları denemesi ve reformları hızla rayına koyması gerekir."