Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 1

1- ESENYURT'TA POLİS ATEŞ AÇAN 1 KİŞİ HAFİF YARALI ELE GEÇİRİLDİHaber: Çağatay KENARLI - Kamera: Soner Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul DHAEsenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerine, Örnek Mahallesi'nde şüpheli kişiler ve araçlar üzerinde uygulama başlattığı sırada ateş açıldı.

1- ESENYURT'TA POLİS ATEŞ AÇAN 1 KİŞİ HAFİF YARALI ELE GEÇİRİLDİ

Haber : Çağatay KENARLI - Kamera: Soner Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul DHA

Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerine, Örnek Mahallesi'nde şüpheli kişiler ve araçlar üzerinde uygulama başlattığı sırada ateş açıldı. Şüpheli bir kişi hafif yaralı olarak gözaltına alındı.

Henüz kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından, Esenyurt'ta uygulama yapan polis ekiplerine boş bir araziden ateş açıldı. Polis ekiplerinin ateşe karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Çatışma sonrasında polis ekipleri kendilerine ateş açan A.B. isimli bir kişiyi hafif yaralı olarak yakaladı. A.B.'nin üzerinde yapılan aramada 3 adet tabanca ele geçirilirken, inceleme sonrası uyuşturucu satmaktan aranmasının bulunduğu tespit edildi. Şüpheli A.B. gözaltına alınarak Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Araştırma Büro Amirliği'ne götürüldü.

Polis ekipleri olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Polis merkezinden görüntü

-Esenyurt Devlet hastanesinden görüntü

-Genel ve detaylar

04.02.2017 - 02.44 - Haber Kodu : 170204004

====================================

2- (ÖZEL)

ATATÜRK HAVALİMANI GİRİŞİNDE ŞÜPHELİ MİNİBÜS PANİĞİ

Haber-Kamera: Hüseyin ASLIYÜCE / İstanbul DHA

İstanbul Atatürk Havalimanı girişinde beyaz panelvan bir minibüs polisin dur ikazına uymayınca tekerlerine ateş açıldı. Minibüs 'U' dönüşü yaparak ters istikamete kaçtı.

Olay, saat 04.05 sıralarında Atatürk Havalimanı ana girişinde bulunan uygulama noktasında yaşandı. İddiaya göre, havalimanı girişinde görev yapan polis ekipleri şüphelendikleri bir panelvan aracı durması için ikaz ederek kontrol noktasına yönlendirdi. İçerisinde üç kişi bulunduğu belirtilen beyaz panelvan minibüs dur ihtarına uymayıp geldiği yönün ters istikametine hareket ederek kaçtı. Bu sırada uygulama noktasında ki polis ekipleri aracın tekerleklerine ateş açarak şüphelilerin peşine düştü. Yaşanan olayla ilgili Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ile Özel Harekat Şube Müdürlüğü ekiplerine bilgi verildi. Aracın ters yönde gittiği ve arkasından polis ekiplerinin takip ettiği öğrenildi.

Olaya ilişkin taksi şoförü Saffet Yiğit, "Şüpheli bir araç polis noktasına doğru geldi. Polis arkadaşlar hareketlerinden şüphelendi. ve aşağıya doğru çekmesini rica etti. Araç durmayıp üstlerine doğru gidince polis ateş etmeye başladı. Araçta U dönüşü yaparak ters istikamete doğru hareket etti. Durum bundan ibaret. Rabbim bizi böyle vatan hainlerinden polisimizi askerimizi korusun" dedi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Atatürk Havalimanı girişinden görüntü

-Girişteki Özel Harekat ve polis ekiplerinden görüntü

-Kontrol noktasından araçlardan görüntü

-Taksici Saffet Yiğit röp.

-Genel ve detay görüntü

04.02.2017 - 06.06 - Haber Kodu : 170204008

===================================

3- REİNA KATLİAMINA İLİŞKİN SORUŞTURMA KAPSAMINDA 11 KİŞİ TUTUKLANDI

Reina saldırısı soruşturmasında, hakimliğe sevk edilen 11 kişi tutuklandı.

Haber: Ümit TÜRK / İstanbulDHA

Reina katliamına ilişkin soruşturma kapsamında aralarında saldırgan Abdulkadir Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva'nın da bulunduğu 11 kişi nöbetçi hakimlik tarafından tutuklandı.

11 kişi dün akşam saatlerinde savcılık tarafındanğın nöbetçi hakimliğe tutuklanma talebiyle sevk edilmişti. Hakimlik sorgularının ardından 11 kişinini tümü, "Terör örgütü üyeliği ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından, ayrıca şüpheliler arasında yer alan Tuersung Xıanmıxıdıng ile Bakhtiiar Abdurashıdov "39 kez Kasten öldürmeye yardım" suçundan tutuklandı.

Savcılığın, hakimliğe gönderdiği sevk yazısında, Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva'nın saldırıdan sonra gerçek ismini gizliyerek Fatıma Abdurrahim kod ismini kulandığını, Nurullayeva'nın da DEAŞ terör örgütü mensubu olduğu belirtildi. Nurullayeva'nın iki DEAŞ mensubuyla birlikte Esenyurt'taki Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) evinde saklandıklarının tespit edildiği, Nurullayeva'nın buradan eşi Ortaköy saldırganı Masharipov ile buluşturulmak üzere Pendik'e naklettirildiği anlatılmıştı.

===================================

4- ANAOKULUNDAKİ ÇOCUĞUN BOYNUNDAKİ ÇİZİKLERE KARŞILIKLI SUÇLAMA

Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ / İstanbul DHA

Avcılar'daki bir ana okuluna 2 yıldan bu yana devam eden 6 yaşındaki A.B.Ç.'nin boynundaki izleri gören ailesi, çocuklarına şiddet uygulandığını savunarak şikayetçi oldu. Anaokulu yöneticileri çocuğa şiddet uygulandığı iddialarını kabul etmezken, çocuğun babasının öğretmen ve yöneticilere saldırdığını savundu.

Olay, çarşamba akşamı meydana geldi. Bir bankada çalışan iki çocuk annesi Seda Ç., saat 17.00 sıralarında anaokulu yöneticileri tarafından çağrılırken çocuğun sinir krizi geçirdiği belirtildi. Seda Ç., bunun üzerine otomotiv parçaları alanında çalışan eşi Uğur Ç.'yi arayarak birlikte anaokuluna gitti. Çift, ile görüşen okul yöneticileri A.B.Ç.'nin yaramazlık yaptığını, sinir krizi geçirdiğini belirtirken, çocuğunun boynunda tırnak izlerine benzer çizikler gören Uğur Ç. bunun nedenini sordu. Uğur Ç., "İlk anda herhangi bir şey göremedim. Fakat çocuğu incelediğimde A.B.Ç.'nin boğazında derin çizikler olduğunu gördüm. O sırada yanımıza gelen öğretmen, oğlumun boğazındaki çizikleri sınıf arkadaşının yaptığını söyledi. Okul yöneticisıne, 'Bana boynunun oyuncakla çizildiğini söylemiştiniz' dedim. Kendisine böyle söylendiğini ifade etti. Oğlum, arabada boynunu öğretmeninin tırnaklarıyla çizdiğini söyledi. Hışımla içeri girdim, kendilerine bağırdım ve o sırada yakınımda duran öğretmeni itekleyerek okuldan ayrıldım. Oğlumun boğazını çizerek yaralanmasına neden olan öğretmen ve okul müdüründen şikayetçiyim" dedi.

Burada çıkan tartışmadan sonra çift, Avcılar'da polise giderek anaokulu yöneticilerinden şikayetçi oldu. A.B.Ç'nin ifadesi Çocuk Şubesi'nde bir psikolog aracılığı ile alındı. Küçük çocuk ilçedeki hastaneye sevk edilerek rapor verildi.

SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER

Anaokulu yöneticileri ve çocuğa şiddet uyguladığı öne sürülen öğretmen ise, suçlamaları kabul etmedi. Uyumsuz olan öğrenci ile ilgili tüm görüntülerinin güvenlik kamerası ile kayıtlarda bulunduğunu, bunların birer kopyasının polis ve savcılığa verildiğini, aşırı sert tepki gösteren veli Uğur Ç.'nin, kendilerini tehdit ederek şiddet uyguladığını savundu. Adının yazılmasını istemeyen öğretmen, diğer velilerin yaramazlığı nedeniyle şikayetçi olduğu A.B.Ç'nin, arkadaşları ile kavga ettiğini, onu sakinleştirerek oradan uzaklaştırmak isterken kolundaki bileklikle boynunun çizilmesine neden olmuş olabileceğini söyledi.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Çocuğun boynundaki izlerin fotoğrafları

-Çocuk babasına öğretmeninin boynunu nasıl sıktığını gösterirken (Ailenin çektiği video)

-Baba ve annenin ana okulunda olanlarla ilgili anlattıkları

-Çocuk odasında oynarken

-Öğretmen güvenlik kamerası görüntülerinde olanları anlatırken

-Güvenlik kamerası görüntüleri

03.02.2017 - 22.31 Haber Kodu : 170203190

03.02.2017 - 22.32 Haber Kodu : 170203191

===================================

5- DEAŞ İDDİANAMESİ TAMAMLANDI

Terör örgütü DEAŞ'a yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28 tutuklu 35 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.

İddianamede, 6 şüpheli hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. ayrıca tüm şüpheliler hakkında, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından, terör örgütü DEAŞ mensuplarına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, tutuklu 6 şüpheli hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca tüm şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından terör örgütü DEAŞ mensuplarına yönelik soruşturma kapsamında, 23 Aralık 2016'da 41 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmişti. 28 şüpheli tutuklanmış, 5 şüpheli serbest bırakılmıştı. 8 şüphelinin ise firari olarak aranmasına devam ediliyor.

===================================

6- İSTİNAF MAHKEMESİ ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDAN 16 YIL CEZA ALAN SANIĞIN BERAATİNE KARAR VERDİ

Haber-Kamera: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA

İstinaf Mahkemesi, Marmara Ereğlisi'nde 2011 yılında o zaman 11 yaşında olan kız çocuğuna "Çocuğa cinsel istismarda" bulunduğu gerekçesi ile yerel mahkemede 16 yıl 10 ay 15 gün ceza alan 76 yaşındaki A.E.'yi, Aralık ayında tensip zaptıyla tahliye, bugünkü duruşmada da beraatine karar verdi.

Silivri Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Ekim 2016 tarihinde, Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesinde 2011 yılında 11 yaşında olan C.O.'ya yönelik "Çocuğun zincirleme cinsel istismar" suçundan tutuklu yargılanan A.E.'yi 16 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, 16 yıl ceza verdiği A.E.'yi aynı gün adli kontrol şartı ile tahliye etti. A.E., savcılığın itirazı üzerine bir gün sonra 3 Ekim tarihinde yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Müvekkillerinin beraat etmesi gerektiğini öne süren sanığın avukatları, davayı İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı. Davanın geldiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, 14 Aralık 2016 tarihinde düzenlediği tensip zaptında, "Üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ve tutuklulukta geçirdiği süreyi" gerekçe göstererek sanığın tahliyesine karar verdi. 20. Ceza Dairesi, sanığın avukatlarının istinaf taleplerini karara bağlamak üzere bugüne duruşma günü verdi.

20. Ceza Dairesi'nde bugün yapılan duruşmaya sanık A.E., mağdur C.O. ve annesi L.C. ile dosyaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen bir avukat SEGBİS sistemi ile katıldı. Sorgusu yapılan A.E., eski ifadelerini tekrarladığını belirterek, "Böyle bir eylem olmamıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Mağdur C.O., eski beyanlarını tekrar ettiğini belirterek, sanıktan şikayetçi olduğunu ve cezalandırılmasını istediğini söyledi. Mağdur C.O.'nun Avukatı İbrahim Burak Eskici, dosyada suça ilişkin delillerin bulunduğunu belirterek, mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun da mevcut olduğunu söyleyerek yerel mahkemece verilen 16 yıl 10 ay 15 günlük cezanın yerinde olduğunu söyledi.

Sanığın avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu, dosyada suçlayıcı delil bulunmadığını, mağdurun çelişkili ifadeler verdiğini savunarak yerel mahkemenin kararının kaldırılarak müvekkillerinin beraatine karar verilmesini isedi.

SAVCI MAĞDURUN ANNESİNE ATIFLA BERAAT İSTEDİ

Esas hakkındaki görüşü sorulan Savcı Ali Parlar, yerel mahkemenin mahkumiyet kararını mağdur C.O.'nun beyanları doğrultusunda verdiğini belirterek, "C.O.'nun ifadesine atıf yapılarak mahkumiyet kararı verilmiş ise de; ihbarın yapılış biçimi, mağdurun annesi L.C.'nin aşamalardaki anlatımları arasındaki tutarsızlıklar, şikayetten vazgeçme dilekçesi vermesi, mağdurenin hükme esas alınan beyanında geçen iddiaları doğrulayacak yeterlilikte ve kesinlikte herhangi bir maddi bulgunun ve bu iddiaları doğrulayacak yan delillerin bulunmaması, L.C.'nin bir başka dosyada adliyeye intikal eden bir başka soruşturma dosyasında kayınpederi ve resmi nikahlı kocası hakkında da benzer nitelikte suçlamada bulunması, tüm dosya kapsamı gözetildiğinde sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyete yeterli, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığından, ortaya çıkan şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğinden sanığın beraatine" karar verilmesini istedi.

MAHKEME BERAAT KARARI VERDİ

Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan 20. Ceza Dairesi, Silivri Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanığa verdiği 16 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezasını kaldırarak, "Her ne kadar sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan dava açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından beraatine" hükmetti.

Kararında, sanığın bu suç nedeniyle gözaltına alınıp tutukladığına hatırlatan 20. Ceza Dairesi, sanığın bu nedenle hazine aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunduğunu, hazinenin ayrıca sanığın avukatlarına 3.990 lira vekalet ücreti ödemesine hükmetti.

AVUKAT: YARGITAY'A GİDECEĞİZ

Mağdur C.O.'nun Avukatı İbrahim Burak Eskici, DHA'ya yaptığı açıklamada bu kararı Yargıtay'a götüreceklerini belirterek, "Hukuka aykırı verilen bu kararı asla beklemiyorduk. Çünkü sanığın cezalandırılmasına yetekecek delil dosyada mevcuttur" dedi. Dosyada çocuğun ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin birden fazla raporun bulunduğunu söyleyen Avukat Eskici, bunların hepsinin yokmuş gibi sayılarak beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi.

"Mahkemenin unuttuğu bir husus var" diyen Avukat Eskici, "Çocuk istismarı dosyalarında şüpheden sanık yararlanır ilkesi sanık lehine değil, çocuk lehine yorumlanır. Burada korunması gereken en önemli husus çocuğun hukuksal menfaatidir. Bu mahkeme çocuğun hukuksal menfaatini bertaraf etmiştir, bu kararı temyiz edeceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Avukat İbrahim Burak Eskici'nin adliyeden çıkışı

-Avukat Eskici ile adliyenin önünde mini röportaj

-Adliyenin genel görüntüsü

03.02.2017 - 17.57 Haber Kodu : 170203152

===================================

7- CHP'Lİ ENGİN ALTAY: BU REFERANDUMDA HAYIR DİYEN HERKESİ TERÖRİST İLAN EDECEK İDİYSENİZ REFERANDUMA NE GEREK VARDI?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay

"Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticisi bir bakanın "Hayır demek 15 Temmuz'a evet demektir" gibi çok absürt, siyasetin hiç bir etik kuralına uymayan bir açıklamada bulundu. Bu referandumda hayır diyen, hayır çıksın diye uğraşan herkesi terörist ilan edecek idiyseniz bu referanduma ne gerek vardı? Bilakis hayır demek 15 Temmuz'u elinin tersiyle püskürten milletimizin demokrasi aşkının tecellisi demek olacaktır" dedi.

"Bu terör ne menem şeydir ki tıpkı 7 Haziran ile 1 Kasım'da olduğu gibi birden bire hortlayan ve sonra birden kesilebilen, sonra şimdilerde yeniden hortlayan bu terör saldırılarının AKP tarafından mı kontrol edildiği sorusunu akla getiriyor."

"Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz darbesini önceden haber aldı da bunu bir fırsata çevirmek için bunlara bir miktar yol verip sonra tepelerine mi çöktü? sorusu akla geliyor."

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM - Özgür EREN - Akın ÇELİKTAŞ / İstanbul DHA

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay İstanbul İl Başkanlığı'nda basın açıklaması yaparak gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Engin Altay "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sayın genel başkanı ve parti yöneticilerinin referandum süreciyle ilgili ısrarla ve inatla Türkiye'yi kamplaşma ortamına bir evetçiler- hayırcılar kutuplaşmasına çekmek için gösterdikleri gayreti, hırçınlığı anlamak mümkün değil. Biz ayrışma, kamplaşma ve kutuplaşma sadece terör örgütlerinin işine yarayacağını düşünüyoruz. Bu bakımdan bu referandumun siyasi partilerin meselesi değil artık son kararı verecek olan milletimizin takdiri çerçevesinde sonuçlandırılmasını arzu ediyoruz. Bu arzumuzla elbette TBMM'de yaşananları gördüğümüz vakit sayın başbakanın sayın genel başkanımızla ilgili 'millete bir dayatma yapıyor' açıklamasını garipsediğimi belirtmek isterim. Herkes biliyor ki bu anayasa sarayda yazılmıştır. Yine herkes biliyor ki TBMM'den gerek Bahçeli'den gerekse kimi AKP yöneticilerinin sayın milletvekillerimize yönelik olarak bir erken seçim şantajıyla TBMM'ye dayatılarak geçirildiği de hepimizin malumu. Şimdi TBMM'den erken seçim şantajıyla geçirilen anayasa milletimize de bir terör şantajı yapılarak milletin onayından geçirilmek isteniyor. Bunu ahlaki bulmuyoruz. Bunu etik bulmuyoruz. Bunu bu ülkenin geleceğine yönelik çok sakıncalı ve bu ülkenin çıkarlarının çok aleyhinde bir tutum olarak görüyoruz. Meclisten erken seçim şantajıyla bu anayasayı geçirmiş olabilirsiniz ama bu milletin terör şantajına boyun eğeceğini sanmıyorum. Tabi akla şu da geliyor. Bu terör ne menem şeydir ki tıpkı 7 Haziran ile 1 Kasım'da olduğu gibi birden bire hortlayan ve sonra birden kesilebilen, sonra şimdilerde yeniden hortlayan bu terör saldırılarının AKP tarafından mı kontrol edildiği sorusunu akla getiriyor. Siz milleti evet çıkmazsa terör artar, terör yaygınlaşır diye tehdide maruz bırakırsanız millette size der ki 'Bu teröristlerin ipi sizin elinizde mi?' der. Bu milletimize kaba, adi, küstahça bir şantajdır. Milletimiz başkanlık eksenindeki 7 Haziran seçimlerinde nasıl sarı kart gösterdilerse bu referandumda da aynı şey olacaktır" dedi.

"CHP VE HDP'Yİ YAN YANA GÖSTERME GAYRETİ"

Engin Altay "Sayın Başbakanın ısrarla ve inatla CHP ile HDP'yi yan yana gösterme gayretini de anlamış değilim. Başbakanın milletin önüne koydukları teklifi ya samimice anlatacak bilgiye sahip olmadığını ya da işin gerçeğini milletin sezdiğinden kaynaklı olarak CHP'nin yanına HDP'yi yaklaştırarak milletin aklıyla alay ederek böyle bir kamplaşma ortamını sürdürmesi bu ülkeye yapılabilecek bir kötülüktür. Başbakan PKK terör örgütünün yanına yerleştirecek birini arıyorsa aynaya bakmalıdır. Orada ta 2009'lardan itibaren başlayan Oslo süreçlerini, İmralı süreçlerini, Kandil süreçlerini ve son olarak Dolmabahçe süreçlerini görecektir" diye konuştu.

"HAYIR DEMEK 15 TEMMUZU ELİNİN TERSİYLE İTEN MİLLETİMİZİN DEMEOKRASİ AŞKININ TECELLİSİ"

Altay "Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticisinin eski bir bakanın 'Hayır demek 15 Temmuz'a evet demektir' gibi çok absürt, siyasetin hiç bir etik kuralına uymayan bir açıklamada bulundu. Bu referandumda hayır diyen, hayır çıksın diye uğraşan herkesi terörist ilan edecek idiyseniz bu referanduma ne gerek vardı? Bilakis hayır demek 15 Temmuz'u elinin tersiyle püskürten milletimizin demokrasi aşkının tecellisi demek olacaktır. Tam tersine evet demek tek adam yönetiminin, temel hak ve özgürlüklerimizin anayasal güvenceye bağlı bütün haklarımızın anayasal düzenden çıkarılarak bir kişinin iki dudağının ucuna teslim edilmesi yeni 15 Temmuzların yaşatılmasına ve yaşanılmasına vesile olur. Bu meselenin parti davasının ötesinde bir demokrasi meselesi olduğunun, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu TBMM'nin varlık sebebinin ortadan kaldırılmasına vesile olacak bu teklife millet meclisine sahip çıkarak, demokrasisine sahip çıkarak hayırlı bir karar verecektir" şeklinde konuştu.

"MİLLİYETÇİ OYLARA GÖZ KIRPIYOR ELEŞTİRİSİ"

Engin Altay "Cumhuriyet Halk Partisi'ni ülkücü oylara, milliyetçi seçmene göz kırpıyor eleştirisini de çok garipsediğimi ifade etmek istiyorum. Ülkücü olmak, milliyetçi olmak kimsenin tekelinde değildir. Bu teklifin karşısında sadece Kemal Kılıçdaroğlu yok. Bu teklifin karşısında Merak Akşener de var. Sinan Oğan da var, Koray Aydın da var, Saadet Partisi'nin genel başkanı da var. Bu teklifin karşısında Türkiye'nin refahını, huzurunu düşünen güçler var. Bu teklifin arkasında ise ben iki tane şahıs görüyorum. Biri Sayın Erdoğan, birisi sayın Bahçeli. Bu teklif geçsin diye el ovuşturanlar ise başta FETÖ, IŞİD ve PKK. Bir saflaşma olacaksa bir tarafta AKP'nin kimi üst düzey yöneticileri FETÖ, PKK ve DAEŞ vardır. Bir tarafta da ülkücüler, milliyetçiler, demokratlar, sosyal demokratlar, sosyalistler, liberaller vardır" dedi.

"15 TEMMUZLA REFERANDUM ARASINDA BAĞLANTI KURMAK 242 ŞEHİDİMİZİN RUHLARINA SALDIRGANLIK"

Yalçın Akdoğan'ın sözlerini değerlendiren Altay "Yalçın Akdoğan'ın 15 Temmuz ile bu referandumda bağlantı kurmasını milletin takdirinde çok olumsuz değerlendirileceğini biliyorum ama asıl 15 Temmuz'da şehit olan 242 şehidimizin ruhlarına yönelik bir saldırganlık olarak düşünüyorum. Onların kemiklerini sızlattırmak olarak görüyorum. Belli ki Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz hain darbe girişiminden nemalanmak, beslenmek konusunda oldukça kararlı görülüyor. O zaman da insanın aklına şu soru geliyor; Adalet ve Kalkınma Partisi 15 Temmuz darbesini önceden haber aldı da bunu bir fırsata çevirmek için bunlara bir miktar yol verip sonra tepelerine mi çöktü? sorusu akla geliyor. Sokakta herkesin sorduğu 15 Temmuz acaba kontrollü bir darbe girişi mimiydi bu beyanlarla bizim de aklımıza gelmeye başladı" diye konuştu.

SAYIN MİLLETVEKİLİMİZİN GEREĞİNİ YAPACAĞINI GÖRÜYORUZ

Bir basın mensubunun CHP'li Elif Doğan Türkmen'in 1.2 milyonluk iletişim faturası ile ilgili olarak CHP Genel Başkanı divandan istifasını istedi. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? şeklindeki soruya ise "Burada yapılan bir hukuksuzluk değildir. Bir ölçüsüzlük olduğu da vaka. Siyasetçinin yaptığı işlerde şuna bakmak lazım. Siyasetçinin yaptığı iş kamuoyunda müspet karşılık görmüyorsa yapılan işte bir eksiklik vardır, kusur vardır, ihmal vardır. Milletvekilimiz bir parça ölçüyü açmıştır. Ama belli ki kamu vicdanı bu işten rahatsızdır. CHP kamu vicdanını rahatsız edecek hiç bir iş ve işlemin içerisinde olmaz. Bu nedenle sayın genel başkanımız sayın Elif Doğan Türkmen'in başkanlık divanı görevinden ayrılmasını takdir etmiş ve talimatlandırmıştır. Sayın milletvekilinin de bu çerçevede gereğini yapacağını görüyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay'ın açıklamaları

-Altay'ın basın mensuplarının sorularını cevaplaması

-Genel ve detaylar

03.02.2017 - 19.45 Haber Kodu : 170203173

03.02.2017 - 19.46 Haber Kodu : 170203174

===================================

8- BARBAROS ŞANSAL HAKKINDA 3 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİYLE DAVA AÇILDI

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC)'den sınırdışı edildikten sonra gözaltına alınan ve nöbetçi hakimlikçe tutuklanan modacı Barbaros Şansal hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

TWEETLER DELİL OLDU

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Savcısı Umut Tepe tarafından hazırlanan iddianamede, Şansal'ın, "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. İddianamade Şansal'ın attığı tweetler delil olarak yer aldı.

"HİCİV OLARAK PAYLAŞTIM DEMİŞTİ"

İddianamede Şansal'ın yılbaşı gecesi sosyal medyadaki paylaşımları ve internet üzerinden yayınlanan video üzerine soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. Şansal'ın ifadesine @Terziyamağı isimli Twitter hesabının dışında başka bir hesabının bulunmadığı,Reina saldırısından sonra 03.00'da attığı tweetin amacının "3 farkı inanca sahip insanların mağdur edildiğine ilişkin olduğunu, kesinlikle ayrımcı, nefret ve kin dili kullanılmamıştır" dediği belirtildi. Yine ifadesinde sorulan video paylaşımına ilişkin ise, 00.13 sıralarında yeni yıl mesajı olarak paylaştığını belirterek "19 Ekim 2015'te Reportare isimli internet sitesinde bir röportaj vermiştim. Bu röportajın başlığı da '.... boğul Türkiye' idi. Videoda bu kelimeyi ayrımcılığa karşı bir hiciv olarak paylaştım. Hackerler tarafından bana telefonda hakaretler başladı. Bu nedenle tüm hesaplarımı ve iletişimimi tamamıyla kapattım. 1 Ocak 2017'den sonra hiçbir iletişim aracım yoktur. Suçlamayı kabul etmiyorum" dediği belirtildi.

VİDEO PAYLAŞIMI DOSYASI AYRILDI

İddianamede, Barbaros Şansal'ın paylaştığı söz konusu video ile Türk milletini aşağıladığı ancak bu suçun soruşturulma usulünün farklı olması nedeniyle ayrıldığı kaydedildi.

"UÇAKTAN İNDİKTEN SONRA CİDDİ PROTESTOLARA MARUZ KALDI"

İddianamede, Şansal'ın gözaltına alındıktan sonra getirildiği İstanbul'da uçaktan indirilirken sırada yaşanan olaylara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı, "Şüpheli söz konusu tweet paylaşımlarıyla yoğun bir şeklilde insanları tahrik ettiği bu nedenle de KKTC'den İstanbul'a getirilirken uçakta ve uçakta indikten sonra birçok vatandaş tarafından ciddi anlamda protestolara maruz kaldığı, farklı inanca mensup kişiler arasında çatışma varmış gibi algı oluşturmaya çalıştığı Alevi ve Sunni vatandaşlara karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmeye çalıştığı..."

Şansal'ın üzerine atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamde, yargılanmasının yapılarak cezalandırılması talep edildi.

===================================

9- METROBÜS ARIZALANDI UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU

Haber-Kamera: Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul DHA

Bahçelievler'de dün akşam saatlerinde Beylikdüzü istikametine giden metrobüste arıza meydana geldi. Arızalanan metrobüs çekici yardımıyla çekilirken, metrobüs yolunda uzun kuyruklar oluştu.

Dün akşam 22.00 sıralarında Beylikdüzü-Zincirlikuyu seferini yapan metrobüs, henüz bilinmeyen bir arıza nedeniyle Bahçelievler metrobüs durağında durdu. Bu sırada arıza nedeniyle metrobüs yolu Beylikdüzü istikametinde uzun araç kuyrukları oluştu. Kısa sürede arızalanan metrobüsün yanına gelen yol yardım ekibi arıza tespiti için çalışma yaptı. Arızalanan metrobüsün içindeki yolcular boşatılırken, yol kısa süreli kontrollü bir şekilde tek şeritten verildi. Arızalanan metrobüs çekici yardımıyla çekilerek garaja götürüldü, trafik normal akışına döndü.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Arızalanan metrobüs

-Metrobüs kuyruklarından görüntü

-Arıza ekibinin çalışması

-Metrobüsün çekiciye bağlanması

-Genel ve detaylar

03.02.2017 - 23.37 Haber Kodu : 170203195

===================================

10- THY UÇAĞINDA HIRSIZ ŞOKU

Haber: İbrahim YILDIZ / İstanbul DHA

İstanbul-Dubai seferini yapmaya hazırlanan Türk Hava Yolları'na (THY) ait uçakta yolcu alımı başladığı sırada Çinli bir yolcu, Fransız bir bayan yolcuya ait çantayı çaldı. Olay üzerine şahıs polis tarafından gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen olay şu şekilde gelişti: Türk Hava Yolları'nın dün saat 19.30'da TK-760 sefer sayılı TC-LKA kuyruk tescilli Boeing 777 tipi Dubai seferini yapması planlanan uçağı yolcu alımına başladı. Bu sırada Çinli L.J, Fransa uyruklu Sara Belabbes'in çantasını çaldı. L.J'nin çantasını aldığını fark eden Sara Belabbes durumu hemen kabin ekibine bildirdi. Olay üzerine uçağa polis ekipleri gelerek Çinli yolcuyu göz altına alırken, şikayetçi olan Fransız Belabbes ise ifadesi alınmak üzere Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Hırsızlık olayı nedeniyle Dubai seferinde rötar meydana gelirken, THY uçağı saat 21.18'de Atatürk Havalimanı'ndan havalandı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumhuriyet Halk Partisi Barbaros Şansal Engin Altay Esenyurt Politika Güncel Haberler

title