Haberler

Güneş'in Ailesi: Partiyle İlgisi Yok,Bayram Ziyaretine Gelmişti

Güncelleme:

Diyarbakır'da Kobani protestoları sırasında ölen 29 yaşındaki Cumali Güneş'in bayramda ailesini ziyarete geldiği sırada silahla vurularak öldürüldüğü ortaya çıktı.

Diyarbakır'da Kobani protestoları sırasında çıkan olaylarda ölen 12 kişiden 29 yaşındaki Cumali Güneş'in bayramda ailesini ziyarete geldiği sırada silahla vurularak öldürüldüğü ortaya çıktı. Şanlıurfa GAP Havalimanı'nda şoför olarak çalışan Güneş'in bayram ziyaretinin ardından işine dönmek için valizini hazırladığı, ablasını ziyaretten dönerken vurulduğu belirtildi. Ailesi, Cumali Güneş'in hiç bir siyasi parti ile ilişkisi olmadığını söyledi.

Diyarbakır'da IŞİD'in Kobani'ye saldırılarını protesto sırasında çıkan olaylarda ölen 12 kişiden, geçen 7 Ekim'de merkez Bağlar İlçesi'nde silahla vurularak ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 10 Ekim'de ölen Cumali Güneş'in ailesi, oğullarının siyasi bir parti ile ilişkilendirilmesine tepki gösterdi.

"OĞLUMUN KATİLLERİ CEZALANDIRILSIN"

Şanlıurfa GAP Havalimanı'nda şoför olarak çalışan Güneş'in 65 yaşındaki babası Mehmet Güneş, oğlunun Şanlıurfa'dan izinli olarak kendilerini bayram ziyaretine geldiğini belirterek, şöyle dedi:

"Oğlum devlet memuruydu. Bayram iznine gelmişti. Her hangi bir partiye, Hüda-Par ya da DBP'ye bağlılığı yoktu. Oğlum cezaevinin orada ablasının evine gitmiş. Oradan eve gelirken olay olmuş. Oğlumun hiçbir görüşü yok, hiçbir tarafa bağlı değildi. Ben buranın Valisinden, Emniyet Müdüründen davacıyım. Devletin polisi, askeri var. Devletin her şeye gücü yeter. Devlet bu olaylara sahip çıkmamış. Benim oğlum gibi nice canlar böyle gitmiş. Ne bir otopsi, ne bir üzerine gelmek, ne bir müdahale etmek. Ben bunların hakkında davacıyım. Selahattin Demirtaş milleti sokaklara dökmüş. Demiş ne yapıyorsanız yapın. Bu olaylara kimse müdahale etmemiş. Hiç kimse sahip çıkmamış. Ondan sonra herkesin evine ateş düşmüş. Benim de evime ateş düşmüş. Cenabı Allah onun hakkını alsın. Allah'a havale ediyorum. Ben bütün var gücümle devlete sesleniyorum. Benim oğlumun katilerini en kısa zamanda yakalayıp, cezalandırmasını istiyorum. Oğlumun hukukunu İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar taşıyacağım."

HİÇ BİR YETKİLİ ARAMADI

Oğlunun ölümüyle ilgili kendilerine bugüne kadar polis dahil hiç bir yetkilinin gelmediğini söyleyen Mehmet Güneş, "Ne cenazeyi kaldırırken, ne morgda, ne getirirken ne götürürken kimse gelip bize sormadı, araştırmadı. Daha ben bilmiyorum oğlum kaç kurşunla vurulmuş. Demek ki devlet her biri bir köşeye çekilmiş ne olursa olsun, kim ölürse ölsün bize bir şey olmasın kime ne oluyorsa olsun" dedi.

BU OLAYDAN HDP YÖNETİMİ SORUMLUDUR

Cumali Güneş'in ağabeyi Ali Yaşar Güneş ise kardeşinin ölümünden sonra sosyal medya ve bazı basın yayın organlarında bir gruba üye gösterilmesinden dolayı rahatsız olduklarını belirtti. Kardeşinin hiçbir parti veya gruba üye olmadığını vurguladı. Olaylardan HDP'yi sorumlu tutan Ali Yaşar Güneş, şöyle dedi:

"HDP yönetimi de sorumludur bu olaydan. Milleti sokağa döktükleri zaman beyefendiler o zaman diyeceklerdi kimsenin malına, canına kast edilmesin. Ama bu denilmemiş sonra da çarşamba akşamı Selahattin Demirtaş açıklama yapıyor. Bayrağa ve Atatürk büstlerine saldırıyı kınıyor. Bu bölgede doğan her çocuğa Şeyh Sait ve Bediüzzaman Nursi anlatılıyor, devletin zulmü anlatılıyor. Bölgede tahrik edilerek sokağa çıkan gençler için bayrak ve büst son değer verdikleri şeydir. Bu katliamı kınayacağına, daha önceden tedbirli açıklamalar yapsaydı bunlar yaşanmasaydı."

POLİS İFADE BİLE ALMADI

Olaylar sırasında devletin acz içine düştüğü görüşünü savunan Ali Yaşar Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet ortadan yok olmuş, devlet, devlet olma vasfını kaybetmiş, aciz duruma düşmüştür. Bu yaşananlardan sonra hiç kimse olay yeri inceleme, balistik bir rapor, bize bir polis gelip ifademizi bile almamıştır. Bu yaşananlardan sonra hükümetin, Sayın Cumhurbaşkanı, Beşir Atalay'ın acaba kendi çocukları olsaydı. Bu şekilde katledilmiş olaydı. Bu aşamadan sonra da bu kadar vurdumduymaz olabilirler miydi? Bu olaydan sorumludurlar. Kim olursa olsun, Cumhurbaşkanı, Başbakan olsun, devlet ortadan yok oluyorsa, vatandaş zulme maruz kalıp, vahşice katlediliyorsa, sonrasında da hiçbir adım atılmamışsa sorumludurlar. Yani hiçbir bilgi ortada yok, kimin vurduğu, nasıl olduğu polis hiç intikal etmemiş."

EVLENMEK İSTİYORDU

Güneş'in Almanya'nın Köln kentinde yaşayan ablası Nazime Güneş de olaydan iki hafta önce kardeşiyle görüştüğünü, evlenmek istediğini ve kendisine uygun bir eş bulmasını istediğini anlattı.

Kardeşinin evlilik hayalleri kurarken 29 yaşında böyle bir olaya kurban gittiğini ifade eden Nazime Güneş, "Kardeşim hayalleri yıkılarak katledildi. Ama burada devletin yaptığı büyük bir ihmalkarlık" diyerek gözyaşı döktü.

"SAVCI 'ENİ HABERİMİZ OLDU' DEDİ"

Abla Nazime Güneş, kardeşinin hastanede kaldığı sürede hiçbir görevlinin adli bir tutanak tutmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim kardeşim iki gün yoğun bakımda kalıyor ve vefat ediyor. İki gün yoğun bakımda kalmasına rağmen bir ifade alınmadı, bir inceleme yapılmadı. Bize bir şey sorumadı. Morgda otopsi istedik. Çünkü nasıl olduğu şüpheli. Bir gün önce hastaneden iyileşerek çıkacak denildi. İkinci ameliyatta vefat ediyor. Savcı geldi otopsi için ifade alındığında bizzat ben kendim içeri girdim. Üç gün olmuş kardeşim ölmüş devletin savcısı diyor ki 'Bizim yeni haberimiz var' diyor. Olaylarda vurulduğunu bilmiyorlar. Bu şahsın vurulduğunu hastanede yattığını ve öldüğünü bilmiyor. Biz haber veriyoruz. Nasıl oluyor senin haberin olmuyor."

Olaylarda silahla vurularak öldürülen Cuma Güneş'in bayram izninin ardından Şanlıurfa'daki işine dönmek için valizini hazırladığı belirtildi. Abla Nazime Güneş, kardeşinin görev yerine gitmek için hazırladığı valizini açarak yeni aldığı elbiseleri göstererek gözyaşları döktü. - Diyarbakır

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Diyarbakır Şanlıurfa Kobani Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title