Diyarbakır Ak Partili Eker In Açıklamaları
Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki Danışma Meclisi toplantısından sonra Diyarbakır'a gelen ve buradaki toplantıda da konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mehdi Eker, anayasa değişlikliği konusunda CHP'nin rejim değişiyor eleştirelerine yanıt vererek, "Anamuhalefet partisinin...
Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki Danışma Meclisi toplantısından sonra Diyarbakır'a gelen ve buradaki toplantıda da konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mehdi Eker, anayasa değişlikliği konusunda CHP'nin rejim değişiyor eleştirelerine yanıt vererek, "Anamuhalefet partisinin rejimi değiştiriyorlar, rejim tehlikeye giriyor söylemi cehalleten öte bir anlam taşımamaktadır" diye konuştu.
"KOALİSYONLAR TÜRKİYE'Yİ 12 EYLÜL DARBESİNE GÖTÜRDÜ"
Türkiye'nin koalisyonlardan çok zarar gördüğünü dile getiren Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker, Anamuhalefet partisi CHP'ye yüklendi. Eker, "Rejimi değiştiriyorlar, rejim tehlikeye giriyor söylemi cehalleten öte bir anlam taşımamaktadır. İdare de değişmiyor. İdaremizin adı Cumhuriyettir. Biz sadece şunu söylüyoruz, halk kendisi yani cumhur, başkanını yani kendisini yönetecek kişiyi doğrudan doğraya seçsin. Hükümeti de halkın seçtiği Cumhurbaşkanı tayin etsin. Bakanlar kurulu halk tarafından güven oyuna tabi tutulsun. Parlamento içinde kolalisyonlar veya benzeri durumlarla çift başlı bir yönetime alan açacak uygulamalarda Türkiye geçmişte çok çekti. 1977 yılında milliyetçi çephe hükümeti varken, yani Erbakan, Demirel ve Türkeş ile birlikte bir hükümet kurulmuşken, o gün Güneş Motel'de milletvekilli pazarlık sistemleri kuruldu. İnsanlar partilerinden istifa ettirilip, yeni bir koalisyonun kurulması için bir şekilde ikna edildiler. O günler Türkiye'yi 12 Eylül darbesine götürdü. 1990'lı yıllarda Türkiye 10 yıl boyunca koalisyonlardan zarar gördü, çok çekti"diye konuştu. Yeni anayasada yargının tek başlı olacağını ifade eden Mehdi Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"BİZ, BÜROKRATİK VESAYETLE VE BÜROKARTİK OLOGARİŞYLE MÜCADELE EDİYORUZ"
"Bu düzenlemeyle bir şey daha getiriyoruz. Bu çok önemli. Biz, bürokratik vesayetle ve bürokartik ologarişyle mücadele ediyoruz. Şu anki yargı 2 başlı. Bir, sivil yargı var. Bir de askeri yargı var. Neden Askeri Yüksek Mahkemesi'ni kurmuşlar? Askerlerin alanını, sivil siyasetin dolayısıyla halk iradesinin tesirinden uzaklaştırdılar. Biz, bu düzenlemeyle bunu da değiştiriyoruz. Diyoruz ki, mahkemeler bir olacak. Adelet öyle tesis edilir. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığının yetkisi çok ama sorumluluğu yok. Neden böyle yapmışlar biliyor musunuz? Darbeciler 1982 anayasını yaparken, hep şöyle düşünmüşler, bu milletin başına Cumhurbaşkanı ya emekli bir asker olacak, ya emekli bir bürokrat olacak veya kendi istedikleri bir adam olacak. O siyaset kurumunun başında vesayetçi olacak. Onun yetkileri çok olacak, o istediğini ret edecek, istediğini atayacak. Herşeyin altında imzası gerekiyor ama hiçbir imzadan sorumlu değildir. Hiç sorumluluğu yok. Şimdi biz bunu değiştiriyoruz. Diyoruz ki, cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi, yetkilendirildi ama bir de sorumluluk verilecek. Diyorlar ki, Türkiye tek adamlığa gidiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yine cehalet örneğinin bir sözüdür. Tek adamlık iddiası gerçek dışıdır. Aksine yeni teklif, cumhurbaşkanlığına sorumluluk getiyor."