Haberler

Dha Yurt Bülteni-7

1)BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: 3- 5' DE ONLARA BIRAKTRABZON' dan Gümüşhane'ye giden Başbakan Binali Yıldırım ile Maçka ilçesinde yolunu kesen vatandaşlar arasında, "Evet" oylarının yüzdesi konusunda ilginç diyaloglar yaşandı.

1)BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: 3- 5' DE ONLARA BIRAK

TRABZON' dan Gümüşhane'ye giden Başbakan Binali Yıldırım ile Maçka ilçesinde yolunu kesen vatandaşlar arasında, "Evet" oylarının yüzdesi konusunda ilginç diyaloglar yaşandı. Bir vatandaşın, "Trabzon yüzde 70 olacak" demesi üzerine, "Eskidendi o. Şimdi MHP'de var" diyen Başbakan Yıldırım, "Yüzde 99" diye seslenen bir başka yöre sakinine de gülümseyerek, "3 - 5 de onlara bırak" diye yanıt verdi.

Başbakanlığa ait özel uçakla saat 10.40'da Trabzon havalimanına gelen Başbakan Binali Yıldırım'ı Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fervzi Gümrükçüoğlu, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Muhammet Balta ve Salih Cora ile eski bakanlardan Faruk Özak karşıladı. Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile birlikte otobüsle Gümüşhane'ye hareket etti. Polis ve Jandarma ekipleri yol boyunca geniş güvenlik önlemleri aldı, polis helikopteri konvoyu takip etti.

Trabzon'un Maçka İlçesi'nde yolunu kesen vatandaşlara seslenen Başbakan Binali Yıldırım, Zigana Tüneli'nin hayırlı olmasını diledi, " Gümüşhane'den çıkacaksınız, Trabzon'a 40 dakika. Sizin için ne yapsak azdır. Allah sizden razı olsun. Siz memleketin sigortasısınız. Birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin teminatısınız" dedi ve gösterdikleri ilgi için teşekkür etti.

'3-5'DE ONLARA BIRAK'

16 Nisan referandumunun yaklaştığını hatırlatan ve vatandaşlara hazır olup olmadıklarını soran Başbakan Binali Yıldırım, "16 Nisan'da evet mi? 16 Nisan'da Trabzon'dan rekor bekliyorum" dedi. Bir vatandaşın, 'Trabzon yüzde 70 olacak' diye seslenmesi üzerine, "Ne yetmişi. Eskidendi o. Şimdi MHP'de var" diyen Başbakan Yıldırım, 'yüzde 99' diyen bir başka vatandaşa da, " 3-5'de onlara bırak" diyerek gülümsedi. Başbakan Binali Yıldırım ve beraberindekiler daha sonra Gümüşhane'ye hareket etti.

Görüntü Dökümü

----------

-Başbakan Binali Yıldırım ın konuşması

Haber: Muhammet KAÇAR/Fatih TURAN - Kamera: Osman ŞİŞKO DHA

===============================================

2)KILIÇDAROĞLU: DEVLETİ İYİ YÖNETECEK ADAM DİLİNE HAKİM OLACAK (EK)

"ONLARA TEK YANIT VERMEDİM"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli açılış ve ziyaretler geldiği Aydın'da, Nazilli ilçesine de ziyaret etti. Burada ilçe merkezinde halkı selamlayan referandum için 'hayır' oyu isteyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Ahmet Şensan Kültür Merkezi'nde, muhtarlarla, STK, sendika başkanları ve üyeleriyle biraraya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, "CHP genel başkanı olarak değil, bir vatandaş olarak, bayrağını ülkesini seven her türlü mücadeleyi göze alan vatandaş olarak hitap edeceğim. Çünkü bu bir memleket meselesi. Parti meselesi değil. Hepimizi ilgilendiriyor. Hangi partiden, kimlikten olursak olalım. Bu ülkede birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kutuplaşma, kavga, ağır laflar etmek istemiyoruz. Son konuşmalarda doğrudan beni hedef alıp namusumuza laf ettiler. Ama ağzımdan tek laf çıkmadı çıkmayacak. Bu millet kavgadan, ayrışmadan bıktı. Kavgasız yaşamak istiyoruz" dedi.

SALONDAKİLERE SORULAR SORDU

"Şimdi düşünme zamanı size ilk sorum şu olacak" diye seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizler partizan cumhurbaşkanı mı istersiniz? Tarafsız bir cumhurbaşkanı mı istersiniz" dedi. Salondaki vatandaşların 'tarafsız' yatını vermesi üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Tarafsız olmalı. Çünkü 80 milyonu temsil ediyor. Ben tarafsız olamam. Çünkü ben CHP genel başkanıyım. Binali Bey, Devlet bey tarafsız olamaz. Anayasaya göre yemin metninde de bizim için tarafsızlık yoktur. Tarafsızlık cumhurbaşkanı yemininde vardır. Farz edelim seçildi. Arabasında kendi partisinin bayrağını mı, Türk bayrağını mı taşıyacak? Nasıl olacak? Devleti kurarken her şeyi düşünerek kurdu atalarımız. Kim arabasında Türk bayrağı taşır. Cumhurbaşkanı, vali, büyükelçi. Ben taşıyamam, başbakan, bakanlar taşıyamaz çünkü hiçbirisi tarafsız değil. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, vali, büyükelçi tarafsız olmalı. Devleti temsil ederler. Bütün geleneğimizden vazgeçiyoruz. Bu sorun benim değil hepimizin sorunu. Bütün vatandaşlarımızı ilgilendiriyor. Her partilinin düşünüp sandığa öyle gitmesi lazım."

Kemal Kılıçdaroğlu ikinci soru olarak salondakilere "Cumhurbaşkanı, Meclis'i fesih etsin mi etmesin mi?" diye sorarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bir kişi seçildi, orada da 600 milletvekili var. Bir sabah kalkıp fesh ediyorum. Bu yetkiyi vermeye hazır mısınız? Öyle bir yetki verilemez arkadaşlar. Niye verilemez? Aklımızda tartalım. Çünkü 600 milletvekilini oraya seçip gönderen milletin kendisidir. Milli iradeyi temsil eder. Sevgili muhtarlar, STK, sendika başkanları bu bir parti meselesi değil, memleket meselesidir. Tarihten örnek vereceğim. 1924 anayasası görüşülüyor. Böyle bir karar Atatürk için verilmek isteniyor. İki genç milletvekili kürsüye çıkıp 'Atatürk'ü çok seviyoruz. Neler yaptığını biliyoruz ama bizi TBMM'ye seçip gönderen milletir. Dolayısıyla milletin yetkisini kimse fesh edemez' dedi. Bu yasa, oy çokluğuyla retdediliyor. Babalarımızın dedelerimizin bu kadar duyarlı olduğu ülkede, aynı duyarlılığın gösterilmesini istiyorum."

"EVET OYU KULLANMANIN VEBALİ AĞIRDIR"

Devletin yapısını ve işleyişini bir kişinin belirleyeceğini de savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kişiye yetki veriyoruz 'al tepe tepe kullan' diyoruz olmaz. Bunun partilerle ilgisi yok. 'Evet' oyu kullanmanın vebali ağırdır. Hepimizin oturup düşünmesi, sandığa öyle gitmemiz lazım. Düşünme sağduyu zamanı. Ön yargılarla sandığa gitme zamanı değil. Aklımızı kullansak, aklımızı başkasına kiraya vermezsek, o benim yerime düşünüyor, yapıyor demek bu doğru değil. Başbakanlık kaldırılmalı mı? Yeni modelde yok. Niye yok? Çünkü TBMM'den güvenoyu ister. Yani milletten güvenoyu ister. Yeni sistemde bu yok. Güvenoyu da yok. Bana birisi çıkıp makul bir gerekçe sunsun. Cumhuriyetin kuruluşundan beri vardı. Şimdi başbakan olmayacak. Kaç bakan olacak. Sayıyı kimse bilmiyor. Kaç bakan olacağı bir kişinin takdirine bağlı. Hiçbir bakan, milletvekili olmayacak. Peki bu milletvekilleri ne iş yapacak o zaman" dedi.

"HİÇBİR BAKAN, BÜROKRAT TELEFONA ÇIKMAZ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Beklersiniz değil mi? Aydınlı milletvekili, bakan olsun diye. Ama olmayacak. Hiçbir milletvekili bakan olmazsa, başkan yardımcı olmazsa ne olur? Ben size söyleyeyim mi? Bir derdiniz oldu. Çözemediniz. Ne yapıyorsunuz? Milletvekiline anlatıyorsunuz. Gidiyorsunuz meclise. Derdinizi anlatıyorsunuz. Olay çözülür ya da çözülmez ama derdinizi anlatıyorsunuz. Yeni modelde milletvekillerine telefon açmanıza gerek yok. Çünkü bakanların parlamentoya sorumluğu yok. Hiçbir bakan, bürokrat telefona çıkmaz. Bu nasıl bir model değerli arkadaşlar. Dünyada yok. Milletin seçmediği adama neden dokunulmazlık veriyorsunuz. Kürsüde konuşuyorsa mecliste tamam dokunulmazlık verelim. Milletin seçmediğine neden dokunulmazlık veriyorsunuz. Milletvekili sayısı 600'e çıkıyor. Bir Allahın kulu, bunu nedenini açıklasın. Makul sayı, 450'dir. 550 bile fazla."

"MECLİS'İN ELİNDEN YETKİSİ ALINIRSA, MİLLETİN ELİNDEN YETKİSİ ALINIR"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meclisin yetkilerinin elinden alınmasının milletin yetkileninin alınması anlamına glediğini öne sürerek şöyle konuştu:

"Hayır çıkarsa kaos çıkar' diyorlar. Neden olsun? Cumhurbaşkanı yine görevinin başında olacak. Millet seçti. Başbakan, bakanlar görevlerinin başındalar. Ama 'hayır' çıkarsa ne olacak? Benim TBMM'me dokunmayacak. Bu meclise dokunmayın, yetkilerini kimse elinden almasın. Meclisin elinden yetkisi alınırsa, milletin elinden yetkisi alınır. Anayasa değişikliği gerçekleşirse en tehlikesi de şu. Bir kişiyi ikna ederseniz, kandırırsanız en geç 24 saatte ülkeyi, ele geçirirsiniz. Bir kişi, bir sabah bakanları, başbakan yardımcılarını, büyükelçileri, komutanları, valileri, emniyet müdürlerini bir günde tamamını değiştirme hakkına sahiptir. Türkiye bu kadar ucuz bir devlet olmalı mı? 1 Mart tezkeresine meclis izin vermedi. Bu nedenle konunun A partisi, B partisiyle ilgilisi yok. Ortak paydaya inanmak zorundayız. Nedir ortak paydamızı. Bayrağımız, vatanımız, ortak yaşama arzusu. Birlikte yaşamanın temel şartı nedir? anayasanın toplumu bölmemesi lazım. Benim haklarımı güvence altına alacak."

BÜLENT ECEVİT ÖRNEĞİYLE DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ

Hükümetin dış politika ve Suriye'ye yönelik açıklamalarını da eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Rakka'ya gideceğiz' dediler. Git kardeşim. Vazgeçiyorlar, 'Münbiç'e gidiyorlar' Git kardeşim. Ne Rakka'ya ne de Münbiç'e gidiyorlar. Devlet adamı böyle olmaz. Tarihten örnek vereyim. Kıbrıs'ta soydaşlarımız öldürüyordu. Başbakan Bülent Ecevit hiçbir zamana çıkıp 'Biz Kıbrıs'a gideceğiz' demedi. Ne zaman dedi, askerlerimiz Kıbrıs'a çıktığı zaman. Çıktı dedi ki 'Askerlerimiz Kıbrıs'tadır. Allah milletimize yardımcı olsun' dedi. Lafla peynir gemisi yürümez. Devlet adamı az konuşur, sözünün arkasında durur. Öbür türlü Türkiye irtifa kaybeder. Devlete adamlığı farklıdır. Devleti, halkını düşünür. Ayrım yapmaz insanları arasında. Bulamaç Adası var. Şu anda başka ülkenin bayrağı var. Sordum kimse ses çıkarmadı. Ne kadar, iki yüzlü olduklarını görüyorsunuz değil mi?" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda da, sandığa gidilmesini herkesin bir kişiyi, iki kişiyi ikna etmesini isteyip, "Ben 1982 anayasasına hayır oyu kullandım. Şimdi gururla çocuklarıma anlatıyorum. Şimdi de her Aydınlı hayır oyu vermeli, torunlarına bunu söylemeli" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------

-Kılıçdaroğlu nun STK temsilcileriyle biraraya gelmesi

-Konuşması

NAZİLLİ/DHA

===================================================

3)HOLLANDA BAŞBAKANINI ÇOCUKLUK YAPMAKLA SUÇLAYAN BOZDAĞ: ÇOCUKLARA HANGİ MUAMELE YAPILIRSA O MUAMELE YAPILACAK

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Hollanda başbakanının yaptığının çocukluk olduğunu belirterek, "Türkiye büyük bir devlettir, büyük bir millettir, öylesi çocukluklar karşısında çocuklara hangi muamele yapılırsa o muameleyi yapıp yoluna devam edecektir. Hollanda'nın bunu öğrenmesinde fayda var" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İzmit'te bir otelde düzenlenen basın toplantısında soruları cevaplandırdı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, AK Parti Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, İlyas Şeker'in de katıldığı toplantıda Bekir Bozdağ, Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili yaptığı açıklamanın sorulması üzerine, "Deniz Baykal'ın yaptığı açıklamayı talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. İslam literatürüne dair değerlendirme yaparken veya siyasette İslam literatürden bazı kavramları kullanırken siyasetçilerin çok dikkatli olması lazım. Toplumun hassasiyetlerine ve dini değerlerine kabullerine dikkat etmesi lazım. Maalesef sayın Baykal'ın yaptığı bu açıklama İslam'ın ve Müslümanların kabul ettiği peygamberlik anlayışı ile de bağdaşır bir yaklaşım değil. Keşke ilahiyatçıya sorsa söylediği sözün ne anlama geldiğini bir müftüye sorsa ona doğru cevapları verirler. Bunun saygısızlık olduğunu peygambere hürmetsizlik olduğunu İslam'ın peygamberle ilgili bakışını uymadığını kendilerine söylerler. Geçenlerde de İzmir Barosu bir video hazırladı ve yayınladı. Orada da hazreti Adem ve Havva üzerinden anlatım yapıldı. Bu da cahilliğin baro eliyle dışa vurumdan başka hiç bir şey değil. Daha sonra da sayın Kılıçdaroğlu da İslam'da da caiz değildir anlamında bazı şeyler söyledi. CHP'yi bu sistem değiştiriyor ama bilgi ile değiştirmesi daha temenni ettiğimiz bir şey maalesef din hakkında yanlış ve eksik bilgiler ile bilgisizlikte birleşince ortaya çok kötü bir fotoğraf çıkıyor. Sayın Baykal ve CHP'lilere tavsiyem dinle ilgili konuşurken keşke uzmanlara sorup oradan görüş alıp konuşsalar hem kendileri hata etmezler, hem de yapmak istemedikleri bir saygısızlık fotoğrafı ile karşı karşıya kalmazlar" dedi.

HOLLANDA BAŞBAKANININ YAPTIĞI ÇOCUKLUK

Hollanda ve Almanya ile yaşanan krizin ardından diğer Avrupa ülkelerinin yaklaşımı sorulmasını Bozdağ, şöyle yanıtladı:

"Hollanda başbakanının yaptığı esasında bir çocukluk. Kabul edilebilir bir şey değil. Bir ülkenin başbakanı kendi ülkesini ve kendi milletini bu kadar küçük düşüren, itibarsızlaştıran hem kendi halkı, hem dünya milletleri nezdin de hem de tarih nazarında itibarsızlaştıran uygulamanın altına imza atmaması lazım. Gördük ki Hollanda başbakanı öyle bir uygulamanın altına imza attı. Hem Hollanda anayasası, hem insan hakları sözleşmesi, hem demokrasiyi hem de hukukun evrensel ilkelerini ve uluslararası ilişkilere dair viyana sözleşmesini ayaklar altına alan bir uygulama yapıldı. İfade hürriyeti, seyahat hürriyeti, toplanma hakkı bunların tamamı çiğnendi. Avrupa ülkeleri bu büyük hak ihlalleri karşısında Avrupa medeniyetinin üstünde yükselen değerlerin katledilmesi karşısında, insan haklarının ayaklar altına alınması karşısında maalesef sessiz kaldılar. Ben beklerdim ki Hollanda başbakanı yanlış yapmıştır. Hollanda hükümetinin uygulaması kabul edilemez. Bizim demokrasi standardımızla bağdaşmaz, bizim demokrasi standardımızla bağdaşmaz bu yanlışla hükümet derhal dönmeli diye açıklama yapılmalıydı. Böyle bir açıklama olmadı. Hiçkimseden olmadı. Avrupa Birliği'nden de gelmedi. Almanya veya diğer ülkelerden de böylesi insan hakları, demokrasi diyen, Avrupa değerleri diyen hiçbir ses yükselmedi"

AVRUPA'DA TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI VAR

Bozdağ, Avrupa'da Türkiye düşmanlığı olduğunu, bunun büyük bir hastalık olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa'da yükselen ciddi bir ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanları, İslamafobi ve Türkiye karşıtlığı var. Bu büyük bir hastalık. Bunlar sağlıklı insanların yapabilecekleri şeyler değil. Ancak hasta insanların yapabilecekleri şeyler. Bu hastalıklara karşı Avrupalıların ve Avrupalı siyasetçilerin mücadele etmesi lazım. Ama görüyoruz Hollanda, Almanya, Avusturya dahil pek çok batılı ülke ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı gibi hastalıklara primi veren tutumlar sergiliyorlar. Eğer böyle devam ederse bu aşırılıklar nedeniyle Hollanda'nın başbakanı bir gün gelecek kendi de konuşamayacak orada. Çünkü bu hastalıkların olduğu toplumlarda huzur, barış güvenlik, özgürlük hiçbir şey uzun ömürlü olmaz. Ben onlar adına da üzülüyorum. Oradaki Hollanda vatandaşlarına da çağrıda bulunuyorum. Bu ırkçılığa karşı lütfen sesini yükseltemeyen başbakanlar değil, sesini yükselten idareciler bulun siz sesinizi yükseltin. Eğer sesinizi yükseltmezseniz o Wilders denen ırkçı ve onun etrafında toplanan ve ondan korkup daha da ırkçılık yarışına girenler Hollandalıların barışını ve güvenliğini tehdit edeceğinden hiç şüphem yoktur. Oradaki vatandaşlarımızın üzerine polisleri köpekleri salması bir ülkenin bakanının konsolosluğuna gitmesini engellemek büyük bir ilkellik. Orta çağ anlayışının 21. yüzyılda ortaya faşist bir olayla ortaya çıkmasından başka hiçbir şey değil. Türkiye Devleti'nin büyüklüğüne, Türk milletinin asaletine de bir zarar vermez. Türkiye büyük bir devlettir, büyük bir millettir öylesi çocukluklar karşısında çocuklara hangi muamele yapılırsa o muameleyi yapıp yoluna devam edecektir. Hollanda'nın bunu öğrenmesinde fayda var"

TÜRKİYE'Yİ HAKSIZ YERE SUÇLAYAN MEKTUPLAR

Alman bakana yazdığı mektup sorusu üzerine Bakan Bozdağ, "Almanya'ya yazdığım mektup önemli bir mektup basında da yer aldı. Almaya Adalet Bakanı darbe teşebbüsünün ardından bana bir mektup gönderdi ardından da ikinci bir mektup gönderdi. İlk mektubu kale almadık ikinci mektuba cevap verdik. Her iki mektupta diplomatik nezaketten uzak Türkiye'yi haksız yere suçlayan terör örgütlerinin propagandalarından etkilenerek kaleme alınmış mektuplar. Bu haksızlıklara ve mesnetsiz yaklaşımlara, diplomatik nezaketten uzak üsluba bizim cevap vermemiz gerekiyordu. Sayın bakana cevapları verdik. Türkiye hakkında karar alanlar, rapor yayınlayanlar eğer Türkiye'yi terör örgütlerinin açıkça PKK, DHKP-C, FETÖ ve başka terör örgütlerinin Türkiye düşmanlarının ortaya koydukları çerçeveden Türkiye'ye bakarlarsa Türkiye hakkında doğru bir kanaat oluşturma şansları asla yoktur. Şuanda pek çok ülkede terör örgütlerinin oluşturduğu algı operasyonları üzerinden Türkiye değerlendirmesi yapıldığını görüyoruz. Bunların hiçbirisinin de gerçekliğinin olmadığını görüyoruz. Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayan ve terör örgütlerinin propagandalarını Türkiye'nin gerçekleri gibi Türkiye'ye aktaranlara karşı bizim tutumumuz çok nettir. Adil olmayan, objektif olmayan terör örgütlerinin propagandasını bir bakanın kalemiyle Türkiye ye gönderilmesini kabul etmeyiz. Türk yargısı bağımsız ve tarafsız bir yargıdır" diye konuştu.

Bozdağ eleştirilerine şöyle devam etti:

"Solingen katliamından 17 geçti. 2016 yılında yabancılara 92 saldırı oldu, bunların yüzde 90'ı neredeyse aydınlatılamadı. Yabancılara yüzlerce saldırı oluyor. Hiçbiri aydınlatılamıyor. Bir taraftan Almanya'da PKK, DHKPC, FETÖ ve darbeciler geziyor her türlü terör faaliyetlerini özgürce yapıyorlar Alman kanunları çerçevesinde onlar himaye görüyor sonra da kalkıp Türkiye'ye onların diliyle mektup yazıyor. Teröristler geziyor orada Türklerin açtığı camilere imamlar terörist mi diye baskın yapıyorlar. Öbür taraftan teröristleri kucaklarında besliyorlar, vatandaşlara din hizmeti sunan imamları, cami derneklerini burada terör var terörist var diye oralara baskınlar düzenliyorlar. Böyle hukuk böyle adalet olur mu? Biz Alman Adalet Bakanına hem nezaket kurallarını hatırlatan, hem Almanya'daki yabancılara uygulanan hukuk dışı Alman anayasasına aykırı uygulamaları hatırlatan bunların çözümü için çalışmaya davet eden Türkiye'nin haklılığını ortaya koyan bir mektup göndermiş olduk"

BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI CHP GENEL BAŞKANI HAVASINDA GEZİYOR

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun yurtdışındaki referandum gezileriyle ilgili Bozdağ, "Türkiye Barolar Birliği Başkanı avukatların hakkı hukuku diye derdi olan bir başkan değil. Öncekiler de öyle değildi. Sadece bunu kastetmiyorum.

Barolar CHP'den daha çok siyasetin içerisinde yada diğer partilerden daha çok politikanın içerisinde. Barolar Birliği Başkanı, CHP Genel Başkan havası içerisinde geziyor her tarafı. Genel Başkan olmak istiyorsan gidersin partide yarışırsın olursun. İşin garibi baro başkanlarının hepsi öyle. Kendilerini CHP'nin genel başkan adayı, potansiyeli görüyorlar. İstanbul, İzmir öyle. Kılıçdaroğlu'nun işi zor. Milletvekillerinin de hepsi genel başkan havasında geziyor. Ben Feyzioğlu'na şunu hatırlatmak isterim. ya Barolar Birliği Başkanlığını yapın, yada CHP Genel Başkanlığı'na aday olun. Bir koltukta iki karpuz olmaz diye ata sözümüz var. Mesela Hekimler Birliği var, terör örgütlerinin borazanı gibi. Bu hekimler birliği hekimler için bir gün nefes alıp vermiş mi? Türkiye'de İnsan Hakları Derneği var sadece teröristlerin hakları olduğu zaman onların hakkı için koşuyor. Nerede bir PKK'lı DHKP-C'li var onların peşinde koşuyor. Gerçekten çok zarar veriyorlar.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Bakanın açıklamaları

HABER: Ergün AYAZ-KAMERA: Orhan UZUN-İZMİT(Kocaeli), -

==================================================

4)BOLU DAĞI'NDA KAR ULAŞIMI YAVAŞLATTI

TEM ve D-100 karayolunun Bolu Dağı geçişinde hafif yağan kar ulaşımı yavaşlattı.

Yol kenarlarındaki yeşil alanların beyaz örtüyle kaplı olduğu Bolu Dağı'nda kar sabah saatlerinde hafif şekilde etkisini sürdürdü. Kar, TEM ve D-100'de zeminde etkili olmasa da ulaşım yavaşladı. Sürücüler kar yağışı nedeniyle yavaş ilerledi. Karayolları ekipleri buzlanmaya karşı tuzlama yaparken, kar küreme araçları da yağışın artması ve zeminde etkili olması ihtimaline karşı hazır bekledi. Güzergahta önlemlerini artıran trafik ekipleri ise sürücüleri yavaş gitmeleri konusunda uyardı.

Görüntü Dökümü

------------------------------

-Tabeladan görüntü

-Kar yağışı altında ilerleyen araçlar

-Karayolları aracından görüntü

SÜRE: (01.22 DK) BOYUT: (153 MB)

HABER-KAMERA: Mutlu YUCA/BOLU

=====================================================

5)EMİR'DEN HABER ALINAMIYOR

HATAY'ın Reyhanlı İlçesi'ne oturan İmam Hatip Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Emir Cemiloğlu, ortadan kayboldu.

Dörtyol İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisi Emir Cemiloğlu'nun 17 gün önce kaybolduğunu belirten Reyhanlı'da oturan annesi Delel Cemiloğlu, oğlunun evine dönmesini istedi. 4 gün önce oğlunun kendini arayıp iyi olduğunu söylediğini belirten anne Delel Cemiloğlu, "Oğlumun kaçırılmış veya kandırılmış olmasından endişe ediyorum. Neredeyse gelsin veya yerini bildirsin gidip getirelim. Çok merak ediyoruz. Babası da zaten astım ve kalp hastası bir an önce evine gelsin" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Emir'in annesinin görüntüsü

Elindeki telefonda oğlunun fotoğrafı

Annenin konuşurken

Ağlayarak oğluna seslenirken

Kız kardeşi abisinin fotoğrafını öperken

Emir'in sağlık fotosu

(SÜRE: 4')(BOYUT: 128 mb)

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

===============================================

6)BENCAN: İŞVERENLER İSTİHDAM SEFERBERLİĞİNİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANIYOR

DİSK Tekstil Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Nihat Bencan, istihdam seferberliğinin işverenler tarafından çıkarları için kullanıldığını öne sürdü.

Nihat Bencan, istihdam seferberliği politikasını işverenlerin kendi çıkarları için kullandıkları, bu yüzden işçilere haklarını anlatan bir kitapçık hazırladıklarını söyledi. Ülkede genç nüfusun yüzde 25'inin işsiz olduğunu ve bunun önemli bir sorun olduğunu dile getiren Bencan, şöyle dedi:

"TUİK'in yapmış olduğu açıklamalara bakacak olursak 14-25 yaş arası yüzde 25 gibi bir genç kitlenin işsiz olması çok önemli bir sorunun kapımızda olduğunu göstermektedir. Son 18 yılın en büyük işsizlik rakamlarının oluştuğu günümüzde, hükümetin istihdam seferberliği ilan etmesi çok doğru bir tedbirdir. Bu uygulama işsizlik rakamlarını aşağı çekmek için iyi bir yöntem, fakat bu uygulamayı işverenler kurnazca kendi çıkarı için kullanmaktadır. Özellikle Organize Sanayi Bölgesindeki işletmeler, mevcut işçilerden bir kısmını işten çıkartarak yerine İşkur'dan devlet destekli işçi almakta ve istihdam seferberliğine katkı yaptığı söylemektedir. Bu yüzden sendika olarak işten çıkarılan işçiler için temel haklarının anlatıldığı bir kitapçık hazırladık. Bu kitapçık çalışanların haklarının korunması için önemli bir kaynak olacaktır."

Görüntü Dökümü

---------------------------

Toplantıya katılanlar

Nihat Bencan'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet SOYDOĞAN-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 207 MB

====================================================

7)BURSA'DA PKK OPERASYONU: 20 GÖZALTI

BURSA ve ilçelerinde terör örgütü PKK/KCK'ya yönelik operasyonda aralarında HDP Bursa İl Yöneticisi Avukat Sinem Varlı'nın da bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı.Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince PKK/KCK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifresine yönelik olarak dün saat 06.30 sıralarında, Bursa merkez, Gürsu, Gemlik, Yenişehir, İnegöl, Mudanya ve Karacabey ilçelerinde eşzamanlı operasyon yapıldı. Operasyonda aralarında HDP İl yönetiminde bulunan Avukat Sinem Varlı ve merkez ilçe teşkilatlarının başkan ve yöneticilerinin de olduğu toplam 20 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda dijital veri depolama aygıtları, örgütsel malzeme ile hakkında toplatma kararı bulunan gazete ele geçirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilecekleri bildirildi.

Görüntü Dökümü

---------------------------

-Polis kamerasından operasyon görüntüleri

Halil ÖZÇOBAN/BURSA, -

=========================================================

8)AYVACIK'TA 50 MÜLTECİ YAKALANDI

ÇANAKKALE'nin Ayvacık İlçesi'nden yasa dışı yollarla Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmeye çalışan 50 mülteci, jandarma ekiplerince yakalandı.

Yasa dışı geçişlere karşı önlemlerini sürdüren Ayvacık İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı Gülpınar Jandarma Karakolu ekipleri, Ayvacık'ın Gülpınar Köyü Kumbağ Limanı sahiline bu sabah operasyon düzenledi. Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçme hazırlığındaki Pakistan uyruklu 50 mülteciyi yakaladı. Yakalananlar, minibüslerle Ayvacık İlçe Jandarma Komutanlığı'na getirildi. Mülteciler, işlemlerinin ardından Ayvacık Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Mültecilerden görüntü

Haber-Kamera: İpek GÜNEY / AYVACIK (Çanakkale),

=====================================

9)DÜZCE BELEDİYESİ SURİYE'DE ÇADIR KENT KURDU

DÜZCE Belediye Başkanı Ak Partili Mehmet Keleş, Suriye'nin İdlib kentinde 'Düzce Şefkat Çadır Kenti' oluşturduklarını ve kampta yaşayan 650 kişiye de insani yardım malzemesi gönderdiklerini söyledi. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş ve beraberindeki heyet, Hatay'ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan Suriye'nin İdlib yakınlarında oluşturdukları Düzce Şefkat Çadır Kenti'ne 2 TIR yardım malzemesi gönderdi. Düzce Şefkat Çadır Kenti'nde 650 kişiden 200 ailenin yaşadığı çadır kente yardımlarının devam edeceğini anlatan Keleş, "Halep'ten gelenlerin yerleştirildiği çadır kentin bakımını ve ihtiyaçlarını karşılamayı üstlendik. Bölgede çok ciddi anlamda insanlık dramı yaşanıyor. İhtiyaçların karşılanması noktasında Düzce Belediyesi olarak başlattığımız çalışma aralıksız devam edecektir" dedi.

EKMEK VE UN İHTİYACI HAD SAFHADA

Suriye'de ciddi anlamda un ve ekmek ihtiyacı olduğunu ifade eden Başkan Keleş, şöyle konuştu:

"Reyhanlı'dan alınacak unlarla bölgedeki ekmek ihtiyacı karşılanacak. Biz belediye olarak işin köşesinden tuttuk, buradan tüm belediye başkanlarına sesleniyorum. İnsanlık dramı ile ortaya çıkan vahşete sessiz kalmasınlar. 500-600 bin Suriyeli öldü. Ülkenin üçte 2'si mülteci durumundadır. 3,5 milyonu Türkiye'de yaşamaktadır. Yine Suriye içinde birçok bölgede yaşayanların ihtiyaçları var. Kayıtsız kalmıyoruz ama devamı noktasında tüm belediyelerin destek olmasını istiyor, Suriyeli kardeşlerimiz adına imdat çağrısı yapıyorum."

Kızılay Suriye Krizi Ülke Alan Koordinatörü Kadir Akgündüz, Suriye'de 6 yıldan bu yana devam eden iç çatışmalarda insanlık dramı yaşandığını söyledi. Akgündüz, "Türk Kızılayı ve devletimiz ile belediyeler ve STK'lar olarak hep beraber ızdırabı dindirmeye çalışıyoruz. Düzce Belediyesi'nin oluşturduğu çadır kentte 650 kişi kalıyor. Bölgede yaşayan insanların kalacakları yerleri yok, ihtiyaçları çok, tüm Türk halkı 6 yıldır yardımlarını sürdürüyor ve yardımlar devam etmektedir. İdlib bölgesinde 400'ün üzerinde kamp bulunmaktadır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Çadırkent tabelası detay

-Yardımların çadırkente getirilmesi

-Kızılay ekiplerinin yardımları çadırdakilere dağıtması

SÜRE: 03' 00" BOYUT: 93 MB

Haber: Ramazan ÇELİK - Ferhat DERVİŞOĞLU-Kamera: Hatay,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Binali Yıldırım Gümüşhane Hollanda Maçka Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title