Haberler

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (4)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Türkiye-Suriye sınırında ya da 'Suriye'nin Kuzeyi' diye ifade edilen o bölgede fiili durumlara bir müsamaha göstermemiz söz konusu değil. Oradaki etnik yapılarla oynamak, diğer gruplar üzerinde baskı kurmak ya da savaş suçu teşkil edecek eylemlerde bulunmak.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Türkiye- Suriye sınırında ya da ' Suriye'nin Kuzeyi' diye ifade edilen o bölgede fiili durumlara bir müsamaha göstermemiz söz konusu değil. Oradaki etnik yapılarla oynamak, diğer gruplar üzerinde baskı kurmak ya da savaş suçu teşkil edecek eylemlerde bulunmak... Bunları kabul etmemiz elbette mümkün değil. DAİŞ ile mücadele bahanesiyle oradaki coğrafyayla, demografiyle oynamak ancak Suriye'nin geleceğini daha da karartır. Bu konuyla ilgili sahadaki süreçleri yakından takip ediyoruz" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Bir basın mensubunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kaymakamlarla buluşmasında kullandığı "Gerekirse mevzuatı bir kenara koyun" ifadesiyle ilgili yaşanan tartışmaları sorması üzerine Kalın, şu yanıtı verdi:

"Son aylarda Doğu ve Güneydoğu'da belli belediyelerin ne tür yasa dışı faaliyetler içerisinde olduklarını gördük. Bunu yasal bir kılıfa uydurmaya çalışıyor olabilirler ama bu hendek ya da çukurların hangi makine ve ne tür imkanlarla kazıldığını artık herkes biliyor. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrı, doğrudan bununla ilgilidir. Yani devletin verdiği imkanları, devlet aleyhine kullanmaya çalışanların önüne geçmek amacıyla yapılmış bir çağrıdır. ve hala bu çukur siyasetinde de ısrar edenler, maalesef sanki bu onların bir müktesep hakkıymış gibi bu faaliyetlerde ısrar ediyorlar. Buna karşı devlet elbette tedbir almak zorundadır. Çünkü bundan en fazla orada yaşayan vatandaşlarımız mağdur olmaktadır. Yasa dışına çıkma diye bir şey söz konusu değildir. Yerel düzeyde bildiğiniz gibi belediye başkanı, kaymakamlık ve diğer mülki amirler, o bölgeyi belli bir görev paylaşımı içerinde beraber yönetirler. Burada yasalara aykırı bir faaliyet söz konusu olduğunda elbette buna müdahale etmek oradaki mülki amirin de en doğal hakkı ve görevidir."

Çözüm Süreci'ni istismar eden tarafın bölücü terör örgütü olduğunu belirten Kalın, yapılan istismar ve sabotaj nedeniyle tarihi bir fırsatın tepildiğini söyledi.

"Türkiye kazanımların gerisine düşmeyecektir"

Çözüm Süreci döneminde demokratik haklar, hukuki reformlar ve kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi anlamında çok önemli kazanımların elde edildiğini vurgulayan Kalın, "Türkiye elbette bu kazanımların gerisine düşmeyecektir. Bundan sonraki sürecin geleceği, terör örgütünün silah bırakmasına bağlıdır. O zaman da bu sürecin nihai amacı örgütün silah bırakmasıydı. Bugün de aynı hedef yerinde durmaktadır. Buradan başka bir mana çıkartmak yanlış olur. Bu böyle bir istismar ve sabotaj eylemlerinin hiçbir şekilde karşılık bulması mümkün değil. Biz bir taraftan kamu düzenini inşa ederken, öbür taraftan vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini garanti altına alacak adımları devlet olarak, hükümet olarak atmaya devam edeceğiz" dedi.

Kalın, "PYD'nin Afrin'in doğusunu kullanarak Cerablus'a girmek için harekete geçtiği" yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye-Suriye sınırında ya da 'Suriye'nin Kuzeyi' diye ifade edilen o bölgede fiili durumlara bir müsamaha göstermemiz söz konusu değil. Oradaki etnik yapılarla oynamak, diğer gruplar üzerinde baskı kurmak ya da savaş suçu teşkil edecek eylemlerde bulunmak, Telabyad'da bu yapıldı bildiğiniz gibi. Bunları kabul etmemiz elbette mümkün değil. DAİŞ ile mücadele bahanesiyle oradaki coğrafyayla, demografiyle oynamak ancak Suriye'nin geleceğini daha da karartır. Bu hiç kimsenin faydasına olmaz. Bu konuyla ilgili sahadaki süreçleri yakından takip ediyoruz. Müttefiklerle Cenevre'de yapılacak görüşmeler çerçevesinde bu konu etraflıca ele alınacak."

"Iraklı yetkililerle her düzeyde temas devam ediyor"

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye temaslarında "ABD ile Türkiye'nin Başika Kampı konusunda nasıl bir noktaya geldiğinin" sorulması üzerine ise Kalın, şöyle dedi:

"Başika'ya bildiğiniz gibi DAİŞ ile mücadele kapsamında askerlerimizi gönderdik ve bunu Iraklı yetkililerle yapılan müzakereler neticesinde gerçekleştirdik. Konu daha sonra başka bir yere çekildi. Misyon noktasında, hedef noktasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değil. Oradaki üssümüzün hem Peşmerge'ye hem Musul gönüllü birliklerine hem de diğer gruplara eğitim vermesine herhangi bir itiraz söz konusu değil. Iraklıların da kaygılarını giderecek şekilde bir süreç başlatılmış durumda. Bunun şekli biraz daha detaylandıkça kamuoyuyla da paylaşacağız. Şu anda orada birinci öncelik DAİŞ ile mücadele. Bizim için PKK terörüyle mücadelenin de önemli olduğunu bir kez daha çizmek isterim. Bu bağlamda Irak hükümetinin güven ve istikrar çabalarını, reform çalışmalarını desteklediğimizi de ifade etmek isterim. Iraklı yetkililerle bu bağlamda her düzeyde temasımız da devam ediyor. Son olarak bildiğiniz gibi Meclis Başkanımız İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı Parlamentolar Arası Birliği'nin dönem başkanı olarak Bağdat'a gitti ve dönem başkanlığını Irak Meclis Başkanına devretti. Orada da kendisi hem Irak Meclis Başkanı hem Irak Cumhurbaşkanı ile güzel görüşmeler yaptı. Bu konunun artık sorun olmaktan çıkması yönünde önemli adımlar atıldı. Çok yakın zamanda da bu prosedürlerin tamamlanması suretiyle bizim oradaki eğitim faaliyetlerimiz yeni çerçeve içerisinde devam edecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Zana görüşecek

Kalın, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Leyla Zana arasında görüşme tarihinin" sorulması üzerine, "Leyla Zana hanımefendi ile görüşme meselesini özel kalem de şu anda takip ediyor. Zannediyorum hem Cumhurbaşkanımızın hem Leyla Hanım'ın programlarının uygun olduğu bir zamanda bu kabulün gerçekleşmesi için arkadaşlarımız çalışmalarını yürütüyorlar" cevabını verdi.

"PYD'deki silahların PKK'nın eline geçmesinin söz konusu olup olmadığını" şeklindeki soruya ilişkin Kalın, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim bildiğimiz kadarıyla PYD'ye verilen silah değil mühimmattır. PKK'nın eline geçip geçmediği konusunu yakından takip ediyoruz. Bu bizim ulusal güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren bir konu. Baştan beri söylediğimiz, üzerinde ısrarla durduğumuz konulardan birisi de bu sınır bölgesinde fiili durumların, terör yapılanmalarının ülkemize zarar vermesini önleyecek tedbirleri almaktır. Bu konuyu biz en üst düzeyde dillendirmeye devam ediyoruz. Bununla ilgili gerekli tedbirleri de aldık. Böyle bir hareketlilik planı vardıysa bile bunların birçoğunun boşa çıkartıldığını ifade edebilirim. Çünkü sınırımızın güvenliği sadece o sınırdan ibaret değil, bizim ülkemizin güvenliği demek. Bizim açımızdan da tehdit neredeyse güvenliğin sınırını orada çizmek durumundayız. Suriye'nin şu anki kaos ortamında bu tedbirleri almak durumundayız."

Kalın, kamuoyunda yeni anayasa talebi yönündeki tartışmaları da memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Bizim Cumhurbaşkanlığı olarak anayasa teklifinde bulunmamız söz konusu değil. Bu Meclis'te yürüyecek bir süreçtir. Meclis'te oluşacak bir anayasa metninin herhalde oluşumu toplumun bütün kesimlerinin katkılarıyla gerçekleşeceği için Cumhurbaşkanı da bu konudaki görüşlerini, kanaatlerini ve tekliflerini farklı mecralarda ifade edeceklerdir" diye konuştu.

"Bölgedeki kanaat önderleri ki en çok ihmal edilen insanlardır bunlar"

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devam eden terör operasyonları ve bölgedeki durumla ilgili kanaat önderileriyle yaptığına bezer görüşmelerinin ilerleyen süreçte olup olmayacağının" sorulması üzerine Kalın, Erdoğan'ın bu tür siyasi ya da genel istişarelere önem veren bir lider olduğunu ifade etti.

Kalın, önceki hafta Beştepe Sofrası'nda bu konuyu ele aldıklarını anımsatarak, toplumun çok farklı kesimlerinden uzmanları davet edip, konuştuklarını aktardı. Bu tür toplantıların devam edeceğini bildiren İbrahim Kalın, "Buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Cumhurbaşkanımız bu tür toplantı ve görüşmelere her zaman açık olmuştur. Bölgedeki kanaat önderleri ki en çok ihmal edilen insanlardır bunlar. Orada hakikaten sahada olan insanlardır bunlar ama 'elinde silahı yok' diye sesi çıkmayan insanlar değildir. Bunlar, o sahada insanların içerisinde bulunan kanaat önderleridir, liderlerdir, koruculardır, aşiret liderleridir... O insanlarla da temas etmek gerekir çünkü onlar oralarda yaşıyor. Ayrıca siyasi temsilciler olur, meslek kuruluşlarının temsilcileri olur, bunları da çeşitli periyotlarla gerek buraya davet etmek suretiyle gerek başka ortamlarda elbette bu konuda görüşmeleri ve istişareleri devam edecek Sayın Cumhurbaşkanımızın" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hafta sonu başlayacak Latin Amerika ziyaretine de değinerek, ardından Afrika'ya da bir dizi temaslarda bulunmak üzere gideceği bilgisini verdi.

Kalın, Erdoğan'ın mart sonunda "Nükleer Güvenlik Zirvesi" dolayısıyla ABD'ye gideceğini de kaydetti.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Suriye Irak Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title