Haberler

Dha Yurt Bülteni-7

Krom madeninde göçük: 1 işçi mahsur (3)KURTARILDIDenizli'nin Acıpayam İlçesi'nde krom madeninde meydana gelen göçük nedeniyle dün (perşembe) saat 15.00 sıralarında mahsur kalan işçi Sadi Serin, 23 saat sonra kurtarıldı.

Krom madeninde göçük: 1 işçi mahsur (3)

KURTARILDI

Denizli'nin Acıpayam İlçesi'nde krom madeninde meydana gelen göçük nedeniyle dün (perşembe) saat 15.00 sıralarında mahsur kalan işçi Sadi Serin, 23 saat sonra kurtarıldı. Madenden yürüyerek çıkan Serin'i gören başta eşi Fatma Serin olmak üzere yakınları sevinç gözyaşı döktü.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,

============================================

Adana'da patlama kurbanları gözyaşlarıyla uğurlandı

ADANA Valiliği'ne yönelik bombalı araçla düzenlenen saldırıda yaşamını yitiren 27 yaşındaki Kadir Kırbaç ve 41 yaşındaki Gökhan Aygül, gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da katıldığı cenaze töreninde, Kadir Kırbaç'ın nişanlısı ile Gökhan Aygül'ün eşinin feryatları yürekleri dağladı.

Seyhan İlçe Gıda, Tarım Hayvancılık Müdürlüğü'nde bahçıvan olarak görev yaparken geçici olarak görevlendirildiği Adana Valiliği'nde patlamada yaşamını yitiren 2 çocuk babası Gökhan Aygül ve İl Göç İdaresi'nde memur olan ve Valilik bünyesindeki OHAL Bürosu'nda geçici görevlendirilen bekar Kadir Kırbaç için Sabancı Merkez Camii'nde tören düzenlendi. Törene, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adana Valisi Mahmut Demirtaş, İncirlik 10'uncu Tanker Üs Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral İsmail Günaydın, Büyükşehir Belediye Başkanı MHP'li Hüseyin Sözlü, milletvekilleri ile çok sayıda asker, polis, bürokrat ve vatandaş katıldı.

NİŞANLISININ FERYATLARI YÜREK DAĞLADI

Şehitlerin özgeçmişlerinin okunduğu cenaze töreninde Kadir Kırbaç'ın annesi Fadime, babası Mehmet Ali ve 3 kız kardeşi sürekli gözyaşı döktü. Şehidin henüz 2 aylık nişanlısı Ülkü Oktan, fenalık geçirip, "Ben onsuz yapamam anne. Çok seviyorum. Onu görmek istiyorum. Niye patlattılar bombayı, suçu neydi? O bir melekti, melekti" diye ağladı. Memur olmak için sınava giren Ülke Oktan'ı görevliler ve yakınları teselli etmeye çalıştı.

BAKAN TABUTLARI OMUZLADI

Şehit Gökhan Aygül'ün annesi Sabah ve babası Sabiha ile eşi Sema, 11 yaşındaki kızı Nehir ve 13 yaşındaki oğlu Halil Aygül de törende gözyaşı döktü. Şehit eşi Sema Aygül fenalaştığı törende, "Gökhan neredesin? Gökhan'ım nerede yatacaksın? Gökhan sabah kahvaltı yapmamıştı, acıkmıştır şimdi. Ben ne yapayım?" diye feryat etti. Şehitlerin nişanlısı ve eşleriyle yakınları, tabutlara sarılıp öperek gözyaşı döktü.

Adana İl Müftüsü Arif Gökce'nin kıldırdığı namaz sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'da tabutlara omuz verdi. Şehit Gökhan Aygül'ün cenazesi Karayusuflu Mezarlığı'na, Gökhan Kırbaç'ın cenazesi ise Kabasakal Mezarlığı'na defnedildi.

Görüntü Dökümü

-----------------

Şehit yakınlarının ağlaması

Kadir Kırbaç'ın nişanlısının ağlaması

Elindeki fotoğrafa bakması

Şehitlerin cenazelerinin gelmesi

Şehit yakınlarının tabutlara sarılıp ağlaması

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun şehit yakınların başsağlıgı dilemesi

Cenaze namazının kılınması

Bakan Soylu'nun şehitlerin tabutunu taşıması

Haber: Yusuf BAŞTUĞ-Kamera: -Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,

==========================================

Şehit er Karaca'yı, Erzurum'da 25 bin kişi uğurladı

HAKKARİ'nin Şemdinli İlçesinde PKK'lı teröristlerin saldırısında, terhisine 50 gün kala şehit düşen piyade tankçı er 20 yaşındaki Oğuzhan Karaca'nın cenazesi, Erzurum'da 25 bin kişinin katıldığı törenin ardından gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Geçen Salı günü, Hakkari Şemdinli'de PKK'lı teröristler tarafından doçka ile düzenlenen saldırıda konteyner içindeki piyade tankçı er Oğuzhan Karaca ağır yaralandı. Kaldırıldığı hastanede aynı gün şehit olan Oğuzhan Karaca'nın memleketi Erzurum'un merkez Yakutiye İlçesi Şükrüpaşa Semtindeki evine ateş düştü. Melek- Cihan Karaca çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü olan ve kaportacılık yapan Oğuzhan Karaca, sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta, sevdiği kız olan 'Zeynep'in adını, mermilerle yazmıştı. Oğuzhan Karaca, 12 Eylül günü yaptığı paylaşımda ise evini özlediğini belirterek, 'Oğuz boylu, Bozkurt soylu, Ey Türk oğlu! Soyun sürsün, kaderin gülsün, başın dik, alnın açık, kılıcın keskin, ocağın mutlu bayramınız kutlu olsun. Hakkari'den selam olsun herkese' diye yazmıştı.

Şehit Oğuzhan Karaca'nın cenazesi, bugün cuma namazı öncesi Erzurum'da Narmanlı Camisine getirildi. Törene Vali Seyfettin Azizoğlu, AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, 9'uncu Kolordu Komutanı Tümgeneral Mehmet Özoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ile yaklaşık 25 bin Erzurumlu katıldı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'daki Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına saldırı sırasında şehit olan polis memuru Yakup Sürücü'nün babası İbrahim Sürücü, geçen 9 Eylül'de Suriye'de şehit düşen Uzman Erbaş Burak Karakoç'un babası Abdurrahim Karakoç, şehit Oğuzhan Karaca'nın babası Cihan Karaca ile birlikte bayrağa sarılı tabutun başında ağladı. Abdurrahim Karakoç'un ağlaması üzerine İbrahim Sürücü, "Hainleri sevindirmeyin" diye uyarı yaptı. Daha sonra iki şehit babası Cihan Karaca'yı teseli etti ve birlikte saf tuttu.

Şehit Karaca'yı büyüttüğünü söyleyen anneannesi Yurda Dumlu da ağıtlar yakarak ağlayınca kadın subay tarafından güçlükle tabuttan uzaklaştırıldı. Karaca'nın 18 yaşındaki kardeşi Metehan, ağabeyinin kamuflaj kıyafeti ile törene katıldı. Ağabeyesinin beresini başından çıkarmayan Metehan babası Cihat Karaca ile birlikte "Vatan sağ olsun" dedi.

Annesi Melek ise cenaze törenine 5 yaşındaki en küçük çocuğu Nur Sanem ile birlikte törene geldi. Anne Melek Karaca, gözyaşları arasında, "Hakkını hela et yavrum. Benim hakkım hela olsun. Vatan sağ olsun. Kurban olurum ben sana" diyebildi. Kardeşi Nur Sanem ise ağabeyisinin tabutunu öpmek istedi. Tabutun başında nöbet tutan Mehmetcik, Nur Sanem'i kucağına aldı ve bayraklı tabutu öpmesi sağlandı.

Oğuzhan Karaca'nın TIR şoförü olan babası 45 yaşındaki Cihan Karaca ise tabutun başında tören öncesi duygularını şöyle dile getirdi: "Namussuzların karşısında hiçbir zaman yenilmedik. Yenilmeyeceğiz de. Allah devletimizi, miletimizi, vatansız bırakmasın. Anasız babasız olur, ama vatansız asla olmaz. Benim TIR şoförü arkadaşlarım. Yurt dışına çalışan meslektaşlarım. O terör örgütünü destekleyenler, baş sağlığı dileğinde lütfen bulunmasın. Çok bildiğim kişiler var. Mücadele de ettim o yolda. Bir Erzurumlu vatandaş olarak. Şehit babası olarak demiyorum. Her zaman her yerde şerefime yakışan mücadeleyi yapmışımdır. Bir çocuğum daha var. O da bu yolda şehit olsa, kurban olsun benim bayrağım için. Bu benim şehitlerimin kanıdır. Arkadaşlarıma sesleniyorum. Sözde PKK bayraklarını yurt dışında arabalarınızda gezdiriyorsunuz. Lütfen yapmayın ve gelin bu yoldan dönün. Bu vatan hepimizin. Anlayan anlar."

Cenaze namazını İl Müftü Vekili Celal Büyük kıldırırken kadınlar, töreni uzaktan izledi. Namaz sonrası Karaca'nın bayrağa sarılı tabutunun taşınması sırasında kalabalıktakiler zor anlar yaşadı. Karaca'nın cenazesi, top arabasına yerleştirildi ve tekbir getirilerek 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganı eşliğinde Karskapı Şehitliğine götürüldü. Karaca'nın cenazesi, şehitlikte toprağa verildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Şehit'in cenazesinin camiye getirilmesi

-Musalla taşına konması

-Babası ve anneannesinin tabuta sarılarak ağlaması

-Törene katılan vatandaşlar

-Şehit kardeşinin tabuta sarılıp ağlaması

-Şehit kardeşinin abisini beresini giymesi

-Şehit babası Cihan Karacanın konuşması

-Cihan Karacayi diğer şehit babalarını teselli etmesi

-Şehidin annesi ve kızkardeşinin tabuta sarılması

-Şehidin annesinin hellallik istemesi

-Cenaze namazının kılınması

-Şehidin cenazesini top arabasın konması

-Şehidin cenazesinin götürülmesi

Haber: Hümeyra PARDELİ - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

==============================================

Kayıp kadın yat işletmecisini sevgilisi öldürmüş

MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde yat acentesi işletmeciliği ve kaptanlık yapan, 6 gündür kayıp olan 48 yaşındaki Hafize Müjde Özer'in, erkek arkadaşı 56 yaşındaki B.K. (Birkan Kunuk) tarafından av tüfeğiyle yüzüne ve göğsüne ateş edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı. B.K.'nın suçunu itiraf ettiği ve cesedi çuvala koyup attığı ormanlık alandaki yerini gösterdiği öğrenildi. Katil zanlısı B.K.'ya yardım ettiği gerekçesiyle V.K. (Veysel Kara) da gözaltına alındı.

Müjde Özer Yatçılık Limited Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı ve yat kaptanı Hafize Müjde Özer'den 5 gün boyunca haber alamayan yakınları jandarma ve polise kayıp başvurusunda bulundu. Aramalara rağmen bulunamayan Özer'in öldürüldüğü ortaya çıktı. Özer'in cesedi, yaklaşık 6 yıldır birlikte olduğu erkek arkadaşı, yat kaptanı B.K.'nin itirafıyla, Mumcular Mahallesi'ndeki ormanlık alanda çuval içinde bulundu. Av tüfeğiyle yüzünden ve göğsünden vurulduğu belirlenen Özer'in cesedi, otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili B.K.'nın yanında bulunduğu öğrenilen yat kaptanı V.K. da gözaltına alınarak Turgutreis Jandarma Karakol Komutanlığı'na götürüldü. İfade veren B.K.'nin bir ara rahatsızlanması üzerine, polis merkezine sağlık ekipleri gelip müdahale etti. Herhangi bir ciddi durumun olmaması nedeniyle müdahale sonrası sağlık ekipleri ayrıldı.

YAKINLARI TEPKİLİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir üniversitede okuyan Özer'in oğlu 23 yaşındaki Babur Özer, olayı duyunca ilçeye geldi. Öldürülenen kadının ağabeyi Güven Özer de Marmaris'ten Bodrum'a gelerek jandarmaya gitti. Babür Özer ve Güven Özer'in karakol önünde beklerken gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Gözaltına alınan 2 kişinin yanına gitmek isteyen dayı ve yeğeni, jandarma tarafından güçlükle durduruldu.

KISKANÇLIK SONUCU ÖLDÜRMÜŞ

Özer'in kaybolmasının ardından evinde inceleme yapan jandarma olay yeri inceleme ekipleri, konutun salonundaki bir koltuğun yeni alındığını belirledi. Ayrıca salonda temizlik yapıldığı tespit edildi. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan ve teknik takibe alınan B.K.'nın bu sabah jandarmayı telefonla arayarak, "Daha fazla dayanamayacağım. Gelin beni alın. Müjde'yi kıskançlık sonucu ve aşırı alkollüyken öldürdüm. Nasıl öldürdüğümü hatırlamıyorum. Pişmanım, gözüm dönmüş sinir krizleri geçiriyordum" dediği ve teslim olduğu öğrenildi. Ayrıca cesedi attığı yeri gösterdiği de belirtildi.

ŞİDDET UYGULAMIŞ

Öldürülen kadının yakınları ve arkadaşlarının jandarmaya verdiği ifadede, B.K.'nın işsiz kaldığı zamanlarda Özer'den para istediği, vermediğinde ise döverek şiddet uyguladığını söylediği belirtildi. Ayrıca bir gece, iş arkadaşları ile birlikte yemeğe gittiği için B.K.'nin Özer'i hastanelik oluncaya kadar dövdüğü belirtildi.

Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Jandarma önünde ağlayan erkek kardeş, yakınları ve oğlu

Jandarmanın kapısına saldıran ve içeri girenler dışarı çıkarılırken

B.K: ve V.K. nin opak fotoğrafları

Haber- Kamera: Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla),

======================================

Ahmet Türk Silivri Cezaevi'ne götürüldü

MARDİN'de, mahkemece örgüt üyeliğinden tutuklanan Ahmet Türk, dün akşam saatlerinde uçakla İstanbul Silivri Cezaevi'ne götürüldüğü öğrenildi.

İçişleri Bakanlığı'nca 17 Kasım'da Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen PKK/KCK soruşturması çerçevesinde 21 Kasım'da gözaltına alınan Ahmet Türk, dün çıkartıldığı mahkemece örgüt üyeliğinden tutuklanmıştı. Tutuklanandıktan sonra akşam saatlerinde dün Türk Hava Yolları'na ait tarifeli bir uçakla İstanbul Atatürk Havalimanı'na getirilen Türk, buradan da karayolu ile Silivri Cezaevi'ne götürüldü.

Mardin'de yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve aralarında Artuklu Belediye Başkanı Emin Irmak'ın da bulunduğu 21 şüphelinin ise emniyetteki işlemleri sürüyor.

Haber: Nezir GÜNEŞ/MARDİN, -

=============================================

Tacize uğradığı belirtilen küçük kız duruşma öncesi öldü (Yeniden) (2)

İZMİR'in Bornova İlçesi'nde, evinde fenalaştıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden ilkokul öğrencisi 9 yaşındaki Y.K.'nin ölümünün ardından yaşadığı dram ortaya çıktı. 4 ay önce arkadaşının dedesinin tacizine uğradığı öne sürülen, o günden sonra okula gitmeyen, psikolojik tedavi gören Y.K.'nin, duruşmaya çıkıp tacizcisiyle karşılaşacağı için stres ve korku yaşadığı, minik kalbinin buna dayanmamasından dolayı da kalp krizinden hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Cinsel istismarla suçlanan sanık 56 yaşındaki T.Ç. ise tutuksuz yargılanıyor.

Bornova'nın Kızılay Mahallesi'nde geçen 29 Temmuz akşamı yaşandığı belirtilen olayda, ilkokul öğrencisi olan 9 yaşındaki Y.K., babasından izin alıp komşularının kızıyla balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun zerine tek kalan Y.K.'nin yanına gelen, arkadaşının dedesi T.Ç., iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı torununun odasına götürdü. Hem bu odada hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada yaşlı adımın tacizine uğradığı öne sürülen Y.K., bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak, karşıdaki evlerine gitti. Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan T.Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra da T.Ç., hakkında İzmir 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak'tan dava açıldı.

KÜÇÜK KIZ OLAYIN TARVAMASINI ATLAMADI

Yaşadığı travmanın ve büyük korkunun etkisinden kurtulamayan Y.K., o günden sonra okula gitmedi, psikolojik tedavi gördü, tek başına kalamayıp, altını ıslatmaya başladı. Ailesinin sürekli yanında bulunduğu Y.K., davanın ilk duruşması öncesinde büyük stres yaşadı. Duruşma günü pedagog eşliğinde ifade vermesi beklenen Y.K., bunun neden olduğu stres ve tacizcisiyle karşılaşacak olmanın yarattığı korkuyu yaşamaya başladı. Yaşadığı strese minik kalbinin dayanamadığı öne sürülen Y.K., duruşmadana iki gün önce geçen pazartesi günü evinde fenalaştı. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Göz yaşlarıyla toprağa verilen Y.K.'nin tacizden sonra ve dava gününün yaklaşmasından dolayı yaşadığı ağır stres ortamından dolayı kalp krizi geçirdiği ileri sürüldü.

Davanın çarşamba günü yapılan duruşması ertelenirken, olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen baba T.K., "Tacizden sonra kızım çok korktu. Biz olaydan kısa süre önce bu sokağa taşınmıştık. Meğer bütün komşularımız biliyormuş adamın öyle olduğunu. Kızı da hatta uyarmış komşularımız. Kızım tacize uğradığını söylediğinde bize saldırdılar. Şimdi kızım hayatını kaybetti. Şimdi taşınıp gittiler ama ben ceza alması için elimden geleni yapacağım" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Avukat Esra ünlü Polat ile röp

İzmir Adli Tıp Kurumu'ndan görüntü

İzmir Adliyesi'nden görüntü

Ölen Y.K.'nin fotoğrafı

Haber: Taylan YILDIRIM -Kamera: Bahri KARATAŞ / İZMİR,

=============================================

Bakan Eroğlu: Dereler şehrin gerdanlığı gibi olmalı

RİZE'de düzenlenen ve 3 gün süren 4'üncü Ulusal Taşkın Sempozyumu'nda konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tedbirlerin zamanında alınmasının önemine değindi, dere ıslahlarında ekonomik, emniyet ve estetik olan 3E'yi prensip edindiklerini belirterek, "Dereler şehrin gerdanlığı gibi olmalı" dedi.

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nce Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 3 gün süren 4'üncü Ulusal Taşkın Sempozyumu'nun kapanış programına Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Rize Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Rize Milletvekilleri Hasan Karal, Osman Aşkın Bak, DSİ Genel Müdürü Murat Acu, bakanlık bürokratları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Sempozyumda konuşan Osman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, sel ve heyelanlara karşı bütün kurum ve kuruluşlarla müşterek bir eylem planı hazırlayarak köklü tedbirler almak istediklerini belirterek, çalışmaların bütün havzayı kapsayacak şekilde düzenleneceğini söyledi. Dere taşkınlarının nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eroğlu, "Aşırı yağışlar, dere yatağı işgalleri, dere yataklarında yanlış yapılan imalatlar, sanat kaideleri uygun olmayan köprü, menfez ve yollar, kaçak kum ve çakıl alınması, çöplerin veya hafriyatların derelere doldurulması büyük felaketlere sebep olmaktadır" dedi.

500 YIL YAŞAYACAK MIYIZ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Dere eninde sonunda yatağını bulur' ifadesini kullandığını hatırlatan Bakan Eroğlu, DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde yaşadığı bir anısını anlattı ve şunları söyledi: "İstanbul'da bir derede ıslah çalışması yapmak isterken bazı vatandaşlar bize, 'Bu derede su akmıyor' diye karşı çıktı. Biz de 500 yıllık debileri hesapladığımızı söyleyince vatandaş da bize, '500 yıl yaşayacak mıyız?' diye sordu. Selin ne zaman geleceği belli olmaz. Neticede o bölgelerin tamamını yıkıp ıslah ettik. Bu bölgede de bunu yapmamız lazım. Türkiye genelinde 3400 dere ıslahı yaptık. Bu dere ıslahı yapılmazsa pek çok yerde topraklar su altında kalıyor ve ekilemiyor. Zirai ürün kaybına da neden oluyor."

"DERELER ŞEHRİN GERDANLIĞI OLACAK"

Dere ıslahlarında ekonomik, emniyet ve estetik olan 3E'yi prensip edindiklerini hatırlatan Eroğlu, "Dereler şehrin gerdanlığı gibi olmalı. DSİ'de bütün arkadaşlara talimat veriyorum. Kesinlikle dereler zarif ve estetik olacak. Uydurma korkuluklar olmayacak, gerekirse ferforje olacak. Bunun için ne gerekiyorsa vereceğiz. Anadolu'da, 'Ucuz etin yahnisi kara olur' diye bir söz var. Dolayısıyla ucuz derenin görüntüsü de berbat olur. Derelerin şehrin gerdanlığı olacak şekilde olmasını istiyorum. Basit köprüler göze çirkin görünüyor. Köprüleri de estetik inşa etmemiz lazım" dedi.

"FELAKETTEN ÖNCE TEDBİR ALALIM"

Bütün kurumlarla ortak olarak seçtikleri pilot havzalarda,Taşkın Rüsübat Koruma Eylem Planı' hazırladıklarını ifade eden Eroğlu, "Bu eylem planlarında kim neyi, ne zaman, nerede yapacak bunlar belli. Bütün kurumların ne yapacağını belirledik. Bunun takipçisi olacağız. Ateş düştüğü yeri yakar. Afetten hayatlarını kaybeden insanlar gördüğümüzde büyük üzüntü duyuyoruz. Çamlıhemşin'de bir fotoğraf gördüm. Heyelan olan yere 5 dakika önce gelsek yamaçtaki heyelanın altında kalacaktık. Orada tüm araçlar toprağın altında kaldı. Bu 5 dakikada oldu. Derelerin çoğunu ıslah ettik. Çoğu felaketlerin derenin ıslah edilmemesinden değil heyelandan kaynaklandığını tespit ettik. Artık heyelanın olduğu derelerdeki taşkınların çok önüne geçtik. Bu heyelanlarla ilgili tedbirlerin alınması gerekir. Genellikle yanlış yol yapılıyor, bitki örtüsü değişiyor, köklü ağaçlar yerine köklü olmayan ağaçlar konuyor ve toprak kayıyor. Heyelanlarla ilgili tedbir alınması gerekiyor. Burada her kuruma vazife düşüyor. Bitki örtüsünün değişmemesi, yol yaparken heyelan riskinin dikkate alınması, menfez, köprü ve yolların, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılması gerekir. Bunları yapmazsak bu felaketlerle karşı karşıya kalırız. Heyelan olunca vatandaşların zararlarını gidermek için büyük masraflar yapıyoruz. Sel baskınları ve heyelanlara karşı tedbirler için harcanan paralar, felaketten sonra harcanan miktarlardan çok daha düşük. Felakette mal ve can kaybının bedelini taktir etmek mümkün değil. Felaket gelmeden önce bütün tedbirleri alalım. Maliyetli gibi görünse de bu maliyet, felaketten sonrakinden çok daha düşük oluyor. Bunu birlikte başaracağız" dedi.

"YİĞİTLİK BİZDE KALSIN"

Dere yataklarının işgallerden arındırılması gerektiğini ifade eden ve bu konuda Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'tan istimlak konusunda yardım talep eden Eroğlu, "Dere yatağındaki işgalleri istimlak etmeliyiz. Eğer istimlak bedellerini ödemezsek daha sonra onların zararlarını tazmin etmek için o parayı ödeyeceksiniz. Peşin peşin ödeyelim, yiğitlik bizde kalsın" dedi.

"KÖPRÜLERİN ALTINDAN BUZDOLABI, YATAK, YORGAN GEÇİYOR"

İl Özel İdare bünyesindeki köprülerin DSİ tarafından yapılacağı müjdesini veren Bakan Eroğlu, köprülerle ilgili mühendislik hesaplarına uyulması tavsiyesinde bulunarak, "Bu köprülerin altından sadece su geçmiyor. Kökünden sökülmüş ağaçlar, buzdolabı, yatak, yorgan da geçiyor. Köprü menfez gabarisini uygun seçin. Karayolları genellikle su geçecek şekilde planlıyor. Karadeniz'de köprüler boşuna kemer şeklinde yapılmamış. Bunu dikkate alacaksınız" diyerek açıklamasını noktaladı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK: TABİAT KANUNLARINA KARŞI KİMSE KABADAYILIK YAPAMAZ

"Rize'ye ve Gazi Recep Tayyip Erdoğan'a selamlarımı sunarım" diyerek konuşmasına başlayan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak da, bölgede yaşanan sel ve afetlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu, sempozyumda elde edilen verilerle eylem planı oluşturacaklarını kaydetti. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Tabiatla bilek güreşi yapılmaz. Tabiat kanunlarına karşı kimse kabadayılık yapamaz. Allah'ın bize istifade etmemiz için yarattığı tabiattaki sel ve heyelanları akdedersek, fikredersek, tefekkür edersek ve hocalarımızdan, bilim adamlarımızdan ve mühendislerimizden yaralanırsak, bunları tamamen engelleyemezsek bile büyük oranda engelleme şansına sahip oluruz. Kahramanmaraş'ta dere yataklarının üzeri bulvar yapılmış, derelerin üzeri kapatılmış. Bu alışkanlık devam etmiş. Sel geldiği zaman su kendi yatağına doğru akıyor. O sebeple DSİ orada önemli bir çalışma yaptı. Biz bunlarla ilgili sonradan para harcayacağımıza önceden tedbir alalım. Netice itibariyle tedbir almak bizim görevimiz" dedi.

HORON OYNADILAR

Sempozyumun ardından salon girişinde açılan stantları dolaşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü'ne ait dondurulmuş Dağ Keçisi'ni inceledi daha sonra da Rize Belediyesi standında ikram edilen mandalinaların tadına baktı. Kaynak ve Eroğlu, çalan tulum eşliğinde bir süre horon oynadıktan sonra ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Sempozyuım detyaları

Veysel Eroğlu'nun konuşması

Veysi Kaynak'ın konuşması

Stant gezilmesi

Horon oynanması

Detaylar

Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR RİZE-

===========================================

Bakan Çelik'ten terör tepkisi

GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, terör örgütün PKK'nın bölgedeki huzur ortamına kastettiğini söyledi. Huzur ortamı sırasında kentte 15 bin kişiye istihdam sağlandığını ifade eden Çelik, "Yıllardır; ölüyorsunuz, öldürüyorsunuz. Nedir bu milletten alıp veremediğiniz? Günah değil mi?" sözleriyle tepki gösterdi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere seçim bölgesi Şanlıurfa'ya gelen Bakan Çelik, ilk olarak kentte kısa süre önce göreve başlayan Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu'nu ziyaret etti. Bakan Çelik, daha sonra Süleymaniye Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde düzenlenen 'Kariyer Günleri' programına katıldı. Burada çocukluk yıllarından milletvekilliği sürecine kadar yaşadıklarını anlatan Çelik, öğrencilerden geçmişlerine unutmamalarını istedi.

Özgür ve bağımsız yaşamanın çok önemli olduğunu ifade eden ve Suriye örneği ile vatanın değerini vurgulayan Bakan Çelik, "Onun için bunun kıymetini iyi bilmemiz gerekir. Nasıl bileceğiz, iyi eğitim almak durumundayız, çok çalışmak zorundayız ve ne yapıp edip bilgi üreten bir toplum olmak durumundayız. İyi çalışacaksınız, iyi yetişeceksiniz ama değer yargılarınızı temel ederek onların üzerine bina ederek yapacaksınız" dedi.

Öğrencilik döneminde sağcılık ve solculuk olaylarının olduğunu dile getiren ve çocuklara ayrışmaktan kaçınmaları tavsiyesinde bulunan Bakan Çelik, "Fitne öteden beri var. 70'li yıllarda sağcılık, solculuk vardı, mahalleden mahalleye giremezdik. 5 bin filinta gibi delikanlıyı toprağa verdik. Ne uğruna? Binlerce genç hiç uğruna gitti. 1985'ten sonra herkes; 'biz niye birbirimizi vuruyoruz' diye sormaya başladı ve cevabını buldu. Aslında nasıl bir şekilde elimizden kalemi alıp silahı tutuşturduklarını, tutuşturanların aynı merkez olduğunu herkes net şekilde gördü. Bizim üzerimize oyun oynayanlara fırsat vermeyecek olacak sizlersiniz. Onların oyuncağı olursanız; ya zindan ya da kabirde olursunuz. Onlar başka bir yol göstermiyorlar. Dün bizim gençliğimiz öyleydi, bugün de değişin bir şey yok" diye konuştu.

Terör örgütünün bölge coğrafyası üzerinde oyunlar oynadığını ve bunun bedelini yine bölge insanının ödediğini dile getiren Bakan Çelik, şöyle konuştu: "Genç beyinler, bir düşünmenizi istiyorum. ya ne istiyorsunuz bu milletten? Allah'a, peygamberine bağlı, bu inançlı insanlardan ne istiyorsunuz? Yıllardır ölüyorsunuz, öldürüyorsunuz. Nedir alıp veremediğiniz bu milletten? Günah değil mi bu insanlara. Bunların yaşama hakkı yok mu? Buradaki çocuğun dönme dolaba binmeye hakkı yok mu? Niye bunlara bu şeyleri zindan ediyorsunuz? Üç yıl burada huzur ortamı vardı ve herkes çok mutluydu. Şurada sanayi bölgesi yaptık, 15 bin gencimiz çalışıyor. O huzur ortamında, tekrar 'kalemi bırak silahı al' denilince 15 binde kaldık. Halbuki kalem devam etseydi, 30 bin gencimiz çalışacaktı. Sizin geleceğinizi inşa etmek için uğraşıyoruz. Ama; 'hayır bırakın siz kalemi işsiz kalsın, çaresiz kalsın' diyorlar. Biz de inadına; 'kalemi alacak ona da iş bulmak için fabrika üzerine fabrika yapacağız' diyoruz. Şanlıurfalı genç iş bulacak çalışacak, size yem yapmayacağız.ö

Eğitimi çok önemsediklerini de dile getiren Çelik, bu çerçevede bütçede en büyük payı da eğitime ayırdıklarına dikkat çekti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------

Öğrencilere çocukluk yıllarını anlatan Bakan Çelik

Terör olaylarına değinen Bakan Çelik

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer PINAR-ŞANLIURFA-DHA)

============================================

Bakanlar İsmet Yılmaz ve Bülent Tüfenkci, Malatya'da okul açılışına katıldı

MALATYA'da bir dizi ziyaretlerde bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Vali Galip Demirel ortaokulunun açılışına katıldı.

Vali Galip Demirel ortaokulunun açılış törenine Malatya valisi Mustafa Toprak, Malatya Büyükşehir Belediye başkanı Ahmet Çakır, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Battalgazi Belediye başkanı Selahattin gürkan, ilçe Kaymakamları ve STK başkanları katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan vali Galip Demirel'in kızı Turizm eski Bakanı Güldal Akşit, bu kürsüde konuşmak çok kolay olmadığını belirterek, "Hele rahmetli Galip Demirel'in kızı olarak konuşmak, babayı anlatmak hiç kolay değil. Gerçi ne kadar anlatmaya gerek var. Çünkü o Malatya'nın bağrından çıkan, Malatya'nın yetiştirdiği müstesna insanlardan birisidir. Burada bulunan her bir Malatyalı hatta görev yaptığı yerlerde bulunan herkes Galip Demirel dediğinizde şükranla, minnetle, hizmetleri ile anıyor. Galip Demirel müstesna insan, tevazuu ile büyüklüğü ile olsun yüzünden eksik etmediği tebessümü ile hep hizmete yönelik çalışmaları ile hatırlanıyor."

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de, Malatya'nın yetiştirmiş olduğu Galip Demirel'in siyaset adamlığı ve bürokratlığı ile örnek olduğunu belirtti.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da konuşmasında, devlet bütçesinden milli eğitime ayrılan kaynağın birinci sırada olduğunu ifade etti.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Mikail PELİT/MALATYA, -

=====================================

CHP'li kadınlar, kadına şiddet ve tevacüzleri protesto etti

MERSİN'de, CHP'li kadınlar kadına yönelik şiddet ve tacizi protesto etti.

İl başkanlığı binası önünde toplanan kadınlar, "Kadına şiddete hayır", "Kadın kadındır, çiçek babandır" sloganları attı. 'Erkeksen öfkeni yen' ve 'Kadına şiddete dur demekten vazgeçmem' yazılı dövizler taşıyan kadınlar, ellerini boyayıp mor fular taktı. CHP İl Kadın Kolları başkanı Pakize Güler, "Yaşadığımız coğrafyada kadınlar günlük yaşamda sürekli olarak cinsel, psikolojik, fiziksel şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmakta ve öldürülmektedir. Tacizciler, tecavüzcüler ve kadın katilleri tahrik indiriminden yararlanmakta ve hatta serbest bırakılmaktadır. Medyatik özelliği yoksa ne basında ne bültenlerde yer almamaktadır. Ülkenin gündemi o kadar yoğun ki, kimsenin vakti yok cinayetleri önlemeye. Kimsenin niyeti de yok. Kadın derneklerini de OHAL bahanesi ile kapattılar. Kadını erkekler eşit görmeyen, toplumsal yaşamda yok sayan siyasal anlayış ve onun karanlığına teslim olmayacağız" dedi.

CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu ise, kadınların koruma değil özgür vatandaşlar olarak ortak haklardan yararlanmak istediklerini söyledi.

Açıklamanın ardından bir süre slogan atan kadınlar olaysız şekilde dağıldı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: İbrahim MAŞE/ MERSİN, -

=========================================

Şanlıurfa'da, kadın avukatlardan şiddet protestosu

ŞANLIURFA Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' nedeniyle basın açıklaması yaparak kadına yönelik şiddeti protesto etti.

Şanlıurfa Adliye binası önünde toplanan kadın avukatlar adına konuşan Dilara İlan, 25 Kasım tarihinin, BM tarafından 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' ilan edildiğini hatırlattı. Nüfusunun yüzde 49.8'ini kadınların oluşturduğu Türkiye'nin cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 145 ülke arasında 130'uncu olduğunu belirten Dilara İlan, "Türkiye'de İstatistik verilerine göre okuma yazma bilmeyen kadın oranı erkeklere göre 5 kat daha fazladır"dedi.

Kadına karşı her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Dilara İlan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2015 yılında 303 kadın katledilmiştir. 2016 yılında ise erkekler tarafından en az 236 kadın katledildi. 368 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunuldu, 282 kadına ise şiddet uygulandı. Öldürülen kadınların büyük çoğunluğu ayrılmak ve boşanmak istedikleri sevgilileri veya eşleri tarafından öldürüldü. 18 yaşının altındaki çocuklar istismara uğradı. Kayıtlara intihar olarak geçen ancak intihar olduğu belirsiz olan bir çok kadın ölümü yaşandı."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Adliye bahçesinde toplanan avukatlar

Dilara İnal'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera-Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

=============================================

Tüm Bel-Sen'den kararnamelere tepki

GAZİANTEP'te, Tüm Bel-Sen üyeleri, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmündeki Kararnameleri kınadı.

Sendika binasında basın toplantısı düzenleyen Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Ebubekir Hançerkıran, KHK'lar ile hukuksuzluk yapıldığını öne sürerek, "Darbe fırsatçılığı ile yüz binlerce kamu çalışanın işten atıldı. Eylül ayında 10 bin Eğitim-Sen'li öğretmen açığa alındı. 29 Ekim tarihli KHK ile KESK üyesi yüzlerce arkadaşımız görevinden ihraç edildi" dedi.

Hançerkıran, sendika olarak baskı ve hukuksuzluklara direneceklerini de sözlerine ekledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------

Toplantıya katılan sendika üyeleri

Başkanın konusması

Genel ve detay görüntüler

Haber -Kamera: Ahmet SOYDOĞAN -GAZİANTEP-DHA)

===============================================

Tarım ilacı içerek intihar etti

BALIKESİR'in Bandırma İlçesi'nde, 1 çocuk annesi 42 yaşındaki Hamiyet Kümbetoğlu, tarım ilacı içerek yaşamına son verdi.

Edincik Mahallesi'nde oturan Kaan Kümbetoğlu, dün gece işten eve döndüğünde, eşi Hamiyet Kümbetoğlu'nu yerde hareketsiz halde buldu. Eve gelen sağlık ve polis ekipleri, ağız çevresinde köpük bulunan Hamiyet Kümbetoğlu'nun tarım ilacı içerek yaşamına son verdiğini belirledi. Kümbetoğlu'nun cenazesi, Cumhuriyet Savcısının incelemesinin ardından kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Geçen Şubat ayında İstanbul'dan Edincik'e gelerek Kaan Kümbetoğlu ile evlenen Hamiyet Kümbetoğlu'nun ilk eşinden bir kız çocuğu olduğu öğrenildi.

Haber: Tufan DALGIÇ/BANDIRMA (Balıkesir), -

=================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Veysel Eroğlu Veysi Kaynak Faruk Çelik Acıpayam Politika Güncel Haberler

title