Haberler

Dha Yurt Bülteni-2

1)MİLLİ EĞİTİM BAKANI YILMAZ: HER İŞİN BAŞI EĞİTİM

MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, her işin başının eğitim olduğunu belirterek, "Eğitime önem veren, her şeye önem vermiş demektir, eğitimi ihmal eden her şeyi ihmal etmiş emektir. Dolayısıyla her işin başı eğitim" dedi.

Bakan İsmet Yılmaz, sabah saatlerinde geldiği Gaziantep'te valiliği ziyaret etti. Vali Ali Yerlikaya ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin tarafından karşılanan Bakan Yılmaz, Valilik Şeref Defteri'ni imzaladı. Burada konuşan Bakan Yılmaz, eğitimin, sağlık ve güvenlikten de önce geldiğini söyledi. Eğitime önem verenin her şeye önem verdiğini ifade eden Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:

"2002'den bu yana kadar eğitimde gerçekten büyük bir mesafe kat ettik. Ancak daha almamız gereken mesafe olduğunu da biliyoruz. İnşallah milletvekillerimizle, Büyükşehir Belediye Başkanımızla ve valimizle hedefimiz 2019. 2019'a kadar Gaziantep'in bütün eğitim sorunlarını çözeceğiz. Ancak şu anda Gaziantep'te 500 milyon TL'ye yakın bir yatırımımız var . Bu Türkiye'de en büyük ilk 5 yatırım arasında. İstanbul 1 ise, herhalde ondan sonra da Gaziantep geliyor diye düşünüyorum. Allah nasip ederse Gaziantep'in problemlerini çözeceğiz. Biraz sonra Gaziantep'in eğitimde fotoğrafını çekeceğiz. Önümüzdeki süreç içerisinde öncelikleri çıkarıp belirleyerek hem gelecek yılın yatırımını, hem de bu yılın yatırımını nasıl etkin halde kullanabiliriz bir çalışma yapacağız. Eğitime önem veren, her şeye önem vermiş demektir, eğitimi ihmal eden her şeyi ihmal etmiş emektir. Eğitim sağlıktan da önce. Eğitim iyi olursa, sağlığınız da güvence altındadır. Eğitim güvenlikten de önce, çünkü eğitimli olursanız güvenliğe de katkıda bulunur eğitimli insanlar. Dolayısıyla her işin başı eğitim." Bakan Yılmaz, konuşmasının ardından valilikte İl Milli Eğitim Müdürlüğü Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Gaziantep Valiliği

Bakan Yılmaz'ın gelişi

Şeref Defteri'nin imzalanması

Bakan Yılmaz'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Mücahit YOLCU- Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 93 MB

======================================================

2)ŞEMDİNLİ'NİN 1 KÖY VE 3 MEZRASINDA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN EDİLDİ

HAKKARİ'nin Şemdinli ilçesine bağlı Altınsu ve bağlı 3 mezrada bölgedeki operasyonlar nedeniyle bugünden itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Hakkari Valiliği, sokağa çıkma yasağının uygulanacağı bölgelerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Altınsu Köyü ile Dereboyu, Meydan ve Elde Mezraları mülki sınırları içerisinde icra edilecek operasyon esnasında vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği ile emniyetli şekilde seyahat etme hürriyetinin ortadan kalkacağı değerlendirildiğinden, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi gereğince İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Altınsu Köyü ile Dereboyu, Meydan ve Elde Mezraları Mülki sınırları içerisinde 5 Nisan 2017 günü saat 03.00'dan geçerli olmak üzere ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş olup, İlimiz Şemdinli İlçesine bağlı Altınsu Köyü ile Dereboyu, Meydan ve Elde Mezraları Mülki sınırları içerisine giriş-çıkışlar da yasaklanmıştır" denildi

Behçet DALMAZ/ HAKKARİ,-

=====================================================

3)HDP'Lİ TOĞRUL: GÖZALTI FURYASI TAMAMEN REFERANDUMA YÖNELİK

HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, partisine yönelik gözaltı furyasının tamamen referanduma yönelik olduğunu savundu.Mahmut Toğrul, partisinin Gaziantep İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında, partili milletvekilleri ile yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Partililerin her hangi bir dosya veya delil olmadan gözaltına alındığını öne süren Toğrul, şunları söyledi:

"HDP ve bileşenlerine yönelik gözaltı furyasının başladığı, eş genel başkanlarımız ve 13 milletvekilimizin tutuklu olunduğu ve kadınlara yönelik şiddetin arttığı bir süreci birlikte yaşıyoruz. Son olarak ESP Genel Başkanı Çicek Otlu ve Gaziantep İl Başkanı Ayşe Esmer gözaltına alındı. Şu anda yürütülen gözaltı furyası tamamen referanduma yöneliktir. Referandum sürecinde sanki halkın önüne tek seçenek konulmuş gibi bir durum söz konusudur. Bu saldırı politikasının önemli merkezlerinden biri olarak Gaziantep seçilmiş durumda. Gaziantep Valisi, her gün partimize yönelik, bileşenlerimize yönelik saldırı ve gözaltı politikası yürütüyor. Kesinlikle her hangi bir delil, her hangi bir dosya olmaksızın arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Özellikle sosyal medya üzerinden suçlamalar yöneltip arkadaşlarımız uzun süre gözaltına alınıyor. Bize yönelik tüm bu saldırılar 16 Nisan'da baharın gelişi olacaktır. Türkiye halkları bu tek adam diktatörlüğüne karşı çok önemli bir ses verecektir."

Görüntü Dökümü

--------------------------------

Toplantı salonu

Toplantıya katılanlar

Mahmut Toğrul'un konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Ahmet SOYDOĞAN -GAZİANTEP -DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 199 MB

========================================================

4)İZMİRLİLERE "HAYATA YOL VERİN" ÇAĞRISI

İZMİR İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, acil vakalara müdahalelerde, 112 ambulanslarının trafiğe takılmaları nedeniyle zaman zaman sıkıntıların yaşandığını dile getirdi. Özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde İzmirliler'den daha duyarlı olmalarını isteyen Salnur, "Lütfen 'hayata yol verin' o ambulansın içinde siz veya yakınınız da olabilir. 5 dakikada gidilebilecek yerlere ambulanslarımızın 15 dakika hatta yarım saatte ulaşamadığı olabiliyor" dedi.

İzmir Sağlık Müdürü Bediha Salnur, özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde, 112 Acil Sağlık Hizmetleri kapsamında çalışan personelin zaman zaman sıkıntı yaşadığını söyledi. Ciddi sağlık sorunu ya da hayati tehlike yaşayanlara en kısa sürede ulaşmayı hedeflediklerini ancak bunun her zaman mümkün olmadığını belirten Salnur, İzmirlilere çağrıda bulundu. Trafikteki tıkanıklıklar, bazı sürücülerin yol vermemesi ya da yol vermek isteyenlerin paniklemesi nedeniyle ambulansları kullanan sağlık personellerinin hastaya ulaşmakta zorluk çekebildiğinin altını çizen Salnur, "Şehir içinde 10 dakika, şehir dışındaki bir alana ise yarım saatte ulaşmayı hedefliyoruz. Ama normalde 5 dakikada ulaşabileceğimiz alanlara 15 dakika hatta yarım saatte ulaşamadığımız oluyor. Bu da trafik sıkışıklığından kaynaklanıyor. Bu konuda vatandaşlarımızdan yardım istiyoruz" diye konuştu.

"AMBULANSIN İÇİNDE BİZ VEYA YAKINIMIZ OLABİLİR"

Trafikte siren ve uyarı işaretleri açık bir şekilde seyreden ambulanslara yol verilmesi gerektiğini hatırlatan Salnur, "Vatandaşımız bir ambulansı gördüğünde, sirenini duyduğunda bilmeli ki içerisinde gerçekten hastaneye ulaştırılmaya çalışılan bir hastamız var. Bu hastamızın hayati bir tehlikesi var. Bu ambulansın içerisinde biz veya yakınımız da olabilir. En uygun şekilde aracımızı sağa çekerek ambulansımıza yol vermeliyiz. Ambulansın istikametini boşaltmaya çalışmalıyız. Bu konuda duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Duyarlılık göstermeyen şu an da farkında olmayan vatandaşlarımızın da duyarlı olmalarını istiyorum. 'Ambulansın sireni çalıyor ama içerisinde hasta yok. Ambulans gitmek istediği yere hızlı bir şekilde ulaşmak için sireni çalıyor' diye düşünenler olabilir, ancak bunu tespit ettiğimizde gereğini biz zaten yaparız. Sağlık personeli arkadaşlarımızın bu konuyu suistimal edeceğini düşünmüyorum. Ambulansın içerisinde hasta olduğunu bilmeli ve empati kurup ambulansa yol vermeliyiz. Sağlık Bakanlığımızın 'Hayata yol ver' sloganıyla yürüttüğü projesi vatandaşlarımıza ambulansla yol verme duyarlılığını artırma amaçlıdır" diye konuştu.

İZMİR,

=====================================================

5)KANSER HASTALIĞINI GİZLEYEN EŞİNE SUÇ DUYURUSU

DİYARBAKIR'da ikinci evliliğini yapan 34 yaşında ve 4 çocuk annesi Pınar İşikli'nin 8 ay önce ağzında yara çıktı. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden İşikli'ye doktor enfeksiyon diyerek ilaç verip gönderdi. Yarasının iyileşmemesi üzerine Pınar İşikli bu kez cezaevinden çıkan eşi D.İ. ile özel hastaneye başvurdu. Doktor 'ağız kanseri' teşhisi koyduğu Pınar'a psikolojisi bozulmasın diye açıklama yapmadı, ancak eşi İ.D.'ye "Pınar hanım ağız kanseri, son evrede, durumu kötü" dedi. İddiaya göre, eşi Pınar'ın babasından kalan miras nedeniyle sürekli para isteyen ve kavga eden İ.D., ona kanser hastası olduğunu söylemedi, tedaviye de götürmedi. Pınar İşikli, yaşanan son kavganın ardından çocuklarını da alıp Ankara'ya annesinin yanına gitti. Durumu kötü olduğu için annesi ve kız kardeşi tarafından orada da hastaneye götürülen Pınar İşikli, korkunç gerçeği öğrendi. Pınar İşikli, boşanma davasının yanında eşi D.İ. hakkında 'hastalığını gizleyip tedavisini engellediği' iddiasıyla suç duyurusunda da bulundu.

Daha önce Diyarbakır'da ailesi ile birlikte yaşarken başından bir evlilik geçen ve engelli bir çocuğu olan Pınar Arıkan, eşiyle anlaşamadığı için boşanarak 10 yıl önce bu kez 4 çocuk babası D.İ.ile evlendi. Evlendikten sonra eşinin bir çok suça karışması ve başka kadınlarla ilişkisi bulunmasından rahatsız olan Pınar İşikli, eşinin tehditleri üzerine evliliği sürdürmek zorunda kaldığını söyledi. Sürekli şiddet gördüğünü söyleyen genç kadın, evlilik süresince D.İ.'den 2'si çölyak hastası olmak üzere 3 çocuk dünyaya getirdi. Yaklaşık 8 ay önce ağzında çıkan yaralar nedeniyle doktora giden Pınar İşikli'ye doktorlar enfeksiyon teteşhisi koyarak ilaç yazıp eve gönderdi. Ağzındaki yaranın büyümesi üzerine bu kez eşi ile özel bir hastaneye giden İşikli'ye doktorlar ağız kanseri teşhisi koydu ancak, psikolojisinin bozulmaması için kendisine değil eşine kansere yakalandığı söylendi. D.İ., eşinin ağız kanserine yakalandığını kimseye söylemezken, tedavi edilmediği için hastalığı ilerleyen İşikli'nın son olarak babasından kalan tarla payını alması ve eşine vermemesi üzerine iddiaya göre eşi D.İ. tarafından darp edilmesine neden oldu. Olayın polise bildirilmesi üzerine koca D.İ., ile ilgili işlem başlatılırken, kavga sonrası Pınar İşikli, annesi ve çocukları ile Ankara'ya taşındı.

KANSER OLDUĞUNU ANKARA'DA ÖĞRENDİ

Konuşmakta güçlük çeken Pınar İşikli'nin ağrılarının fazlalaşması üzerine ailesi genç kadını Ankara Numune hastanesine götürdü. İşikli'nin burada yapılan muayenesinde doktorlar ağız kanseri teşhisi koyarak tedavide geç kalındığını söyledi. Daha önce doktora gidip, gitmediği sorulan İşikli, son olarak eşiyle Diyarbakır'da özel bir hastaneye gittiklerini ancak böyle bir teşhisin konulmadığını söyledi. Doktorun hastalığı eşine söylediğini, eşinin ise bu durumu kendisinden gizlediğini iddia eden Pınar İşikli, Ankara'da savcılığa kanser olduğunu kendisinden gizlediği için eşi D.İ hakkında suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır7da da boşanma davası açtı.

"KANSER OLDUĞUMU BENDEN GİZLEMİŞ"

Pınar İşikli Ankara'da Savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde, ağız kanseri nedeniyle konuşma güçlüğü çektiğini belirterek, "Çocuklarıma bakmak için evlere temizliğe gidiyordum. Ben daha önce evi terk ettim ve Ankara'ya yerleştim. Bir gün eşim adresimi bulup Ankara'daki evime geldi. Kendisiyle gitmezsem ailemi öldüreceğini söyledi. Ailemin zarar görmemesi için çocuklarımla birlikte Diyarbakır'a dönmek zorunda kaldım. Eve geldiğimde başka bir kadın olduğunu gördüm. Eşim imam nikahlı olarak bir başka kadınla daha evliymiş. Bu kadınla aynı evde yaşamaya başladım. Bu kadın da bana ve çocuklarıma şiddet uygulamaya başladı. Diyarbakır'da da evlere temizliğe gitmeye karar verdim. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Ben bunları yaşarken ağzımda bir yara çıktı. Hastaneye gittiğimde doktor enfeksiyon olduğunu ve ilaçlarla geçeceğini söyledi. İlaçları kullanmama rağmen ağzımdaki yara büyümeye devam etti. O günlerde eşim cezaevine girdi. Çcuklarıma bakmak için hasta halimle temizlik işlerine gitmeye devam ettim. Eşim 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra çıktı. Sağlık dumumum daha da kötüleşmişti. Muayeneye gittiğimizde doktor eşimle konuştu. Eşim doktorun da aynı teşhisi koyduğunu söyleyerek ilaçlarıma devam etmemi söyledi. Ailemin yanına döndüğümde ailem beni Ankara Numune Hastanesine götürdü. Doktorlar ağız kanseri olduğumu ve çok geç kalındığı için hastalığın iç organlara bile yayıldığını söyledi. Doktor daha önce muayene olup olmadığı sordu. Diyarbakır'da birkaç kez doktora gittiğimi ancak basit yara teşhisi konulduğunu söyledim. Ailem Diyarbakır'daki doktorla görüşerek ağız kanseri olduğumu, bunu tespit edip etmediğini sormuş. Doktor, eşime ağız kanseri olduğumu, durumumun çok kötü olmasından dolayı Ankara'ya götürülmem gerektiğini söylediğini ifade etmiş. Ama eşim bunları bana anlatmamış"dedi.

"EŞİM BANA SÖYLESEYDİ KURTULMA İHTİMALIM OLACAKTI, ARTIK ÖLÜME GÜN SAYIYORUM"

Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Onkoloji servisinde muayene olduğunu söyleyen İşikli, "Doktorlar kanserin son evrede olduğunu, şu an sadece kemoterapi verebileceklerini söyledi. Benim için yapılacak başka bir şey olmadığını söylediler. Eşim bana söyleseydi kurtulma umudum vardı. Doktorlar benim için yapılacak bir şey kalmadığını söylediler. Şu anda kemoterapi alıyorum. Ama Allah'tan umut kesilmez. Hastanede hastalığımı öğrendiğim sırada eşimin imam nikahıyla birlikte yaşadığı kadın beni arayarak, "Sen daha ölmedin mi? Ölsen de senden kurtulsak"dedi. Babamdan kalan tarlalar satılınca ailem payıma düşen parayı bana verdi. Geldiklerinde eşim evdeydi ve paradan haberdar oldu. Annemlerle birlikte gelen misafirlerin yanında beni döverek parayı aldı. Zaten çok hastaydım. Her gün dayak, her gün hakaret ve ölüm tehditleri yüzünden yaşamı bana zehir etti. Artık ölüme gün sayıyorum. Ölürsem 1'i engelli, 2'si ise çölyak hastası 4 çocuğum var. Eşim çocuklarıma asla bakmaz. Önceki eşinden olan çocuklarını yurda vermişti. Bunları da öyle yapacağından eminim. Devlet yetkilileri bize sahip çıksın. Allah'tan umut kesilmez ama artık son günlerimi yaşadığıma inanıyorum. Kendim için bir şey istemiyorum. Hukuk mücadelem, çocuklarımın huzur ve sağlıklı bir ortamda yaşaması ve onun en ağır cezayı alması içindir.Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum lütfen çocuklaırm ortada kalmasın"diye konuştu.

SUÇLANAN KOCA, "EŞİMLE SORUNUM YOK, AİLESİ İLE VAR" DEDİ

Pınar İşikli'nin suçladığı eşi D.İ. ise, "Eşimi darp etmedim ve parasını almadım. İmam nikahlı eşimle şuan görüşmüyorum. Kısa süreli bir ilişkim oldu. Eşimin bahsettiği kadın şuan benle yaşamıyor. benim yanımda eleman olarak çalışıyordu. Ben kendisinden para almadım ve darp etmedim. 30'dan fazla şikayet ve mahkememiz var. Bunlardan hala para cezası ödüyorum. Ben cezaevindeyken eşim defalarca hastaneye gitmiş. Cezaevinden çıkınca birlikte hastaneye gittik. Son gittiğimizde doktor bana değil ona söyledi. Tümör olduğunu söylemişler. Benim ailesiyle sorunum var. Eşimle sorunum yok. Bana boşanma davası açtığına çok sevindim. Ben de ondan kurtulmak istiyorum. Çocuklarımdan haber alamıyorum. Sağlık durumundan da haberim yok"dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------------------

-Pınar İşikli ve çocukları

-İşikli'nin konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ/DİYARBAKIR,

=======================================================

6)MANDA KAYMAKLI LOKUMLA OSKAR ADAYI OLDU

YAŞAMA Dokunanlar Platformu tarafından organize edilen Kültür Ürünleri Oscar Yarışması'na Samsun İl Kültür Müdürlüğü tarafından aday gösterilen Bafra Lokumcusu, 'manda kaymaklı lokum' ile 96.8 puanla en yüksek puan alarak finale kalan ürünler arasında yer aldı.

Yaşama Dokunanlar Platformu tarafından organize edilen Kültür Ürünleri Oscar Yarışması'na Samsun İl Kültür Müdürlüğü tarafından aday gösterilen Bafra Lokumcusu, 'manda kaymaklı lokum' ile 96.8 puanla en yüksek puan alarak finale kalan ürünler arasında yer aldı. 8 kategoride 63 ilden 320 ürünün arasından finaline kalan Bafra Lokumcusu'nda, Yüksel ailesi tarafından 4 kuşaktır lokum üretimi yapılıyor. Ailenin 4'üncü kuşak lokum üreticisi olan 41 yaşındaki Faris Yüksel, ailesinin hikayesi ile yarışmaya başvurduklarını belirterek, "Büyük dedim Şükrü Efendi 1887 yılında lokumculuğa başlıyor. Ardından bu mesleği devralan dedem Faris Yüksel, manda kaymaklı lokumu üreten ilk kişi. Ondan sonra da babam Çetin Yüksel 4'üncü kuşak olarak da ben bu mesleği devam ettiriyorum. Biz 1.5 asırdır sülale olarak lokum üretiyoruz. Manda kaymaklı lokum da bizim için bir üründen ziyade bir kültür, nesilden nesille aktarılan bir lezzet" diye konuştu.

Bafra manda kaymaklı lokumun Samsun denilince ilk akla gelen ürünlerden birisi haline geldiğini söyleyen Faris Yüksel, "Şuan yarışmada finale kaldık. 26 Nisan'da ödül töreni olacak. Umarım dereceye gireriz. Dereceye girersek çok mutlu olacağız. Bu mesleği sürdürmek ve bu mesleği bizden sonra daha iyi noktalara getirebilmek açısından bizi bu bile çok motive etti. Bu lokumun en büyük özelliği kaymak ve lokum aynı anda damakta erir ve aynı anda o lezzet alınır. Kaymak Kızılırmak Deltası'nda yetiştirilen mandalardan elde edilir lokumda bu kaymağa uyum sağlayabilmesi için özel bir formülü vardır. Usta bildiğinin yüzde 99'unu kalfasına öğretir de yüzde 1'ini öğretmez. İşte o yüzde 1 formüldür ve o da bizim ailemizdedir. Bu lokumu özel yapan şeylerden biri kaymağının yanında o lokumdaki formüldür. 1936 yılından bu yana üretilen 1940 yılında Yerli Malı Cemiyeti'nden ödül almış bir lokumun böyle bir yarışmada en yüksek puanla finalist olarak gösterilmesi hepimizi çok heyecanlandırdı" dedi.

Lokumun sadece kışın üretilip tüketildiğini içinde hiçbir katkı maddesi bulunmadığını söyleyen 77 yaşındaki Çetin Yüksel ise, "Babam yaptığı denemeler sonucunda manda kaymaklı lokumu üretmiş bu tadı geliştirdikten sonra vatandaşların beğenisine sunmuş. Biz de bu formülün noktasına virgülüne dokunmadan aynı şekilde üretmeye devam ediyoruz. Bu yarışmaya katıldık. Finale kaldık. Çok mutlu olduk. Manda Kaymaklı lokum hem bizim için hem Samsun için çok değerli bir ürün" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

--------------------

-Lokumdan detay

-Faris ve Çetin yüksel'den detay

-Röportajlar

-Detaylar

(SÜRE: 6.43) (BOYUT: 214.77 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN, -

======================================================

7)EVİNDE KİRACI DURUMUNA DÜŞTÜ

İZMİT'te, Raif Koza 141 metrekare arsa tapulu tek katlı bir ev alırken, Kızılay arsanın 7 metrekaresinin kendisine ait olduğunu belirterek, satışını yapabileceğini belirtti. Raif Koza teklifle ilgilenmeyince Kızılay izale-i şuyu davası açarak arsanın tamamının sahibi olurken, Raif Koza'dan aylık 200 TL kira ve geriye dönük kira bedellerini ödemesini istedi.

Raif Koza, 1969 yılında Yenidoğan Mahallesi'nde 141 metrekare tek katlı bir ev satın alırken, 1995 yılında ise arazinin tapusunu aldı. Kızılay'dan gönderilen yazıda 141 metrekare yerin 7 metrekaresinin Kızılay'a ait olduğu ve buranın satışını yapabileceklerini belirtildi. Raif Koza parası olmaması nedeniyle Kızılay'ın teklifi ile ilgilenmedi. Kızılay, Arif Koza'ya ait olan 134 metrekare yeri de almak için 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde izale-i şuyu davası açarken, 1999 yılında dava sonuçlanırken, 22 Nisan 1999 tarihinde Emlak Bankası'nda açılan hesaba Raif Koza adına arazi bedeli yatırıldı. 24 Mayıs 1999 tarihinde üzerindeki ev ile birlikte arazinin Kızılay adına tapu işlemleri gerçekleştirildi. Raif Koza bankaya yatırılan paradan da habersiz olması nedeniyle para devlet hazinesine kaldı. Ayrıca Raif Koza'ya 1999 tarihinden itibaren evi kullandığı için hesaplanan kira bedelini ödemesi, aylık 200 TL kira ödemesi yönünde ihtarname çekildi.

Bir fabrikadan emekli olan Raif Koza, "1969 yılında bu araziyi evle birlikte aldım. Tapu yoktu aldığımda, 1995 yılında da yer tapusunu aldım. Toplam 141 metrekare yerim vardı. 7 metrekaresi Kızılay'ınmış. Bu yerle birlikte tapulu yerimi de aldılar. Arazi benimken kiracı durumuna düşürdüler. Benden ayrıca oturduğum süre içerisinde kira parası da istediler. Satış Kızılay'a yapılmış ve bizim haberimiz olmadı. Tapuyu Kızılay almış ve şuanda hiçbir şekilde hak sahibi değiliz. Evden çıkmamızı istiyorlar. Nereye gideceğiz" dedi.

Hatice Koza ise hesaplarına yatırılan paradan haberdar olmadıklarını ifade ederek, "Kızılay bizi mahkemeye vermiş, eşim hasta olunca ilgilenemedi. Bize Kızılay evden çıkın diyor. 50-60 bin lira masraf yaptık. Bizim kredi borcumuz var, emekli maaşımızdan geriye 500 lira para kalıyor. Evi bizden alırken bankaya para yatırmışlar, ondan da haberimiz olmadı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Evden çıkın veya kira borcunu ödeyin diyorlar. Yaklaşık 12 bin lira kira borcu geriye dönük talep ediyorlar. Kızılay yetkileri ile görüştük bir şey yapamayacaklarını söylediler. Mahkemelerde uğraşıyoruz. Kendi yerimizde kiracı durumuna düştük. Yıllarca biriktirdiğimiz paralarımızla bu evi aldık, tapusunu aldık. Şimdi evimizi elimizden aldılar. Kızılay başkanı ve yetkililerin bize yerimizi geri vermesini istiyorum. Çok mağdur olduk, gece gündüz uykularımız kaçtı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Raif Koza ile röp

-Hatice Koza ile röp

-Evden detaylar

HABER: Ergün AYAZ-KAMERA: Orhan UZUN-İZMİT(Kocaeli), -

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Kızılay Koza Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Bitlis İl Emniyet Müdürü kimdir? Ortaç Şekerlioğlu kimdir? Bombacı Mülayim olayı ne, Bombacı Mülayim kim, adı ne? Bitlis, Bombacı Mülayim neden gözaltına alındı? Şans Topu sonuçları açıklandı mı? Şans Topu sonuçları ne zaman açıklanır? 17 Nisan 2024 Çarşamba Şans Topu sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır? 17 Nisan 2024 Sayısal Loto çekiliş sonuçları açıklandı mı? Sayısal Loto sonuçları saat kaçta açıklanacak? Sayısal Loto CANLI izle! 17 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 17 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 17 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 17 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 17 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 17 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 17 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 17 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Bugün İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! 17 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! 17 Nisan Adana elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Adana'da elektrikler ne zaman gelecek? Adana'da elektrik kesintisi! Akrep yenir mi? Akrep yemek helal mi, haram mı? DİYANET AÇIKLADI Servet Yardımcı hangi takımlı, Servet Yardımcıkimdir?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title