TÜM KATEGORİLER
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim değil, başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını herkes gibi onlar da gayet iyi biliyor. Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek asli görevlerindeki ihmallerinin, yani siyasi muhalefet eksikliğinin üzerini örtmeye çalışıyorlar." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 34. Muhtarlar Toplantısı'nda, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Antalya, Aydın, Denizli, Kocaeli, Kütahya, Muğla, Nevşehir, Rize, Sakarya, Sinop ve Tokat illerinden gelen muhtarlarla bir araya geldi.
Anayasa değişikliği teklifinin parlamentoda devam eden görüşmelerini değerlendiren Erdoğan, sürekli "tek adamcılık" söylemlerinin yapıldığını belirtti.
Erdoğan, "Ne tek adamcılığı. Eğer olayı buraya götürmek istiyorsan, bunun kaynağında siz varsınız, sizin iradeniz var. Bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanlarının valilik yaptığı, belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz. Eğer tek adamcılıksa bu... Eğer daha da gerilere giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Ben o defterleri açmak istemiyorum ama zamanı gelirse o defterleri de açarız." diye konuştu.
Türkiye'nin birçok şey gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar artık bu ülkede bu tür gelenleri, bu tür aldatmacaları yutacak bir millet yok. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek ve sandığa saygı duyacak. Milletin iradesine saygı duyacak, millet ne derse o olacak, bunu bilin." değerlendirmesini yaptı.
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" sözlerini anımsatan Erdoğan, bu dört sütunun biri dahi çökse dengenin korunamayacağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli saldırı altında olunduğuna dikkati çekerek, "Bu dört ayağın hepsini de güçlü tutarsak, saldırılar altında dimdik ayakta kalmayı başarırız. Gezi olaylarında ve bölücü örgütün başlattığı çukur eylemlerinde, milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine saldırıldı. İşte o zamanlar Türkiye'de bu oyunu oynayanlar, bakın dün Amerika'da Sayın Trump'ın basın toplantısında, orada yine bir yanlışlık yapıldı ve Sayın Trump da yine aynı o grubun muhabiri veyahut köşe yazarı neyse, onu orada benzetti. Demek ki böyle değil, kusura bakmasınlar." ifadelerini kullandı.
"Dinimizde DEAŞ gibi bir örgütün yeri yoktur"
"Bölücü terör örgütü, milli birliğimizle birlikte bayrağımızı, vatanımızı, devletimizi de hedef aldı. FETÖ'nün 17-25 Aralık darbe girişimindeki öncelikli hedefi, devletimizi ele geçirmekti." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'da ise çıtayı yükseltip tıpkı PKK gibi bu dört sütunun hepsine birden saldırdılar. DEAŞ derseniz, istismar ettiği kavramlar kimseyi aldatmasın. En başından beri bu toprakların, bu milletin, İslam'ın ruhuna, özüne, varlığına düşmanlık üzerine kurulu bir örgüttür bu örgüt. DEAŞ bize İslam'ı anlatmasın, bu millet İslam ile yoğrularak ayağa kalkmıştır. DEAŞ'tan İslam'ı öğrenmek gibi bir derdimiz yok bizim. Bizim inancımızda, bizim dinimizde DEAŞ gibi bir örgütün yeri de yoktur. Bu örgütü projelendirenler; Irak ve Suriye'deki dini, etnik, kültürel fay hatlarında zaten yaşanmakta olan kırılmaları çok iyi değerlendirerek, bölgeyi ateşe vermeyi başardılar. Dikkat ederseniz bu terör örgütlerinin kullandıkları araçlar yerli de olsa da kendileri doğal değildir, hepsi de sentetiktir, fabrikasyondur, kurgudur."
Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkelerden farklı olarak güçlü bir siyasi, kurumsal alt yapıya sahip olduğu için bu zehirlere karşı dayanaklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, bugün Türkiye'de terör örgütlerinin taban bulamaması ve yapılan kanlı eylemlerle arzu edilen fitnenin çıkarılamamasının nedeninin, hep birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkelerine sımsıkı sarılmaktan kaynaklandığını söyledi.
Terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin bu durumu gördükleri için senaryolarına daha ince ayar verme gereği duyduklarına değinen Erdoğan, artık eylemlerin sadece kan dökmeye ve toplumu yıldırmaya yetmediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da Ortaköy'de yılbaşı gecesi yapılan kanlı eylemin ardından olduğu gibi terör örgütlerinin destek kıtaları mahiyetindeki araçları hayata geçirerek, hayat tarzı, meşrep, mezhep gibi tartışmaları topluma takdim ederek, toplumsal hassasiyet noktalarına saldırdıklarını söyledi.
"Kim rejim tartışması açıyorsa..."
Ülkesinin, milletinin, devletinin yanında saf tutması gereken birtakım siyasilerin de bilerek veya bilmeyerek terör örgütlerinin değirmenlerine hala su taşıdıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim değil, başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını herkes gibi onlar da gayet iyi biliyor. Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek asli görevlerindeki ihmallerinin, yani siyasi muhalefet eksikliğinin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Dünya değişirken, bölgemiz değişirken, Türkiye değişirken 'Biz hiçbir şeye dokundurtmayız, her şey olduğu gibi kalsın' demek, bağnazlığın dik alasıdır."
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı görevine yeni başladığı dönemde, siyaset ve medyanın "Bunlar şimdi otobüslerde kadın erkek ayrımına gidecekler" dediğini anımsatan Erdoğan, "Sene 1994, sene 2016. Böyle bir şey gördünüz mü? Böyle bir şey yaşandı mı? Hep tezgah bu. Bunlar avara kasnak gibi dönüp durdular." değerlendirmesini yaptı.
"Hesaplaşmanın yeri neresidir, sandıktır"
Normal şartlarda iktidarı elinde bulunduranların mevcudu muhafaza etmeye, muhalefetin de değiştirmeye çalıştığının altını çizen Erdoğan, Türkiye'de çok uzun süredir işlerin tersine dönmüş durumda olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İktidarda olanlar değişim için, reform yapmak için mücadele ederken, muhalefet konumunda bulunanların bir kısmı statükoya gardiyanlık yapıyor. Hadi bu tavrı bir yönüyle 'tembellik' olarak niteleyip, bir kenara bıraktık. Çünkü Türkiye demokrasiyle yönetildiğine, milli irade belirleyici olduğuna göre bu hesaplaşmanın yeri neresidir, sandıktır. Peki terör örgütlerinin ülkeyi ve milleti köken ve meşrep farklılıkları üzerinden ayrıştırma çabalarına destek verme neyin nesidir? Ülkemizde kalleş bir terör eylemi üzerinden 'hayat tarzı' tartışması açmak, terör örgütünün orada döktüğü kanla dahi sağlayamadığı bir başarıyı kendi ellerinizle ona sunmak demektir."
Bu ülkede yaşayan, gözlerini gerçeklere kapatmayan, sırtını hakikatlere dönmeyen insaf ve vicdan sahibi kimsenin hayat tarzıyla ilgili bir sorun olmadığını çok iyi bildiğini aktaran Erdoğan, eğer bu konuda ileri gidilecek olursa en rahatsız olanın kendileri olacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kızlarına başörtüsünden dolayı Türkiye'de üniversite okutamadığını ve onları yurt dışına göndermek zorunda kaldığını anımsatarak, o ülkelerin devlet başkanlarının kendisine "Sizin ülke halkı Müslüman olan bir ülke değil mi? Niye orada okumuyorlar da buraya getiriyorsun?" diye sorduklarını anlattı.
Yanıt olarak, "Benim ülkemde inancına göre okuma özgürlüğü yok da onun için buraya getiriyoruz" dediğini aktaran Erdoğan, "İşte bakın biz 14 yıldır bunun mücadelesini verdik ama hamdolsun şimdi artık kızlarımız üniversitelerine, okullarına rahatlıkla, istedikleri gibi özgür bir şekilde gidebilir hale geldiler." diye konuştu.
(Sürecek)
