Haberler

Davutoğlu: Çözüm Sürecinden Rahatsız Olan Gruplar Var

Güncelleme:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kürtlere yardım edebilmemizin sebebi Kürtlerin kendi bölgelerinde yönetimi idame edebiliyor, kontrol edebiliyor olması" dedi.

Davutoğlu, El Cezire televizyonuna verdiği röportajın ikinci bölümünde, "Biz hiçbir zaman Sünnileri terk etmedik. Iraklı Sünniler bunu çok iyi bilirler. Ben en tehlikeli zamanda Musul'a gittim, 2009'da bombalar patlarken. Kürtlere yardım edebilmemizin sebebi Kürtlerin kendi bölgelerinde yönetimi idame edebiliyor, kontrol edebiliyor olması. Eğer Musul Valisi de Sayın Barzani gibi kararlar alıp uygulama gücüne sahip olsaydı aynı yardımı orada da yapardık" diye konuştu.

"Şii bölgelerinde de Necef Valisi yakın dostumuzdur" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Oraya Türk şirketler gittiler, ellerinden geldiği kadar Irak ekonomisine katkıda bulundular. Biz bu anlamda Irak'ta hiç bir kesimi dışlamadık. Ama maalesef Amerikan işgali sonrasında Saddam Sünni olduğu için ve sistemde Sünniler sorumlu görüldüğü için Irak'ın bu yeni döneminde Sünniler sistemin dışına itildiler. Biz bunu defalarca kez söyledik. Halbuki Irak'ın birliğinin ana omurgalarından birisi Sünni Araplardır. Çünkü Arap olduğu için Şii Araplarla bir ortaklığı var, Sünni olduğu için de Iraklı Kürtlerle bir ortaklığı var. Türkmenler de Sünni ve Şii unsurlar barındırdığı için bu çimentonun bir parçası. Eğer Sünni Araplar sistemin içerisinde tutulabilselerdi bir tutkal bir Irak'ı bir arada da tutabilirdi. Ama maalesef Maliki döneminde bütün Sünni siyasilerin sistem dışına itilmeleri Irak'ta bu parçalı siyaseti ortaya çıkardı."

-Biden'in, Türkiye'den özür dilemesi-

Davutoğlu, "İbadi ile ABD Başkan Yardımcısı Biden'in Türkiye ve Arap Körfez ülkelerinden özür dilemesini garipsediği yönündeki açıklamasını görüştünüz sanırım doğru mu" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Doğrusu o açıklamayı görmedim ama hata yapan Türkiye'den özür diler. Bunu da herkes bilmeli. Biden Türkiye'den özür dilemeliydi. Çünkü Türkiye'ye haksız bir ithamda bulundu ve özür de diledi. Bir telefon görüşmesi ve üç kere özür diledi. İsrail de Türkiye'den özür diledi. Çünkü bize haksızlık yapandan özür talep etmek bizim hakkımızdır. ve hiçbir şekilde izzetimizi ve onurumuzu çiğnetmeyiz. Sayın Abadi'nin böyle bir şey demiş olması ihtimali olduğunu düşünmüyorum. Telefonda da görüştük. Ama böyle bir açıklaması varsa son derece yanlış bir açıklamadır. Biz Irak halkının dostuyuz. Irak halkının izzeti bizim izzetimizdir. Türkiye'nin izzeti de Irak halkının izzeti olması gerekir. Türkiye'yi herhangi bir şekilde itham eden bir şekilde kim olursa olsun özür dilediğinde bundan Irak Başbakanının memnun olması gerekir. İsrail özür dileğinde eminim bütün İslam dünyası da memnun olmuştur. Türkiye, kimseye yalan söylemez. Türkiye, kimseye çifte standart uygulamaz. İlkeli bir politika takip eder. Bu ilkeli politikası sebebiyle de yanlış bir politika gördüğünde özür talep eder. Sayın Biden'ın özür dilemesi de bu anlamda kendisi açısından doğru bir adım olmuştur. Aksi takdirde tabii Türkiye'nin bu konudaki tutumu çok açık olurdu, olmuştur."

-Çözüm Süreci-

"Türkiye'nin içinde birçok önemli konuda mücadele veriyorsunuz ancak bunun belki en önemlisi Çözüm Süreci olsa gerek. PKK lideri Öcalan'dan gelen bir mesajda Çözüm Süreci'nde günler içinde adım atılmadığı takdirde bitirileceği yönünde duyumlar çıktı. Çözüm Süreci müzakerelerini ne zaman yeniden başlatacaksınız" sorusu üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bakınız, bölgede birçok ülke, birçok komşu ve dost ülke kendi içerisinde etnik ve mezhebi parçalanma yaşarken Türkiye Çözüm Süreci üzerinden kendi içindeki 30 yıllık bir meseleyi çözme iradesi gösterdi. Çözüm Süreci şu anda Ortadoğu'nun en önemli ve tek başarı hikayesidir. Çünkü teröre doğrudan yönelen bir etnik problem bu Çözüm Süreci suretiyle aşılmaya çalışılıyor. Bu konuda güçlü bir irade sergiledik hükümet olarak ve bu güçlü iradeyi devam ettiriyoruz. Ama bu Çözüm Süreci konusunda hiç kimse herhangi bir tahkik, sınır ya da müddet koyamaz. Hükümet olarak biz tüm taahhütlerimizi yerine getiriyoruz. Bu çerçevede de Çözüm Süreci'nin en önemli meselemiz olduğunu Başbakan olarak hükümeti kurar kurmaz yaptığım ilk açıklamada da Sayın Cumhurbaşkanımız da Cumhurbaşkanlığı açıklamalarında Çözüm Süreci en temel meselemizdir dedik."

Kürtlerle uzlaşı süreci tehlike altında olmadığını söyleyen Davutoğlu, "Öyle bir başarısızlık söz konusu değil. Tabii Çözüm Süreci'nden rahatsız olan gruplar var. Son olarak Kobani'de yani Ayn el-Arap'daki gelişmeleri bahane ederek Türkiye'de kargaşa çıkarmak isteyen gruplar oldu. Biz Meclis'e tezkere gönderdiğimiz gün Çözüm Süreci mekanizmasını da ilan ettik benim imzamla. Yani bunla şunu ilan ettik:  Bunu belli bir takvim içinde en kısa zamanda nihai noktaya getirmek istiyoruz. Önemli olan Türkiye'de etnik bir çatışma yaşanmaması ve Çözüm Süreci takviminin doğru bir şekilde işlemesi" dedi.

"Şimdi de bizim belirlediğimiz bir yol haritası var. Eğer bütün taraflar bu konuda özellikle de Çözüm Süreci'nin muhatabı olan kesimler üzerine düşeni yaparlarsa en kısa zamanda, önümüzdeki birkaç ay içerisinde istenilen mesafeye, noktaya gelinebilir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bizim tutumumuz açık ve nettir. Bu konuda atılacak adımları attık, atmaya da kararlıyız. Ama tabii bu tür süreçler tek taraflı yürüyen süreçler değildir. Diğer taraftan da aynı adımları aynı kararlılıkla görmek bizim açımızdan sürecin sağlığı bakımından elzemdir, gereklidir. Burada özellikle Türkiye'de kamu düzeninin ve Türkiye'deki istikrarın korunması bakımından herkesin mutabık kalması ve adım adım bu sürecin işletilmesi lazım. Eğer Suriye ve Irak'taki gelişmeler yaşanmasaydı daha kısa sürede bunu bitirebileceğimiz kanaatindeydik. Ancak Suriye ve Irak'taki gelişmeler, özellikle son dönemde yaşanan gelişmeler tabii ki Türkiye içinde atılacak adımlar konusunda bazı sıkıntılar ortaya çıkardı. Ama nihai kertede bunu en kısa sürede bunu tamamlama konusunda kararlıyız."

Davutoğlu, "Cumhurbaşkanı, anamuhalefet partisi başkanını ağır bir şekilde eleştiriyor. Ülkedeki karışıklıktan sorumlu tutuyor, vatan hainliğine kadar gidebilecek ithamlar yöneltiyor. Durum bu kadar vahimse eleştirmek yerine neden ülkenin iç güvenliğini tehlikeye atanları yargı önüne çıkarmıyorsunuz" sorusu üzerine şunları belirtti:

"Türkiye bir hukuk devleti. Türkiye'de yargılama ve bir suçu takip etme belli kurallara bağlı. Türkiye'de son Kurban Bayramı'nın üçüncü, dördüncü gününden başlayan gösterilerde, şu ana kadar 35 vatandaşımız vefat etti. İkisi de polis bunların. 531 sivil araç, 631 resmi araç 1211 bina tahrip edildi. Bunların 214 tanesi okul. Burada bir vandalizm var. Benzer olaylar Londra'da, Paris'te 2005 yılında Londra'da gözüken ve yaşanan türde olaylar bunlar. Tabii bu vandalizm ve terörü yapanlar hesaba çekilecekler.  O günden bugüne kadar bin 200'e yakın kişi gözaltına alındı ve yaklaşık 150'si de tutuklandı. Kim bunları organize ediyorsa kim bu tür kanunsuz eylemlere girerse hukuk devletinin gereği olarak önce gözaltına alınırlar, sonra tutuklanırlar. Eğer mahkeme tutuklarsa. Şu anda yaklaşık 150 kişiyi mahkeme tutukladı. Ama Türkiye hukuk kuralları içinde bu olaylara yaklaşır, delil olduğu zaman gerekli cezalandırmalara gider. Yani yargılama süreci zaten başladı. Bu konuda kesinlikle taviz vermeyiz ancak hiç kimseyi de işlemediği bir suçtan ötürü cezalandırmayız."

-Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler-

Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere de değinen Davutoğlu, "Her şeyden önce şunu söylemek isterim:  Ben Mısır'da doktora tezini yaparken 1988'de Kahire'de yaşamış biri olarak demin de söylediğim gibi Kahire'ye aşığım. Mümkün olsa hayatımın bir kısmını Kahire'de geçirirdim. Mısır'ı da insanlık tarihinin en büyük medeniyet merkezlerinden biri olarak görürüm. Kahire sokaklarının her birini de tek tek bilirim" diye konuştu.

Mısır'daki darbeye karşı tutumlarının halka, ülkedeki hiçbir kesime hatta görev alan bürokrasiye veya görevlilere olmadığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de de darbeye karşıydık. Bize karşı da darbe teşebbüsleri oldu. Türkiye'de darbe sebebiyle 1960 yılında başbakan idam edildi. Bir başbakan, iki bakan idam edildi. 1980'de biz darbe yaşadığımızda ben üniversite öğretim üyesiydim. Hepimiz büyük tehlikelerden geçtik. Biz darbelerin ne getirdiğini bilen bir nesiliz. Cumhurbaşkanımız hapis yattı, yine böyle bir olağanüstü darbe döneminde. Hepimiz büyük çileler çektik. Onun için biz Türkiye'de seçilmiş bir yönetimin her ne surette olursa olsun, bir askeri lider veya komutan tarafından görevden alınmasına tolerans gösteremeyiz. Bu bizim için ilkesel bir konu. Mısır açısından bakıldığında bu Mısır'ın içişleri olarak görülebilir. Ama Türkiye açısından."

Mısır rejimine karşı tavırlarının Müslüman Kardeşler'i desteklemek olmadığını, bilakis darbe prensibine karşı olduğunu kaydeden Davutoğlu, bununla ilgili şu örnekleri dile getirdi:

"Bununla ilgili çarpıcı bir hatıramı nakledeyim:  Halk arasında Türkiye demokrasi değil de Müslüman Kardeşler yanlısı diye bir algı var. Dostum olduğu için bakınız, çok sevdiğimiz Arap dostlarımız bizi ziyarete geldiler geçen sene Mısır darbesinden sonra. Mısır'daki yönetimi yani darbeyi bir şekilde meşru görmek veya ilişki için bu sözü söylediler: 'İhvan-ı Müslimin'i desteklemeniz halinde Araplar arasında Türkiye itibar kaybeder. Niye İhvan'ı destekliyorsunuz?' Onlara şunu söyledim. Gelenler arasında liderler de olduğu için. Biri benim çok yakın dostumdu: İyad Allavi. Dedim ki: 'Sayın Allavi, Irak'ta 2009 yılında seçimi kazandığınızda biz sizin yanınızda durduk. O yüzden Maliki ile ilişkilerimiz bozuldu. Siz İhvan mıydınız? Değildiniz. Şii bir Müslüman olarak saygı duyduğumuz bir devlet adamıydınız. Seçimi kazanmıştınız, sizin yanınızda durduk. Sayın Fuad Sinyora ile de birlikteydik orada. Lübnan'da en zor zamanlarda Türkiye Sinyora'nın yanında durdu. Sinyora İhvan mıydı? Değildi ama seçim kazanmıştı. Ve Lübnan'da en zor zamanlarda Sayın Sinyora'nın arkasında durduğumuzu herkes bilir.

Başdanışman olarak çok mesaj götürdüğünü bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Eğer Mısır'da seçimi Mursi değil de ki Sayın Mursi'yi biz seçildikten sonra tanıdık ama diğer adayları, cumhurbaşkanlığı adaylarını daha önceden beri tanıyorduk. Eğer onlardan biri kazansaydı ve o yönetimden alınsaydı ona da karşı çıkardık. Bir İhvan darbe yapmış olsaydı ona da karşı çıkardık. Bizimkisi ilkesel ve Mısır'daki bütün özgürlükçü aydınların, ister Müslüman Kardeşler mensubu olsun, ister Müslüman Kardeşler dışında herhangi bir sol, milliyetçi, liberal kesimden gelmiş olsun, hepsinin Mısır'da özgürlüğü savunmalarını bekleriz. Ha, Mursi yönetimi ile yakın dosttuk. Emin olun başka biri Mısır cumhurbaşkanı olsa onunla da aynı ölçüde dost olurduk. Ama Sayın Mursi'nin haklarını savunmak, seçilmiş bir liderin hukukunu savunmaktır bizim için. Mısır için doğru olan neyse onun olmasını isteriz. Şunu da kabul ederiz:  Bakınız, hepimizin açık ve dostça bunu konuşmamız lazım. Ben 2011 yılında Tahrir Devrimi sonrasında Mısır'a gittiğimde bütün o gençlerin gözlerinde büyük bir heyecan vardı, onur vardı, izzet vardı. Amerika'da ya da değişik yerlerde Mısırlıları gördüğümde kendilerine bir güven vardı. Aynı heyecanı şu an Mısır'da görebiliyor muyuz? Nereye gitti o heyecan."

-"Mısır hakkında tek düşüncemiz Mısır'ın iyiliğidir"-

Mısır'ın en büyük gücünün insan olduğunu, Mısır'ın da Türkiye'nin büyük doğal kaynakları olmadığını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz bu açıdan Mısır'a benzeriz. Mısır'ın da Türkiye'nin büyük doğal kaynakları yok. Coğrafyası var ve insanı var. Mısır halkı kendi insanını kaybetmemeli. Onlarca yıldır, ta 1930'lardan beri Mısır toplumunun bir parçası olmuş olan Müslüman Kardeşleri külliyen terörist ilan ederseniz o insanları sistemin dışına iterseniz o insan kaynağını değerlendirebilir misiniz? Türkiye'de yapılmıştı bunlar, 1997'de, 28 Şubat'ta. Ben üniversitelere alınmamıştım. Dünyada birçok üniversiteden davet geliyordu, Türkiye'de üniversiteler beni almaktan çekindiler yurt dışından geldiğimde. Kim kaybederdi eğer ben ülkemi terk etmiş olsaydım? Türkiye ve insanları kaybetmiş olurdu. Ben terk etmedim, mücadele ettim.

Şimdi bu kadar iyi yetişmiş insan unsuru, ister Müslüman Kardeşler olsun ister diğer gençlik hareketi, daha sonra birçok gençlik hareketi 30 Haziran darbesine katkı veren birçok gençlik hareketleri de dışlandı. Bizim Mısır hakkında tek düşüncemiz Mısır'ın iyiliğidir. Güçlü bir Mısır istiyoruz. Bölgenin de Arap dünyasının da güçlü bir Mısır'a ihtiyacı var. Güçlü Mısır halkıyla barışık Mısır'dır. Aynen Türkiye gibi. Şu anda Türkiye güçlü. Çünkü biz son 12 yılda üç seçim, iki mahalli seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi ve iki referandumla sürekli güç tazeledik. İsteriz ki Mısır'da da seçimler herkesin katıldığı adil seçimler olsun. ve seçilen lider kim olursa olsun dönemini bitirsin."

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'le görüşmesinde zikrettiği bir hususu aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir ülkede demokrasi olup olmadığının, dedim bir işareti var, çok görünür bir işaret. O ülkede eski cumhurbaşkanları ya da başbakanlar, güç kimdeyse ülkelerinde huzur içinde yaşayabiliyorlarsa orada demokrasi vardır, dedim. Ama maalesef baktığımızda bölgemizde birçok cumhurbaşkanı, birçok lider ya hapishanede Mursi gibi ya sürgünde ya mezarda. Bu şekilde bir siyasi değişim olmamalı. Siyasi değişim, o liderin başarısızlığına halk karar vermeli, younu kullanarak karar vermeli, rıza göstererek karar vermeli. Bugün milyonlarca insan sokağa çıktı diye bir lideri değiştirirsiniz yarın başka milyonlarca insan sokağa çıktığında o liderin de değişmesi gerekir. Bu bir kısır döndü oluşturur.

Bizim Türkiye olarak Mısır'a duamız vardır. Hiçbir düşmanlığımız yoktur. İyi niyetimiz vardır. Hiçbir art niyetimiz yoktur. Güçlü bir Mısır istiyoruz ama güçlü bir Mısır'ın da halkıyla barışık olması ile bunun olacağını düşünüyoruz. Düşüncelerimizi ifade etmemiz Mısır'a düşmanlık gibi görülmemeli. Türkiye ile Mısır'ın iyi ilişkiye karşılıklı olarak ihtiyacı var. Ama gözümüzün önünde, bir meydanda binlerce insan öldürülmüşse ve bir halkoyuyla seçilmiş birisi hangi ideolojide olursa olsun, askeri bir yönetimle değiştirilmişse sonra tekrar bir seçimle neredeyse tek bir kişinin katıldığı seçimle bir şey olmuşsa bunu eleştirme hakkımız var. Bizi de eleştirebilirler. Bizi de eleştiriyor birçok ülke başka sebeplerle. Biz nasıl bu eleştirilere cevap veriyor ve ilişkileri kesmiyorsak Mısırlıların da bizim kardeşçe uyarılarımızı, düşüncelerimizi ifade etmemizi düşmanlık olarak algılamaması lazım. İnşallah Mısır bu zor günleri aşacak. İnşallah Mısır'ın geleceği parlak olacak. Ben Mısır halkını tanıyan birisi olarak, Mısır halkının irfanını, Mısır halkının o derin gücüne, kurucu gücüne inanıyorum."

Davutoğlu, Mısır'daki darbenin istikbaline ilişkin soru üzerine sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünyada hiçbir yönetim meşruiyetini halktan almadan, halkın rızasını almadan, bu illa demokrasi olmayabilir, halkın rızası önemlidir. Burada biz demokrasi ihraç etmek peşinde değiliz ki. Halkın rızası önemlidir. Bazı ülkeler, çok geniş maddi imkanlar olur, az nüfuslu olur, demokrasi dışında da o halkı tatmin etmek mümkün olabilir. Ama Mısır gibi 80 milyonluk dinamik nüfusa sahip olan bir ülkede, halkın rızası ancak ve ancak oy vererek veya milli iradeyle olur. Bunu yapamadığınız zaman ki bunu yapamadığınız dönemlerde Türkiye dış borca muhtaçtı. 80'li yıllarda askeri ihtilal olduğunda Türkiye dış borç alıyordu.  Aynen bugün Mısır'ın almak zorunda olduğu gibi. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye IMF'ye borçluydu. Çünkü bizden önce yarı askeri bir rejim vardı. Bizim dönemimizde biz bütün bu borçları ödedik, kimseden yardım almadan 2013 yılında da kimseden yardım almadan bütün borcu bitirdik. Çünkü biz halkımıza dedik ki: 'Biz sizin için varız, sizin itibarınızı korumak için sizden fedakarlık bekliyoruz ve birlikte yeni bir Türkiye inşa edeceğiz.' Ve bunu başardıkça da halkın verimi ve çabası arttı.

Bize bir yerde bana sorduklarında yabancı finans kuruluşlarında 'Türkiye bu ekonomik başarıyı nasıl sağlıyor?' diye. Biz dedim, büyük doğal kaynaklara sahip değiliz. Sömürgeci bir ülke olarak da başka ülkeleri sömürerek de biriktirmiş değiliz bu kaynağı, bir kaynak. Birisi bize büyük paralar yüz milyarlarca dolar da vermiyor. Bizim tek kaynağımız var: İnsan, insan, insan. O insanı en iyi şekilde, insani kaynağımızı değerlendirmek durumundayız. Mısır'ın insanı da çok sağlam bir yapıya sahiptir. Önemli olan Mısır yönetiminin kendi insanına saygı duyması ve kendi insanının tercihlerine önem vermesi, ona saygı duymasıdır. Mısır, Arap dünyasının en büyük demokrasisi olma özelliğine sahip olabilirdi. Şu anda 2011'deki heyecan daha da ileriye taşınabilirdi. Ümit ederiz bir gün Mısır'ın gençliği kaderine, Mısır'ın kaderine hakim olacaktır."

- Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

KABİNE TOPLANTISI NE ZAMAN, SAAT KAÇTA? 16 Nisan Kabine Toplantısı gündemi nedir? Merkez Bankası'nın faiz kararı ne olur? Nisan ayı faiz kararı ne zaman açıklanacak? Resmi Gazete bugün (16 Nisan) kararları nedir? Resmi Gazete atama kararları 2024 belli oldu mu? 16 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 16 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! Threads hesabı kapanırsa Instagram da kapanır mı, ne olur? Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 16 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 16 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 16 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 16 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Elektrikler ne zaman gelecek? İstanbul'da elektrik kesintisi! 16 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 16 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 16 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 16 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Bugün İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! 16 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! 16 Nisan Adana elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Adana'da elektrikler ne zaman gelecek? Adana'da elektrik kesintisi! Süper Loto sonuçları açıklandı mı? 16 Nisan Süper Loto kazanan numaralar neler? Süper Loto sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title