Çözüm Süreci Fırat'ın Doğusuna Mı Bağlı?

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin DAEŞ terör örgütünden temizlenmesi amacıyla 5 gün önce operasyon başlatıldı. Hava harekâtına Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait F-16'lar ve tanklar iştirak etti. Şanlıurfa Baro Başkanı Hikmet Delebe Suriye'ye başlatılan operasyonu değerlendirdi ve "Uluslararası koalisyonun görüşü dâhilinde alınan bir karar olması dikkate alındığında Suriye'deki iç barışı olumsuz yönde etkileyeceğini ben düşünmüyorum. Zira dediğim gibi PYD'de buna sert tepki vermiyor hatta Fırat'ın Doğusu'na tekrar çekilme yönünde karar aldığı dikkate alındığında bunun bölge barışına bir ölçüde hizmet edeceğine ben de buradan değerlendirmek istiyorum" şeklinde konuştu.

'DENGELER HER GÜN DEĞİŞEREK YÜKSELMEKTEDİR'
Baro Başkanı Hikmet Delebe, PYD'nin arkasına Batılı devletleri alarak bölgede DAEŞ'e karşı etkin mücadele verdiğini ifade ederek, "Bilindiği üzeri 2010 yılından beri yani yaklaşık olan 5 yıldan bu yana Suriye'de bir iç savaş yürümektedir. Bu iç savaştan en çok etkilenen Türkiye'ye gelmektedir ve iç savaşın başladığı ilk tarihten bu yana Suriye'deki dengeler her gün değişerek yükselmektedir. Orda özellikle örgütlü Kürt gücü olan PYD, Amerika ve Rusya devletlerinin de ve Batı devletlerinin de yardımını arkasına alarak orda çok ciddi bir manada DEAŞ'e karşı mücadele eden ciddi bir güç konumuna yükselmiştir. PYD'nin oradaki örgütlü gücü ABD ve Rusya olmak üzeri diğer devletlerin de dikkatini çekmiştir. IŞiD'e karşı etkili mücadele yapabilen tek yerel unsur Kürtlerin örgütlü gücü olan PYD'dir. Fakat Türkiye iç boyutlu bir kapsamanın bir uzantısı olarak PYD'ye baştan belli kırmızı kart göstermiş ve onun ki PYD'nin elde ettiği kazanımları her zaman tehdit unsuru olarak görmüştür. Son olarak da malum Cerablus'un PYD'nin eline geçmemesi için Türkiye gerekse karadan gerekse havadan Suriye'ye bir operasyon gerçekleşmiştir. Fakat Türkiye bu operasyonu yaparken özellikle Amerika Birleşik Devletleriyle istişare ederek gerçekleşmiştir" dedi.

'PYD'NİN UZATMIŞ OLDUĞU BARIŞ ELİNİ DE SIKMASI GEREKİYOR'
Delebe, operasyonların bölgedeki iç barışa katkı sunacağını belirterek, "Dikkat ettiyseniz burada PYD'nin de çok ciddi itirazları yok çünkü sanırım bu Türkiye'nin hamlesi Türkiye'deki Kürt sorunu çözülmesi için, Türkiye'deki iç barışın çözülmesi için bir hamle olarak da değerlendirilebilir. Bir de Joe Biden Türkiye'ye geldi ve malum aynı tarihlerde Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani de Türkiye'ye geldi ve bunlar aslında tesadüf olan gelişmeler değil. Zira çözüm sürecinin tekrar başlayacağına dair kamuoyunda ciddi beklentiler var. Aslında medyaya da yansıdığı üzere Sayın Barzani'nin de Erbil'de açıkladığı üzere, Barzani'nin Türkiye ziyareti daha çok Kürt sorununun çözülmesi için geride bırakılan barış sürecinin kaldığı yerden devam etmesine dönük bir ziyaret olarak ifade edildi. Burada tabi Türkiye'nin bir defa kendi Kürtleriyle barışık olması, kendi sorununun öncelikle çözülmesi gerekmektedir. Eğer Türkiye Kürt sorunu çözemezse, Kürtlerin bütün kazanımlarını tehdit olarak algılamaya devam edecektir. Elbette bu nüfusunun önemli bir kısmı Kürt olan bir devlet açısından yürütülen bir politika değildir. Özellikle bu bakımdan Türkiye'nin kendi iç meselesini çözmesi yani demokratikleşme ya da barış sürecinin kaldığı yerden yürütülmesi ve sonlandırılması barışla taçlandırılması gerekir. Ancak bunu tanıdıktan sonra dışarıdaki Kürtlerin kazanımlarını tehdit olarak algılamaktan vazgeçecektir. Bu bakımdan Türkiye'nin Suriye politikasının yanlış olduğunu defalarca kez ifade ettik. Çünkü DAEŞ gerçekten Türkiye'nin en büyük düşmanlarından bir tanesidir. Fakat Türkiye'nin orada mücadele eden güçleri kendisi için bir tehlike olarak algılamaması gerekiyor. Hatta PYD'nin uzatmış olduğu barış elini de sıkması gerekiyor. Çünkü dikkat edilirse PYD'nin Türkiye'ye karşı bir tutumu olmadığı gibi en küçük eylem bile söz konusu değildir. Rusya ve ABD oradaki Kürt gücüne destek vererek DAEŞ'i bitirmek istiyor ve hedefliyorsa, Türkiye de dünyadaki gelişmelere göre politika geliştirmelidir. Bütün dünya dengelerinin karşısında durup işleyiş politikasının da vermiş olduğu olumsuz bir yaklaşımla gelişmeleri görmezden gelmek, oradaki gelişmelere farklı bir tutum sergilemek Türkiye'nin hem iç barışı bakımından yanlış bir durum oluşturur" diye konuştu.

'SURİYE'DEKİ İÇ BARIŞI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM'
Delebe, "Fakat şu an Türkiye Cerablus'ta PYD ile karşı karşıya kalmasını gerektirecek bir durum değil. Zira gerek ABD gerek Rusya PYD ile eşgüdümlü olarak bu operasyonlara yeşil ışık yaktı. Bu Cerablus'a yönelik operasyonlara yeşil ışık yaktı. Yine medyadan da takip ettiğimiz kadarıyla PYD'de Fırat'ın Batısına tekrar çekilme kararı aldı. Doğrusu bizde gelişmelerin olumlu yönde seyredeceğini düşünüyoruz. Uluslararası koalisyonun görüşü dâhilinde alınan bir karar olması dikkate alındığında Suriye'deki iç barışı olumsuz yönde etkileyeceğini ben düşünmüyorum. Zira dediğim gibi PYD'de buna sert tepki vermiyor hatta Fırat'ın Doğusu'na tekrar çekilme yönünde karar aldığı dikkate alındığında bunun bölge barışına bir ölçüde hizmet edeceğine bende buradan değerlendirmek istiyorum" şeklinde konuştu.

'RUSYA PYD İLE EŞGÜDÜMLÜ OLARAK BU OPERASYONLARA YEŞİL IŞIK YAKTI'
Başkan Delebe, operasyonların Suriye'deki iş barışı etkilemeyeceğinin altını çizerek, "Fakat şu an Türkiye Cerablus'ta PYD ile karşı karşıya kalmasını gerektirecek bir durum değil. Zira gerek ABD gerek Rusya PYD ile eşgüdümlü olarak bu operasyonlara yeşil ışık yaktı. Bu Cerablus'a yönelik operasyonlara yeşil ışık yaktı. Yine medyadan da takip ettiğimiz kadarıyla PYD de Fırat'ın Batısına tekrar çekilme kararı aldı. Doğrusu bizde gelişmelerin olumlu yönde seyredeceğini düşünüyoruz. Uluslararası koalisyonun görüşü dâhilinde alınan bir karar olması dikkate alındığında Suriye'deki iç barışı olumsuz yönde etkileyeceğini ben düşünmüyorum. Zira dediğim gibi PYD de buna sert tepki vermiyor hatta Fırat'ın Doğusu'na tekrar çekilme yönünde karar aldığı dikkate alındığında bunun bölge barışına bir ölçüde hizmet edeceğine bende buradan değerlendirmek istiyorum" şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN DUYGUSAL REFLEKSLERLE HAREKET ETMESİ DOĞRU DEĞİLDİR'
Suriye'de oluşacak yönetim modeline Türkiye'nin de katkı sunması gerektiğini ifade den Delebe, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin Suriye'ye yaptığım müdahale aslında içinde başka tehlikelerde barındırıyor. Çünkü geldiği son aşamada oradaki halklarında karşı karşıya gelme riski söz konusudur. Başta da ifade ettiğimiz gibi Türkiye, Kütlerin oradaki örgütlü yapısını elde ettiği kazanımları kendisine yönelik bir tehdit olarak algılamaması gerekiyor. Çünkü en yakın örneği Irak'taki bölgesel Kürt Yönetimi. Malum Körfez Savaşı'ndan sonra oradaki yapı yavaş yavaş şekillenmeye başladığında en sert tepkiyi dünya devletleri içerisinde Türkiye yapmıştı. Fakat sonrasında da Irak'taki Kürt bölgesi federatif bir yapıya kavuştuktan sonra şu anda Türkiye'nin belki de Ortadoğu'daki en yakın müttefiki bu yapıdır. Bu bakımdan ileri de durumun hangi sonuçları vereceği peşinen bilinemez. Zamanında Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi'ni baş düşman olarak ilan eden anlayış şu anda Irak'taki bölgesel Kürt yapısıyla yakın temas içerisinde ve Ortadoğu'da güvenebileceği tek idare olarak da burayı görmektedir. Bu bakımdan Türkiye'nin duygusal reflekslerle hareket etmesi doğru değildir. Bölge analizini çok dikkatli şekilde tahlil etmek gerekmektedir. Umudumuz odur ki, Türkiye'nin Suriye'ye yaptığı çıkarma oradaki halkları karşı karşıya getirmez. Çünkü netice itibariyle er geç oradaki savaş sona erecek ve orada bir yönetim modeli ortaya çıkacaktır. Önemli olan halkların eşit temsiliyetine dayalı bir özgür Suriye modeli yaratmaktır. Bu bakımdan Türkiye'nin de bu modele bu yönde katkı sunması gerekmektedir." (Kaynak: Gazete İpekyol)

Şanlıurfa Güncel Güncel Haberler