Haberler

Demokratik Ekonomi Konferansı Sona Erdi

Güncelleme:

Demokratik Ekonomi Konferansı'nda; enerji, endüstri, tarım, inşaat, demokratik özerklik, köy komünleri, sağlık, eğitim, ulaşım, kadın gibi konularda yeni ve önemli kararlar alındı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyeleri ile bölgedeki ekonomi kurum ve kuruluşlarınca desteklenen Demokratik Ekonomi Konferansı sone erdi. "Toprağımızı, Suyumuzu, Enerjimizi Komünleştirelim; Demokratik Özgür Yaşamı İnşa Edelim" sloganıyla Van Nûda Kültür Merkezi'nde yapılan konferansın sonuç bildirgesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı ve Nusaybin Belediyesi eski Başkanı Ayşe Gökkan tarafından okundu.


Anlı, konferansın küresel kapitalizmin sürmekte olan derin krizinin küresel ekolojik krizle birleştiğini belirtti. Ortadoğu'nun su ve enerji kaynaklı bir bölgesel yeniden dizayn saldırısı altında olduğunu tespit ederek konuşmasını sürdüren Anlı, "Bunun bir parçası olarak Türkiye'de siyasal iktidarın her şeyi ticaretleştirdiği, metalaştırdığı ve şirket modeliyle yönetmeye çalıştığı vurgulandı" dedi.

KAPİTALİST MODERNİTE TEHDİDİ

Türkiye'nin dört bir yanında farklı etnik kimliklere, inançlara ve cinsiyetlere yönelik süren soykırımın Kürdistan'da gittikçe derinleştiğine vurgu yapan Anlı, konferansta Kürdistan'ın, emek, doğa ve kadın sömürüsünü yoğunlaştıran kapitalist modernitenin tehdidi altında olduğu tespiti yapıldığını dile getirdi. Kürt halkının 40 yılı aşkın süredir yürüttüğü mücadelenin sonucunda yarattığı örgütlülükle yeni bir yaşamı kurma iradesini açığa çıkardığını belirten Anlı, "Konferansımız gücünü kapitalist moderniteye karşı dünyanın dört bir yanında direnen kardeş halkların mücadelesinden almaktadır. Kadın öncülüğündeki Kobanê direnişinin eşit, adil ve özgür bir geleceğe olan umudumuzu pekiştirdiğine inanmaktadır" dedi.

SU TİCARİLEŞTİRİLMEMELİ

Anlı, "Tüm varlıklar için en temel yaşamsal gereksinim ve hak olan su ticarileştirilmemeli ve kar aracı durumuna getirilmemelidir" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bölgenin yerel hammadde ve kaynaklarının işlenmeksizin ihracata tabi olduğu ya da katma değeri düşük bir şekilde işlendiği ve yine bölgeye yüksek fiyatlarla satıldığı yapı değişmelidir. Meclislerin, komün ve yerel yönetimlerin bölgedeki ekolojik yapıya zarar verecek işletmelerin, çevre, insan ve bir bütün olarak doğa üzerindeki risk ve talanının kademeli olarak ortadan kaldırılmasının acil bir ihtiyaç olduğu ortaya konmuştur. Kullanılan enerji kaynaklarının geri dönüşümü olan ve çevreye zarar vermeyen türde olması gerektiği vurgulanmıştır."

TOPLUMSAL TARIM HAREKETİ, KÖY KOMÜNLERİ VE KOOPERATİFLER

Tarımda açığa çıkan işsizlik sonucu milyonlarca insanın yerinden edildiği, köylerin boşaldığını ve ekonomik yaşamın tahrip edildiğini anımsatan Anlı şunları söyledi:

"Yerelin kendi üretim biçim ve türleri kaybolmuştur. Bu nedenle doğaya ve topluma saygıyı esas alan yerelin ürün çeşitliliğini koruyan, ekolojik-ekonomik bir tarım modelini geliştiren ve toprağa-tarıma-köye dönüşü örgütleyecek toplumsal tarım hareketi, köy komünleri, kooperatifler vasıtasıyla oluşturulmalıdır. Hayvancılık, bir ek gelir kaynağı olarak değil, temel bir ekonomik faaliyet olarak görülmelidir. Endüstriyel üretim, toplumun sömürüsü ve doğanın yağmalanmasına yol açmadan, ekolojik, ekonomik-toplumsal ve öz yeterlilik çerçevesinde ele alınmalı, kullanılacak teknoloji ekolojik ve ekonomik olmalıdır.

TOPLUMUN HİÇBİR KESİMİ İŞSİZ BIRAKILAMAZ

Demokratik ekonominin emek yabancılaşmasına karşı, toplumsal emek bilincini geliştirdiğini söyleyen Anlı,"İşsizlik, açlık, yoksulluk ve bunlar üzerinden sağlanan sınıf hâkimiyeti reddedilir ve bu zihniyet politikalarına karşı, kolektif yaşam ve paylaşım esas alınır. Başta gençlik olmak üzere, toplumun tüm kesim ve bireyleri ekonomik üretime katılma hakkına sahiptir. Toplumun hiçbir kesimi işsiz bırakılamaz" diye konuştu

TİCARET TOPLUMUN DENETİMİNDE OLMALI

"Ticaret, toplumun denetiminde olmalı ve ekonomik faaliyetin sonuçlarından biri olarak değerlendirilmelidir" diyen Anlı, "Üretim ve tüketim arasında aracı birimleri en aza indirerek, tekelci karı baskılayan ve toplumsal ihtiyaçları gideren demokratik pazar anlayışı esas alınmalıdır. Toplumu sermayeye bağımlı hale getiren borçlandırma mekanizmalarına karşı dayanışmacı kredi ve fon mekanizmalarının oluşturulması, yerel pazarlar ve tüketim kooperatifleri aracılığı ile üretici ve tüketici arasındaki mesafenin yakınlaştırılması gerektiği vurgulanmıştır" dedi.

YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ

Yerel yönetimlerin, bugüne kadar merkezi yönetimi güçlendiren mali ve idari bir vesayet altında olduğunu hatırlatan Anlı, "Demokratik komünal ekonomi belediyeleri, ulus devletin yerel uzantısı olarak değil, demokratik özerk yerel meclislerle yerinden yönetimin bir bileşeni olarak ele alır. Toplumun kaynaklarını toplumsal yarar ilkesi çerçevesinde yerel gelişim için kullanmak, kadın merkezli kentler ortaya çıkarmak, kır-kent ekonomisini dengeli ve eşitlikçi bir yaklaşımla yeniden kurmak, katılımcı ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturmak Kürdistan belediyelerinin en önemli önceliği olmalıdır" diye konuştu.

Konferansta; enerji, su, ticaret, endüstri, tarım, inşaat, ulaşım, demokratik özerklik, köy komünleri, kooperatifler, yerel yönetimler, sağlık, eğitim, ulaşım ve kadın özgürlükçü demokratik ekonomi başlıklı kararları okudu. Bildirgenin sonunda, konferansın, "Kader Ortakkaya şahsında tüm Kobanê şehitlerine, Isparta'da yaşanan iş kazasında hayatını kaybeden mevsimlik kadın işçilerine, Soma'da, Ermenek'te, İstanbul'da, Zonguldak'ta, Şırnak'ta iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlere" adandığı vurgulandı. Sonuç bildirgesinin okunmasının ardından konferansta alınan kararlar başlıklar halinde okundu. Daha sonra delegeler toplu olarak hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kaynak: Temsilci / Güncel

Demokratik Ekonomi Konferansı Fırat Anlı Ekonomi Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title