TÜM KATEGORİLER
Destici: Kimse Suç İşleme Özgürlüğüne Sahip Değildir
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Hiç kimse milletvekili oldu diye, seçildi diye suç işleme özgürlüğüne sahip değildir.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Hiç kimse milletvekili oldu diye, seçildi diye suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. Elbette seçimle gelen seçimle gitmelidir. Ama seçimle gelen, bu milletin varlığına, bu milletin birliğine kast etmek hakkına sahip değildir" dedi.
BBP, İstişare toplantısı için Kızılcahamam' da iki günlük kampa girdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Mustafa Destici, terör olaylarına değinerek, terörü lanetledi, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
RABBİM YAR VE YARDIMCILARI OLSUN
Destici, hain ve kanlı PKK terör örgütünün kahpe eylemlerine devam ettiğini belirterek "PKK'nın Diyarbakır da gerçekleştirmiş olduğu bombalı saldırıda hayatını kaybeden, şehit polislerimize, masum sivil vatandaşlarımıza yüce Allah'tan rahmet, yaralı polis ve masum sivil vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Bölgede hain PKK terör örgütün özellikle güvenlik güçlerimize karşı saldırıları devam ediyor. Bu saldırılara karşı kahramanca mücadele eden asker, polis ve mülki amirlerimizin, orada devletimiz adına vazife yapan herkesin rabbim yar ve yardımcı olsun" dedi.
OSLO GÖRÜŞMELERİ, HABUR REZALETİ UNUTULMADI
PKK ile mücadelenin 32 yıldır devam ettiğini vurgulayan Destici, "Bu süre zarfında ülkemizi çeşitli iktidarlar ve hükümetler yönetti. Bu süre zarfı içerisinde PKK'yla ciddi mücadelerin verildiği de oldu, hiç mücadele edilmediği gaflet içerisinde bulunulduğu süreçler de oldu. PKK ile el sıkışıldığı, müzakere ve pazarlık edildiği süreçlerde yaşadık. Oslo görüşmeleri, Habur rezaleti bunların başında gelmekteydi. Adına çözüm süreci dedikleri bu sürecin bir çözüm süreci olmadığını, bir bölünme süreci olduğunu, PKK'ya asla güvenilmemesi gerektiğini çünkü kendi aklıyla, kendi çizdiği yol haritasıyla yürümediğini, batının çeşitli strateji merkezlerinde oluşturulan ve ellerine verilen yol haritalarıyla yürüdüklerini dolayısıyla verdikleri sözün hiçbir kıymetinin olmadığı, niyetlerinin devleti bölmek ve ayrı bir devlet kurana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini bu çözüm sürecinin sadece kendilerine nefes alma, yaralarını sarma, güçlerine güç katma ve meşrulaşma süreci olarak değerlendireceklerini biz ifade ettik" diye konuştu.
BİZ UYARILARIMIZI YAPTIK
BBP olarak uyarılarını yaptıklarını dile getiren Destici, "Uyarılarımızı yaptık. Ama o günlerde uyarılarımız dikkate alınmadı. Bugün geldiğimiz noktada devleti yönetenlerin, iktidar edenlerin aklı başına gelmiş gibi gözüküyor. Çözüm süreci sonuna baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne kazandı, ne kaybetti, millet ne kazandı ne kaybetti ve PKK ne kazandı ne kaybetti diye baktığımızda bu sürecin karlı çıkan tarafın PKK olduğu çok açık ve net olarak görülüyor" dedi.
AMAÇLARI VE GAYELERİ
Destici, şöyle konuştu:
"PKK bütün bu süreçleri yaparken amaçlarından ve gayelerinden bir tanesi şuydu: Meşrulaşmak. Hem içeride meşrulaşmak, hem de uluslararası arenada meşrulaşmak. Maalesef çözüm süreci bunların ikisini de sağladı. İçeri de PKK muhatap alınınca bölge halkı PKK'nın safına geçti, ya da PKK'nın siyasi organizasyonunun içinde yer aldı ve onlara destek verdi. PKK hiçbir dönemde almadığı güçle meclisin 3. Büyük grubuna sahip oldu. Dışarıda özelikle Suriye de oluşturduğu PYD ve YPG vasıtasıyla ABD'nin ve Batının stratejik ortağı ve müttefiki haline geldi. Batı ülkelerinin Brüksel başta olmak üzere Avrupa Ülkelerinin başkentlerinde ofis açma ve muhataplılıkla karşı karşıya kaldı. En son Batı mahkemelerinin bir tanesinin verdiği karar gerçekten bu anlamda ne kadar meşrulaştığı ya da nasıl büyük bir mesafe aldığının, PKK'yı bir terör örgütü değil, özgürlük mücadelesi veren silahlı bir örgüt olarak tanımladılar."
BAŞINDAN BERİ ÖNERİLERİMİZ VARDI
"Devleti yönetenler bizim başından beri önerdiğimiz politikaları uygulamaya başlamış vaziyetteler" diyen Destici, şöyle devam etti:
"Biz ne demiştik, PKK ile mücadele sadece asker ve polisin yapacağı mücadele değil, PKK'nın tüm unsurlarıyla mücadele dilmesi gerektiğini ifade ettik. Finans kaynaklarına karşı mücadele edilmesi gerektiğini, devletten maaş alıp PKK'ya hizmet eden memurlar, öğretmenler, imamlar. Bunların tespit edilip işlem yapılması gerekir. PKK'nın yüzlerce sivil toplum örgütü var. Bunlar ile bire bir mücadele edilmesi gerekir. En büyük lojistiği saylayan belediyeler. Bizim Büyükşehir yasasına da şiddetle karşı çıkmamızın ve bu yasa o bölgede PKK'yı ne kadar güçlendirecek söylemlerimizin ne kadar doğru olduğu görülüyor. Dış desteğin kesilmesi. Özellikle bunlarla birlikte PKK'nın meclisteki siyasi uzantılarına dokunulması gerektiğini ve hukukun dışına kim çıkarsa çıksın mutlaka hukukun gereğinin yapılmasını, dokunulmazlıklarının kaldırılarak bunların hukuk önünde hesap vermelerini söyledik."
REFERANDUMLAR YAPTIK
Destici, "2012 yılında 29 ilde gerçekleştirdiğimiz referandumda halkımıza ve milletimize sorduk. Halkımızın yüzde 95'i dokunulmazlıkların kaldırılarak suç işleyen milletvekillerinin, özellikle PKK'ya yardım eden, sözcülüğünü yapan, sırtını dayayan, ülkeyi, milleti bölme adına her türlü organizasyonun, faaliyetin içinde olan, terörist cenazelerine katılan bu sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak yargılanmaları ile ilgili önlerindeki engelin kaldırılmasını istedik" diye konuştu.
MİLLETVEKİLİ OLDU DİYE SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP DEĞİLDİR
Yargının düğmeye bastığını ifade eden Destici, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti devletine kafa tutan, milleti bölmek için her türlü yasal ve hukuki olmayan faaliyet içerisinde bulunan, sırtını Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Milletine değil, PKK'ya, YPG'ye dayayan, terörist cenazelerine katılan ve bu anlamda her türlü propagandasını yapan hainler için hukuk sitemi devreye girdi ve yargı görevini yaptı. Biz bu operasyonların geç kalmış olmakla birlikte bugün yapılıyor olmasının PKK ile mücadelenin bir safhası olarak görüyoruz. Hiç kimse Milletvekili oldu diye, seçildi diye suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. Elbette seçimle gelen seçimle gitmelidir. Ama seçimle gelen bu milletin varlığına, bu milletin birliğine kast etmek hakkına sahip değildir. Bu milletin varlığına, bu milletin birliğine, kardeşliğine kast edenler bu ülkeyi bölmek için her türlü eylem ve çaba içerisinde olanlar elbette dokunulmaz değildir ve yaptıklarının hesabını vermelidirler. Bugün o hesap sorulmaktadır."
HAKKIN VE HUKUKUN YANINDA DURDUK
"Büyük Birlik Partisi olarak bugüne kadar hep adaletin, hakkın ve hukukun yanında durduk" diyen Destici, "Ama devletimizin varlığını, milletimizin birliğini, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü her şeyin üzerinde tuttuk. Bundan sonra da tutmaya devam edeceğiz. Partimizin geçmişine bakıldığında bu çok açık ve net bir şekilde görülecektir" dedi.
ÖNCE SİZ YASTIK ALTINDAKİ ALTIN VE PARALARI ÇIKARTIN
Ekonomi ile ilgili görüşlerini açıklayan Destici, "Ekonomik durum millete tüm çıplaklığıyla anlatılmalı, gerekiyorsa kemer sıkma politikalarına geçilmeli. Tasarruf teşvik edilmeli, ama bu tasarruf halktan değil devletten başlamalı. En yukarıdan başlayarak aşağıya doğru gelmelidir. Halk şunu görmelidir. Devleti yönetenler bir saltanat hayatı yaşamıyorlar, tasarruf ediyorlar. Halkı, milleti ve ekonomiyi düşünüyorlar. İsraf etmiyorlar demelidir. İsraf, soygun bir ülkede Ahlaksızlıktır. Reklamlarda izliyoruz. Yastık altındaki altınları ekonomiye sokulma gayreti vardır. Evdeki paraların ekonomiye sokulma gayreti vardır. Önce devleti yönetenler yastıkları altındaki paraları ve altınları götürüp bankaya yatırmalılar. Siz vatandaşa örnek olun ve güveni verin" diye konuştu.
BBP MİSYONUNA, KADROLARINA İHTİYAÇ VAR
Destici son olarak, "Bugün Büyük Birlik Partisi ve kadrolarına, misyonuna dünden daha fazla bugün ihtiyaç vardır. Bu misyonu Allah'ın izniyle devam ettireceğiz. Kimsenin burayı yıpratmasına, engellemesine de müsaade etmeyeceğiz. Büyük Birlik Partisi dün de vardı, bugünde var ve yarında güçlü bir şekilde olacak Allah'ın izniyle" dedi.
- Ankara
