Haberler

Demirtaş'tan Ağır Sözler

BDP Genel Başkanı Selahattin Damirtaş AK Parti'ye "Biz Vicdanen, Siz Siyaseten Akan Kandan Sorumlusunuz." Dedi.

Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 19 Ekim 2009'da Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye giriş yapan ve 4'ü çocuk 34 PKK'lıdan, 10 kişinin tutuklanması, 3'ü hakkında ise gıyabi tutuklama kararı çıkarılmasının ardından, geri kalan 13 kişinin yargılanmasına bugün Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmada, yalnızca 'adam kaçırma' 'gasp' ve 'tehdit' suçlarından daha önce tutuklan Kandil'deng gelen 8 PKK'lının sözcüsü Mehmet Şerif Gençdal hazır bulunurken, Kandil'den gelen ve haklarında 15 yıl ile 20 arasında değişen hapis cezaları istenen Gülbahar Çiçekçi, Vilayet Yakut ve Hamiyet Dinçer, Mahmur'dan gelen Bülent Aka, Sait Şedal, Hamsiye Zeydi, Mehmet Kaçan, Mikail Soydan, İsmail Ayas, Emine Sağat, Nurcan Tümeğ, Musa Tümeğ, katılmadı.

Duruşmayı, aralarında BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkan Vekili Ayla Akat Ata, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ve Van Milletvekili Özdal Uçer ile sivil toplum örgütünün temsilcileri de izledi.

GENÇDAL: İDDİANAME ELİME ULAŞMADI, SÜRE İSTİYORUM

Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, duruşmada hazır bulunan sanık Mehmet Şerif Gendal'a suçunu anlatıp savunması sordu. Gendal, iddianamenin eline ulaşmadığını belirterek, iddianamenin eline ulaşmasından sonra savunma yapmak için süre istedi.

Savcıda, davetiye çıkarılmasına rağmen duruşmaya katılmayan sanıkların savunmalarının tespiti için, haklarında zorla getirilme kararı çıkarılmasını talep etti.

9 PKK'LI HAKKINDA ZORLA GETİRİLME KARARI

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, sanıklardan Hamsiye Zeydi, Bülent Aka ve Hamiyet Dinçer'in adres tespitlerinin yapılmasını, diğer 9 sanık hakkında ise duruşmaya zorla getirilmelerini kararlaştırdı.

İÇİ BOŞ TENCEREYİ ATEŞE KOYDULAR, DİBİ YANDI

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, duruşmanın ardından duruşmaya gelenlere Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde seslendi. Demirtaş, geçen haftadan bu yana Türkiye'de hükümetin başlattığı açılımın tümüyle sona erdiği tartışmalarının yaşandığını, açılımın başından itibaren tasfiyeye dönüştüğünü söylediklerini ifade etti. Demirtaş, şöyle dedi:

"Hükümet, tencereyi ateşin üstüne koydu ama içine bir şey koymadı, şimdi tencerenin dibi yandı. Devlet silahlarını bırakıp gelenleri tutukluyorsa ve mahkemelerde adelet dağıtılmıyorsa Türkiye bitmiştir. Başbakan yargıya güven kalmadığını söylüyor. Bunun tabi kendi açısından söylüyor. Başbakan'ın güven kalmadığını dediği yargı barışı yargılamayaz. Mahkemelerin verdikleri kararlar siyasi çözümsüzlüğe hizmet ediyor. Bu işin birinci sorumlusu Başbakan'dır. Şikayet etmeye hakkı yok, Sayın Başbakan hesap vermek zorundadır. Türkiye'de herkes bunu iyi görmüştür. Hükümet, bütün çabası psikolojik harekatı toplum üzerinde uygulamaktır. Bu ülke AKP'den daha değerlidir. Başbakan oy kaybetmemek için gençlerin ölümüne göz yumuyor. Tek çözümü var diyoruz o da diyalogdur. Ordu ve PKK bile silahla çözüm olmaz derken, Hükümet ısrarla sorunu silahla çözmeye çalışıyor. Başbakan Tansu Çiller'in konuşmalarını aynı tekrar ediyor. İki haftadır ağzını savaşla açıp, savaşla kapatıyor. Eğer barışı getiremeyecekse o koltukta ne işi var? BDP olarak diyalog kurulsun diyoruz elimizi taşın altına koymaya hazırrız. Güvenlik zirveleriyle, güvenlik tedbirleriyle bu sorunun 30 yıldır çözülmediği ortadır"

AKAN KANDAN BDP VİCDANEN, HÜKÜMET İSE SİYASETEN SORUMLUDUR

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti'nin kendince kontrol edilebilir bir gerginliğin olmasını istediğini belirterek, "Başbakan taşeron lafıdır tutturmuş gidiyor, sanki demokrasi ve Kürt sorunu yokmuş gibi. Biz çık açıkla diyoruz. Kim taşeronsa, kim PKK'ya ihale vermişse açıklasın. Açıklayamıyorsan yalan atma"dedi. w

BDP'nin çözümde önemli bir aktör olduğunu ve projeleri olduğunu da söyleyen Demirtaş, şöyle dedi:

"BDP, 20 yıldır en deneyimli siyasi aktördür. Neden bundan faydalanmıyorsunuz. BDP ve hükümetin görevlendireceği kişiler gelsin oturup bir yol haritası oluşturalım. Biz vicdanen, siz siyaseten akan kandan sorumlusunuz. Basit diyalog kanalları varken siz savaş naraları atıp güvenlik zirveleri topluyorsunuz. Biz ölümleri ve savaşı kanıksamayacağız. ya AKP gidecek barış gelecek, ya da AKP düzelecek barış gelecek. Barış, AKP'den önemlidir. Dağdan silahlarını bırakıp gelenler ve operasyon nedeniyle köylerini terk edip mülteci kamplarınden gelenleri tutukladınız. Her birimizin beyni yüreği içerde ve tutukludur. 65 yaşındaki kadını tutukladınız. Bunu İsrail yapsa İsral dünyanın en faşist ülkesi, Başbakanı ise dünyanın en faşist başbakanı olarak ilan edilecekti. Mahkemeler baskı ve rehin alma aracı olarak çalışıyor. Mahkemelerde adalet dağıtılmıyor"dedi.

HALKALI VE DİYARBAKIR'DA CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMADILAR

Konuşmadan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, Ufuk Uras'ın PKK'nın ateşkes ilan etmesi ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Biz PKK silah bıraksın demiyoruz. Hatta barış konusunda bırakın çatlak, BDP'de büyük kenetlenme var. PKK silah bıraksın ama hükümet yolunu göstersin diyoruz. Bizim kadar kimse barışı isteyemez. Yeter artık diyoruz. Bu iş Kandil sorunu değil Kürt sorunudur. Kan akıyor. Bu kan nasıl duracak bunu konuşmalıyız. Bir insanın burnu dahi kanamasın çözüm için yol gösteriyoruz. Sayın Genelkurmay başkanıda istifa etmesi lazım. 30 yıldır ne yaptılar, hesap vermeleri lazım. Halkalı'da ve Diyarbakır'da can güvenliğini sağlayamadılar. İçişleri Bakanı istifa etmelidir. Kara ve hava harakatını kabul etmiyoruz. Bir örgüt silah bırakmak istiyor. Örgütü niye zorla eylemlere yönlendiriyorsunuz. Bizim içimiz kan ağlıyor. Karakolların önüne gidip canlı kalkan olduk. Yalan atıp halkı kandırıyorlar. İstenirse bir günde çözülecek bir sorundur. Hükümetin kendini taşeronun daniskasıdır"diye konuştu.

BARIŞ GELECEKSE SON ÖLEN İNSAN BEN OLAYIM

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtlerin kardeşçe yaşamak istediğini ve BDP'nin bunun teminatı olduğunu ifade ederek, "Ama, bizi bitirmeye çalışıyorlar. Biz siyasette ısrar ediyoruz. Son bir yıldır dağa çıkan gençlerin sayısında artış var. AKP bunu körüklemiştir, barış için canımızı vermeye hazırız. Barış gelecekse ölen son insan ben olayım başka ölümler olmasın. Görünen o ki bu iş giderek tırmanıyor. Çok kaygılıyız. Geçen yıl ortalık güllük gülüstanlıkken Başbakan barıştan söz ediyordu. Asıl bu dönemde barıştan söz etmesi lazım. Gidip mevzilerdeki durumu gördü. Bu ülkede savaş yaşanıyor. Bunun çözümü için cesur bir Başbakan lazımdır. Bu halk sen o koltukta oturasın diye 20 yaşındaki gençleri ölüme göndermek zorunda değil. Batsın bu koltuk" dedi.

Ferit ASLAN - Cem EMİR - Bayram BULUT / DİYARBAKIR - DHA

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title