Derleme - "Akademisyenlerin Bildirisine Tepkiler" Başlıklı Haberimizi Derleyerek Yeniden...

Türkiye'de kendilerini "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" olarak adlandıran akademisyenlerin imzası ile yayımlanan bildiriye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanı sıra siyasi parti temsilcileri, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda gerçekleşen, "Kamu- Özel Sektör Tarafından Tamamlanan 99 Baraj ve Hidroelektrik Santrali'nin Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, bildiriyi Türkiye'deki 151 bin akademisyenden sadece bin 200'ünün imzaladığına dikkati çekerek, ortaya çıkan durumun çok düşündürücü olduğunu söyledi.

Bir hususu özellikle belirtmek istediğini ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Benim itirazım bu akademisyenlerin farklı düşünmelerine, farklı görüş ortaya koymalarına değildir. Türkiye'nin demokraside hak ve özgürlüklerde geldiği yer itibariyle hoşumuza gitmese de farklı görüşlere, düşüncelere, bunların ifade edilmesine elbetteki saygı duyuyoruz. Buradaki mesele kendilerine 'akademisyen' diyen bu kitlenin tamamı yalandan, saptırmadan, propagandadan oluşan terör örgütünün dilini, üslubunu kamuoyuna duyurmasıdır. Terör örgütü adına, elinize silah alıp kurşun sıkmanızla, onun propagandasını yapmanız arasında hiçbir fark yoktur. Bunun düşünce ve ifade özgürlüğü ile bir ilgisi kesinlikle bulunmuyor."Başbakan Ahmet Davutoğlu ise TÜBİTAK'ta düzenlenen Ar-Ge Reform Paketi Tanıtım Programı'nda yaptığı konuşmada, akademisyenlerin yayınladığı bildirinin hedefinin açık olduğunu belirtti.

Burada sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin değil aynı zamanda kamu düzeninin hedef alındığını ifade eden Davutoğlu, bildiriyle devletin meşru güvenlik birimlerinin, bölücü terör örgütünün militanlarıyla eşitlenmek istendiğini belirtti.

Davutoğlu, tek mesele ve gayelerinin, vatandaşların hiçbir terör örgütünün şiddet ve baskısına maruz kalmadan hayatlarını devam ettirmesi ve özgürce yaşaması olduğuna dikkati çekerek, şu ifadelere kullandı:

"Bildiriye imza atan ve bir kısmı da yurt dışında yaşayan akademisyenler bu bildirinin mahiyetinden haberdar mıdır? Haberdar oldularsa aynı anlayışı demokratik yolla seçilmiş yönetimlerine teklif edebilirler mi? Gayri hukuki hiçbir uygulamaya bu ülkede müsaade edilmez. Her türlü ayrımcılığı reddederek bütün vatandaşların hukukunu korumak, hükümetimizin yegane varlık sebebidir. Vatandaşlarımıza hayatı zehir eden terör örgütü ve terör örgütüne mensup teröristlerle mücadelemiz hukuk ve adalet terazisine halel getirmeden devam edecektir."

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici bildiriye tepki göstererek, "Sözde aydın taifesine sesleniyoruz. Güneydoğu'da PKK'ya karşı yapılan operasyonların durdurulmasını istemeleri en hafifiyle bir alçaklıktır. Bu alçaklara diyoruz ki, hadi bakalım şimdi de polis lojmanlarına yapılan saldırılar için bir açıklama bekliyoruz. Şimdi cübbelerinizi giyin ve bunun için de bir bildiri yayınlayın. Eğer bu saldırıları lanetlemezseniz alçaklığınız, hainliğiniz tescillenmiş olur. Lojmanlarda ölen polis eşinden, çocuğundan ne istedin ey PKK" dedi.

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak akademisyenlerin bildirisine ilişkin, "Ülkemizi yaşanamaz hale getirmeye uğraşan terör örgütü ve yandaşlarının faaliyetleri, 'barış' gibi ulvi bir kelimenin arkasına gizlenmeye çalışılmış, askerimize ve polisimize yönelik saldırı ve cinayetlerden söz edilmemiştir" ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşlarının tepkisi

Sivil toplum kuruluşlarının da tepkisini sürdürdüğü söz konusu bildirinin ardından Hür Akademisyenler Derneği (HAKAD) tarafından "Teröre Sessiz Kalmayacağız" başlığıyla imza kampanyası başlatıldı.

HAKAD Başkanı Prof. Dr. Ali Gür, bildiriye imza atan akademisyenlerin akademiden uzak, kendisini akademisyen olarak gösteren ve topluma üstten bakan bir gruptan oluştuğunu vurgulayarak, "Akademimiz içerisinde son derece sağduyulu insanlar var ve bunlar Türkiye'nin çoğunluğunu temsil etmektedir" dedi.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan bildiriye imza atan akademisyeni kınadıklarını belirterek, toplumun fikir ve kanaat önderleri olması gereken akademisyenlerin barış karşıtı bir bildiri yayınlamasının ürkütücü olduğuna işaret etti.

-"Bunların amacı Türkiye'nin dış dünyadaki itibarına leke sürmektir"

Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi Başkanı Hasan Celal Güzel, 80 akademisyen adına yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin dış güçlerce desteklenen büyük bir terör saldırısının hedefinde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin Güneydoğu'da katliam yaptığını iddia edenler, teröristlerin ve dış destekçilerinin yanında yer almakta, Türkiye'ye ve Türk milletine ihanet etmektedirler. Bunların amacı Türkiye'nin dış dünyadaki itibarına leke sürmektir. Biz demokrasi ve insan haklarından yana Türk bilim adamları, akademisyenleri ve aydınları olarak devletin terörle mücadelesini destekliyoruz. Terör örgütlerinin doyurduğu bu hainler asla Türk akademisyenleri ve bilim adamlarını temsil edemez. Türkiyemizi üç buçuk hain ve teröriste böldürmeyeceğiz."

Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanvekili Muhiddin Okumuşlar, bildiride imzası bulunanlara ilişkin, "Bilgisi, birikimi, görgüsü ve görevleri itibarıyla terörün, teröristin, zulmün ve zalimin ne olduğunu, bu vandallara karşı devletlerin nasıl tavır geliştirmesi gerektiğini en iyi bilen kesim olması beklenen bu kişiler, kirlenmiş akıl, muhakeme ve gönülleriyle eğitim camiamızın yüz karalarıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Isparta Baro Başkanı Gökmen Gökmenoğlu bildiride imzası olan aydınlara tepki göstererek, "Açıklamayı yapmış olanlar gibi kendi ülkesinde eğitim almış, kadro almış, akademisyen olmuş, unvan sahibi olmuş hatta maaş almış ve almakta iken toplumu ile taban tabana zıt düşünen aydınlar, en tehlikeli aydınlardır" ifadesini kullandı.

Üniversitelerin bildiriye tepkisi

Akademisyenler ile üniversitelerin de tepki gösterdiği bildiriye değinen Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Bu tür yaklaşımları doğru bulmuyoruz. Biz bu devletin kanatları altında, huzur, birlik ve dirlik içinde yaşamayı arzu ediyoruz. Bütün çabalarımız da bu yöndedir" dedi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, "Üniversitemiz tüm kademeleriyle vatan için mücadele eden, demokratik yönetimin meşru güç kullanma yetkisine sahip güvenlik güçlerimizin yanında, ihanet içerisinde bulunanların da şiddetle karşısında olmaya devam edecektir" diye konuştu.

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ, güvenlik güçlerinin, 30 yılı aşkın süredir milletin başına musallat olan, çocuk, yaşlı, masum demeden insanları katleden terör örgütüyle kahramanca mücadele ettiğini vurgulayarak, "Güvenlik güçlerimizi, 'işkence, kötü muamele, kasıtlı ve planlı kıyım' ile suçlayan bu kişilerin, insan olan herkeste bulunması gereken doğru ile yanlışı ayırt etme yeteneğini kaybetmiş olduğunu düşünüyoruz" ifadesini kullandı.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinden bildiriye ilişkin, "Toplumların kalkınmasına ve gelişmesine öncülük etmesi gereken üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının bilimin gelişmesi, ülkenin huzur ve barışına hizmet etmesi gerekirken yayınladıkları bildiri ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni suçlayıcı ifadelere yer vermeleri, çarpık ve yanıltıcı bir anlayışın yansımasıdır" değerlendirmesi yapıldı.

Bahçeşehir Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Türkiye'nin güçlü ve demokratik bir devlet olduğuna işaret ederek, "Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir yerde olay varsa, Türkiye devletinin dışındaki güçleri oraya çağıramazsınız. Türkiye hukukun üstünlüğü olan bir ülkedir" dedi.

Bildiriye kendi üniversitelerinden bazı öğretim üyelerinin de imza attığını belirten Yücel, üniversite senatosunun bir toplantı yaptığını ve bildirinin kabul edilemez olduğu yönünde kurumsal karar aldıklarını kaydetti.

Recep Tayyip Erdoğan Ahmet Davutoğlu Enver Yücel Politika Güncel Haberler